Yazar "Meşe, Ayşe" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adhesion of conventional and simplified resin-based luting cements to superficial and deep dentin(Clinical Oral Investigations, 2012) Özcan, Mutlu; Meşe, AyşeThis study evaluated the bond strengths of conventional (chemically and dual-polymerized) and simplified resin-based luting cements with their corresponding adhesives to superficial dentin (SD) and deep dentin (DD). Recently extracted third molars (N = 70, n = 10 per group) were obtained and prepared for testing procedures. After using their corresponding etchants, primers, and/or adhesive systems, the conventional and simplified cements (Variolink II [group A, conventional], Bifix QM [group B, conventional], Panavia F2. 0 [group C, conventional], Multilink Automix [group D, simplified], Superbond C&B [group E, conventional], Clearfil Esthetic Cement [group F, simplified], Ketac-Fil [group G, conventional]) were adhered incrementally onto the dentin surfaces using polyethylene molds (inner diameter 3. 5 mm, height 5 mm) and polymerized accordingly. Resin-modified glass-ionomer cement (RMGIC) acted as the control material. Shear bond strengths (1 mm/min) were determined after 500 times of thermocycling. Kruskal-Wallis and Mann-Whitney tests were used to analyze the data (α = 0. 05). Bond strength (MPa) results were significantly affected by the cement types and their corresponding adhesive systems (p ≤ 0. 05). The shear bond strengths (MPa ± SD) for groups A-G were 14. 6 ± 3. 8, 18. 9 ± 3. 9, 5. 5 ± 4. 5, 3. 1 ± 3. 6, 1. 1 ± 2. 5, 15. 5 ± 2. 6, 7 ± 4. 3 and 7. 1 ± 5. 8, 15. 1 ± 7. 8, 8. 4 ± 7. 3, 7. 5 ± 7. 3, 4. 9 ± 5. 1, 12. 5 ± 2. 1, 6 ± 2. 6 for SD and DD, respectively. The level of dentin depth did not decrease the bond strength significantly (p > 0. 05) for all cements, except for Variolink II (p < 0. 05). On the SD, bond strength of resin cements with "etch-and-rinse" adhesive systems (Variolink II, Bifix QM, Super-Bond C&B) showed similar results being higher than those of the simplified ones. Simplified cements and RMGIC as control material showed inferior adhesion to superficial and deep dentin compared to conventional resin cements tested.Öğe Bond strength of soft denture liners following immersion of denture cleanser(2006) Meşe, AyşeThis study investigated the effect of a denture cleanser on tensile bond strength of acrylic and silicone-based soft denture liners. The denture liners investigated were an acrylic-based, heat-cured (Vertex soft), an acrylic-based, auto-cured (Coe soft), a silicon-based, heat-cured (Molloplast-B) and a silicon-based, auto-cured (Mollosil plus). Soft liner specimens were 10×10×3 mm in size and processed for testing according to manufacturers' instructions between 2 polymethyl methacrylate (PMMA) blocks. Specimens were stored for 1 day, 1 week and 1, 3 and 6 months in water and Polident at 37°C. Tensile bond strength was measured using a universal testing machine (Testometric Micro 500) at a crosshead speed of 20 mm/min (n=10 specimens per experimental group). ANOVA and Tukey HSD methods were used to analyze the data (?=.05). The results indicated that the tensile bond strength of all lining materials decreased with storage duration (both water and Polident), and no difference between treatments.Öğe DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN FİBER POST SİSTEMLERİ(2019) Görüş, Zuhal; Meşe, Ayşe; Çetindağ, Merve Tokgöz; Evran, Ozan ErdostDiş hekimlig?inde dental rehabilitasyonların estetik per -formansı için zamana duyulan ihtiyaç önemli konulardanbiri oldug?u gibi , uygulanan sistemin dayanıklılıg?