Yazar "Kurt, Mehmet Emin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 39
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adolesan öğrencilerde fiziksel aktivite ve obezitenin adolesan yaşam biçimi, pedometre ve BIA ile değerlendirilmesi(Gaziantep Üniversitesi, 2022) Asma, Mehmet Bülent; Andan, Hanife; Kurt, Mehmet Emin; Ceylan, AliAdolesan dönem sosyal, psikolojik ve fizyolojik pek çok değişimin yaşandığı dönem olup bu dönemdeki fiziksel aktivite yetersizliği pek çok sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bu çalışmada adolesan öğrencilerde fiziksel aktivitelerinin sağlıklı yaşam biçimi davranış ölçeği, pedometre ve BIA ile değerlendirilmesi ve sağlıklı yaşam davranışı kazanmaları için farkındalık oluşturulması amaçlanmıştır. Katılımcılara sözlü onamları alındıktan sonra demografik özelliklerini içeren yapılandırılmış bir anket ve Adolesan Yaşam Biçimi Ölçeği(ALP)uygulanmıştır. Biyoelektrik empedans analizi (BIA) ile vücut yağ ölçümlerive vücut tipleri belirlenmiştir. Çocukların baskın olan (dominant) el bileğine takılmıştır 7 gün boyunca adım sayıları günlük olarak kaydedilmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin %45,7’si erkek, %54,3’ü kadın, % %22,5’i erken adölesan, %34,7’si orta adölesan, %42,8’i geç adölesan grubundadır. Adolesanların cinsiyetlerine göre vücut yapıları değerlendirildiğinde erkeklerin %62,1’inin düşük yağve düşük ağırlık veya azyağlı-kaslı yapıda iken, %17,7’si standart, 20,3’ü şişman ya da obezdir. Kız öğrencilerde aynı oranlar sırasıyla %28,7, %44,7, ve %26,6 kadardır. Adolesanların günlük ve haftalık ortalama adım sayıları ile Adolesan Yaşam Biçimi Ölçeği (ALP) alt gruplarından aldıkları puanlar karşılaştırıldığında günlük ve haftalık adım sayıları ile sağlık sorumluluğu ve fiziksel aktivite alt grupları puan ortalamaları arasında pozitif bir korelasyon olduğu bulunmuştur. Çocuk ve adolesanların fiziksel aktivite düzeylerini etkileyen fizyolojik, psikolojik, sosyal ve çevresel birçok faktör vardır. Bu faktörlerin en temel bileşeni yetersiz fiziksel aktivitedir. Fiziksel aktivite düzeyleri vücut yağlanmasını ve obezite oluşumunu etkilemektedir. Çocuklarda ve adölesanlarda ALP, günlük adım sayısı, vücut yağ oranının ölçümü gibi yöntemlerle fiziksel aktivitenin değerlendirilmesi ve sağlığın korunması ve geliştirilmesine yönelik davranış kazandırılması önemlidir.Öğe Assessment of lead, mercury, cadmium, chromium and total antioxidant capacity levels of employees exposed to exhaust gases in closed parking lots(Taylor and Francis Ltd., 2022) Öztoprak, Feyzullah Sacid; Rençber, Süreyya Yiğitalp; Ceylan, Ali; Arıca, Enes; İpek, Duygu Neval Sayın; Kurt, Mehmet Emin; Yetiz, PerverAim: The aim of this study is to evaluate the blood lead, cadmium, mercury and chromium levels and serum TAC levels of the parking garage workers exposed to exhaust gas. Method: This study is a cross-sectional one, and covers 76 volunteers working in closed parking lots in Diyarbakır. Results: Results about heavy metal were evaluated according to the upper limits of International Labour Organization (ILO), and TAC results were evaluated according to the reference limits of the Rel Assay Diagnostics Kit. A negative correlation was found between the TAC levels and lead, chromium and mercury levels. The relationship between smokers and cadmium levels was significant. A positive correlation was found between the number of cigarettes smoked daily and blood cadmium levels. In this study, it was observed that the mean values of heavy metals measured in the blood of the participants were higher than the reference values. In addition, mean values of serum TAC levels were found lower than reference values. Conclusion: In this study, it was observed that heavy metals in exhaust gas negatively affect the total antioxidant capacities of parking garage workers. This is a serious threat to the health of parking garage workers. All stakeholders of this health problem should take necessary measures and make arrangements immediately.