Yazar "Serbest, Sancar" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Diz kıkırdak lezyonlarında mikrokırık tedavi yöntemi sonuçları ve sonuca etki eden faktörler(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2011) Bulut, Mehmet; Tosun, H. Bayram; Serbest, Sancar; Palancı, Yılmaz; Yılmaz, ErhanAmaç: Bu çalışmanın amacı diz ekleminde kıkırdak lezyonlarının tedavisinde mikrokırık yöntemi ile tedavi edilen olguların sonuçlarını ve sonuçlara etki eden faktörleri değerlendirmektir. Gereç ve yöntem: Femoral kondilde kıkırdak hasarı nedeniyle mikrokırık yöntemi ile tedavi edilen 26 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastaların 15 tanesi erkek, 11 tanesi bayan ve yaş ortalaması 37.2 yıl (dağılım 23-56 yıl) idi. Şikayetlerin başlangıcı ile ameliyat arasında geçen süre ortalama 9.7 ay (dağılım 3-35 ay) ve ortalama defekt alanı 1,6 cm2 (dağılım 0.7-2.4cm2 ) idi. Ortalama takip süresi 24.3 ay (dağılım 10-44 ay) idi. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası subjektif hasta memnuniyeti ve Lysholm skalasına göre değerlendirildi. İstatistiksel analiz için Paired sample t-test ve Pearson-Spearman korelasyon testi kullanıldı. Bulgular: Ameliyat öncesi Lysholm skoru ortalama 56.9 (43-72) iken ameliyat sonrası Lysholm skoru ortalama 77.9 (62-100) olarak bulundu. Lysholm skoruna göre, 9 (34.6%) olguda mükemmel, 7 (27%) olguda iyi, 10 (38.4%) olguda orta sonuç elde edildi. Hastaların tümü diz fonksiyonlarından memnundular. Ameliyat sonrası 6. ayda çekilen MRG sonuçları subjektif hasta memnuniyeti ve Lysholm skorları ile doğru orantılı idi. Sonuç: İyi ve mükemmel sonuçlanan hastaların aktif, genç ve semptom sürelerinin daha kısa ve lezyon alanının daha küçük olduğu gözlemlendi. Kıkırdak lezyonlarının tedavisinde erken yapılan mikrokırık tedavi yönteminin, günlük aktivitelere geri dönüşü hızlandıran, maliyeti düşük, etkili ve başarılı bir tedavi seçeneği olduğu sonucuna varıldı.Öğe Doğumsal radius psödoartrozunda yan yana distal radioulnar bifurkasyon sinostoz tekniği ile ön kola tek kemik yapımı(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2011) Tosun, H. Bayram; Bulut, Mehmet; Karakurt, Lokman; Serbest, SancarKonjenital radius psödoartrozu, tedavisi güç ve nadir görülen bir durumdur. Tedavi için birçok cerrahi seçenek bildirilmiştir. Ön kolda tek kemik oluşturma bunlardan biridir. Bu makalede, ön kol instabiliteli ve defektif doğumsal radius psödoartrozu olan yedi yaşında bir hastaya, distal radioulnar eklemi koruyan “yan yana distal radioulnar bifurkasyon sinostoz” tekniği ile ön kola tek kemik oluşturduğumuz ve fonksiyonel açıdan iyi sonuç elde ettiğimiz bir olguyu sunmayı amaçladık.Öğe Gelişimsel kalça displazisi taraması için yapılan kalça ultrasonografisi sonuçlarının değerlendirilmesi(2010) Bulut, Mehmet; Serbest, Sancar; Tosun, Haco Bayram; Karakurt, Lokman; Belhan, OktayAmaç: Bu çalışmada 0-9 aylık bebeklerde gelişimsel kalça displazisi (GKD) sıklığını belirlemek amaçlandı.Gereç ve Yöntemler: Kliniğimize başvuran 0-9 aylık 310 bebeğin 620 kalçası, Graf yöntemi kullanılarak ultrasonografik olarak incelendi. Olgularımızın 137'si (%44.2) erkek, 173'ü (%55.8) kızdı. Fizik muayene bulguları ve risk faktörleri ile displazik ve desentre kalçalar arasında ilişkiler değerlendirildi. Yenidoğan döneminde klinik veya sonografik olarak GKD tanısı konulan hastalar 6 hafta sonra tekrar değerlendirildi.Bulgular: İnceleme sonucunda, Graf metoduna göre sınıflandırıldığında; 620 kalçanın incelemesinde %6.93 tip Ia, % 78.39 tip Ib, %9.52 tip IIa, % 0.32 tip IIb, %1.45 tip IIc, %0.81 tip D, %2.1 tip III ve %0.48 tip IV kalça saptandı. Çalışmamızda displazi sıklığı %14.7, desentre kalça sıklığı ise %3.4 olarak bulundu. Yenidoğan döneminde Graf tip II kalça tespit edilenlerin %92.7'i ebeveynleri tarafından kontrol muayenesine getirilmedi.Sonuç: Gelişimsel kalça displazisi bölgemizde hala önemli bir sağlık sorunu olmasına rağmen GKD'li hastaların ebeveynleri hastaların takip ve tedavisi için yeterli ilgiyi göstermemektedirler. Gelişimsel kalça displazisinin erken tanı ve takibinde ultrasonografi önemlidir. Gerçek displazi sıklığını belirlemek için fizyolojik gelişimin tamamlandığı ilk altı haftadan sonra kontrol ultrasonografisinin yapılması gerekir.Öğe Ray amputation for the treatment of macrodactyly in the foot: report of three cases(Turkish Assoc Orthopaedics Traumatology, 2011) Bulut, Mehmet; Karakurt, Lokman; Belhan, Oktay; Serbest, SancarFoot macrodactyly is a rare congenital anomaly which is characterized by an overgrowth of the soft tissue and bone of the toes. The aim of treatment is to obtain a cosmetic and functional foot. We present three cases of lesser toe macrodactyly on which we performed ray amputation. Postoperative cosmetic and functional results were good in three cases. Ray amputation is a possible surgical treatment that provides good cosmetic and functional results in severe lesser toe macrodactyly.