Yazar "Sert, Leyla" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Enhancing treatment decisions for advanced non-small cell lung cancer with epidermal growth factor receptor mutations: A Reinforcement learning approach(Mdpi, 2025) Bozcuk, Hakan Sat; Sert, Leyla; Kaplan, Muhammet Ali; Tatlı, Ali Murat; Karaca, Mustafa; Muğlu, Harun; Bilici, AhmetBackground: Although higher-generation TKIs are associated with improved progression-free survival in advanced NSCLC patients with EGFR mutations, the optimal selection of TKI treatment remains uncertain. To address this gap, we developed a web application powered by a reinforcement learning (RL) algorithm to assist in guiding initial TKI treatment decisions. Methods: Clinical and mutational data from advanced NSCLC patients were retrospectively collected from 14 medical centers. Only patients with complete data and sufficient follow-up were included. Multiple supervised machine learning models were tested, with the Extra Trees Classifier (ETC) identified as the most effective for predicting progression-free survival. Feature importance scores were calculated by the ETC, and features were then integrated into a Deep Q-Network (DQN) RL algorithm. The RL model was designed to select optimal TKI generation and a treatment line for each patient and was embedded into an open-source web application for experimental clinical use. Results: In total, 318 cases of EGFR-mutant advanced NSCLC were analyzed, with a median patient age of 63. A total of 52.2% of patients were female, and 83.3% had ECOG scores of 0 or 1. The top three most influential features identified were neutrophil-to-lymphocyte ratio (log-transformed), age (log-transformed), and the treatment line of TKI administration, as tested by the ETC algorithm, with an area under curve (AUC) value of 0.73, whereas the DQN RL algorithm achieved a higher AUC value of 0.80, assigning distinct Q-values across four TKI treatment categories. This supports the decision-making process in the web-based 'EGFR Mutant NSCLC Treatment Advisory System', where clinicians can input patient-specific data to receive tailored recommendations. Conclusions: The RL-based web application shows promise in assisting TKI treatment selection for EGFR-mutant advanced NSCLC patients, underscoring the potential for reinforcement learning to enhance decision-making in oncology care.Öğe Tirozin kinaz inhibitörleri döneminde (2006-2019 yılları arasında) Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne başvurup tedavi alan kronik myeloid lösemi tanılı hastaların klinik ve laboratuar yanıtlarının değerlendirilmesi(Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2019) Sert, Leyla; Ayyıldız, Mehmet OrhanAmaç: Kronik myeloid lösemi (KML), myeloid seri hücrelerinde aşırı ve kontrolsüz çoğalmayla karakterize olan bir hematopoetik kök hücre hastalığıdır. KML patofizyolojisindeki BCR-ABL proteinini hedef alan TKİ'lerinin geliştirilmesi ile KML tedavisinde tedavi şekli değişmiş ve başarı yüksek oranda artmıştır. Bu hastaların uzun dönem takibinde hedefe yönelik tedavinin yan etki yönetimi, yanıt profillerinin yakından izlemi hastalığın prognozunun tayininde önem kazanmıştır. Yöntem: Ocak 2006 - Mayıs 2019 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji Bilim Dalı'nda takip edilmiş olan 18 yaş üstü 220 hastanın demografik verileri (yaş, cinsiyet), başvuru anındaki laboratuar parametreleri (hemoglobin, platelet, lökosit, eozinofil, bazofil, BCR-ABL majör, BCR-ABL minör değerleri), tanı sonrası aldığı tedaviler (Tirozin Kinaz İnhibitörleri: İmatinib Mesilat, Nilotinib, Dasatinib, Ponatinib) ve tedaviye yanıt oranları hastane kayıtlarındaki bilgiler doğrultusunda retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Çalışmamızdaki olguların tamamı kronik evrede tanı almış olup, %50,4'ü kadın, %49,6'sı erkekti. Hastaların tanı anındaki yaş ortalaması 44,2 (min-max=13-92) olup, kadınların tanı anındaki yaş ortalaması 44,8 yıl iken erkeklerin tanı anındaki yaş ortalaması 43,7 yıl olarak belirlendi. Değerlendirmeye alınan olguların %70,3'ünde splenomegali saptandı. Çalışmamızda hastaların büyük çoğunluğuna (%96,8) 1. basamak tedavide 400 mg imatinib tedavisi başlandı. Takip edilen 214 hastanın 117 (%54,7)'si 1. basamak tedavide başlanan 400 mg imatinib tedavisine devam ederken 97 (%45,3) hastanın tedavisi yanıtsızlık, tedaviye direnç, yan etki nedeniyle değiştirildi. 200 hastanın 166 (%83)'sında 1.ayda tam hematolojik yanıt alındı. 400 mg imatinib tedavisi sonrası moleküler yanıt oranlarına ulaşılabilen hastaların 3. ayda %59,6'sında, 6. ayda %50 hastada, 12. ayda %51,2 hastada, 24. ayda %57,5'inde majör moleküler yanıt alındı. 3. aydaki majör moleküler yanıt ile 24. aydaki majör moleküler yanıt ilişkisi değerlendirildiğinde 3. ayda majör moleküler yanıt alınan hastaların %62,9'unda 24. ayda da majör moleküler yanıt varken, 3. ay major moleküler yanıt alınmayan hastaların %20'inde 24. ayda da moleküler yanıt alındı. Tanı anından sonra Mayıs 2019'a kadar yapılan takipte hastaların ortalama yaşam süresi 65,7 ay (standart sapma 45,7 ay) olarak saptandı. 5 yıllık sağ kalım oranı %90,9 olarak belirlendi. 3, 6 ve 12. aylarda moleküler yanıt alınan ve alınamayan hastaların yaşam süresi incelendiğinde, yanıt alınan hastalarda Sırasıyla 50,3 (standart sapma: 35,2), 65 (standart sapma: 40,37), 74,6 (standart sapma: 41) ay ortalama yaşam süresi olduğu görüldü. Tanı anındaki ortalama lökosit sayısı, hemoglobin değeri, platelet sayısı, LDH düzeyi ve ürik asit düzeyi ile ortalama yaşam süresi arasındaki ilişki değerlendirildiğinde, LDH değerinin ortalama yaşam süresine etkisi olduğu görülürken diğer parametrelerin etkili olmadığı görüldü. Hastaların risk değerlendirilmesi EUTOS risk skoruna göre yapıldı. Yapılan skorlamada hastaların %65,3'ü 'düşük risk' grubundayken %34,7'si 'yüksek risk' grubundaydı. EUTOS risk skoruna göre düşük ve yüksek riskli hastaların ortalama yaşam süresi incelendiğinde, düşük riskli gruptaki hastaların ortalama yaşam süresi 52,4 (standart sapma:35) ay iken, yüksek riskli gruptaki hastaların ortalama yaşam süresi 51,3 (standart sapma:27,2) ay olduğu görüldü. EUTOS risk skoruna göre düşük ve yüksek riskli hastaların 1. basamak tedaviye yanıt oranlarının değerlendirilmesinde düşük risk grubundaki hastaların %68,8'inde 1. basamak tedaviye yanıt alınırken, yüksek risk grubundaki hastaların %57,6'sında 1. basamak tedaviye yanıt alınamayıp 2.basamak tedaviye geçildiği belirlendi. Sonuç: Tanı anındaki LDH ve lökosit düzeyinin sağkalım ile ilişkisi olduğu görüldü. EUTOS risk skoru ortalama yaşam süresi açısından fark oluşturmazken, tedaviye yanıt oranın öngörülmesi açısından önemlidir.