Öğe ATTITUDES TOWARDS QUARANTINE IN THE DURING COVID-19: TURKISH ADAPTATION STUDY(Dicle Üniversitesi, 2021) Biçer, İsmail; Çakmak, Cuma; Göktepe, Esra Aydın; Kurt, Mehmet EminThe study was carried out with the methodological design method in order to adapt the “Attitude Towards Quarantine Scale” into Turkish and to perform validity and reliability analyzes. Data were collected by online survey method and it was carried out with 858 participants in Turkey. The data were collected with the participant information form and the " Public Attitude Towards Quarantine During The COVID-19 Outbreak ". In order to evaluate the validity of the scale, Exploratory Factor Analysis and Confirmatory Factor Analysis were performed. As a result of the modifications made, it is seen that the fit indices of the model remained within the acceptable limit values. The three-factor structure revealed within the scope of the analysis was also supported by the Confirmatory Factor Analysis. The Cronbach Alpha coefficient was used to reveal the reliability analyzes of the scale, and the analysis made, the Attitudes Towards Quarantine Scale, is a valid and reliable tool that can be used to reveal the public's attitudes towards quarantine.Öğe The challenges faced by patients with hereditary myopathy during the COVID-19 pandemic(Ma Healthcare Ltd, 2024) Turken, Askeri; Capar, Hasim; Kurt, Mehmet Emin; Cakmak, CumaBackground: Neuromuscular diseases are inherited and the prevalance of neuromuscular disease is estimated to be around 1:2000. Methods: This cross-sectional research was conducted with a qualitative research model. Data were collected from patients with an online survey using the snowball sampling method. The study was conducted in accordance with the STROBE checklist methodology. Frequencies and percentages were used to analyse demographic data, and content analysis was used for qualitative opinions. Results: Most of the participants were men and their education levels were low. Participants reported experiencing physical and socio-economic barriers to accessing healthcare. Participants also stated that these barriers have worsened since COVID-19. Conclusions: Patients with hereditary myopathy are stigmatised by society and face different problems depending on the type of disease and level of function. It is recommended that decision-makers enable patients with hereditary myopathy in exceptional situations to access healthcare services and take steps to resolve their problems.Öğe Coronavirus Anxiety Scale Short Form: Turkish Validity and Reliability Study(Hayat Sağlık ve Sosyal Hizmetler Vakfı, 2020) Biçer, İsmail; Çakmak, Cuma; Demir, Halil; Kurt, Mehmet EminThe New Type of Corona Virus Disease (COVID-19), which has caused a global pandemic, has caused millions of people to be infected and hundreds of thousands of deaths. COVID-19 has created major concerns in the majority of people and in the immediate circles of cases. Although there is a lot of research about the COVID-19 pandemic, there are limited studies considering the anxiety caused by the pandemic. In this study, it was aimed to perform the Turkish validity and reliability analyzes of the Coronavirus Anxiety Scale (CAS), a short mental health screening, to identify possible cases of dysfunctional anxiety associated with the COVID-19 crisis by Sherman A. Lee (2020). Within the scope of the study, 467 adult individuals were reached. Within the scope of the study, the short scale with 5 items showed optimal reliability and validity. Explanatory and confirmatory factor analyzes were performed for validity studies of the scale, and internal consistency analyzes were performed for reliability studies. According to the obtained results, the validity and reliability study of the CAS shows the same features as the one-dimensional and five-question original scale. With this study, it is thought that a valid and reliable CAS is provided to the literature. This study is thought to be a reference for future research in measuring anxiety caused by a coronavirus and improving community mental health.