Yazar "Tanik, Abdulsamet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Diyabetik ratlarda cerrahi olarak oluşturulan kemik defektlerinde alloplastik kaynaklı trikalsiyum fosfat kemik grefti ve kanama durdurucu bitki ekstresinin (ABS) kombine kullanımının kemik rejenerasyonuna etkisinin incelenmesi(2017) Tanik, Abdulsamet; Güler Doğru, ArzumDoğal dişleri destekleyen alveol kemiklerde gelişen rezorbsiyonlar ve periodontal hastalığın gelişiminde dokuda oluşan inflamasyonun, kemik morfolojisinde meydana getirdiği değişiklikler sonucunda kemik dokusunda kayıplar gerçekleşebilir. Bu nedenle meydana gelen deformitelerin kemik greftleriyle onarılması gerekir. Bu amaçla günümüzde farklı greft materyalleri uygulamanın yanı sıra Ankaferd blood stopper(ABS) gibi erken kemik rejenerasyonunda etkili olduğu düşünülen alternatif yöntemler kullanılarak osteogenezin hızlandırılması amaçlanmaktadır. Periodontal hastalıklarda birincil etken mikrobiyal dental plak olmasına rağmen bireylerdeki mevcut sistemik hastalıkların, hastalığın şiddetini ve prognozunu etkileyerek periodontal hastalık riskini arttırdığı kabul edilmiştir. Bu sistemik hastalıklardan toplumda en yaygın olanı diabetes mellitus(DM)’dur. Çalışmamızda, kemik yara iyileşmesinde etkinliği olan ABS ve ?-TCP’nin birlikte kullanımının, nondiyabetik ve diyabetik ratlarda kemik rejenerasyonunda geç dönem etkilerinin histopatolojik ve immünohistokimyasal olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızda, 128 adet Wistar Albino erkek rat kullanılmıştır. Ratların kalvaryumunda 7 mm çapında kemik defekti oluşturulmuştur. Bu ratlar diyabetik ve nondiyabetik olmak üzere iki ana gruba ayrılmıştır. Bu iki grup da kendi aralarında 4 farklı alt gruba ayrılmıştır. Nondiyabetik 1a grubu defekt boş bırakılmış, 1b grubuna, 0.125 cc ?-TCP greft, 1c grubuna, 0.125 cc ABS, 1d grubuna, 0.125 cc (?-TCP + ABS) karışımı uygulanmıştır. Diyabetik 2a grubu defekt boş bırakılmış, 2b grubuna, 0.125 cc ?-TCP greft, 2c grubuna, 0.125 cc ABS, 2d grubuna, 0.125 cc (?-TCP + ABS) karışımı uygulanmıştır. Her gruptan 8 rat 28. günde ve geri kalan 8 rat da 56. günde sakrifiye edilmiştir. Elde edilen nümunelerin histopatolojik, immünohistokimyasal ve radyolojik(DEXA) analizleri yapılmıştır. Yapılan histopatolojik analiz sonucunda; 28. günde nondiyabetik ratlarda ?-TCP, ABS ve (?-TCP + ABS) uygulanan grupta osteoblastik aktivite kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p?0,05). 28. günde nondiyabetik ratlarda ?-TCP, ABS ve (?-TCP + ABS) uygulanan gruplarda inflamatuar hücre infiltrasyonu ve damar dilatasyonu ve hemaroji kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede azalma görülmüştür (p?0,05). 28. günde nondiyabetik ratlarda ?-TCP, ABS ve (?-TCP + ABS) uygulanan grupta yeni kemik oluşumu kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p?0,05). Yapılan histopatolojik analiz sonucunda; 56. günde nondiyabetik ratlarda ?-TCP ve (?-TCP + ABS) uygulanan grupta osteoblastik aktivite kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p?0,05). 56. günde nondiyabetik ratlarda ?-TCP ve (?-TCP + ABS) uygulanan grupta inflamatuar hücre infiltrasyonu ve damar dilatasyonu ve hemaroji kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede azalmıştır(p?0,05). 56. günde nondiyabetik ratlarda ?-TCP, ABS ve (?-TCP + ABS) uygulanan grupta yeni kemik oluşumu kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p?0,05). Yapılan histopatolojik analiz sonucunda; 28. günde diyabetik ratlar gruplar arası karşılaştırılmasında ?-TCP ve (?-TCP + ABS) uygulanan grupta osteoblastik aktivite kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p?0,05). 28. günde diyabetik ratlarda ?-TCP, ABS ve (?-TCP + ABS) uygulanan grupta inflamatuar hücre infiltrasyonu ve damar dilatasyonu ve hemaroji kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede azalmıştır(p?0,05). 28. günde diyabetik ratlarda ?-TCP ve (?-TCP + ABS) uygulanan grupta yeni kemik oluşumu kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p?0,05). Yapılan histopatolojik analiz sonucunda; 56. günde diyabetik ratlarda ?-TCP, ABS ve (?-TCP + ABS) uygulanan grupta osteoblastik aktivite kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p?0,05). 56. günde diyabetik ratlarda ?-TCP ve (?-TCP + ABS) uygulanan grupta inflamatuar hücre infiltrasyonu ve damar dilatasyonu ve hemaroji de kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede azalma görülmüştür (p?0,05). 56. günde diyabetik ratlarda ?-TCP, ABS ve (?-TCP + ABS) uygulanan grupta yeni kemik oluşumu kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p?0,05). Yapılan biyokimyasal analizde, western blotting bulgularında nondiyabetik ratlarda 28. günde osteonektin ve osteopontin ekspresyonu ?-TCP ve ?-TCP + ABS grubunda anlamlı derecede artmıştır. Diyabetik ratlarda ise; osteonektin ekspreyonu 28. ve 56. günde ?-TCP + ABS grubunda ve osteopontin ekspresyonu 28. günde ?-TCP + ABS grubunda anlamlı derede artmıştır. Yapılan radyolojik analizde, 28. günde nondiyabetik ratlarda ?-TCP ve (?-TCP + ABS) gruplarında KMM değerleri kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur(p?0,05). 