Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Samur, Hakan" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 16 / 16
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    AB yurttaşlığının ilk yirmi yılının değerlendirilmesi
    (2012) Samur, Hakan
    Ortak bir kimlik olma hususunda, Avrupa Birliği tarafından kendisine büyük ümit bağlanan AB yurttaşlığının, geçen yirmi yıllık sürede söz konusu misyonu yerine getiremediği hususu bu çalışmanın temel argümanıdır. Birlik alanında serbestçe dolaşma ve ikamet etme, ikamet ettiği üye ülkede seçme ve seçilmeye ilişkin bazı siyasi haklara sahip olma ve bazı AB kurumlarına dilekçe verme ve şikâyet etme 1993’te yürürlüğe giren Maastricht Antlaşması ile ihdas edilen AB yurttaşlığı çerçevesinde tanınan haklar arasındadır. Çalışma, bahsedilen hakların kullanım düzeylerinden hareketle AB yurttaşlığının, resmi olarak ortaya çıkışından günümüze kadar ne derece işlevsel nitelik kazandığını ve AB toplumu tarafından pratik anlamda benimsendiğini incelemektedir. İncelenen bütün haklar bakımından ortaya çıkan düşük kullanım düzeyleri, Birlik yurttaşlığının pratiğe yansımasının ve içselleştirilmesinin zayıf kaldığını göstermektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    Avrupa birliğinin orta asya politikası: İdealist söylemlerin yetersiz eylemlerle yürütülme çabası
    (2012) Samur, Hakan
    Avrupa Birliği gerek kendi iç yapılanma sürecinde ve gerekse dış çevreyle olan ilişkilerinde demokratik-liberal siyasi ve ekonomik değerlere öncelik verdiğini ve bu değerler çerçevesinde geliştirdiği idealist söylemi yaygınlaştırmaya çalıştığını her zaman vurgulamaktadır. Bu vurgunun dış politika ayağında iseAB'nin ne derece başarılı olabildiğini gösterecek en önemli test alanlarından biri olan Birliğin Orta Asya'ya yönelik politikaları bulunmaktadır. Böyle bir bağlantıdan hareketle bu çalışma, idealist söylemin Orta Asya politikası kapsamındaki yerini ve etkisini ortaya koymaya çalışmaktadır. Önceki yıllar bir yana, 2007yılından beri yeni bir strateji ve daha büyük bir iddia ile dillendirilmesine rağmen yetersiz araçlarla veAB'nin tutumundan kaynaklanan başka bazı nedenlerle bölgede şu ana kadar ciddi bir değişim meydana getiremeyen söz konusu idealist politika, bir söylemin ötesine geçemeyecek gibi gözükmektedir.Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Orta Asya, İdealizm, Demokratikleşme, însan Hakları
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Avrupa komşuluk politikası ve amaçları
    (Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2006) Samur, Hakan
    Avrupa Birliği‟nin son yıllarda üzerinde durduğu stratejik politika araçlarından bir tanesi; Akdeniz çevresinde, Doğu Avrupa‟da ve Güney Kafkaslarda kendisine komşu ya da yakın durumdaki devletlerle kapsamlı ortaklık ve işbirliğini öngören yeni Avrupa Komşuluk Politikasıdır. Tam üyelik olmasa bile, Birliğin politik, ekonomik ve sosyal değerleri çerçevesinde söz konusu ülkelerin entegrasyonunu içerecek derecede ileri bir vizyona sahip bu politikanın ortaya çıkması, esas olarak Birliğin karşı karşıya kaldığı çok önemli sorunların çözülmesi ve yine Birliğin bazı global stratejilerini uygulama amaçlarına yöneliktir. Birinci amaç açısından, özellikle Birliğin maruz kaldığı yasadışı göç, uyuşturucu ve kadın ticareti ile enerji açığı sorunlarını çözmede kullanılması öngörülen Avrupa Komşuluk Politikası; ikinci amaç açısından da Birliğin nüfuz alanını genişletme ve global dengelerde söz sahibi olma hedeflerinin bir aracı olarak planlanmaktadır
  • [ X ]
    Öğe
    Avrupa’da Birliğin yolu Türkiye’den geçer
    (2010) Samur, Hakan
    Türkiye’nin tam üyeliği, Avrupa Birliği açısından en hararetli tartışmalarınyaşandığı ve devamlı sürüncemede tutulan bir konu niteliğindedir. Gerek Birliğin veüye ülkelerin yönetici elitleri açısından gerekse AB toplumu açısından Türkiye’ninüyeliğine karşı oluşun belki de en sık tekrarlanan gerekçesi Türkiye’nin sosyo-kültürelanlamda AB’den oldukça farklı bir konumda bulunmasıdır. Söz konusu gerekçe,Türkleri asırlarca Avrupa’nın en önemli Ötekisi yapan tarihsel bir arka planla dabeslenmektedir. Bu çalışmanın ortaya koymaya çalıştığı husus, özellikle dindenkaynaklanan kültürel farklılıklarının ve en önemli tarihsel Ötekisi rolünün bulunmasınınaslında Türkiye’yi üyeliğe kabul etme açısından, AB’nin dikkate alması gereken enönemli unsur olduğudur. Hatta Birliğin demokratik ve çoğulcu bir çerçevede tamanlamıyla siyasi bir birlik oluşturması yönündeki idealine ulaşabilmesi için buzorunludur.