Öğe Covid-19 sürecinde karantinaya yönelik tutum ölçeği: Türkçe uyarlama çalışması(Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Biçer, İsmail; Çakmak, Cuma; Göktepe, Esra Aydın; Kurt, Mehmet EminÇalışma, “Karantinaya Yönelik Tutum Ölçeği’nin Türkçe uyarlamasını yapmak, geçerlik ve güvenirlik analizlerini gerçekleştirmek amacıyla, metodolojik tasarım yöntemi ile yapılmıştır. Online anket yöntemiyle veri toplanmış ve Türkiye geneli 858 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Veriler, katılımcı bilgi formu ve “Covid-19 Sürecinde Halkın Karantinaya Yönelik Tutum Ölçeği” ile toplanmıştır. Ölçeğinin geçerliğini değerlendirmek amacı ile Açımlayıcı Faktör Analizi ve Doğrulayıcı Faktör Analizleri yapılmıştır. Yapılan modifikasyonlar neticesinde modele ilişkin uyum indekslerinin kabul edilebilir sınır değerleri içerisinde kaldığı görülmektedir. Analiz kapsamında ortaya koyulan üç faktörlü yapı Doğrulayıcı Faktör Analizi ile de desteklenmiştir. Ölçeğin güvenirlik analizlerini ortaya koymak amacıyla Cronbach Alpha katsayısı kullanılmıştır ve yapılan analiz Karantinaya Yönelik Tutum Ölçeği halkın karantinaya yönelik tutumlarını ortaya koyma noktasında kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir araçtır.Öğe COVID-19’a yönelik bilgi, tutum ve davranış ölçeğinin Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışması(Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Obezite ve Diyabet Uygulama ve Araştırma Merkezi, 2021) Kurt, Mehmet Emin; Çapar, Haşim; Biçer, İsmail; Çakmak, Cuma; Demir, HalilAmaç: Bu çalışmanın amacı, Zhong ve arkadaşları tarafından geliştirilen COVID-19’a Yönelik Bilgi, Tutum ve Davranış Ölçeğinin Türkçe geçerlik ve güvenirlik analizlerini gerçekleştirmektir. Gereç ve Yöntemler: Ölçeğin geçerlik çalışmaları için açımlayıcı faktör analizi, güvenirlik çalışmaları için ise iç tutarlılık analizleri yapılmıştır. FACTOR Yazılım Programı ile Temel Bileşenler Analizi ve Normalize Varimax Rotasyon Yöntemi ile veriler analiz edilmiştir. Değişkenlerin aldığı cevaplar 0 ile 1 arasında değiştiğinden Polikorik Faktör Analizi yürütülmüştür. Öz değeri 1 ve üzeri olan bileşenler faktör olarak kabul edilmiştir. Ayrıca Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) ile orijinal ölçeğin yapısı doğrulanmıştır. Bulgular: Elde edilen bulgulara göre, orijinal ölçek, 5 faktör ve 16 maddeden oluşmaktadır. Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA) sonuçlarına göre ortaya çıkan beş boyutlu yapı, toplam varyansın % 60,208’ini açıklamaktadır. Güvenirlik analizi için bakılan Cronbach Alpha değerleri faktörler için 0,785- 0,712 arasında değişmektedir. DFA sonuçlarına göre; χ2 değerinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu (χ2/ sd=2,840; p<0,001), yine DFA analizinde bakılan önemli diğer uyum iyiliği değerlerinden RMSEA=0,004; GFI=0,920; AGFI=0,940; CFI=0,952; NFI=0,912; TLI=0,919; IFI=0,909 olarak tespit edilmiş olup modelle ilgili uyum değerlerinin üç faktörlü yapının iyi orijinal çalışma ile uyum gösterdiği görülmüştür. Sonuç: Gerçekleştirilen bu çalışma ile literatüre geçerli ve güvenilir bir ölçek kazandırıldığı düşünülmektedir. Bu çalışmanın gelecekteki araştırmalara referans olabileceği ve toplumda COVID-19’a yönelik mevcut bilgi, tutum ve davranış düzeyinin ölçülmesinde önemli bir araç olabileceği düşünülmektedir.Öğe DAVRANIŞLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ: DİYARBAKIR SELAHADDİN EYYÜBİ DEVLET HASTANESİ ÖRNEĞİ(Dicle Üniversitesi, 2016) Kurt, Mehmet Emin; Ceylan, Ali; Sevinç, KadriyeBu çalışma Diyarbakır Selahaddin Eyyübi Devlet Hastanesindeki hemşirelerin akılcı ilaç kullanımına yönelik bilgi ve davranışlarını değerlendirmeye yönelik yapılmıştır. Araştırma örneklemini ankete katılmayı kabul eden 97 hemşire oluşturmuş olup kesitsel tipte bir çalışma planlanmıştır. Veriler anket formu ile yüz yüze görüşme yöntemi kullanılarak toplanmış ve elde edilen bilgiler SPSS 18.0 paket programı ile istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Hemşirelerin % 89,7’ si ilaç uygulama hatalarının ana sebebini personel yetersizliğine bağlarken, % 94,8’ i ilaç istemlerinde Hekim/Eczacı ile iletişim kurduklarını ve % 76,3’ ü ise farmokolojik bilgi kaynaklarının hekim/eczacı olduğunu ifade etmişlerdir. Hemşirelerin ilaçlar hakkında bilgi düzeyleri sorulduğunda; ilaçların kullanım amacı, uygulama şekli ve etki süreleri hakkında iyi düzeyde bilgiye sahip