Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Karaman, Osman" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Kırk yaş ve üzeri gebeliklerin on yıllık retrospektif analizi
    (2004) Kale, Ahmet; Karaman, Osman; Bayhan, Gökhan; Özçelik, Serap; Yayla, Murat
    Amaç: Anne ve fetüs için yüksek riskli kabul edilen 40 yaş ve üzeri gebelikleri analiz etmek ve klinik özelliklerini aynı zaman dilimi içinde kontrol grubu olarak alınan 35-39 yaş gebelikleri ile karşılaştırmak.Yöntem: Ocak 1994-Ocak 2004 tarihleri arasında 500 g veya 22 hafta üzerinde doğum yapan 13431 gebeden 40 yaş ve üzerindekiler (n:640, çalışma grubu) retrospektif olarak incelendi ve aynı dönemde doğum yapan 35-39 yaş arası (n:640, kontrol grubu) gebelikler ile doğum şekli, doğum ağırlığı, Apgar skoru, perinatal mortalite, gebelik haftası, parite, fetal anomali, perinatal mortalite, yatış tanısı (preeklampsi, diabetes mellitus, preterm eylem, erken membran rüptürü, plasenta previa, dekolman plasenta) yönlerinden karşılaştırıldı. Bulgular: Tüm doğumlar içerisinde 40 yaş ve üzerindeki gebelikler %4.76 oranında görüldü. Çalışma grubunun ortalama yaşı 42.01±2.42 olup; multiparite %95, ortalalama gravida 9.17±2.42, parite 7.39±2.34 olarak bulundu. Kontrol grubunun ortalama yaşı 37.05±1.98, multiparite %92, ortalama gravida 8.98±1.91, parite 7.15±2.12 olarak tespit edildi. İki grup arasında gebelik haftası ortalamaları açısından istatistiksel olarak fark yoktu (p>0.05). 40 yaş ve üzeri gebeliklerde eski sezaryene bağlı sezaryen doğum oranı % 46.09 ile ilk sıradaydı. Kontrol grubunda ise fetal distrese bağlı sezaryen doğum oranı %37.32 ile ilk sıradaydı İki grup arasında ortalama doğum ağırlığı, düşük doğum ağırlığı ve çok düşük doğum ağırlıklı bebek doğumu, 1. ve 5. dakika Apgar skoru ile perinatal mortalite ve fetal anomali oranları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p>0.05). Çalışma grubunda diyabet, preeklampsi, eklampsi, kronik hipertansiyon, dekolman plasenta, plasenta previa daha fazla görülürken (p<0.05), kontrol grubunda erken membran rüptürü, preterm eylem daha fazla idi (p<0.05). Sonuç: Aile planlamasına katılımın yetersiz oluşu nedeniyle ileri yaş gebeliklerine bölgemizde doğal üreme sürecinin son dönemlerine kadar rastlanmaktadır. Kırk yaş ve üzerindeki gebeliklerde dekolman ve plasenta previa gibi komplikasyonlar ile diabetes mellitus ve hipertansiyon gibi maternal hastalıklar daha sık görülmüştür. Kırk yaş ve üzerindeki gebeliklerin hastane ortamında doğuma teşvik edilmeleri alınabilecek en iyi ikincil önlem gibi görünmektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    On yıllık adolesan gebelik sonuçlarımız
    (2005) Kale, Ahmet; Karaman, Osman; Bayhan, Gökhan; Özçelik, Serap
    Amaç: Medikal ve obstetrik komplikasyonların fazla görüldüğü adolesan gebelikleri değerlendirmek. Gereç ve Yöntem: 1994-2003 yılları arasında doğum yapan 19 yaş ve altındaki 449 adolesan gebe retrospektif olarak değerlendirildi. Bunlar arasından 20. gebelik haftasını geçen 391 adelosan gebe Grup 1 olarak değerlendirildi. Aynı dönem içinde 20-30 yaş arası eylemde olan toplam 391 gebe de Grup 2 olarak kabul edildi. Her iki grup; doğum şekilleri, preeklampsi, eklampsi, ortalama bebek ağırlığı, APGAR skorları açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Doğum yapan adolesanların tüm doğumlara oranı %3.3 olarak bulundu. Sezaryen oranı %26.5 olarak bulundu. Yıllara göre sezaryen oranının arttığı tesbit edildi (p<0.001). Preeklampsi oranı %9.8, eklampsi oranı %7.6 olarak bulundu. Grup 1 olgularımızın ortalama yaşları 17.8±0.9, Grup 2 olgularımızın ortalama yaşları 26.4±2.8 idi. Grup 1 olgularımızda, Grup 2'ye göre daha fazla eklampsi tesbit edildi (p<0.05). Sezaryen yapılma oranı Grup 2'de daha fazlaydı (p<0.05). Grup 1 olgularından doğan bebeklerin ortalama doğum ağırlığı düşüktü (p<0.05). APGAR skorları açısından her iki grupta istatistik olarak fark yoktu (p>0.05). Sonuç: Bölgemizde adolesan gebeliklerde yüksek sezaryen oranları, kötü maternal ve fetal sonuçlar tespit edildi.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Prenatal tanı amacıyla kordosentez uygulanan 169 olgunun değerlendirilmesi
    (2016) Karaman, Osman; Bayhan, Gökhan
    Kordosentez, çeşitli intrauterin genetik, enfeksiyöz, metabolik ve hematolojik hastalıkların prenatal dönemde erken tanıma ve uygun a/ akalarda tedavisine olanak sağlayan, gebeliğin 14. haftasından terme dek uygulanabilen güncel bir prenatal tanı aracıdır. Bu çalışma Temmuz 2001-Haziran 2004 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp> Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ^Ynabilim Dalı polikliniğine fetal anomali riski nedeniyle re fere edilen ve kliniğimizde takibi yapılan 169 gebelik olgusuna ait bulgu ve sonuçları içermektedir. Çalışmaya katılan hastalara en erken 15 ve en geç 3 6. gebelik haftasında kordosentez girişimi denenmiş, sadece iki olguda teknik nedelerle umbilikal kordona girilememiştir. Başarı oranımız <^"o98.8?dir. Olguların %89.4'ünde umbilikal kordona bir kez, %8.8'sinde iki kez, %2.3'ünde 3 kez ve %0.6'smda 4 kez girmek gerekmiştir. %27.6 vakada girişimden sonra ortalama 29 saniye süren intraamniyotik kanama ve *M>9.4 vakada ortalama 6 1 saniye süren geçici fetal bradikardi saptanmıştır. Olguların %50.8'inde gebelik sorunsuz olarak terme ulaşırken, %37,8 gebelik tıbbi 59 olarak sonlarıdırılmış; *M>8.8 gebelik preterm vajinal doğum ile sonlanmış tVol.2 olguda gebelik halen sorunsuz olarak devam etmektedir. Kordosentez girişimi başarılı olan 1 67 olgudan 20 tanesinde CMal 1.9) fetal kayıp» meydana gelmiş, bunlardan 5 tanesi ( %3 ) girişimden sonraki 2 hafta içinde gelişmiş olmakla beraber, bu kayıplardan kordosentezden çok, girişim endikasyonu sorumlu tutulmuştur. ^ır^ani kordosenteze bağlı fetal kayıp» oranımız %3'tür. Gerçekten de olgulardan üçünde fetal anomali ve ikisinde ise Triple test sonucu yüksek olup, sağlıklı fetuslarda kordosentez sonrası ölüm gözlenmemiştir. Bu çalışmanın amacı, güncel bir prenatal tanı yöntemi olan kordo sentezin teknik yönünün ve uygulanabilirliğinin tanıtılması, endikasyonları ile komplikasyona ve başarısızlığa neden olan faktörlerin belirlenmesidir. Elde ettiğimiz sonuçlar, bu alanda çalışan diğer araştırmacıların sonuçları ile uyumlu olup, bize kordosentezin uygulanması kolay, emniyetli ve başarı oranı yüksek bir güncel prenatal tanı aracı olduğunu göstermiştir.

| Dicle Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Dicle Üniversitesi, Diyarbakır, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim