Yazar "Taylan, Omer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Avrupa’da aşırı sağın yükselişi ve göçmen karşıtlığı: İdeolojik temeller ve politik pratikler üzerine bir inceleme(Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, 2024) Taylan, Omer; Eser, Hamza BahadırSiyasi partiler, toplumun farklı kesimlerini temsil etme ve talepleri siyasi arenaya taşıma açısından hayati bir fonksiyona sahiptir. Ancak, aşırı sağ partiler, kullandıkları nefret söylemleriyle bu sürecin sağlıklı işlemesini sekteye uğratarak demokrasilerin derinleşmesine zarar vermektedir. Buna rağmen son yıllarda Avrupa’da aşırı sağ partilerin göçmen karşıtı söylemleri ve milliyetçi-popülist politikaları, birçok seçmenin ilgisini çekmiş ve bu durum seçim sonuçlarına da yansımıştır. Nitekim 2024 yılında yapılan Avrupa Parlamentosu seçim sonuçlarına bakıldığında aşırı sağ partilerin ciddi bir ivmelenme yakaladığı görülmektedir. Elbette bu politik sonucu ortaya çıkaran birçok tarihsel, siyasal, sosyal ve kültürel neden ve birikim vardır. Bu makalede, aşırı sağ partilerin göçmen karşıtlığını nasıl temellendirdiği incelenmekte ve bunun teorik arka planı ortaya koyulmaktadır. Bu çerçevede öncelikle aşırı sağın ideolojik temelleri milliyetçilik, ekonomik kriz, güvenlik, etnik üstünlük ve kültürel homojenlik gibi kavramların aşırı sağ partilerin retorik ve politikalarındaki yeri tartışılmaktadır. Ardından, bu teorik temellerin pratikte nasıl tezahür edildiğine odaklanılmaktadır. Ayrıca göçmen karşıtı tutumların farklı ülkelerde nasıl somut politikalara, kampanyalara ve söylemlere dönüştüğü değerlendirilmektedir. Nihayetinde makale, aşırı sağ partilerin göçmen karşıtlığını sadece ideolojik bir araç olarak kullanmakla kalmayıp aynı zamanda politik pratikler yoluyla pekiştirdiğini ve böylece toplumsal dinamikler üzerinde derin etkiler yarattığını göstermeye çalışmaktadır.Öğe CHANTAL MOUFFE’UN DEMOKRASİ TEORİSİ(Erzurum Kültür Eğitim Vakfı, 2023) Taylan, OmerChantal Mouffe, demokrasi teorisini inşa ederken belli başlı kavram ve olguları yeniden tanımlayarak “halk” ile “demokrasi” arasındaki ayrışmayı ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Mouffe’a göre Antik Yunan’daki ve modern dönemdeki “demokrasi” pratikleri incelendiğinde demosun sınırları içinde yer alanların demosun sınırları dışında kalanlar üzerinde kurduğu “üstünlük iddiası” açıkça görünmektedir. Mouffe, demokrasinin merkezindeki ayrıcalıklı kimselerin hegemonik konumlarının “eşitlik” ve “özgürlük” fikirleriyle bağdaşmadığını iddia etmekte ve bu durumu, demokrasinin krizi olarak nitelendirmektedir. Buna karşılık demokrasi krizini aşmak için “demokrasiyi radikalleştirmenin”, çatışmaları kucaklamanın ve siyasal alandaki tüm farklılıkların meşruiyetini birincil eylemler olarak kabul etmenin zorunlu olduğunu iddia etmektedir. Dahası antagonizmaların demokrasi için hayati bir önem taşıdığını ileri sürerek, onları ortadan kaldırmak yerine mümkün kılmayı hedeflemektedir. Çalışmanın amacı, Mouffe’un demokrasi teorisinin çerçevesini ortaya koymaktır. Bu çalışmadan elde edilen sonuca göre, Mouffe’un antagonizmanın agonizmaya dönüştürüleceği konusunda nasıl bir yöntemin izleneceğine dair yeterli bir bilgiyi sunamadığı ve çatışmaların konsensüs yoluyla çözülmesine karşı çıkarken farklılıkların “hangi çatışma(lar)” aracılığıyla korunacağına dair bir yorum yapamadığı görülmüştür. Çalışma, sistematik derleme tekniğiyle hazırlanmıştır.Öğe Freedom House ve Metodolojisi Üzerine Eleştirel Bir Değerlendirme: Demokrasinin Araçsallaştırılması(Liberte Yayınları, 2024) Taylan, OmerMerkezî Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD’nin) Washington eyaletinde bulunan ve uluslararası bir düşünce kuruluşu olan Freedom House, ülkelerin demokrasi düzeyini ölçmede kendine özgü bir metod kullanarak ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini referans alarak devletlerin demokratik durumlarını etkin bir şekilde izlediğini ve özgürlüğün gelişimine katkı sunduğunu iddia etmektedir. Söz konusu iddiadan hareketle çalışma, Freedom House’un demokrasiyi ölçerken nasıl bir metod ve puanlama yöntemi kullandığını ve ABD’nin Freedom House aracılığıyla nasıl bir hegemonya kurguladığını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Böylelikle Freedom House’a salt bir bilgi kaynağı olarak yaklaşmak yerine, onun nasıl bir politik ve ideolojik arka plana sahip olduğu eleştirel bir bakış açısıyla irdelenecektirÖğe Suriyeli Göçmenlere Yönelik Zenofobik Tutum, Klasik-Koşullu Önyargı İlişkisi: Sağ ve Sol Politik Eğilimler Üzerinden Bir Analiz Denemesi(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2024) Taylan, Omer; Eser, Hamza Bahadır; Çetinceli, KorayÇalışma 2023 genel seçimlerinden önce üniversite öğrencileriyle gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın amacı, geçici koruma statüsündeki Suriyelilere yönelik zenofobik tutum, önyargı ve siyasal tercihler arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bu kapsamda katılımcıların zenofobik tutumları, klasik ve koşullu önyargıları ile siyasal tercihleri irdelenmiştir. Siyasi tercihlerin sadece belli bir partiye değil, daha geniş bir ideolojik spektruma dayandığı olgusundan hareketle, katılımcıların (siyasal parti tercihleri sorulmaksızın), doğrudan kendilerini siyasal yelpazenin neresinde (sol ve sağ) konumlandırdıkları sorusuna cevap aranmıştır. Sağ ve sol ideolojilerin ihtiva ettiği politik değerlerden ötürü geçici koruma statüsündeki Suriyelilere yönelik yaklaşımlarında farklılık gözlemlenmesinin (sağ ideolojilerin, göçmenlere daha muhafazakâr ve sınırlayıcı; sol ideolojilerin ise daha hoşgörülü ve kabul edici bir yaklaşım sergilemesi) beklenmesi bu tercihte belirleyici olmuştur. Çalışma sonucunda, katılımcıların zenofobik tutumları ile koşullu önyargılar arasında anlamlı bir negatif ilişki, klasik önyargıları arasında ise yine anlamlı pozitif ilişki bulunmuştur. Çalışmada ayrıca kendilerini sol eğilimli olarak tanımlayan katılımcıların, sağ eğilimli olarak tanımlayanlara kıyasla daha düşük düzeyde zenofobik tutum ve klasik önyargıya sahip oldukları bulgulanmıştır. Katılımcıların sağ ve sol siyasal yönelimlerine göre koşullu önyargı düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir. Son olarak kendilerini siyasal yelpazenin ortasında konumlandıran katılımcıların zenofobik tutumları, klasik ve koşullu önyargı düzeyleri arasında anlamlı herhangi bir fark tespit edilememiştir.