Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Saraç, A. Jale" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Comparison of imaging techniques in the early diagnosis of sacroiliitis
    (2000) Erdoğan, Ferda; Gür, Ali; Ataoğlu, Safinaz; Nas, Kemal; Saraç, A. Jale; Özateş, Mustafa; Satıcı, Ömer
    Seronegatif spondiloartropatilerin başlıca ilk görüntüsü genellikle sakroiliitistir. Fakat sakroiliak eklemlerin derin lokalizasyonları ve az hareketli oluşları, tanı açısından bir problem oluşmasına neden olmaktadır. Bu zorluklar, bu eklem hastalıklarının tanısı için görüntüleme teknikleri üzerinde yoğunlaşılmasına neden olmuştur. Bu nedenle bilgisayarlı tomografi(BT), tek foton bilgisayarlı tomografi (SPECT) ve manyetik rezonans görüntüleme(MRG) gibi çeşitli görüntüleme teknikleri üzerinde çalışılmıştır. Bizim çalışmamızda, sakroiliitisin klinik bulgularına sahip 48 hastada MRG çekildi. MRG bulguları, BT ve SPECT sonuçlarıyla karşılaştırıldı. Bu hastaların 35(%73)'inde anormal BT, 36(%75)'sında anormal SPECT ve 44(%91,6)'ünde anormal MRG görüntüleri mevcuttu. MR görüntüleme yönteminin, inflamatuvar spinal hastalığın klinik bulguları olan hastalarda, sakroiliitisin tanısında en objektif ve tanımlayıcı kanıtlar sağladığı sonucuna vardık.
  • [ X ]
    Öğe
    Depression and anxiety levels in patients with ankylosing spondylitis
    (1999) Sır, Aytekin; Nas, Kemal; Karakoç, Mehmet; Saraç, A. Jale; Gür, Ali; Çevik, Remzi; Erdoğan, Ferda
    Ankilozan spondilit aksiyal iskelet sistemini tutmaya eğilimli ancak kalça ve omuzlar gibi büyük eklemleri de tutabilen bir hastalıktır. Hastaların yaşam kalitesini etkilemesinden dolayı ankilozan spondilitli hastalarda depresyon ve anksiyete semptomlarının ortaya çıktığı görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, modifiye New York kriterlerine göre ankilozan spondilit tanısı konulmuş hastalarda anksiyete ve depresyonun sıklığını araştırmaktır. 25 kadın ve 8 erkek olmak üzere toplam 33 ankilozan spondilitli hastada Beck Depresyon Skalası ve Durumluk - Sürekli Anksiyete Ölçeği kullanılarak depresyon ve anksiyete durumu belirlendi. Her iki skala da hastaların kendileri tarafından doldurulan skalalardır. Hastaların yaş ortalamaları 30.46±3.25 di. Hastaların 11'inde (3 erkek, 8 kadın) depresyon mevcuttu. Hastaların sürekli anksiyete ölçek sonuçları ortalaması 47.69'du. Bu sonuçlar toplumda bulunan normal seviyelerden .daha yüksekti. Bu bulgular, ankilozan spondilit tedavisinde psikiyatrik değerlendirmenin faydalı olabileceğini ortaya koymaktadır.
  • [ X ]
    Öğe
    Diyarbakır bölgesinde özürlülük prevalansı
    (2000) Nas, Kemal; Turhanoğlu, Atlı A. Dicle; Erdoğan, Ferda; Gür, Ali; Saraç, A. Jale; Çevik, Remzi
    [Abstract Not Available]
  • [ X ]
    Öğe
    Kronik bel ağrılı hastalarımızın etyolojik yönden değerlendirilmesi
    (2000) Erdoğan, Ferda; Saraç, A. Jale; Gür, Ali; Çevik, Remzi; Nas, Kemal
    Bel ağrısı, insanların %80' ini yaşamlarının herhangi bir döneminde etkileyen bir durumdur. Akut bel ağrısının çoğu epizodları herhangi bir tedavi olmaksızın kendiliğinden iyileşebilir. Bununla birlikte bu akut vakaların % 5-10'undan daha fazlası kronikleşebilir. Epidemiyolojik çalışmalar bel ağrısının gelişmesinde rol oynayan risk faktörlerini ve hastaların demografik özelliklerini ortaya koymaktadır. Bu çalışma Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniğine başvuran kronik bel ağrılı 312 hasta üzerinde yapıldı. Hastalar etyoloji, yaş, cinsiyet, meslek, ağrı süresi ve lokalizasyonu, klinik ve radyolojik bulgularına göre sınıflandırıldı.
