Yazar "Utanğaç, Mehmet Mazhar" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adölesan dönemi ve öncesinde yapılan sünnetlerin karşılaştırılması(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2013) Utanğaç, Mehmet Mazhar; Dağgülli, Mansur; Yağmur, İsmailAmaç: Bölgemizde adölesan döneminde ve öncesinde yapılan sünnetlerin komplikasyon oranlarının karşılaştırılması amaçlandı. Yöntemler: Yaşları 8 ay ile 20 yaş arasında olan 296 sünnet olmamış erkek çalışmaya dahil edildi. Hastalar 12 yaş altı ve 12 yaş üstü olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Bütün hastalara aynı üroloji uzmanı tarafından ürogenital muayeneleri yapıldı. Ek ürogenital patolojileri olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Çalışmaya alınan hastalara lokal anestezi ile sünnet yapıldı. Erken dönem postoperatif takipleri yapılarak görülen komplikasyonlar kaydedildi. Bulgular: İlk gruptaki 197 hastanın yaş ortalaması 6,19±3,42, ikinci gruptaki 99 hastanın yaş ortalaması 15,09±2,27 yıl olarak hesaplandı. İlk grupta görülen komplikasyonlar; kanama, lokal enfeksiyon, ekimoz, cilt köprüsü. İkinci grupta görülen komplikasyonlar; kanama ve ekimoz. En sık görülen komplikasyon her iki grupta da sünnet sonrası kanama olup sırasıyla ilk grupta %5,6, ikinci grupta %5,1 olarak gözlendi (p>0.05). Cilt köprüsü olan hastalarda penis retrakte edilerek yapışıklık açıldı. Gruplar arasında lokal enfeksiyon ve ekimoz açısından fark saptanmadı (p>0.05). Gruplar arasında korelasyona bakıldığında yaş ile lokal enfeksiyon ve cilt köprüsü arasında negatif korelasyon olduğu gözlendi (sırasıyla r değeri: -0.136 ve -0.176). Ayrıca cilt köprüsü ile lokal enfeksiyon arasında pozitif korelasyon olduğu gözlendi (r değeri: 0.161). Sonuç: Biz adölesan döneminde ve öncesinde yapılan sünnet işlemlerinin arasında komplikasyon ve başarı açısından önemli bir fark bulamadık. Sonuç olarak, ileri yaşta yapılması durumunda bile sünnet, cerrahi bir işlem olarak kabul edilmelidir ve ehil ellerde yapılması durumunda kabul edilebilir komplikasyon oranlarına sahiptir.Öğe Holmium: Yttrium-aluminum-garnet (Ho:YAG) laser for resection of bladder tumor in a pediatric patient(2015) Çakmakçı, Süleyman; Penbegül, Necmettin; Utanğaç, Mehmet Mazhar; Dağgülli, Mansur; Dede, Onur; Bodakçı, Mehmet Nuri; Sancaktutar, Ahmet Ali; Bozkurt, YaşarBladder tumours are rare in children, with only 0.4% of cases occurring in the first 2 decades of life. Herein, a pediatric patient who underwent TUR-B with a holmium: yttrium-aluminum-garnet (Ho:YAG) laser is presented. Its histopathology was reported as urothelial papilloma.Öğe Laparoskopik radikal nefrektomi deneyimlerimiz(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2014) Dağgülli, Mansur; Utanğaç, Mehmet Mazhar; Bozkurt, Yaşar; Dede, Onur; Bodakçi, Mehmet Nuri; Sancaktutar, Ahmet Ali; Penbegül, Necmettin; Hatipoğlu, Namık KemalAmaç: Bizim bu çalışmadaki amacımız, 4 yıldan beri kliniğimizde böbrek kitleleri için uyguladığımız laparoskopik radikal nefrektomi (LRN) cerrahisinin sonuçlarını sunmaktır. Yöntemler: Ekim 2010 ve Nisan 2014 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Üroloji kliniğinde LRN uygulanan 54 vakayı geriye dönük olarak inceledik. Hastalar yaş, cinsiyet, lateralite, kitle boyutu, obezite, sigara ve hipertansiyon öyküsü, patoloji sonucu, kan transfüzyonu, operasyon zamanı, hastanede kalış süreleri, peroperatif ve postoperatif komplikasyonlar, dren çekilme zamanı ve nefrektomi materyalinin dışarı alınış biçimi açısından geriye dönük olarak incelendi. Bulgular: 54 hastanın 21’i erkek ve 33’ü kadındı. Ortalama hasta yaşı 58,8 (29-82) yıl idi. 23 hastada sigara, 15 hastada HT ve 32 hastada obezite saptandı. 