oldukları, hastaların ilaç ve besin alerjisi öykülerini sorgulayıp sorgulamadıkları sorulduğunda; % 84,5’ i bu durumu her zaman sorguladıklarını, hemşirelerin % 75,3’ ü kullanılmayan ilaçları eczaneye teslim ettiklerini, % 76,3’ ü ilaç saklama koşullarına uyduklarını, % 91,8’ i ilaçların son kullanma tarihlerini takip ettiklerini, % 84,5’ i ilaçların uygulanması hususunda hastalarına eğitim verdiklerini % 55,7’ si ilaçların advers etkilerinin bildirimini yaptıklarını ifade etmişlerdirÖğe Dental malpractice cases in Turkey: Evidence based on high court decisions(Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2023) Balçık, Pınar Yalçın; Çakmak, Cuma; Kurt, Mehmet Emin; Adıgüzel, ÖzkanThis study aims to examine dental malpractice cases in Turkey through the Supreme Court’s decisions. In this study, the dental malpractice decisions of the Supreme Court of Appeals, one of the highest judicial bodies in Turkey, are evaluated. It is seen that 83.3% of dental malpractice lawsuits filed against dentists occur in private enterprises (private clinics, practice, private hospitals, etc.). It was also discovered that most of the decisions were made in 2014, 2015, and 2018. Furthermore, the majority of the decisions (93.7%) are compensation cases. The cases were brought mainly by adults (89.6%). The patients mostly applied to the dental clinic for a dental prosthesis (25%) and implant (18.8%). Choosing the wrong treatment method (66.7%) and service failure (14.6%) are the leading causes of malpractice. Health consequences such as severe pain (31.3%), inability to fully perform the chewing function due to defective prosthesis (10.4%), mouth sores, and difficulty in swallowing (6.3%) occurred in patients. It was determined that 7 (14.6%) cases had to undergo a second operation due to malpractice. The average amount of pecuniary and non-pecuniary compensation demanded from physicians is 53.431 TL. The majority of the decisions (52.1%) were reversed under Article 428 of the HUMK (Law of Civil Procedure). Like other healthcare professionals, dentists are faced with a malpractice lawsuit and can pay high compensation penalties. There is a need to develop individual, institutional, and national strategies for malpractice, and necessary precautions must be taken.Öğe Development of the self-efficacy scale in caregivers of Duchenne muscular dystrophy patients(Ios Press, 2024) Turken, Askeri; Capar, Hasim; Cakmak, Cuma; Kurt, Mehmet Emin; Mentes, NurettinBACKGROUND: It is important to measure the self-efficacy knowledge of the caregiver of Duchenne muscular dystrophy (DMD) patients in order to overcome the problems that arise and carry out the care process in a healthy manner. OBJECTIVE: This research was carried out to develop a self-efficacy scale in caregivers of individuals with DMD. METHODS: The study was conducted with 99 volunteer DMD caregivers to evaluate the psychometric properties of the developed scale. Exploratory Factor Analysis (EFA) was performed with the SPSS 25 Package Program to determine the factors of the scale. Confirmatory Factor Analysis (CFA) analysis was performed with AMOS 23 to confirm the factors obtained by EFA. Cronbach's alpha coefficient was used for the internal consistency of the DMD-CSES. RESULTS: A valid and reliable scale was obtained to measure the self-efficacy of caregivers of DMD patients. CONCLUSION: Although some scales have been developed to evaluate the care burden of family members who care for patient-centered symptoms and functional changes in patients with DMD, there is no single scale that adequately describes the conditions and resources of caregivers on a global scale. The search for a definitive scale is expected to continue until a definitive treatment for the disease is found. Developing a valid and reliable scale to identify the self-efficacy, knowledge, skills and resources of caregivers with a common perspective of physicians and health management team centred on patients with DMD will be effective in practice.