ı,güvenilirlig?i ve basitlig?i çok daha fazla önem taşır.Fiber post-kor sistemleri hekime uygulamaya hazırhalde sunulmaktadır. Fiber postlar dentine benzeryapısından dolayı hem hastaların hem de hekimlerinbeklentilerini kars? ılamaktadır. Fiber postların dentinebenzer fiziksel davranıs?ları oklüzal yükler altındaoluşan stresi diş dokularına zarar vermeksizin yönlen -dirmesine imkan tanımaktadır . Buna ek olarak adezivteknolojisindeki gelis?meler fiber post -kor restorasyonunklinik bas?arısında gözle görülür bir ilerlemesag?lamıştır. Bu derlemede günümüzde diş hekimlig?indekullanılan fiber post sistemleri anlatılmıştır.Öğe Dişhekimliğinde kullanılan Er: YAG lazerler(Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2018) Görüş, Zuhal; Meşe, Ayşe; Çetindağ, Merve Tokgöz; Evran, Ozan ErdostLazerler, 20 yıldır kullanımda olmalarına ve yapılan çok sayıda bilimsel araştırmaya karşın diş hekimleri için araştırma konusu olmaya devam etmektedir. Günümüzde lazerler, spesifik dalga boylarıyla geniş bir kullanım alanına sahiptirler. Lazer uygulamaları, henüz kullanılan tedavi prosedürlerinin yerini alamasalarda, kavite preperasyonu, hipersensitivite tedavisi, yüzey pürüzlendirme, diş beyazlatma, diştaşı temizliği, endodontik uygulamalar, kemik ablasyonu ve analjezide alternatif olarak kullanılabilmekte ve dişhekimliğinin önemli bir unsuru haline gelmektedir. Lazer teknolojisindeki gelişmelerle beraber her geçen gün lazerin dişhekimliğinde kullanımı ile ilgili olarak yeni olanaklar ortaya çıkmaktadır. Özellikle dental sert dokular üzerindeki etkileri ve kullanım olanakları üzerine çalışmalar devam etmektedir. Bu çalışmada lazerlerin dental sert dokular üzerindeki uygulamaları, Er: YAG lazerler ve özel PIPS (Photon Induced Photoacustic Streaming) uçları hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır.Öğe Ektodermal displazili olgularda konjonktiva bası sitolojisi(2012) Meşe, Ayşe; Söker, Sevda; Nergiz, Yusuf; Akkuş, Murat; Keklikçi, UğurEktodermal displazi ektodermal kökenli doku ve organları etkileyen bir belirtiler grubudur. Bu çalışmada ektodermal displazili olgularda konjonktiva etkilenmesini araştırmak amacıyla girişimsel olmayan bir yöntem olan bası sitolojisi tekniği kullanılmıştır. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları ve Protetik Diş Sağlığı ve Hastalıkları Bilim Dallarında takipte olan ektodermal displazili üç hastanın altı gözü çalışma kapsamına alındı. Üst bulber konjonktivaya uygulanan bası sitoloji yöntemi ile selüloz asetat kağıdı yüzeyine alınan hücre grupları (%70’lik etil alkol, %37’lik formaldehit ve glisiyal asetik asitin 20:1:1 oranındaki) sıvısında sabitlendikten sonra “periodik acid schiff” ve hematoksilen-eozin ile boyandı. Ektodermal displazili olgularda bası sitolojisi ile hücre bütünlüğünde azalma, çekirdekte yer yer piknotik değişimler, epitelyal hücre şeklinde değişimler ve goblet hücre kaybı gözlendi. Ektodermal displazili olgularda göz kuruluğu bulguları bası sitolojisi tekniği ile desteklendi. Bası sitolojisinin, ektodermal displazinin göz izleminde, girişimsel olmayan bir yöntem olarak kullanılabileceği sonucuna varıldı.