  • [ X ]
    Öğe
    Clearing the Way for Civil Society in South-eastern Anatolia: The Importance of Trust and Discourse
    (Univ Assoc Contemporary European Studies-Uaces, 2008) Samur, Hakan
    This article discusses one of the problems that must be resolved urgently in order to enable the development of civil society in the South-eastern Anatolian Region. This is a region that will likely become the future eastern border area of the European Union (EU) and is currently Turkey's most troubled region due to its political, economic and social conditions. Despite the fact that a suitable legal-institutional environment was established during the EU membership process especially after 2001, one of the most significant obstacles that prevents civil society in the Region from showing the effort to benefit from this environment is the fact that due to from long-standing conflicts and oppressive policies, it has not been possible to establish an environment of trust between the state and civil society. First and foremost among the most crucial tools that must be reviewed and considered to establish such an environment of trust is the discourse employed by the politico-bureaucratic elite.
  • [ X ]
    Öğe
    Değişen ve popülerleşen bir kavram olarak Avrupalılaşma
    (2008) Samur, Hakan
    Bu çalışmada, Avrupa Birliği çerçevesinde yaklaşık son yirmi yılda giderek daha fazla kullanılan Avrupalılaşma kavramının hem söz konusu popülerleşmesinin sebepleri açıklanırken hem de içeriği açısından, tanımlanmasında yaşanan değişim izah edilecektir. Tanımlamaya ilişkin olarak, 1980’lere kadar öncelikle aşağıdan-yukarıya bir süreç olarak açıklanan kavram; bu tarihten sonra ve özellikle 1990’lardan itibaren yukarıdan-aşağıya boyutuyla kullanılmıştır. Kavramın popülerleşmesi de, yine 1990’lı yıllardan itibaren AB’nin genişleme ve derinleşme süreçlerine bağlı ve eş zamanlı olarak ortaya çıkan bir dizi sebebe dayanmıştır.
  • [ X ]
    Öğe
    Development of Market Culture in the Post-1989 Period of Poland
    (2005) Samur, Hakan
    1989'dan itibaren özellikle Avrupa Birliği'nin rehber 'niteliğindeki normları ışığında hızlı bir siyasi ve ekonomik dönüşüm sürecine giren Polonya'da, bu sürecin ekonomi ayağı, piyasa mekanizmasına dayanan liberal bir yapının bütün yönleri ile yerleştirilmesine dayanır. Rejim değişikliğindensonrakibirkaçyıliçinde,gerekenhukuki-kurumsal düzenlemeler neredeyse tamamlanmış ve Polonya piyasa ekonomisi olarak adlandırılmıştır. Ancak başka herhangi bir yapının olduğu gibi, piyasa ekonomisin de gerçek anlamda yerleşebilmesi ve sağlıklı işleyebilmesi,hukuki- kurumsal çerçevenin ötesinde, bu ekonominin normatif değerlerinin ve davranış biçimlerinin (piyasa ekonomisi kültürü) bireyler tarafından benimsenmesini-içselleştirilmesini gerektirir. Bu çalışma, Polonya'da, 1989 sonrası dönemde böyle bir normatif dönüşümün ne dereceye kadar başarılabildiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
  • [ X ]
    Öğe
    EASTERN ENLARGEMENT: A DEATHBLOW TO EURO-NATIONALISM
    (Ankara Univ European Union Research Centre, 2006) Samur, Hakan
    The aim of attaining a common EU identity, which is vitally important for the advancement and deepening of the EU has been discussed as a very significant issue since the 1970s. In this discussion, one of the most widely supported approaches considering the context of the common EU identity has been Euro-nationalism that advocates an EU identity leans on common historical-cultural values. On the other hand, the Union has tackled another significant issue since the early 1990s. The accession process of Central and Eastern European Countries to the EU. Despite the realisation of the All membership of most of those countries, the impact of Eastern Enlargement and the debates around it will continue for a long time. The article deals with relation between these two issues that occupy a considerable place in the EU agenda and reveals the (negative) impacts of Eastern Enlargement on Euro-nationalism, one of the most fervently supported approaches regarding the EU common identity.
