Dicle Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi
DSpace@Dicle, Dicle Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

Güncel Gönderiler
Sosyal adalet liderliği ile kayırmacılık arasındaki ilişki
(Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2025) Tura, Mehmet; Dağlı, Abidin
Bu araştırmanın amacı, kamu ortaokullarında görevli öğretmenlerin algılarına göre okul müdürlerinin sosyal adalet liderliği davranışları ile kayırmacılık davranışları arasındaki ilişkiyi saptamaktır. Araştırmada, nicel araştırma yöntemlerinden betimsel ve ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini, 2022-2023 eğitim-öğretim yılında Diyarbakır İl merkezinde bulunan 110 ortaokul ve bu okullarda görevli 4920 öğretmen, örneklemini ise evrenden random yöntemi ile seçilen 35 ortaokul ve bu okullarda görevli 530 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada, Bozkurt (2017) tarafından geliştirilmiş "Sosyal Adalet Liderliği" ölçeği ile Erdem ve Meriç (2011) tarafından geliştirilmiş olan "Okul Yönetiminde Kayırmacılık" ölçeği kullanılmıştır. "Sosyal Adalet Ölçeği" 4 boyut ve 34 maddeden oluşmaktadır. Bu boyutlar; "Eleştirel Bilinç", "Paydaş Desteği", "Katılım" ve "Dağıtıcı Adalet'dir. "Okul Yönetiminde Kayırmacılık Ölçeği" ise 4 boyut ve 25 maddeden oluşmaktadır. Bu boyutlar; "Planlama", "Örgütleme", "Koordinasyon" ve "Değerlendirme"dir. Verilerin analizinde yüzde, aritmetik ortalama, frekans gibi tekniklerle birlikte t-testi, ANOVA, korelasyon yöntemleri ve regresyon analizi kullanılmıştır. Sosyal Adalet Liderliği ile Kayırmacılık davranışı arasındaki ilişkiler Sperman korelasyon katsayı kullanılarak incelenmiştir. Anlamlılık düzeyi 0,05 olarak alınmıştır. Araştırmada elde edilen bazı önemli bulgular aşağıdaki gibi sıralanabilir: • Öğretmenlerin kendi okul müdürlerinin sosyal adalet liderliği davranışına ilişkin algılarının genel ortalaması ölçek bazında "Katılıyorum" düzeyinde saptanmıştır. Öğretmenlerin algılarına göre ölçek bazında en yüksek ortalamaya sahip madde "Okulda ders dağılımını adil şekilde yapar." (Katılıyorum), en düşük ortalamaya sahip madde ise "Yeni fikirlerin tartışılmasına açıktır." (Katılıyorum) maddeleridir. • Öğretmenlerin kendi okul müdürlerinin sosyal adalet liderliği davranışına ilişkin algıları arasında öğrenim durumu değişkenine göre dağıtıcı adalet boyutu hariç geri kalan tüm boyutlar ve ölçekte, mesleki kıdem ve okul büyülüğü değişkenlerine göre tüm boyutlarda ve ölçek bazında anlamlı bir fark saptanmıştır. Cinsiyet, medeni durum ve sendikaya üye olma değişkenlerine göre ise öğretmenlerin algıları arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır. • Öğretmenlerin kendi okul müdürlerinin kayırmacılık davranışlarına ilişkin algılarının genel ortalaması ölçek bazında "Hiçbir zaman" düzeyinde saptanmıştır. Öğretmenlerin algılarına göre en yüksek ortalamaya sahip madde "Öğretmenlerin haftalık ders programlarının hazırlanmasında" (Hiçbir Zaman), en düşük ortalamaya sahip madde ise "Öğretmenler arasında, memleketlerine göre" (Hiçbir Zaman) maddeleridir. • Öğretmenlerin kendi okul müdürlerinin kayırmacılık davranışlarına ilişkin algıları arasında öğrenim durumu değişkenine göre değerlendirme boyutu hariç geri kalan tüm boyutlarda ve toplam ölçekte, cinsiyete değişkenine göre tüm boyutlar ve toplam ölçekte, kıdem değişkenine göre örgütleme boyutu hariç tüm boyutlar ve toplam ölçekte ve okul büyülüğü değişkenine göre tüm boyutlarda ve toplam ölçek bazında anlamlı bir fark saptanmıştır. Medeni durum ve sendikaya üye olma değişkenlerine göre ise öğretmenlerin algıları arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır. • Okul müdürlerinin sosyal adalet liderliği davranışı ile kayırmacılık davranışları arasında düşük düzeyde, negatif yönde ve anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Okul müdürlerinin sosyal adalet liderliği davranışları arttıkça öğretmenlerin kayırılma oranlarının azaldığı saptanmıştır.