Öğe Evaluation of microhardness of newly developed glass carbomer-based dental filling material(Uluslararası Diş Araştırmaları Birliği, 2019) Arslanoğlu, Zeki; Kale, Ediz; Meşe, Ayşe; Altan, HalenurAim: This study measured the microhardness of a newly developed glasscarbomer dental filling material within the first 24 hours after setting andcompared it against that of two different glass ionomers, with and withoutheating during setting, and a resin-modified glass ionomer.Methodology: Six cavities were prepared on acrylic resin discs. PMMAblocks were randomly divided into six groups of six cylinders and eachcavity was filled with one of the tested materials according to their group.The groups were: Group1, Fuji Triage™ with heat; Group 2, GCP Glass Fill™;Group 3, Equia™ with heat; Group 4, Riva LC™; Group 5, Fuji Triage™; andGroup 6, Equia™. Microhardness was measured by the Vickers hardnessscale using a microindentation hardness tester at 2, 4, 6, 12 and 24 hoursafter initial setting of the materials.Results: Fuji Triage™ with heat applied during setting (Group 1) provedto be the hardest material, while Riva LC™ (Group 4) and GCP Glass Fill™(Group 2) were the softest. Heating the Fuji Triage™ during the initialsetting period significantly increased its physical strength after 24 hours.Conclusions: It was seen that microhardness of materials which used inour study was effected both time and heat.Öğe Fracture strength of indirect resin composite laminates to teeth with existing restorations: An evaluation of conditioning protocols(2009) Özcan, Mutlu; Meşe, AyşePurpose: This study evaluated the fracture strength and failure types of indirect resin-based composite laminates bonded to teeth with aged Class III composite restorations that were conditioned according to various protocols. Materials and Methods: Maxillary central incisors (N = 60) with window-type preparations received laminates made of a highly-filled resin composite material (Estenia) (10 per group).On the mesial and distal side, Class III cavities (3 x 3 mm) were prepared using ultrasonic burs and filled with resin composite (Quadrant Anterior Shine). The unrestored teeth served as a control group (group 6). All restored teeth (n=50) were thermocycled (5°C to 55°C, 6000X) and subjected to one of the conditioning protocols: (1) air-particle abrasion with alumina particles coated with silica (30-µm SiO2, CoJet)+silanization, (2) air-particle abrasion with alumina particles (50 µm, Al2O3)+silanization, (3) 9.5% hydrofluoric acid (HF) for 90 s (Ultradent)+silanization and (4) protocol of Clearfil Repair Kit, (5) adhesive resin (Quadrant Unibond Sealer). A three-step bonding procedure and dual-polymerizing resin cement (Panavia F 2.0) were employed. The inner surfaces of the laminates were conditioned (CoJet-Sand, 30 µm SiO2) and silanized (ESPE-Sil). All specimens were stored in water at 37°C for one month prior to the fracture test. Results: A significant difference was observed in fracture strength values between the groups (ANOVA, p = 0.0261). The only significant difference was between group 2 (299 ± 103 N) and group 3 (471 ± 126 N) (p = 0.0239) (Tukey’s test, ? = 0.05). The majority of failures were type C (35/60) (chipping of the laminate with enamel exposure), followed by type B (21/60) (cohesive failure within the composite laminate). Conclusion: The fracture strengths of the laminates tested did not show significant differences, whether they were bonded to existing, aged Class III composite restorations or to intact teeth. The failure types, however, varied between the groups. The lowest strengths were obtained from the air-particle abraded (50 µm, Al2O3) and silanized group.