Yazar "Yeşil, Atakan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Herediter hemorajik telenjektazili bir vakanın, argon plazma koagülasyonu ve destek tedavisi kombinasyonuyla başarılı yönetimi(2013) Şenateş, Ebubekir; Kayataş, Kadir; Yeşil, Atakan; Şenateş, Banu Erkalma; Güçlütürk, Alper; Demirtunç, RefikHerediter hemorajik telenjiektazi, otozomal dominant geçişli, birçok klinik bulguyla karakterize, anormal vasküler formasyonla ilişkili nadir gözlenen bir hastalıktır. Biz bu vakada, gastrointestinal sistemin multiple bölgesinde (özofagus, mide korpus ve antrumu, duodenum) anjiodisplazik lezyonlarla seyreden, öyküsünde dört kez geçirilmiş miyokard infarktüsü bulunan, acil servise melena ile başvuran 65 yaşındaki olguya tanı anında yapılan argon plazma koagülasyon ve supportif yaklaşım kombinasyonun tedavi başarısını gözlemledik. Tanı anında uygulanan argon plazma koagülasyon ve bipolar koagülasyon yöntemleri bir çok çalışmada tercih edilen yöntemler olmuştur. Bu nedenle biz bu olgumuzda argon plazma koagülasyon yöntemini ve çalış- malarda etkisi kanıtlanmış konservatif tedavi kombinasyonunu tercih ettik. Bizim vakamızın argon plazma koagülasyon yöntemiyle beraber destek teda- visine verdiği hızlı cevap argon plazma koagülasyonun herediter hemorajik telenjiektaziye bağlı anjiodisplazik lezyonlarda seçkin tedavi yöntemi olduğu görüşünü desteklemektedirÖğe İnflamatuvar barsak hastalığı tanılı olgularımızda ekstraintestinal tutulum tipleri ve sıklığı(2013) Kayataş, Kadir; Koçhan, Koray; Gönen, Can; Yeşil, Atakan; Şenateş, Banu Erkalma; Erdem, Emrullah Düzgün; Şenateş, EbubekirAmaç: İnflamatuvar barsak hastalıkları; ülseratif kolit ve Crohn hastalığı olarak iki önemli hastalığı içerir. Barsak hastalıkları olarak nitelendirilmelerine rağmen sistemik tutulumları da mevcuttur. Bu çalışmadaki amacımız kliniğimizde yatırarak takip ettiğimiz inflamatuvar barsak hastalarındaki ekstraintestinal tutulum tiplerini ve sıklığını belirlemek, hastalık aktivitesiyle ilişkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışma gastroenteroloji kliniğimizde takip ettiğimiz inflamatuvar barsak hastalıkları tanısı olan 85 hasta üzerinde yapıldı. Hastalar 39 Chron hastası ve 46 ülseratif kolit hastasından oluşmaktaydı. Bulgular: Crohn hastalığı grubu ve ülseratif kolit grubu arasında yaş, cinsiyet, boy, vücut ağırlığı, beden kitle indeksi, eritrosit sedimentasyon hızı, C-reaktif protein, hemoglobin, hastalık süresi, ekstraintestinal tutulum sıklığı açısından istatistiksel anlamlı farklılık bulunmadı (p>0.05). Lökosit sayısı ortalaması Crohn hastalığı grubunda ülseratif kolit grubuna göre anlamlı düşük bulundu (p:0.003). Hastalar ekstraintestinal tutulum olup olmamasına göre ikiye ayrıldığında gruplar arasında yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı, beden kitle indeksi, C-reaktif protein, eritrosit sedimentasyon hızı, hemoglobin, lökosit sayısı, hastalık süresi açısından anlamlı farklılık bulunmadı (p>0.05). Ekstraintestinal tutulum tipleri sıklık sırasına göre: sakroileit (%40.7), artralji (%11.1), psöriazis (%11.1) artrit (%7.4), ankilozan spondilit (%7.4), iridosiklit (%7.4), primer sklerozan kolanjit (%3.7) ve üveit (%3.7) şeklindeydi. Hastalarda ekstraintestinal tutulum varlığı ile hastalık aktivitesi, tipi ve endoskopik tutulum bölgeleri arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Sonuç: Sonuç olarak inflamatuvar barsak hastalarımızda ekstraintestinal tutulum oranı Crohn hastalığı grubunda %38.46, ülseratif kolit grubunda %26.08 olmak üzere, literatürle uyumlu olarak sıktır. Hastaların tanı aldıkları andan itibaren ekstraintestinal bulgular açısından düzenli muayene ve takiplerinin yapılması önemlidirÖğe A potential treatment of nonalcoholic fatty liver disease with SIRT1 activators(Romanian Society of Gastroenterology, 2014) Çolak, Yaşar; Yeşil, Atakan; Mutlu, Hasan Hüseyin; Çaklılı, Özge Telci; Ulaşoğlu, Celal; Takir, Mümtaz; Köstek, Osman; Şenateş, EbubekirSirtuins (SIRTs) are members of the silent information regulator-2 family and act as nicotinamide adenine dinucleotide (NAD+)-dependent histone/protein deacetylases. The de-acetylation of proteins and histones results in an up-or down-regulation of gene transcription and protein function. In recent years, the regulatory action of the deacetylation activity of SIRT1 has been shown to have a positive impact on the pathophysiological mechanisms of nonalcoholic fatty liver disease (NAFLD). Among the effects of SIRT1 are: its healing activity on insulin sensitivity, thereby ameliorating glycemic regulation; its mimetic activity on calorie restriction; its antihyperlipidemic activity on lipid homeostasis via the liver, adipose tissues and skeletal muscles; its antiinflammatory activities; its protective effects against cardiovascular events and endothelial dysfunction; its positive influence on autophagy, apoptosis and cancer; and finally, its anti-aging activity. The current approach for the treatment of NAFLD involves the treatment of etiological factors and recommendation of life-style changes including more physical activity and a low-calorie diet. However, there are no specific medical treatments for NAFLD. The therapeutic potential of SIRT1 activity in the treatment of NAFLD discovered in humans has been presented in this article. In this review, the potential effects of SIRT1 activation on NAFLD-related pathophysiological mechanisms and on the treatment of NAFLD are discussed.