Öğe Diyarbakır’da çocukluk çağında damdan düşmeler: Klinik çalışma ile desteklenmiş bir anket çalışması(Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Derneği, 2009) Güzel, Aslan; Ceylan, Ali; Tatlı, Mehmet; Başoğul, Mehmet; Özer, Nuri; Kahraman, Recep; Salcan, Tarık; Satıcı, Ömer; Kurt, Mehmet Emin; İlçin, Ersen; Tokgöz, PerranAMAÇ Diyarbak›r’da yaz aylar›nda geceleri evlerin korumas›z olan dam veya balkonlar›nda yat›lmas› nedeniyle yüksekten düflmelerin oran› artmaktad›r. Bu konuda somut veriler ve öneriler sunmak istedik. GEREÇ VE YÖNTEM Bu çal›flmada anket ve klinik verilerinden yararlan›ld›. Anket çal›flmas›, il merkezindeki 1445 konuta gidilerek gerçeklefltirildi. Klinik veriler ise son alt› y›lda Dicle Üniversitesi Hastanesi Nöroflirürji Klini¤i’nde kafa travmas› nedeniyle yatan 15 yafl ve alt›ndaki hastalar›n dosyalar›ndan sa¤land›. BULGULAR Anket çal›flmas›nda 246 olgunun yüksekten düfltü¤ü (ort. yafl 15,4 y›l), olgular›n %98’inin kazara ve daha çok yaz aylar›nda ortalama 3,6 metreden düfltükleri, son alt› y›ll›k prevalans›n 472/100.000, mortalite oran›n›n ise %6,9 oldu¤u saptand›. Gecekondu ve y›¤ma bina fleklindeki konutlar›n önemli bir k › s m › nd a dam, balkon, merdiven ve pencereler korumas›zd›. Son a l t › y›lda klinikte yatan 464 hastan›n 326’s› yüksekten düflmüfl hastalard› ve bunlar›n %59’u damdan düflme olgular›yd›. Yafl ortalamalar› 8,9 y›l, düfltükleri ortalama yükseklik 4,2 m saptand›. SONUÇ Diyarbak›r’daki konutlarda meydana gelen yüksekten düflmeler, toplum sa¤l›¤› aç›s›nda halen ciddi bir sorundur.Öğe Estimation of service length with the machine learning algorithms and neural networks for patients who receiving home health care(Elsevier Ltd., 2023) Menteş, Nurettin; Çakmak, Mehmet Aziz; Kurt, Mehmet EminThe main purpose of the study is to develop an estimation model using machine learning algorithms and to ensure the effective and efficient implementation of home health care service planning in hospitals with these algorithms. The necessary approvals for the study were obtained. The data set was created by obtaining patient data (except for data such as Turkish Republic identification number) from 14 hospitals providing Home Health Care Services in the city of Diyarbakır. The data set was subjected to necessary pre-processing and descriptive statistics were applied. For the estimation model, Decision Tree, Random Forest and Multi-layer Perceptron Neural Network algorithms were used. It was found that the number of days of home health care service, which the patients received, varied depending on their age and gender. It was observed that the patients were generally in the disease groups that required Physiotherapy and Rehabilitation treatments. It was determined that the length of service for patients can be predicted with a high reliability rate (Multi-Layer Model Acc: 90.4%, Decision Tree Model Acc: 86.4%, Random Forest Model Acc: 88.5%) using machine learning algorithms. In the light of the findings and data patterns obtained in the study, it is thought that effective and efficient planning will be made in terms of health management. In addition, it is believed that estimating the average length of service for patients will contribute to strategic planning of human resources for health, and to reducing medical consumables, drugs and hospital expenses.Öğe The evaluation of additional payments during COVID-19 in Turkey: A qualitative study(Bayrakol Medical Publisher, 2021) Kurt, Mehmet Emin; Çakmak, Cuma; Biçer, İsmailAim: The study aimed to determine healthcare professionals' perceptions and attitudes towards additional payments made from working capital due to the pandemic. Material and Methods: In the study, focus group interviews were made via snowball sampling method in order to identify the views of the healthcare professionals about the additional payment from the indicated ceiling and to find out what kind of perception developed as a result of this evaluation (injustice, burnout, etc.). Results: When the answers given to these questions were examined, it was seen that the healthcare professionals stated that not enough additional payments were given to them. Additional payments are made to employees by hospitals, but delays have occurred at the point of making additional payments due to the pandemic, and such a perception has emerged as a result of late payment of these additional payments. Discussion: The working capital is not fairly distributed among healthcare professional, and shifts are exceeding 24 hours, which causes unpaid labor, and also, the assignments of healthcare personnel in COVID-19 clinics and intensive care units are not made fairly. Also, a stable additional payment to the wages should be made instead of working capital payments. Finally, the lack of wage peace among healthcare personnel is also a nature that will weaken the fight against the pandemic.