Öğe Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde diş destekli sabit protezlerde karşılaşılan başarısızlıkların değerlendirilmesi(Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2017) Meşe, Ayşe; Kale, Ediz; Özcan, Mutlu; Yıldız, Ayça Deniz; Kaya, EylemAmaç: Geleneksel diş destekli sabit protezlerin (GDSP) başarısızlığı pek çok araştırmaya konu olmuştur. Başarısızlıkların giderilmesi için yapılacak restorasyon ve bunun sonuçları hakkında öngörülü olunması önemlidir. Bu çalışmanın amacı GDSP’lerde başarısızlık düzeylerine ilişkin insidans sunmak ve prognoz açısından başarısızlık düzeyleri ile hasta cinsiyeti, yaşı, protez yapım materyali, üye sayısı ve kullanım süresi arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Yöntem: GDSP’sine bağlı şikayet ile başvuran 413 hasta muayene edildi. Protezlere ilişkin problemler, başarısızlık düzeyi sınıflaması kullanılarak cinsiyet, yaş, protez materyali, üye sayısı, ve kullanım süresi bakımından değerlendirildi. Aralarındaki ilişki, çapraz tablolar ile Pearson ki-kare, tekyönlü-ANOVA ve Spearman korelasyon testleri kullanılarak istatistiksel olarak analiz edildi (α=0.05). Bulgular: Başarısızlık sınıfı ile hasta cinsiyeti arasında ilişki bulunamazken (p>0.05), başarısızlık sınıfı ile protez yapım materyali arasında ilişki bulundu (p=0.014). Sınıf ile kullanım süresi, sınıf ile hasta yaşı ve sınıf ile protez üye sayısı arasında ileri düzeyde istatistiksel ilişki olduğu gözlendi (p<0,01). Yaş ile kullanım süresi (p<0.01) ve yaş ile üye sayısı arasında (p<0.05) da ilişki gözlenirken, kullanım süresi ile üye sayısı arasında ilişki bulunamadı (p>0.05). Sonuç: Bu araştırmanın sonuçları, belirgin GDSP şikayeti ile kliniğe başvuran hastaların, çözülmesi görece zor bir problemle hekimin karşısına çıkabileceğini, güncel olmayan yapım materyali kullanılmış GDSP’lerin yüksek sınıfta değerlendirilme ihtimalinin yüksek olduğunu, uzun süreli kullanımda olan GDSP’lerde başarısızlık şiddetinin yüksek olacağını, protez üye sayısı ve hasta yaşı arttıkça GDSP’lerde gözlenen başarısızlık düzeyinin artacağını göstermiştir.Öğe İki farklı yumuşak astar maddesinin akrilik kaide materyaline bağlanma dirençlerinin ve sertlik değişimlerinin zamana bağlı olarak değerlendirilmesi(Dicle Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2002) Meşe, Ayşe; Güzel, Kahraman GündüzYumuşak astar maddeleri günümüzde dişhekimliğinde geniş kullanım alam bulmuştur. Ancak yumuşak astar maddelerinin su emilimine bağlı olarak hacimsel değişiklik göstermeleri, zamanla sertleşmeleri, mantar üremesi, renk değiştirmesi, pöröz ve koku oluşması, akrilik kaidenin kırılmasına neden olması, akarilik kaide ile bağlantısının bozulması gibi nedenlerden dolayı seçiminde ve kullanımında çeşitli güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Çalışmamızda, yumuşak astar maddelerinin sertlik ve akrilik kaideye bağlantı direnci değişimleri incendi. Bunun için akrilik esaslı ısı ile polimerize olan Vertex soft, akrilik esaslı oda sıcaklığında polimerize olan Coe soft, silikon esaslı ısı ile polimerize olan Molloplast-B ve silikon esaslı oda sıcaklığında polimerize olan Mollosil plus kullanıldı. Birinci bölümde, her yumuşak astar maddesinin 24 saat, 1 hafta, 1 ay, 3 ay ve 6 ay sonunda akrilik kaideye bağlantı direnci ölçümleri yapıldı. Boyutları 40x10x10 mm olan ve 15 mm'lik bölümü inceltilmiş akrilik bloklar arasına 3 mm'lik yumuşak astar maddeleri yerleştirilerek örnekler hazırlandı. Her ölçümde 10 adet örnek kullanılacak şekilde toplam 200 adet örnek hazırlandı. Örnekler distile suda, oda sıcaklığında bekletildi. Bağlantı direnci 91ölçümü Testometrik Micro 500 test cihazıyla, 20 mm/dak'lık çekme hızıyla yapıldı. Veriler MPa olarak değerlendirildi. Çekme sonunda, örneklerdeki kopmaların adeziv ya da koheziv olduğu gözlendi. İkinci bölümde, her yumuşak astar maddesinin 24 saat, 1 hafta, 1 ay, 3 ay ve 6 ay sonunda sertlik ölçümleri yapıldı. İç çapı 20 mm, yüksekliği 12 mm olan ve her ölçümde 10 adet örnek kullanılacak şekilde toplam 200 adet örnek hazırlandı. Örnekler distile suda ve oda sıcaklığında bekletildi. Sertlik ölçümü