  • [ X ]
    Öğe
    EU Citizenship as a Common Identity: Theoretical Underpinnings and Main Dimensions
    (2006) Samur, Hakan
    Bu çalışma Avrupa Birliği vatandaşlığının ortak siyasi bir kimlik olarak ortaya çıkmasını ele almakta ve bu vatandaşlığın hem teorik hem de temel dayanak noktalarına dayalı bir analizini yapmayı amaçlamaktadır. Konunun teorik analizi bağlamında açıklanması gereken iki boyutu bulunmaktadır. İlk olarak, daha geniş bir perspektiften, kimlik konusunun uluslararası alandaki rolü ve etkisini ortaya koymak için teorik bir arka plan verilmektedir. Ardından, daha özel bir perspektifle, siyasi kimliğin, AB'de ortak kimlik olarak seçilmesinin ardındaki teorik temeller ve gerekçeler ortaya konmaktadır. Bu teorik açıklamaların ardından, AB vatandaşlığı, üç temel dayanağı konumundaki politik, ekonomik ve popüler-sembolik boyutları açısından incelenmektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    EURO- Nationalism: An Impasse for the European Union
    (2004) Samur, Hakan
    Avrupa Birliği'nin, üye ülkeler arasındaki işbirliğini ve entegrasyonu daha da artırabilmek ve bütün yönleri ile tek bir politik topluluk idealine ulaşabilmek yolunda ihtiyaç duyduğu unsurların başında, söz konusu topluluğu oluşturacak bireyler arasında ortak bir kimliğin inşa edilmesi zorunluluğu gelmektedir. Bu noktada, ortak bir AB kimliğinin muhtevasının ne olduğu ya da olması gerektiği hususunda çok yoğun tartışmalar yapılmaktadır. İleriye sürülen alternatifler arasında, devamlı olarak gündemde kalan ve lehinde ya da aleyhinde en çok konuşulanlardan biri de, 'Avrupa milliyetçiliği' genel kavramı altında açıklayabileceğimiz ve bu makalenin konusunu teşkil eden görüştür. Bugünün AB'sini oluşturan ülke insanlarının, Avrupalılık bağlamında ortak bir tarihe, kültürel mirasa ve gelişme çizgisine sahip oldukları ön kabulünden hareketle, söz konusu ortak alanlara dayanarak 'milli devlet benzeri' ortak bir AB kimliğinin oluşturulmasını esas alan Avrupa milliyetçiliği, taşıdığı birçok yanlışlık ve yetersizlik nedeniyle, yine birçoklarına ve bu makalenin yazarına göre, AB için uygun bir tercih olarak görülmemektedir. Makale, AB'de ortak kimlik oluşturma ihtiyacını doğuran sebepleri özetledikten ve Avrupa milliyetçiliği akımının temel dayanak noktalarını belirttikten sonra, bu yanlışlık ve yetersizlikleri açıklayarak, böyle bir kimliğin AB için neden uygun tercih olamayacağını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The Europeanization of Mesopotamia: current status of its societal structure
    (Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2009) Samur, Hakan
    This study will carry out a three-pronged (socio-economic conditions, the state of civil society and ethno-religious qualities) assessment of Turkey's Sout-Eastern Anatolian Region (so called Upper Mesopotamia). In the meantime, an attempt will be made to elucidate the significance of Turkey's Europeanization process for the region, in terms of moving beyond its problems and improving its current, rather bleak structure. The basis of the positive impact of the Europeanization process draws upon thepartial improvements evidenced in the region's societal structure from 2001 onwards, which resulted from the wave of fundamental reforms being experienced across the nation in line with EU membership
  • [ X ]
    Öğe
    Market Citizenship: The Most Important Dimension of Common European Union Identity
    (2005) Samur, Hakan
    İkinci Dünya Savaşı sonrasında hayata geçirilen Avrupa bütünleşme projesinin nihai hedefi tam bir siyasi topluluk haline gelebilmektir. Bu hedefe ulaşılabilmesi için, kurucu unsur durumundaki vatandaşların ortak bir kimliğe ihtiyaçları vardır. Günden güne değişen jeo-politik ve ekonomik koşullar böyle bir ortak kimliğin inşa edilmesi ihtiyacını artırmış olsa da, konu hala Avrupa Birliği (AB) için çözüme kavuşturulmamış sorunlardan biri durumundadır. Buna rağmen, demokratik bir siyasi kültür ve pazar ekonomisi yönelimli bir ekonomik kültüre dayanan ortak bir siyasi kimlik (vatandaşlık), başlangıçtan beri AB için amaçlanabilecek en iyi seçenek olarak destek görmüştür. Bunun anlamı; AB ortak siyasi kimliği, temel dayanak durumundaki birtakım siyasi (vatandaşlık kültürü, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, vb.) ve ekonomik (pazar ekonomisi kültürü) prensiplerin üzerine kurulmalıdır. Sözkonusu ortak siyasi kimliği inşa edebilmek için Avrupa Topluluğu (ve devamında AB) çok çeşitli politikalar üretmektedir.Bu makalenin amacı; bir piyasa ekonomisi vatandaşlığının inşa edilmesi yönündeki çabaların, en baştan beri, AB’nin ortak kimlik inşa çabaları içinde en önemli yeri işgal ettiğini göstermektir. Yani, AB düzleminde ve piyasa ekonomisine dayanan bir ekonomi vatandaşlığını gerçekleştirecek politikalar, ortak bir AB siyasi kimliğine ulaşma yolunda devamlı olarak önceliği ve anahtar rolü almıştır. Bu çalışmada, ekonomi vatandaşlığı veya AB vatandaşlığı sadece hukuki-resmi kavramlar olmanın ötesinde, bireyleri, piyasa ekonomisinin veya AB siyasi toplumunun davranış kuralları ile donatmayı amaçlayan sosyal-normatif kavramlar olarak anlaşılmalıdır.