23 olguda renal kitle sol tarafta ve 31’inde sağ tarafta idi. Ortalama tümör boyutu 6,2 cm (4,5-16,5) idi. Bütün olgularda transperitoneal, yaklaşım tercih edildi. 3 vakada açığa geçilme ihtiyacı duyuldu. 8 hastada kan transfüzyonu ihtiyacı oldu. On sekiz hastada, karaciğer ekartasyonu için 4. port kullanılırken, diğer tüm vakalarda 3 port kullanıldı. Ortalama operasyon süresi 115,6 dk (75-192) idi. Ortalama hastanede kalış süresi 3,9 gün (3-16) idi. 1 olguda splenik arter yaralanmasına bağlı abondan kanama gelişti. Sonuç: Transperitoneal LRN, hızlı ve etkin bir şekilde yapılabilen minimal invaziv bir cerrahi yöntemdir. Laparoskopik cerrahi prensiplere bağlı kalarak yapılan cerrahi işlemlerde başlangıç deneyimlerde bile LRN düşük komplikasyon oranları ile güvenle yapılabilecek bir cerrahi olduğunu düşünmekteyiz.Öğe PNL ve açık böbrek taşı cerrahisi sonrası rekürrens(2015) Sancaktutar, Ahmet Ali; Penbegül, Necmettin; Bozkurt, Yaşar; Utanğaç, Mehmet Mazhar; Dağgülli, Mansur; Dede, Onur; Cakmakcı, SuleymanAmaç: Nefrolitiazis nedeniyle perkütan nefrolitotripsi (PNL) veya açık cerrahi geçiren hastalarda taş rekürrens oranını karşılaştırmak.Gereç ve Yöntemler: Ocak 2006-Mayıs 2009 tarihleri arasında cerrahi tedavi uygulanan böbrek taşı tanılı hasta geriye dönük olarak incelendi. Toplam 38 hasta çalışmaya alındı . Grup 1 (n:20) hastaya açık cerrahi uygulanırken Grup 2 (n:18) hastaya ise PNL uygulandı. Cerrahi sonrası non-opak ve rezidü taşı olan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Taş taraması için idrar analizi, radyografi ve non-kontrast bilgisayarlı tomografi yapıldı. Hastaların yaş, cinsiyet, hastanede kalış süresi, preoperatif taş yükü, postoperatif takip süresi ve postoperatif taş yükü kaydedildi.Bulgular: Grup 1 ve grup 2 deki erkek / kadın oranı sırasıyla 11/9 ve 10/8 dir. Yaş ortalaması 1. grupta 41,9 ± 13,58 ve 2. grupta 36,22 ± 14,3 yıl idi. Ameliyat öncesi taş yükü PNL grubunda 329,46 ± 249,66 mm2 iken açık cerrahi grubunda 390,72 ± 200,12 mm² idi. Taş rekürrensi açık cerrahi grubunda sadece % 20 iken PNL grubunda % 61olarak saptandı. Ameliyat sonrası kontrollerde taş yükü Grup 2'de Grup 1'e nazaran anlamlı derecede daha yüksek bulundu (p= 0.40). Sonuç: PNL son zamanlarda böbrek taşı ameliyatları için daha sık kullanılır olmuştur. Taş nüks oranı rezidüel fragmanlar nedeniyle perkütan nefrolitotripsi sonrası artabilir.Öğe Subdiyafragmatik ektopik böbrek: Olgu sunumu(2015) Söylemez, Haluk; Kılıç, Süleyman; Dağgülli, Mansur; Utanğaç, Mehmet MazharSubdiyafragmatik ektopik böbrek nadir görülen gelişimsel bir anomalidir. Böbreğin yetişkindeki subkostal retroperitonal pozisyona yerleşmek üzere damarsal gelişimi ile yukarı çıkışındaki uzama, böbreğin yeterince gelişmemiş diyaframa baskı yapmasına ve bu ince diyafram tarafından sarılarak torasik kaviteye yerleşmesine neden olur. Burada sol subdiyafragmatik ektopik böbreği olan 22 yaşında kadın hastayı sunuyoruz. Hastanın fizik muayenesinde sadece hafif künt sol yan ağrısı mevcuttu. Bu yazıda, konjenital subdiyafragmatik böbreğin özelliklerinin tartışılması ve literatürün gözden geçirilmesi amaçlanmıştır.