Öğe Evde sağlık hizmeti alan hastalara yönelik bir araştırma ve politika önerileri: Diyarbakır örneği(Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2022) Kurt, Mehmet Emin; Çakmak, Mehmet AzizBu çalışmanın amacı evde sağlık hizmeti alan hastaların profillerini belirleyerek evde sağlık hizmetleri sunumunda sağlık politikaları açısından alınabilecek önlem ve önerileri içermektedir. Çalışma retrospektif ve kesitsel özelliktedir. Yaş, cinsiyet, tıbi teşhis ve hizmet süresi değişkenlerine ait veri analizlerinde frekans, yüzde ve ortalama gibi tanımlayıcı istatistiklerden faydalanılmıştır. Demografik verilere göre, hizmeti sonlandırılan hastaların ortalama tanı sayısı 2, aldıkları hizmetin ortalama süresi 581 gündür. Hizmeti alan hastaların %53,7’si kadın iken hastaların %66,2’si 65 yaş üstü ve yaş ortalamaları 63’tür. ICD-11 tanı türleri itibari ile hastaların %23,83’ü Akıl ve Davranış Bozuklukları tanısı almışken, %26,29’u Dolaşım Sistemi Hastalıkları tanısı, %11,61’i Kas-İskelet ve Bağ Dokusu Hastalıkları tanısı almıştır. Evde sağlık hizmetleri kapsamında hizmet alan bireylerin genç nüfustan yaşlı nüfusa doğru artış göstermiş olması, verilen hizmetin önemini ve hizmet kapsamının genişlemesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Hastaların almış oldukları tanı gruplarına göre hizmet sunulurken hizmet ekibinde ayrıca kardiyoloji, ortopedi, psikiyatri uzmanlarının katılması hizmetin daha çok hastaya ulaştırılabilmesi açısından büyük öneme sahiptir. Kadın hastaların aldıkları tanı sayısının fazla olması kadınların evde sağlık hizmetleri almadan önceki sağlık hizmetlerine ulaşımları noktasında olası problemlerin ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Elde edilen bulgular ışığında ülke sağlık politikaları açısından büyük öneme sahip olan evde sağlık hizmetlerinin etkili ve ulaşılabilir olması için hizmetlerin daha etkin şekillerde uygulanması gerekmektedir. Bunun içinde örneğin hizmet sunan ekip içerisinde ilk ziyarette olmasa da ikinci ev ziyaretinde farklı uzmanlıkların (fizik tedavi, kardiyoloji uzmanı vb.) bulundurulması sayesinde hastalara ev ortamında hizmet sunularak hastane ortamları meşgul edilmemiş olacaktır.Öğe Evde sağlık hizmetleri birimi tarafından sunulan hizmetlerin sosyal devlet olma ilkesi açısından incelenmesi(Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2019) Kurt, Mehmet Emin; Çemberlitaş, İbrahim; Şen, Mehmet AliEvde sağlık hizmetleri ülkemizde 2005 yılından bu yana özel sektör tarafından sunulan bir hizmet iken 2010 yılından bu yana ise vatandaşlar tarafından talebin oldukça yüksek bir hizmet alanı olduğu ifade edilmiş ve sağlık bakanlığına bağlı taşra birimler tarafından güçlü şekillerde sunulmaya başlanmıştır. Sosyal devlet olma ilkelerinden sağlık hizmetleri başlığına evde sağlık hizmetleri ile sunulan katkı pek çok akademik çalışmalarda kendisini göstermiştir. Çalışmamıza Diyarbakır Merkez Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesine bağlı Evde Sağlık Hizmetleri Biriminin 2018 yılı verileri alınmıştır. Hastaların %68,4’ ü 65 yaş üstü hastalar olup, en çok tespit edilen tıbbi durumların kardiyovasküler hastalık türlerini kapsadığı ve ilgili birim tarafından mevcut her türlü sağlık hizmetinin sunulduğu tespit edilmiştir. Sonuç itibari ile birim tarafından son 8 yılda özelde ise ele aldığımız son 1 yılda sunulan hizmetlerin, sosyal devlet ilkesine güçlü katkı sunduğu tespit edilmiştir.