Yazar "Tekin, Esra" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 1980 Tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair La Haye Sözleşmesi’ne Göre Çocuğun İadesinin Reddi Sebepleri(2019) Tekin, EsraUluslararası unsurlu evlilikler ayrılıkla sonuçlandığında, diğer ebeveynicezalandırmak amacıyla çocuğun mutad meskeninden başka bir üye devletegötürülmesi veya diğer ebeveynin rızası dâhilinde götürüldüğü ülkede alıkonması durumlarında 1980 tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın HukukiVeçhelerine Dair La Haye Sözleşmesi gündeme gelecektir. Bu sözleşmeninamacı, hukuka aykırı olarak yeri değiştirilen çocuğun bir an evvel, öncekimutad meskeninin bulunduğu akit devlete iadesini ve taraf bir devlettekikoruma ile ziyaret haklarına, diğer taraf devletlerde etkili bir biçimde riayetedilmesini sağlamaktır. Bu sözleşme adli işbirliğine ilişkindir ve Sözleşme’yegöre kural olarak çocuk, mutad meskenine derhâl iade edilmelidir. Ancak,istisnai olmakla birlikte iadenin reddi de mümkündür. İadenin reddi sebepleriSözleşme’nin 12, 13 ve 20’nci maddelerinde düzenlenmiştir. Çalışmamızdaörnek kararlar ışığında iadenin reddi sebepleri ele alınmış olup, Sözleşme’nin13/1 b hükmü ayrı bir çalışma konusu teşkil edeceğinden çalışmamız kapsamına alınmamıştır.Öğe MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKTA LIBEL TOURISM(2022) Tekin, EsraBilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler sonucunda kişiler, coğrafî sınırlardan bağımsız olarak dünyanın öteki ucundaki kişilerle kolayca iletişim kurabilmektedirler. Ancak bu durum, yabancılık unsuru içeren kişilik hakkı, özellikle şeref ve haysiyet ihlâllerinin artmasına sebep olmaktadır. İnternet ortamındaki bir içeriğin dünya üzerinde her yerde erişilebilir olması da ihlâlin sonuçlarını ağırlaştırmaktadır. Kişilik haklarının ihlâl edildiğini iddia eden davacı, çoğu zaman içeriğin her yerde erişilebilir olduğu gerekçesiyle kendi lehine sonuç alabileceği mahkemelerde davasını ikame etmektedir. Nitekim internet ortamında ihlâlin herhangi bir coğrafî bölgeye lokalize edilmesinin zor olması sebebiyle, bazı devletler kendi mahkemelerinin milletlerarası yetkisini kolaylıkla tesis etmektedirler. Davacının kendi lehine sonuç alacağı mahkemeleri tercih etmesi olağan bir durum olsa da, dava ve taraflarla zayıf ve geçici irtibatlara sahip bir mahkemede dava açılması milletlerarası özel hukuk açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Forum shoppingin özel bir türü olan libel tourism, davacının, kendi lehine sonuç alacağı mahkemelerde davasını ikame etmesidir. İfade hürriyeti ve kişilik hakları arasındaki çatışma sonucunda hukuk düzenlerinin farklı tercihlere sahip olması, kişilik haklarının ihlâline uygulanacak maddî hukuk kurallarının farklılaşmasına yol açmaktadır. İnternet ortamında kişilik haklarının sözleşme dışı ihlâlinde uygulanacak hukuk konusunda yeknesak bir uygulamanın bulunmaması ve devletlerin kendi millî hukuklarını uygulama eğiliminde olmaları davacının işini kolaylaştırarak en lehe maddî hukuk kurallarına sahip hukuk düzenlerini tercih etmesine yol açmaktadır. Ne var ki, bu hukuk düzenlerinden alınan ilâmların ifade hürriyeti korumasının üstün tutulduğu ülkelerde tenfizi talep edildiğinde çoğu zaman kamu düzenine aykırılık sebebiyle bu talepler reddedilmektedir. Çalışmamızın temel amacı libel tourismin sebep ve sonuçlarını açıklamak ve söz konusu soruna ilişkin yabancı doktrin tarafından öne sürülen çözüm önerilerine yer vermektir.Öğe Uluslararası hukuk bağlamında iklim mültecilerinin korunması sorunu(Türkiye Barolar Birliği, 2020) Tekin, Esraİnsanlar, kuraklık, su kaynaklarının azalması, seller, denizseviyesinin yükselmesi gibi çeşitli sebeplerle, yaşadıkları ülkeleri terketmek zorunda kalmaktadırlar. Bu kişiler iklim mültecileri, çevreselmülteciler, iklim olayları sebebiyle yerinden edilmiş kişiler olarak ad-landırılmaktadırlar. Bazı iklim olayları sonucunda ülkenin tümü yokolma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilmektedir. Dolayısıyla bu insan-ların bir kısmı sınır aşarak başka ülkelerde sığınma arayışına mecburkalmaktadırlar. Bu kişiler, çeşitli ülkelerde 1951 tarihli MültecilerinHukuki Durumuna Dair Cenevre Sözleşmesi’ne göre mülteci statü-lerinin tanınması için başvuruda bulunmuşlardır ancak bu başvurularçoğunlukla reddedilmiştir. 2050 yılında öngörülere göre Kiribati veTuvalu gibi takımadalardan oluşan devletler deniz seviyesinin yük-selmesiyle sular altında kalabilecektir. Bu ülkeler sular altında kaldık-larında bu ülkelerin vatandaşları, başka ülkelerde sığınma arayışınagirişeceklerdir. Bu kişilerin uluslararası hukuk tarafından korunmayamuhtaç oldukları açıktır. Ne var ki, henüz bu kişilerin statülerine iliş-kin herhangi bir yasal zemin oluşturulabilmiş değildir. Çalışmamızdaiklim mültecileri sorunu kavramsal açıdan ele alınmış ve bu konuylailgili uluslararası hukukun yükümlülüklerine değinilmiştir.Öğe Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na göre yabancıların Türkiye’de ikameti(2015) Tekin, Esra6458 Say Yabanclar ve Uluslararas Koruma Kanunu ile hukukumuzda ilk defa yabanclar hukuku mevzuat bir araya getirilmitir. 1950 tarihli, günümüz yabanclar hukuku gereksinimlerine cevap veremeyen Yabanclarn Türkiye’de kamet ve Seyahatleri Hakknda Kanun, YUKK’ un yürürlüe girmesini müteakip yürürlükten kaldlmr. Yabanclarn ülkeye giri çlar düzenleyen 1950 tarihli Pasaport Kanunu’nun da birçok hükmü YUKK ile yürürlükten kaldlmr. Ancak Pasaport Kanununun baz hükümleri hala yürürlüktedir. YSHK gibi tamamen yürürlükten kaldlmamr. Mevcut AB düzenlemeleri referans alnarak hazrlanan YUKK ve bu Kanunun ikamet ile ilgili yeni düzenlemeleri çalmamn temel konusunu oluturmaktadr. Çalmamzda, YUKK’a göre ikamet izni, bu iznin alnaca merci, ikamet izni muafiyetleri, YUKK ile hukukumuza yeni giren ikamet izni türleri ayrnt olarak ele alnmr. Anahtar Sözcükler Yabanclar Hukuku, Yabanclar ve Uluslararas Koruma Kanunu, Pasaport Kanunu, ikamet izni, ikamet izni türleri.