Determination of bioactivities of Thesium aureum Jaub.&Spach species and elucidation of its phytochemical contenet by LC-MS/MS
(Dicle Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2025) Suliman, Helin; Yılmaz, Mustafa Abdullah
İnsanlar, çok eski zamanlardan beri çeşitli hastalıkları tedavi etmek gibi çeşitli amaçlar için doğal bitkisel malzemeler kullanmaktadır. Tıbbi bitkiler, modern ve geleneksel ilaçların, farmasötik ara maddelerin, besinlerin, besin takviyelerinin ve bitkisel ilaçların hayati bir kaynağıdır. Bitkiler, karmaşık hücresel yollardaki hedeflenen bileşenler üzerinde ayrı ayrı veya sinerjik olarak etkileşime girerek hareket eden birçok farklı molekül üretir. Bitkiler üzerinde biyolojik aktivite açısından bilimsel araştırma yapmak ve bitki bileşiklerini tanımlamak, yeni ve daha güvenli tedaviler keşfetmede bitkilerin önemine olan inançtan dolayı tüm dünyada aktif araştırma alanlarından biridir. Biyolojik etkilerden potansiyel olarak sorumlu olan fitokonstitüentleri araştırmak önemli olduğundan, araştırmamızda Thesium aureum türlerinin etanolik ekstresinin kimyasal bileşimini (esas olarak fenolik asitler ve flavonoidler) incelemek için sıvı kromatografi tandem kütle spektrometrisi cihazı kullanılmıştır. Thesium aureum türünün etanolik ekstresinde en yüksek konsantrasyona sahip bileşen kinik asit (199 mg analit/kg ekstre) olarak tanımlanmıştır. Ayrıca naringenin (3 mg analit/kg ekstre), luteolin (9 mg analit/kg ekstre), apigenin (3 mg analit/kg ekstre), krisin (5 mg analit/kg ekstre), akasetin (37 mg analit/kg ekstre), izo kuersitrin (9 mg analit/kg ekstre) ve hesperidin (49 mg analit/kg ekstre) varlığını belirledik. Ayrıca, tirozinaz, asetilkolinesteraz (AChE) ve bütirilkolinesteraz (BChE) enzimlerinin inhibisyonuyla ilgili biyoaktivite testleri yürüterek bu türün etanolik özütünün etkinliğini de inceledik. Ayrıca, Thesium aureum türünün etanolik özütünün antihiperglisemik etkinliğini, özellikle α-amilaz ve α-glukozidazı hedef alarak karbonhidrat sindirim enzimleri üzerindeki potansiyel inhibitör etkisini değerlendirerek değerlendirdik. Biyolojik aktiviteler ayrıca, (2,2-difenil-1-pikrilhidrazil) DPPH testi ve ABTS testi, metal şelasyon testi, demir ve bakır indirgeme potens yöntemleri (CUPRAC ve FRAP) ve toplam antioksidan kapasitesi (fosfomolibden) gibi serbest radikal temizleme aktiviteleri gibi antioksidan kapasitesi için farklı testler kullanılarak değerlendirildi. Tek bir test yeterli olmadığından antioksidan etkinliğini test etmek için birkaç yöntem yürüttük. Analitik teknikler, spektrofotometrik konsept kullanılarak gerçekleştirildi.