28. ve 56. günde nondiyabetik ratlarda ise KMY değerleri istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır(p?0,05). 28. günde diyabetik ratlarda ?-TCP, ABS ve (?-TCP + ABS) gruplarında KMM değerleri kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur(p?0,05). 28. ve 56. günde diyabetik ratlarda ise KMY değerleri istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır(p?0,05). Sonuç olarak, ABS’nin hem diyabetik hem nondiyabetik gruplarda yara iyileşmesinde ve yeni kemik oluşumunda olumlu etkileri olmasına rağmen tam bir kemik rejenerasyonunun istendiği durumlarda mutlaka bir kemik grefti ile birlikte kullanımının daha başarılı sonuçlar oluşturulacağını düşünmekteyiz. Anahtar Kelimeler: Ankaferd blood stopper, Kemik iyileşmesi, Alloplastik greft, Dual Enerji X-Ray Absorpsiyometri.Öğe Investigation of the effect of combined use of alloplastic-based tricakium phosphate bone graft and antihemorrhagic plant extract (ABS) on bone regeneration in surgically induced bone defects in nondiabetic rats: an experimental animal study(Tubitak Scientific & Technological Research Council Turkey, 2018) Tanik, Abdulsamet; Guler Dogru, Arzum; Akpolat, Veysi; Acun Kaya, Filiz; Saribas, Ebru; Gul, Mehmet; Irtegun Kandemir, SevgiBackground/aim: In this experimental study, we aimed to evaluate the late period effects of the combination of Ankaferd Blood Stopper (ABS), which has bone wound healing effects, and beta-tricalcium phosphate (TCP) on the regeneration of bone tissue through histopathological, immunohistochemical, and radiological (dual energy X-ray absorptiometry - DEXA) methods in nondiabetic rats. Materials and methods: Sixty-four Wistar albino male rats were used. In the calvaria of the rats, a bone defect 7.0 mm in diameter was created. These rats were divided into 4 different groups. Group 1 was the control group without any treatment, a 0.125 mL B-TCP graft was applied to Group 2, a 0.125 mL ABS was applied to Group 3, and a 0.125 mL (beta-TCP + ABS) mixture was applied to group 4. Half of the rats were sacrificed on day 28 and the other half on day 56. Histopathological, irnmunohistochemical, and DEXA analyses of the specimens were performed after the experiment. Results: As a result of the histopathological analysis, osteoblastic activity and new bone formation were found to be significantly higher in Group 2, Group 3, and Group 4 than the control group on day 28 (P < 0.05). However, inflammatory cell infiltration and vascular dilatation and hemorrhage decreased significantly compared to the control group (P < 0.05). The histopathological analysis in rats on day 56 showed that osteoblastic activity in Group 2 and Group 4 was significantly higher than in the control group, but there was a statistically significant decrease in inflammatory cell infiltration and vascular dilatation and hemorrhage compared to the control group (P < 0.05). New bone formation in Group 2, Group 3, and Group 4 was significantly higher than in the control group. Western blotting findings revealed that the ostconectin and osteopontin expression on day 28 was increased significantly in Group 2 and Group 4. DEXA analyses revealed that BMC values in Group 2 and Group 4 on day 28 were significantly higher than in the control group (P < 0.05). There was no significant difference in bone mineral density values on the 28th and 56th days (P > 0.05). Conclusion: The use of both beta-TCP + ABS and only ABS had positive effects on wound healing and bone formation in nondiabetic rats.Öğe Prosthetic treatment in dentinogenesis imperfecta type II: a case report(2016) Güven, Sedat; Demirci, Fatih; Koparal, Mahmut; Tanik, AbdulsametINTRODUCTION:Dentinogenesis imperfecta (DI) or hereditary opalescent dentin is an autosomal dominant disorder affecting both primary and permanent dentition. Early diagnosis and treatment of DI is important for normal facial growth and esthetic continuity by preserving occlusion and tooth structure. It also provides psychological motivation by increasing the patient's quality of life. Providing functional dentition in DI patients prevents loss of the vertical dimension, while enabling normal growth of the facial bones and jaw joint.CASE REPORT:A 20-year-old male with DI was referred to our clinic with chewing difficulty and esthetic and speech problems. His brother also had this disease. Oral examination showed the loss of many teeth and the absence of enamel on most of the remaining teeth, causing discoloration and exposing soft dentinal tissue with calcification disorder. Despite widespread attrition of the teeth, pulp chambers were not exposed. The tip of the lower jaw was prominent in the patient's profile. Placing metal-ceramic fixed dentures in the lower jaw and an overdenture prosthesis in the upper jaw improved the patient's psychological state as well as his function, phonation, and esthetics.CONCLUSION:This case report presents the intraoral findings in a patient with DI, including the histopathological findings, and the prosthetic treatment approach and the treatment outcome.