Yazar "Karakaş, Mehmet Fatih" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aortik sertliğin primer perkütan koroner girişim sonrasında elektrokardiyografik reperfüzyon üzerine etkisi(2012) Yeter, Ekrem; Tüfekçioğlu, Omaç; Arslantaş, Uğur; Çimen, Tolga; Doğan, Mehmet; Yıldız, Abdulkadir; Karakaş, Mehmet FatihAmaç: Aortik sertlik iyi bilinen bir vasküler yaşlanma göstergesidir ve koroner ateroskleroz ile ilişkisi bilinmektedir. Ancak aortik sertliğin miyokart enfarktüsü sonrası sol ventrikül üzerine etkisi hakkında elimizde yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bu çalışmamızda aortik sertliğin, ST yükselmeli miyokart enfarktüsünde (STYMİ) primer perkütan koroner girişim(PKG) sonrası elektrokardiyografik reperfüzyon ve enfarkt genişliği üzerine etkisini incelemeyi planladık. Yöntem: STYMİ tanısıyla PKG yapılan 71 hastanın işlemden hemen sonra çekilen EKG'lerinde total ST rezolüsyonuna bakılmıştır. Hastaların işlem sonrası 48-72. saatlerinde ekokardiyografileri yapılmış ve aortik çaplar ile arteriyel tansiyon ölçümleri kullanılarak aortik sertlik parametreleri elde edilmiştir. Ejeksiyon fraksiyon(EF) değerleri biplane modifiye simpson metodu ile ortalama alınarak saptanmıştır. Enfarkt alanı göstergesi olarak pik CK-MB değerleri kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmamızda PKG sonrası elektrokardiyografik olarak başarılı reperfüzyon saptanan hastalarda aortik esneklik parametreleri daha yüksek (aortik strain için % 5,63 vs % 4,7, p=0,043; aortik distensibilite için 3,35 vs 2,51, p=0,027) ve pik CK-MB değerleri daha düşük saptanmıştır (144±22 mg/dl vs 239±44 mg/dl, p<0,001). Ayrıca sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu da (SVEF) düşük aortik sertlikle ilişkili saptanmıştır(Rho: p=0,018). Sonuç: Çalışmamızda, PKG uygulanan STYMİ hastalarında artmış aortik sertliğin, daha kötü elektrokardiyografik reperfüzyon ve daha büyük enfarkt alanları ile ilişkili olduğu bulundu. Bu durum miyokart enfarktüsü sonrası yeniden yapılanma gelişiminde bir role sahip olabilir.Öğe Mitral kapak darlığının ciddiyeti ile beyin natriüretik peptid serum düzeyi arasındaki ilişki(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2011) Bilen, Emine; Kurt, Mustafa; Tanboğa, İbrahim Halil; Ayhan, Hüseyin; Karakaş, Mehmet Fatih; Kaya, Hasan; Bozkurt, EnginAmaç: Mitral darlığı (MD) olan hastalarda beyin natriüretik peptid (BNP) düzeylerini değerlendiren pek çok çalışma olmakla birlikte, sinüs ritmindeki hastalarda MD ciddiyeti ile BNP arasındaki ilişki ayrıntılı olarak incelenmemiştir. Bu çalışmadaki amacımız; romatizmal MD olgularında serum BNP düzeylerini saptamak ve BNP düzeylerinin MD’nin anatomik ve fizyolojik ciddiyeti ile ilişkisini belirlemektir. Gereç ve yöntem: Çalışmaya 96 izole romatizmal MD olan hasta ve 40 kontrol grubu (grup 1) alınmıştır. Romatizmal MD’li hastaların 45’inde hafif (grup 2), 31’inde orta derece (grup 3) ve 20’sinde ciddi (grup 4) MD vardı. Bu hastalara ayrıntılı ekokardiyografi yapıldı ve BNP için kan alındı. Bulgular: BNP düzeyleri için kontrol grubu ve MD arasında yapılan analizde, MD grubunun kontrol grubuna göre anlamlı derecede daha yüksek BNP düzeylerine sahip olduğu izlendi. Ayrıca MD alt gruplarında yapılan analizde BNP değerleri grup 1’den grup 4’e doğru anlamlı olarak artmıştır. Korelasyon analizinde BNP değerleri ile mitral kapak alanı ve sistolik pulmoner arter basıncı arasında iyi derecede ilişki mevcutken; ortalama ve maksimum gradiyentler ve sol atrium çapı ile orta derecede ilişki izlendi. Sonuç: İzole MD olgularında serum BNP düzeyleri hastalığın ciddiyetini gösteren ekokardiyografi parametreleri ile ilişkilidir. Natriüretik peptitler sinüs ritmindeki bu hasta grubunda hastalığın ciddiyetinin bir belirteci olarak klinik ve ekokardiyografik değerlendirmeye ilave katkı sağlayabilir.