Öğe Evde sağlık hizmetleri biriminin yıllık gelir-gider ve kâr-zarar açısından incelenmesi ve bir model önerisi(Cahit Aydemir, 2020) Kurt, Mehmet Emin; Ceylan, Ali; Çemberlitaş, İbrahim2010 yılından bu yana 81 ilde Sağlık Bakanlığı’na bağlı 2. ve 3. basamak evde sağlık hizmetleri birimleritarafından sunulan hizmetlerin elde edilen gelirleri noktasında mevcut hastane döner sermaye bütçelerine negatifya da pozitif yönde olası etkileri, mevcut hastanelerin bu hizmetleri sunarken elde ettikleri gelir-gider ve kârzararları açısından büyük önem taşımaktadır. Sağlık sektörünün sunmuş oldukları hizmetler kâr-zarar açısındandeğerlendirilmemesi gereken hizmet türleri iken mevcut döner sermaye ek ödemelerinden çalışanlara yapılmasıgereken ödemelerin aksine farklı hizmet sunum birimlerinin giderlerine harcanmış olması çalışanlar için emekkazanç dengesini bozmaktadır. Bu durumun hastane döner sermayelerine negatif yönde etkisi ile mevcut evdesağlık hizmetlerinin sunumu noktasında iyileştirilmelerini zorunlu kılmaktadır.Çalışmada bir kamu hastanesinin evde sağlık hizmetleri biriminin yıllık hizmet sunumunun gelir-gider dengesinegöre kâr-zarar açısından durumunu incelenmiştir. Bu bağlamda birimin yıllık tüm hizmet kalemlerihesaplanacak kâr-zarar tabloları oluşturulacaktır. Hizmet sunumunda kullanılan araçların yıllık kira-yakıtharcamalarının, birim tarafından hizmet sunumu sonrası hastalardan elde edilen gelirden yüksek olduğutespit edilmiştir. Sonuç itibari ile bütçe uygulama tebliği içerisinde evde sağlık hizmetleri 112 komutamerkezleri gibi riskli birimler statüsünde ele alınıp yeniden sunmuş oldukları hizmet ücret tarifeleri gözdengeçirilmelidir. Talep edilen düzenleme ile evde sağlık hizmetleri birimlerinin yeniden dizaynı sayesinde hizmetdaha çok hastaya ulaştırılabilir niteliğe kavuşacak, yeniden fiyat tarifesi hastane döner sermaye üzerinde kibaskıyı azaltacak ve sağlık personelinin elde edeceği döner sermaye ek ödeme katkısını artıracaktır.Öğe EXAMİNİNG THE BURNOUT LEVELS OF HEALTHCARE PROFESSİONALS DURİNG THE COVİD-19 PROCESS: A SYSTEMATİC REVİEW (2020-2023)(Ali Ülvi ÖZBEY, 2024) Can, Mehmet; Kurt, Mehmet EminSome depersonalization, emotional exhaustion, and a decrease in the employee's sense of personal success and competence that occur while providing services in line with their duties are seen as burnout in health care workers. This study aimed to systematically examine the scientific studies conducted to investigate the burnout levels seen in healthcare workers during the Covid-19 pandemic process. In the study, articles published between 2020 and 2023 were scanned using the Google Scholar database. The screening was conducted using the keywords of studies within the scope of burnout levels of healthcare professionals during the Covid-19 process (healthcare workers, Covid-19, Burnout level). In the research inclusion criteria; The criteria of the study being a research article, being in Turkish, having a Turkish sample and being from the perspective of a healthcare professional were taken into consideration. We can state that bornout is higher in those who work duty than in regular workers and that the level of burnout increases in parallel with the increase in weekly working hours and that the burnout is higher in employees who are exposed to the disease. It was concluded that there is no significant difference between the fear and burnout of healthcare personnel caused by Covid-19. The existence of uncertain, variable, complex and ambiguous environments, which are felt more especially during the Covid-19 pandemic period and affect healthcare sector employees intensely, have been determined to have effects on employee stress and burnout. When the findings were examined, it was determined that the participants' workload perception and burnout levels increased during the pandemic compared to before Covid-19. Workload, burnout, emotional exhaustion and depersonalization levels are higher in healthcare workers related to Covid-19; It was concluded that job satisfaction and internal satisfaction levels were lower.