Ortaokul İngilizce öğretmenlerinin öğretim programı farkındalıkları ile bağlılıkları arasındaki ilişkinin incelenmesi
(Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Erkuş, Fikret; Kinay, İsmail; Kervan, Serdan
Öğretim programı uygulamalarının merkezinde olan öğretmenlerin programları uygulayabilme yeterliğine sahip olma gerekliliği, öğretmenlere öğretim programlarının uygulanmasında görevler ve sorumluluklar yüklemektedir. Bu yükümlülük öğretmenlerin öğretim programı farkındalıklarının ve öğretim programına bağlılıklarının önemini ortaya koymaktadır. Buradan hareketle, bu araştırmada ortaokul İngilizce öğretmenlerinin öğretim programı farkındalıkları ile bağlılıkları arasındaki ilişki incelenmektedir. Bu amaç doğrultusunda araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini 2023-2024 eğitim-öğretim yılı güz döneminde Diyarbakır ili merkez ilçelerindeki (Bağlar, Kayapınar, Yenişehir ve Sur) devlet okullarında ve özel okullarda görev yapan 550 ortaokul İngilizce öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise basit seçkisiz örnekleme yoluyla belirlenen 323 ortaokul İngilizce öğretmeninden meydana gelmektedir. Veri toplama araçları olarak Öğretim Programı Farkındalık Ölçeği (ÖPFÖ) ve Öğretim Programına Bağlılık Ölçeği (ÖPBÖ) kullanılmıştır. Betimsel istatistiklere ek olarak verilerin analizinde Mann-Whitney U testi, Kruskal Wallis testi ve Spearman sıra farkları korelasyon katsayısından yararlanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarında ortaokul İngilizce öğretmenlerinin öğretim programı farkındalığı alt boyutları olan psikomotor farkındalık, bilişsel farkındalık ve duyuşsal farkındalık ile öğretim programına bağlılık düzeylerinin yüksek olduğu görülmüştür. Psikomotor farkındalık, bilişsel farkındalık ve duyuşsal farkındalık üzerinde cinsiyet, yaş, mesleki kıdem, lisans eğitiminden mezun olunan fakülte, eğitim düzeyi ve haftalık ders saati değişkenlerinin bir etkisi olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Okul türü değişkeninin psikomotor farkındalık ve duyuşsal farkındalıkları üzerinde bir etkisinin olmadığı ama özel okullarda görev yapan ortaokul İngilizce öğretmenlerinin devlet okullarında görev yapan öğretmenlere göre bilişsel farkındalıklarının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Öğretim programına bağlılık üzerinde cinsiyet, yaş, mesleki kıdem, lisans eğitiminden mezun olunan fakülte ve eğitim düzeyi değişkenlerinin bir etkisi olmadığı görülmüştür. Ancak devlet okullarında görev yapan ortaokul İngilizce öğretmenlerinin özel okullarda görev yapan öğretmenlere göre ve 20 saat ve altında derse giren öğretmenlerin 21 saat ve üzerinde derse giren öğretmenlere göre öğretim programına bağlılık düzeylerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Öğretim programı farkındalığının alt boyutları ile öğretim programına bağlılık arasında orta düzeyde pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırmanın sonunda öğretim programına yönelik öğretmen görüşlerinin alınabileceği, okul türü ve haftalık ders saatinin bağımlı değişkenler olduğu deneysel araştırmalar yapılabileceği ve öğretim programı farkındalığı ve bağlılığına ilişkin nitel veya karma yöntemlerle yürütülen araştırmaların yapılabileceği gibi öneriler yer almaktadır.
Anadolu lisesi öğrencilerinin sınıf değerlendirme atmosferine ilişkin algıları ile İngilizce dersine yönelik tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi
(Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Yokuş, Hüsniye; Süer, Sedef
Bu araştırmada Anadolu lisesi öğrencilerinin sınıf değerlendirme atmosferine ilişkin algıları ile İngilizce dersine yönelik tutumları cinsiyet, sınıf düzeyi, okul türü, son dönem genel akademik başarı ve İngilizce not ortalaması değişkenleriyle incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden betimsel ve ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmada veri toplamak amacıyla İngilizce dersine yönelik tutum ölçeği ve sınıf değerlendirme atmosferi ölçeği kullanılmıştır. Araştırma 2022-2023 eğitim öğretim yılında Diyarbakır il merkezinde yer alan devlet/resmi Anadolu liselerinde öğrenim görmekte olan 9,10,11 ve 12. sınıf öğrencileri ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada küme tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Toplam 926 öğrenciden (9.,10.,11. ve 12. sınıflar) elde edilen veriler, SPSS paket programı yardımıyla analiz edilmiştir. Araştırma problemlerine yanıt aramak için çarpıklık ve basıklık değerleri hesaplanarak geneli itibariyle normal dağılım gösterdiği anlaşılan verilere parametrik yöntemler ile analizler yapılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde student t-testi, One way Anova, Kruskal Wallis H testi ve Pearson korelasyon analizi teknikleri kullanılmıştır. Verilerin analizi neticesinde, Anadolu lisesinde öğrenim gören öğrencilerin İngilizce öğrenmeye yönelik tutumlarında cinsiyet, sınıf düzeyi, anne ve baba eğitim düzeyi, takviye destek eğitimi alma ve liseye yerleşme şeklinin istatistiksel olarak etkili değişkenler olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte Anadolu lisesinde öğrenim gören öğrencilerin sınıf değerlendirme atmosferine ilişkin görüşlerine ise cinsiyet, anne ve baba eğitim düzeyi, takviye destek eğitimi alma ve liseye yerleşme şeklinin istatistiksel olarak etkili olduğu görülmüştür. Sonuç olarak da Anadolu lisesinde öğrenim gören öğrencilerin öğrenme odaklı değerlendirme atmosferi düzeyleri artıkça İngilizceden zevk alma, İngilizce ders dışı etkinliklere yönelik tutum ve İngilizce ders içi etkinliklere yönelik tutum düzeylerinin arttığı belirlenmiştir. Anadolu lisesinde öğrenim gören öğrencilerin performans odaklı değerlendirme atmosferi düzeyleri artıkça İngilizceden zevk alma, İngilizce ders dışı etkinliklere yönelik tutum ve İngilizce ders içi etkinliklere yönelik tutum düzeylerinin ise azaldığı görülmüştür.
Kemoterapi alan çocuğa bakım veren ebeveynlerin stresle başa çıkma düzeyleri ile bakım yükü arasındaki ilişkinin incelenmesi
(Dicle Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2025) Kazan, Ayten; Aydın, Leyla Zengin
Kemoterapi Alan Çocuğa Bakım Veren Ebeveynlerin Stresle Başa Çıkma Düzeyleri İle Bakım Yükü Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Öğrencinin Adı ve Soyadı: Ayten Kazan Danışmanı: Doç Dr. Leyla Zengin Aydın Anabilim Dalı: Hemşirelik Esasları Anabilim Dalı 1.1. Özet Amaç: Bu çalışma, kemoterapi alan çocuğa bakım veren ebeveynlerin stresle başa çıkma düzeyleri ile bakım yükü arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç Ve Yöntem: Eylül 2023-Nisan 2024 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Hastaneleri Çocuk Hastanesi çocuk hematoloji-onkoloji kliniği ve polikliniğine başvuran hastaların ebeveynleri ile yürütülmüştür. Çalışmanın örneklemini Çocuk Hematoloji-Onkoloji kliniği ve polikliniğine başvuran 141 ebeveyn oluşturmuştur. Çalışma verileri, "Kişisel Bilgi Formu", " Stresle Başa Çıkma Ölçeği (SBÖ)" ve "Kanserli Çocukların Aile Bakım Vericileri İçin Bakım Yükü Ölçeği" kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Ebeveylerin SBÖ toplam puanı ile Kanserli Çocukların Aile Bakım Vericileri İçin Bakım Yükü Ölçeği toplam puanı arasında negatif yönde, zayıf derecede ve istatistiksel olarak anlamlı ilişki tespit edilmiştir (p<0,05). Ebeveylerin yaş gruplarına göre SBÖ toplam puanları açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmiştir (F=5.253; p=0,002). Mesleklere göre SBÖ toplam puanları açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmiştir (χ2=9,862; p=0,046). Sonuç: Çalışmada, kemoterapi alan çocuğa bakım veren ebeveynlerin stresle başa çıkma düzeyini yaş ve meslek durumu gibi değişkenler etkilemektedir. Stresle başa çıkma düzeyi artıkça bakım yükünün azaldığı görülmektedir. Kemoterapi alan çocuğa bakım veren ebeveynlerin stresle başa çıkma düzeyleri ve bakım yükü ile ilgili daha fazla araştırma yapılması önerilebilir.