Shore A cihazıyla yapıldı ve veriler Shore olarak değerlendirildi. Ölçümler sonunda, her bir yumuşak astar maddesinin beş farklı süredeki bağlantı direnci ve sertlik değişimleri, kendi içlerinde ve birbirleriyle istatistiksel olarak değerlendirildi. Akrilik esaslı yumuşak astar maddelerinin bağlanma dirençlerinin, silikon esaslılardan daha fazla olduğu ve en yüksek bağlanma direncine akrilik esaslı, ısı ile polimerize olan Vertex soft'un sahip olduğu gözlendi. Zamanla yumuşak astar maddelerinin bağlantı dirençlerinin azaldığı ve bu azalmanın akrilik esaslılarda silikon esaslılara göre daha fazla, oda sıcaklığında polimerize olanlarda ise ısı ile polimerize olanlara göre daha fazla olduğu belirlendi. Akrilik esaslı yumuşak astar maddelerinin silikon esaslılardan daha yumuşak olduğu ve en fazla yumuşaklığa akrilik esaslı, oda sıcaklığında polimerize olan Coe soft'un sahip olduğu gözlendi. Zamanla yumuşak astar maddelerinin yumuşaklıklarının azaldığı ve bu azalmanın akrilik esaslılarda silikon esaslılara göre, oda sıcaklığında polimerize olanlarda ise ısı ile polimerize olanlara göre daha fazla olduğu belirlendi. Sonuç olarak, yumuşak astar maddelerinin zaman içerisinde serleştiği ve bu sertleşme ile bağlantı direnci arasında negatif bir korelasyon olduğu tespit edilmiş olup, bunun her tip yumuşak astar maddesinde farklı düzeyde olduğu gözlenmiştir.Öğe Sabit Protetik Restorasyonlarda Kullanilan Interokluzal Kayit Materyalleri ve Teknikleri; Derleme(Harran Üniversitesi, 2022) Kızılova, Kübra; Meşe, AyşeProstodonti Sözlüğünde, interokluzal kaydı “karşıt dişlerin ve arkların konumsal ilişkisinin kaydı; dişlerin veya çenelerin birbirleriyle konumsal ilişkisinin bir kaydı olarak tanımlanmaktadır (1). Doğru interoklüzal kayıt, protezin teslimi sırasında ağız içi ayarlama ihtiyacını en aza indirir. Yüksek kaliteli restorasyon sağlamak ve tedavi süresini ve maliyetini azaltmak için gereklidirler. Protez rehabilitasyon tedavilerinin başarıları, artikülatöre alçı modellerin doğru bir şekilde monte edilmesine bağlıdır. Bu derleme, protetik restorasyonlarda kullanılan interoklüzal kayıt materyallerini ve tekniklerini anlamamıza yardımcı olacaktırÖğe A technique for fabrication of an interim ocular prosthesis(2008) Kale, Ediz; Meşe, Ayşe; İzgi, Ayça Deniz; 0000-0001-8761-0298Several ocular and orbital disorders require surgical intervention that may result in ocular defects. Immediate intervention is required to preserve the anophthalmic socket size and prevent scar tissue contractures that may follow surgery. Unfortunately, immediate fitting of an anophthalmic socket with an artificial eye may not always be possible, and a delayed prosthesis delivery may result in settling and sinking of the prosthesis into the socket, therefore requiring orbital cavity conformation. This article presents a short review of the most commonly used techniques for processing an ocular prosthesis, while suggesting a practical transition to the application of some of them. A technique for fabricating a custom-made provisional ocular prosthesis using digital imaging technology is described. This technique may be considered in order to avoid costly procedures that might be required as a result of delayed artificial eye insertion. The technique described in this article provides a cost-effective choice for optimal orbital cavity conformation and serves as a diagnostic aid for predicting the patient's compliance to ocular prosthetic treatment. The esthetic advantages and the relative ease of fabrication of this interim prosthesis allow it to be considered a first step in the management of untreated anophthalmic sockets.