Öğe A glance at COVID-19 in Turkey with the concepts of health and poverty since Edwin Chadwick until today: Diyarbakir example(Bayrakol Medical Publisher, 2021) Kurt, Mehmet Emin; Sarı, HıdırAim: The aim of this study was to evaluate the direction of the pandemic spread on monthly COVID-19 case density maps in 4 districts of Diyarbakir city in the application software of the Republic of Turkey Ministry of Health "Hayat Eve Sigar (Life Fits Into Home)", in terms of socio-economic development indices based on Edwin Chadwick's relationship between health and poverty concepts. Material and Methods: COVID-19 cases density maps in the same central districts over the last 5 months, and the amount of propagation and density of the pandemic in those districts were determined. Results: When comparing areas of Diyarbakir with low and high socio-economic status, a parallelism was found between the density of the pandemic and the direction of spread. Discussion: The vicious circle of poverty constantly creates negative health consequences in the presence of an unhealthy environment and low socioeconomic status.Öğe HALK SAĞLIĞI KONU BAŞLIKLI DOKTORA VE TIPTA UZMANLIK ALAN TEZLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ(Abdülkadir IŞIK, 2021) Kurt, Mehmet EminHalk Sağlığı bilimi bireylerin sağlıklarını öncelikle koruyucu ilke ile ülke sağlık örgütlenmelerinin tüm yapılarını organize ederek yerine getirir. Amaç bireylerin kendi sağlıklarını üst düzeylerde tutabilmeleri ve devamlılıklarının sağlanabilmesi için sağlıklı yaşamın “alışkanlık hali” şeklinde kişide yer edindirilmesidir. Halk Sağlığı Uzmanlığı, toplumdan istenen sağlıklı yaşam halinin devamı için halk sağlığına ilişkin ana ve alt konularını içeren pek çok çalışma üretmişlerdir ve bununla beraber sağlıkla ilgili tüm diğer alt ve üst eğitim (tıp, diş hekimliği, hemşirelik vb.) disiplinlerinde de “Halk Sağlığı” konu başlığını kapsayan çalışmalar üretilmektedir. Tüm doktora ve tıpta uzmanlık alan tezlerinin büyük çoğunluğu kadın bilim insanları tarafından üretildiği ve ayrıca üretilen tezlerin büyük bir çoğunluğunun tıpta uzmanlık alan tezleri olduğu tespit edilmiştir. İş sağlığı ve güvenliği, ergonomi, kadın sağlığı, aile planlaması vb. sıralamada halk sağlığı başlıklı tezler üretilirken, üretilen tezlerin üniversiteler bazında İstanbul, Hacettepe, Marmara ve Dokuz Eylül Üniversiteleri şeklinde sıralandığı tespit edilmiştir. Bunun yanında yukarıda da belirtildiği üzere halk sağlığının çalışma alanları içerisinde bulunan iş sağlığı ve güvenliği, finansal incelemeler, memnuniyet vb. pek çok konu da kendi içerisinde sağlık yönetimi konuları olarak tespit edilmiştir. Sonuç olarak Halk Sağlığı konu başlıklı tez taramalarından elde edilenlere göre mevcut bilinen halk sağlığı yaklaşımlarından olan sağlığı geliştirme ve sağlık eğitimi, yaşam kalitesi, kadın sağlığı-üreme sağlığı-aile planlaması, ergonomi-iş sağlığı ve güvenliği, kazalar ve güvenli toplumlar, Epidemiyoloji, Biyoistatistik vb. konularının çalışıldığı tespit edilmiştir. Geri kalan pek çok konularda halk sağlığı uzmanlarının çalışmalar üretmesi beklenmektedir.Öğe Halk sağlığı ana bilim dallarında üretilen tez çalışmalarının (doktora ve tıpta uzmanlık) sağlık yönetimi açısından değerlendirilmesi(Dünya Kongre, 2021) Kurt, Mehmet Emin; Ceylan, AliAmaç: Halk sağlığı uzmanları toplum sağlığının optimal düzeyde sürdürülmesinde halk sağlığı ve sağlık yönetimi ana ve alt konularını içeren pek çok çalışma üretmişlerdir. Bu çalışmanın amacı halk sağlığı alanında üretilen doktora ve tıpta uzmanlık alan tezlerinin sağlık yönetimi açısından değerlendirilmesini içermektedir. Gereç ve Yöntem: Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının internet ortamında ki Tez Merkezin den tüm ülke tıp fakülteleri Halk Sağlığı Ana Bilim Dallarında son 20 yılda üretilen Doktora ve Uzmanlık Alan Tezlerinin dağılımı tespit edilmiştir. Bulgular: Ülkemiz tıp fakültelerinde mevcut halk sağlığı ana bilim dallarında son 20 yılda üretilen halk sağlığı doktora ve uzmanlık alan tezlerinin sağlık yönetimi ana ve alt konularını %8,3 olarak içermekte olduğu tespit edilmiştir. Sonuç: “İnsan- Kadın ve Çocuk Hakları, Sosyal Çalışma ve Halk Sağlığı, Okul Sağlığı, Tıp Ahlakı ve Halk Sağlığı Etiği vb.” konu başlıklarından az ya da hiç çalışma üretilmediği tespit edilmiş olup çalışmamız halk sağlığı uzmanlarının hangi halk sağlığı konu başlıklarına göre çalışmalarına yön vermeleri gerektiğini ortaya koymuştur.