Yazar "Zincircioğlu, Burhanettin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Güneydoğu Anadolu Bölgesinde mezotelyoma tanlı olgularda tek merkez deneyimi(2009) Onat, Sedar; Güngör, Ateş; Şenyiğit, Abdurrahman; Zincircioğlu, Burhanettin; Işıkdoğan, Abdurrahman; Özekinci, Selver; Ülkü, RefikMezotelyoma seröz yüzeylerden kaynaklanan agresif seyirli bir tümördür. Sıklık sırasına göre plevra, periton, tunica vajinalis ve perikartdan kaynaklanır. Tüm dünyada mezoteloma için asbest fiberlerine maruziyet en önemli faktör iken daha nadir olarak radyasyon ve fibröz zeolit (erionite) diğer etyolojik faktörlerdir. Türkiye’de çevresel asbest maruziyeti bazı bölgelerde sıktır ve bu bölgelerde mezotelyoma sıklığı diğer bölgelerden belirgin olarak daha fazladır. Güneydoğu Anadolu bölgesi’de Türkiye’de çevresel asbest liflerine maruziyetin oldukça fazla olduğu bölgelerimizdendir. 2003-2007 yılları arasında Dicle Üniversitesi Tıbbi Onkoloji kliniğinde düzenli takip ve tedavileri yapılmış 45 malign mezotelyoma tanısı alan olgunun demografik özellikleri, uygulanan tedavi seçenekleri, uygulanan kemoterapi protokoleri ve tedavi yanıtları retrospektif olarak değerlendirildi. Olgular değerlendirildiğinde; hastalardan 13 (%28)’ünün şehir merkezinde yaşarken 32 (%72)’inin ise kırsalda yaşamakta olduğu saptandı. Yirmisekiz (%62.2) hastada plevral mezotelyoma saptanırken, 15 (%33.3) hastada peritoneal ve 2 (%4.5) olguda perikardial mezotelyoma saptandı. Platin-gemsitabine uygulanan gurupta tedavi yanıtı 6 (%20.6) olguda saptanırken, platin-pematraksat uygulanan gurupta tedavi yanıtı 5 (%31.25) olarak saptandı. Mesotelyoma Güneydoğu Anadolu bölgesinde diğer bölgelerden çok daha sık görülmektedir ve bu bölgede halen önemini korumaktadır. Mezotelyoma olgularında kemoterapi çoğunlukla palyatif amaçlı uygulanmaktadır. Ancak literatürdeki yanıt oranları yeni tedavi seçenekleri ile dahi oldukça düşük iken bizim olgularımızın tedavi yanıtları literatürden belirgin olarak daha düşüktür.Öğe Vena kava trombüsü bulunan Wilms tümöründe ameliyat öncesi kemoterapi: İki olgu sunumu(2000) Alan, Sait; Söker, Murat; Öztürk, Hayrettin; Zincircioğlu, Burhanettin; Dokucu, Ali İhsan; Bükte, Yaşar; Özçelik, CemalBurada sağ atriuma uzanan intrakaval Wilms tümörü bulunan iki olgunun kemoterapi (KT) sonrası ameliyat ile başarılı şekilde tedavisi sunulmaktadır. İlk olgu sağ böbrek kaynaklı ve sağ atriuma kadar uzanan intrakaval tümör trombüsü bulunan bir olguydu. Olgunun böbrek kitlesinde KT sonrası % 28 oranında küçülme sağlanırken, intrakaval trombus KT öncesi düzeyde sabit kaldı. Bu olguda cerrahi tedavi laparotomi ve sternotomi ile yapıldı. İkinci olgu iki taraflı Wilms tümörüne eşlik eden ve sağ atriuma uzanan intrakaval tümör trombüsü bulunan bir olguydu. Bu olguda KT ile her iki böbrek kitlesi ve intrakaval trombus % 80'e varan oranlarda küçüldü. Böbrek kitleleri ve intrakaval trombus eksizyonu sadece laparotomi ile gerçekleştirildi. Ameliyat öncesi uygulanan KT ile iki olguda elde edilen sonuçlar, cerrahi tedavinin zor olacağı varsayılan bu tür olgularda, öncelikli olarak KT uygulamasının daha doğru olacağını düşündürmektedir.