  • [ X ]
    Öğe
    Kronik yorgunluk sendromlu genç kadınlarda depresyon düzeyleri ile klinik bulguların ilişkisi
    (2004) Saraç, A. Jale; Acar, Suat; Gür, Ali; Nas, Kemal; Çevik, Remzi
    Kronik yorgunluk sendromu, 6 aydan fazla süren yorgunluk ile beraber kas-iskelet ağrıları ve psikiyatrik bulguların da eşlik ettiği, bayanlarda daha sık görülebilen, kronik, sakatlayıcı bir kas- iskelet sistemi hastalığıdır. KYS’na sık eşlik edebilen psikiyatrik bozuklukların başında depresyon gelir. Bu çalışmanın amacı, KYS’li premenapozal kadın hastaların depresyon düzeylerini değerlendirmek ve bu düzeylerin klinik bulgularla ilişkisini araştırmaktı. Atlanta 1994 CDC (Center for Disease Control) tanı kriterlerine göre Kronik Yorgunluk Sendromu tanısı konan 61 premenapozal kadın hasta ile 35 sağlıklı kadın çalışmaya alındı. Her iki grubun Beck depresyon skalaları ölçüldü; semptomatik özellikleri, yaygın vücut ağrısı ve hassas nokta yönünden muayene edildi. Çalışmamızda, hasta grubunda semptomatik özellikler, Beck skoru ve hassas nokta sayısı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek tespit edildi(p<0.001). Hasta grubunda Beck skoru 17 ve üstünde olanlarla 17’nin altında olan gruplar arasında; hassas nokta sayısı, artralji ve uyku düzensizliği açısından istatistiksel olarak anlamlı derecede fark saptandı (p<0.05 ve p<0.01). Ayrıca Beck skorlarıyla hassas nokta sayısı, boğaz ağrısı, artralji, kas zaafı ve uyku düzensizliği arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulundu (p<0.001 ve p<0.05 ). Çalışmamız KYS’lu hastalarda depresyon düzeylerinin yükseldiğini ve hassas nokta sayısı arttığını göstermektedir. Depresyon düzeyi yüksek olan hastalarda düşük olanlara göre hassas nokta sayısı, uyku düzensizliği ve artralji oranları artmaktadır. KYS’nun tanısında ve tedavisinin planlanmasında depresyon ve fibromyalji varlığı göz önünde bulundurulmalıdır.
  • [ X ]
    Öğe
    Kronik yorgunluk sendromlu hastaların klinik özellikleri
    (2003) Acar, Suat; Gür, Ali; Saraç, A. Jale; Nas, Kemal; Çevik, Remzi
    Giriş ve Amaç: Kronik yorgunluk sendromu (KYS), yorgunluk, baş ağrısı, uyku bozukluğu, konsantrasyon zorluğu ve kas ağrısı gibi semptomları içeren bir hastalıktır. Çalışmamızın amacı, KYS'lu hastalarda klinik ve demografik özellikleri belirlemek ve bunları kontrol grubuyla karşılaştırmaktır. Materyal ve Metod: Altmış sekiz KYS'lu kadın (yaş ortalaması: 31$pm$8) ve 52 sağlıklı kadın (yaş ortalaması: 29$pm$6) çalışma kapsamına alındı. KYS'lu hastaların klinik ve demografik özellikleri değerlendirildi ve kontrol grubuyla karşılaştırıldı. Bulgular: Kronik yorgunluk sendromlu bayan hastalarımızda en yaygın olarak saptanan semptomlar: yorgunluk (%100), miyalji (%97), lenfadenopati (%87), artralji (%84) ve faranjit (%84), uyku bozukluğu (%73.5 ) ve boğaz ağrısı (% 69) idi. Depresyon düzeyi ve hassas nokta sayısı kontrol grubuna göre daha yüksekti. Sonuç: Mevcut veriler, kontrol grubuna göre KYS'lu hastalarda depresyon düzeyinin daha yüksek olduğunu ve yorgunluk, miyalji, lenfadenopati, artralji ve boğaz ağrısı semptomlarının KYS'lu hastalarda sık görüldüğünü göstermektedir. Ayrıca bu tür şikayetleri uzun süredir var olan hastalarda KYS mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
  • [ X ]
    Öğe
    Romatoid artritli hastalarda kardiyak tutulumun noninvaziv elektrofi zyolojik parametrelerle değerlendirilmesi
    (2010) Çevik, Figen Ceylan; Yazıcı, Selma; Tahtasız, Mehmet; Kara, Ali Fuat; Çil, Habib; Tekbaş, Ebru; Saraç, A. Jale
    Amaç: Romatoid artrit (RA)’te hem hastalığa ve hem de kullanılan ilaçlara bağlı olarak kalp tutulumu olabilmekte ve çoğunlukla sessiz seyretmektedir. Bu çalısmada RA’li hastalarda non-invaziv elektrofi zyolojik parametreler aracılığıyla kardiyak etkilenimin varlığı arastırıldı. Gereç ve yöntemler: Bu çalısmaya benzer yasta 49 RA’li hasta ve 28 sağlıklı birey kontrol grubu olarak alındı. Tüm bireyler klinik ve laboratuar parametreleri açısından değerlendirildi ve 24 saatlik Holter elektrokardiografi k monitorizasyonları yapıldı. Bulgular: Maksimum QT aralığı kontrollere göre RA’lı hastalarda daha düsük iken (p<0.05), minimum, maksimum ve ortalama kalp hızı (sırasıyla; p<0.05, p<0.01, p<0.01) ise daha yüksekti. P dalga parametreleri (P maksimum, P minimum and P dispersiyonu) her iki grupta benzerdi. Korelasyon analizlerinde sadece düzeltilmis QT dispersiyonu ile eritrosit sedimantasyon hızı arasında anlamlı ters bir iliski mevcuttu (p<0.05). Bununla beraber, P dalga süresi ve QT parametreleri ile herhangi bir klinik veya laboratuar parametresi arasında anlamlı bir iliski bulunmadı (p>0.05). Sonuç: Romatoid artritli hastalarda QT dispersiyonu gibi nonivaziv parametrelerin geleneksel risk faktörlerine ek olarak kardiyovasküler riskin değerlendirilmesi ve ani kardiyak ölüm riskinin öngörülmesinde ılımlı bir rolü olabilir. Fakat daha kesin bir yargı için farklı ve daha fazla sayıda içeren, prospektif ve uzun süreli çalısmalara gereksinim vardır.

| Dicle Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Dicle Üniversitesi, Diyarbakır, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim