Yazar "Tutuş, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut komplet üreter obstrüksiyonu sonucu böbrekte meydana gelen morfolojik ve fonksiyonel değişiklikler üzerine selektif siklooksijenaz-II inhibitörü olan parecoxib'in etkisi(2017) Tutuş, Ali; Gedik, AbdullahYetişkin Spruge-Dawley ratlar üzerine yaptığımız bu çalışmada UUO'da Parecoxib tedavisinin, obstrükte böbrekte renal fonksiyonlar üzerine etkisini sintigrafik ve histopatolojik olarak araştırmayı amaçladık. Çalışmaya 30 adet Spruge-Dawley erkek rat dahil edildi. Ratlar 10'arlı 3 gruba ayrıldı. Tüm gruplara bazal DTPA böbrek sintigrafisi çekildi. 1. Gruba sadece cilt insizyonu yapıldı. 2. ve 3. grubun ise sol üreterleri distalden komplet olarak bağlandı. Takiben 3.gruba 21 gün süreyle parecoxib 5mg/kg/gün verildi. 21. günün sonunda bütün gruplara anestezi altında DTPA böbrek sintigrafileri çekildikten sonra sağ ve sol nefrektomi yapılarak histopatolojik olarak değerlendirildi. 3.Grup sol böbrekte, 2.gruba göre kortekste konjesyon, glomerülde konjesyon, intertisyel inflamasyon + konjesyon ve intertisyel fibroziste görülen değişiklikler istatistiksel olarak anlamlı bulundu. İntertisyel lif artışı ve tübülde dilatasyon parametrelerinde parecoxib alan grupta düzelme mevcuttu. Fakat bu düzelme oranı istatistiksel olarak anlamlı değildi. Bowman aralığında genişleme, kortekste inflamasyon, tübülde abse, epitelyum atrofisi, epitelyum hücresinde dejenerasyon parametrelerinde parecoxib verilen grupta istatiksel olarak anlamlı düzelme saptanmadı ( Mann-Whitney U testi). Sintigrafik değerlendirmede; 2. Grupta sol böbrek bazal ortalama GFR değeri ile obstrüksiyon sonrası sol böbrek ortalama GFR değeri arasındaki fark 32.25, 3. Grupta sol böbrek bazal ortalama GFR değeri ile obstrüksiyon sonrası sol böbrek ortalama GFR değeri arasındaki fark 9.70 olarak saptandı. Bu farklar karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bulundu. 3. Grupta farkın düşük (9.70) çıkması parecoxibin obstrüksiyon sonrasında böbrek fonksiyonlarına olumlu etkisinden kaynaklandığını göstermektedir. (Mann-Whitney U testi) Sintigrafik ve histopatolojik veriler sonucunda Parecoxib verilen grupta böbrek fonksiyonlarında kaybın daha az olduğu görülmekte, üriner obstrüksiyonla karşılaşılan klinik durumlarda parecoxib tedavisi ile obstrüksiyon giderilene kadar böbrek fonksiyonlarında kaybın azaltılabileceğini düşünmekteyiz.Öğe Ateşli silah ile penis ve skrotum yaralanması ve başarılı tamiri(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2009) Gedik, Abdullah; Tutuş, Ali; Kayan, Devrim; Bircan, Mehmet KamuranKırk yedi yaşında erkek hasta silah ile yaralanmadan 3 saat sonra acil servisimize başvurdu. Hastada geniş skrotal defekt vardı. Her iki testis ve korpus kavernozum yaralanmıştı. Üretra ve korpus spongiosum tamamen kopmuştu. Opere edilerek penisteki yaralanması onarılan hastanın postoperatif 6. haftada yapılan kontrolünde hasta sonuçtan memnun olduğunu ve ereksiyonların devam ettiğini belirtti. Tek yakınması glans penisteki hafif his kaybı idi. Genital yaralanmaların tedavisinde testis ve penisin korunması için tüm olasılıklar değerlendirilmelidir.Öğe Künt ve penetran mesane yaralanmaları(2010) Gedik, Ercan; Gedik, Abdullah; Bircan, Kamuran; Tutuş, Ali; Kauan, DervrimAmaç: Künt ve penetran travma ile mesane yaralanması gelişen hastalara uyguladığımız tanı ve tedavi protokollerimizi gözden geçirmeyi amaçladık. Gereç ve yöntem: Ocak 1996-Ocak 2009 tarihleri arasında mesane travması nedeniyle Üroloji ve Genel Cerrahi kliniklerinde yatırılan 52 hasta geriye dönük olarak değerlendirildi. Bulgular: Hastaların 43’ü (%81) erkek, 9’u (%19) kadındı ve yaşları 17 ila 70 arasında (ortalama 31.9±12.11) idi. Hastaların 28’inde penetran (%54), 24’ünde künt (%46) travmaya bağlı mesane yaralanması mevcuttu. Hastaneye nakil süresi ortalama 155±34.12 (dağılım 30-1440) dk olarak tespit edildi. Retrograd sistografi 28 hastaya yapılabildi. Hemodinamik olarak stabil olmayan kalan 24 hastaya mesane rüptürü tanısı laparatomi esnasında konuldu. Penetran travma nedeniyle yaralanan 28 hastanın tümünde ve künt travma nedeniyle yaralanan 24 hastanın 13’ünde olmak üzere toplam 41 hastada (%79) intraperitoneal mesane rüptürü vardı. Künt travma nedeniyle yaralanan 24 hastanın 11’inde (%21) ekstraperitoneal rüptür mevcuttu. İntraperitoneal mesane yaralanması olan hastalarda olaya batın içi organ yaralanmaları daha çok eşlik ederken, ekstraperitoneal mesane yaralanması olan hastalarda olaya daha çok kemik fraktürleri eşlik etmekteydi. İntraperitoneal mesane rüptürü olan 41 hastada primer sütür ile mesane onarımı yapıldı. Bu hastaların 14’üne sistostomi konuldu. Sistografilerde ekstraperitoneal rüptür saptanan 11 hastanın 7’si üretral foley kateter konarak tedavi edildi. Ekstraperitoneal yaralanması olan 4 hasta ise rüptür büyük ve ekstravazasyon yaygın olduğundan primer mesane onarımı yapıldı. Akut respiratuar distress sendromu tablosu gelişen bir hasta ameliyat sonrasında kaybedildi. Postoperatif morbidite açısından değerlendirildiğinde 4 hastada yara enfeksiyonu, 2 hastada pnömoni, 1 hastada intraabdominal abse, 1 hastada enterokutanöz fistül, 1 hastada evisserasyon görüldü. Sonuç: Mesane travmaları erken tanı ve uygun tedaviye çok iyi yanıt verirler. Eşlik eden organ yaralanmaları morbidite ve mortaliteyi arttırabilmektedir.