  • [ X ]
    Öğe
    The Mesopotamian Euro-Region
    (Wiley, 2010) Samur, Hakan
    The European Union (EU) has expanded the functional impact area of the Europeanization concept in recent years and now aims to create administrative areas based on its own political and economic values in regions outside EU member and candidate states. Meanwhile, regionalization and cross-border collaborative efforts are also considered important by the Union. This study proposes a notable cross-border cooperation project, where the expected benefits of the two strategies mentioned above intersect: a Euro-region project to be established between the Southeastern Anatolian region of Turkey and the Northern region of Iraq. The realization of such a project has become more likely recently as a result of the changes that have occurred in Southeastern Anatolia and Northern Iraq and will generate multifaceted benefits for the region, the relevant states, and the EU.
  • [ X ]
    Öğe
    PEOPLE'S ORIENTATION IN POLAND TOWARDS THE EUROPEAN UNION
    (Ankara Univ European Union Research Centre, 2005) Samur, Hakan
    If the European Union is to achieve its ultimate aim of becoming a fully-fledged political community (the ideal of ever closer union) it must be supported, alongside legal-institutional advances, by the development of a common and sufficient orientation towards the Union among itsconstituent citizens. This article attempts to show if (and what sort of) an orientation had been developed during the pre-membership period of a new member tate, Poland. The results are not encouragingtowards the ideal of political community, and demonstrate the negative and retarding impact of the recent enlargement of the Union. Examination of people's orientation towards the EU in the pre-membership stage of Poland seems to have specifically anteresting and useful information for the reader in Turkey that will start EU membership talks this year after a long period of wait.
  • [ X ]
    Öğe
    The Roman Catholic Church in the Post-1989 Period of Poland
    (2005) Samur, Hakan
    Polonya’nın 1989 sonrası değişim süreci, kurumsal-hukuki bir uyarlamanın yapılmasının ötesinde, ülkenin, Batı Avrupa’nın demokratik-liberal prensipleri doğrultusunda normatif yönden yeniden inşasını vurgulamaktadır. Bir ülkenin sosyo-politik ve ekonomik kimliğini değiştirme çok zor bir iştir ve herşeyden önce yeni prensiplerin, devleti oluşturan aktörler tarafından benimsenmesini gerektirir. Başka bir deyişle, ülkenin sosyal, politik ya da ekonomik alanında yer alan kişi ve kurumlar, yeni sistemin temel prensiplerini öğrenmeli ve kendilerini normatif olarak bu sisteme adapte etmelidirler. Bu çalışma, Polonya’da önemli bir milli ve dini kurum olan Roman Katolik Kilisesi’nin, ülkenin 1989 sonrası demokratik-liberal değişim sürecinde (Avrupalılaşma), ne dereceye kadar böyle bir adaptasyonu gerçekleştirebildiğini ortaya koymayı amaçlamak-tadır. Makalede herhangi bir mukayese yapılmamış olmakla birlikte, Roman Katolik Kilisesi’nin hikayesinin, AB yolunda Polonya ile benzer bir değişim sürecini yaşayan Türkiye’ deki dini-sosyal yapılar hatırlandığında, okuyucu için yararlı olacağı ümit edilmektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    Turkey's Europeanization Process and The Return of the Syriacs
    (Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2009) Samur, Hakan
    The history of the Syriac community in Turkey, especially in Southeastern Anatolia, spans millennia, though from the 1960s on Syriacs have emigrated, primarily to European countries, due to socioeconomic and security issues. Since 2000, a significant number of Syriacs have begun to return to their former lands. This study shows that the return migration of the Syriacs is a reflection of another development that has gained momentum in the 2000s, namely Turkey's Europeanization process and the resultant relative increase in security in southeastern Anatolia. The study also provides information on the structure and probable impact of the Syriacs' return migration.

| Dicle Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Dicle Üniversitesi, Diyarbakır, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim