Yazar "Karademir, Fevzi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Halk Bilmecelerinde Renklerin Kullanım Sıklığı ve İşlevselliği(2007) Karademir, FevziRenk kullanımları, milletlerin hayata bakışını, tabiatı algılayışını göstermesi bakımından önemlidir. Halk edebiyatının önemli türlerinden olan bilmecelerde, renkler yoğun olarak geçer. Bu çalışmada renklerin halk bilmecelerindeki kullanım sıklığı tespit edilmiş, işlevlerine dikkat çekilmiştir. Buna göre bilmecelerde en çok kullanılan renklerin sırasıyla ak, kara ve kırmızı grubu renkler olduğu görülmüştür. Bilmecelerdeki renklerin daha çok, muhataba ip ucu vermek ve cevap ile cevabı imgeleyen varlığın niteliğini karşılamak amacıyla kullanıldığı tespit edilmiştir.Öğe Türk halk bilmecelerinin yapı, dil ve üslup özellikleri(Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Karademir, Fevzi; Özçelik, SadettinTürk Halk bilmecelerinin ?Yapı, Dil ve Üslup Özellikleri? adlı bu çalışmamızşu ana bölümlerden oluşmaktadır: Giriş, Yapısal Özellikleri Bakımından Türk HalkBilmeceleri, Dil Özellikleri Bakımından Türk Halk Bilmeceleri, Üslup ÖzellikleriBakımından Türk Halk Bilmeceleri, Sonuç, Sözlük.?Giriş? bölümünde bilmece teriminin yapısı, tanımı ve kullanım süreci üzerindeduruldu. Bilmecelerin hayat bulduğu zemin ve şekil bulmasında etkin olan unsurlar tartışıldı.Özellikle bilmecelerin sözelliğine ve sözelliğin bir sonucu olarak ortaya çıkan ara türleredikkat çekildi. Ayrıca bilmecelerin tasnif sorunu etraflıca değerlendirildi ve tasnifte gözönünde bulundurulması gereken noktalar belirtildi.?Yapısal Özellikleri Bakımından Türk Halk Bilmeceleri? bölümünde,bilmecelerin manzum ve mensur oluşu, kalıp kullanımları ve söz dizimsel özellikleriişlendi. Manzum ve mensur olup olmama noktasındaki mevcut görüşler tartışıldı ve bukonuda öne çıkarılması gerekenin, bilmecelerin şiirselliği olduğu vurgulandı.Bilmeceler kalıp kullanımları bakımından değerlendirildi. Giriş kalıpları, bitişkalıpları ve bilmeceyi içine alan kalıplar olmak üzere üç tür bilmece kalıbı tespit edildi.Bu kalıplar alt başlıklarda detaylandırılıp çok sayıda örnekle desteklendi.Bilmecelerin genel söz dizimsel özellikleri tartışıldı. Kısaltmanın bilmecelerintemel karakteristiği olduğu saptandı. Öncelikle, bilmecelerde geçen kelime grupları tümçeşitleriyle detaylandırıldı. Daha sonra, bilmeceler genel kuruluş özelliklerine göresınıflandırıldı. Bu bakımdan bilmeceler, ?Cümle Şeklindeki Bilmeceler?, ?KelimeGrubu Kuruluşundaki Bilmeceler? ve ?Söz Dizimsel Yapısı Karmaşık Bilmeceler?olmak üzere üç ana başlık altında değerlendirildi. Cümle şeklindeki bilmecelerin tek vesıralı cümleler olmak üzere özellikle iki grupta yoğunlaştığı görüldü. Bunun yanındagirişik cümle türleri ile karma cümlelerin de kullanıldığı tespit edildi. Sıralı cümleler,öne çıkan ortak değerlerine göre farklı başlıklar altında örneklendirildi. Bu gruptaözellikle ortak özneli sıralı cümlelerin yaygın kullanımına dikkat çekildi. Girişikcümlelerin ki'li, şartlı ve fiilimsili olmak üzere üç türünün kullanıldığı saptandı. Bucümleler ayrı ayrı örneklendirildi. Yine bilmecelerin büyük bir kısmının kelime grubukuruluşunda olduğu tespit edildi. Bu kuruluşlar sınıflandırılıp örneklendirildi. Sözdizimsel yapısı karmaşık bilmeceler değerlendirildi ve karmaşıklığın hangi sebeplerdenkaynaklandığına dikkat çekildi.?Dil Özellikleri Bakımından Türk Halk Bilmeceleri? bölümündebilmecelerin söz varlığı ana çizgileri ile değerlendirildi. Bu bağlamda özel adlar, renkadları, sayısal değerler, ölçü birimleri, ses değerli sözcükler, eski unsurlar, kabaifadeler, küçültme ve sevimlileştirme ifadeleri ve ağız özellikleri ayrı ayrı işlendi.Özel adlardan yakıştırma/lakap olanların çoğunlukta olduğu gözlendi. Bununyanında coğrafi adlar, tarihi şahıs adları, millet adları ve dil adlarının da kullanıldığısaptandı. Renk adlarının kullanım sıklığı, bir tablo üzerinde gösterildi. Buna göre ençok kullanılan renklerin sırasıyla kara, ak, kırmızı ve bunların türevleri olduğubelirlendi. Zıt renkler olan ak ve karanın öne çıkmasına dikkat çekildi. Ve bu durumunbilmecelerdeki tezat olgusuyla ilişkisine işaret edildi. Bilmecelerde kullanılan sayısaldeğerler, varlıkların gerçek niceliklerini belirtenler ve çokluktan kinaye olarakkullanılanlar olmak üzer iki grupta değerlendirildi. Genellikle sayıların çokluktankinaye olarak kullanıldığı saptandı. Bilmecelerde geçen ölçü birimleri belirlendi. Okka,arşın gibi eski ölçü birimleri ile sele, omuz gibi halk ölçü birimlerinin kullanımının öneçıktığı görüldü. Ses değerli sözcükler belirlendi ve bunların halk bilmecelerinin sözvarlığı içindeki yerine dikkat çekildi. Bilmecelerde görülen eski unsurlar bir arayagetirildi. Bunların nicelik olarak çok olmamakla beraber bilmecelerin söz varlığınırenklendirdiği saptandı. Ayrıca bu unsurların yoğun olduğu bilmecelerin daha çoksöyleyeni belli (muamma, lugaz vb.) eserlerden dönüşme olduğuna dikkat çekildi.Bilmecelerde geçen kaba ifadeler değerlendirildi. Yoğun olarak kullanıldığı gözlenenbu ifadelerin bilmece dilinin doğallığı ve halkın mizah anlayışı ile ilişkisine işaretedildi. Bilmece dilinde görülen küçültme ve sevimlileştirme ifadeleri bir araya getirildi.Bu ifadelerin sanıldığı kadar yoğun kullanılmadığı belirlendi. Yine bilmece dilindegörülen ağız özellikleri sözcük ve ses düzeyine işlendi. Her iki düzeyde de ağızlarınbilmece dilinde yoğun etkisinin olduğu ortaya kondu.?Üslup Özellikleri Bakımından Türk Halk Bilmeceleri? bölümündeöncelikle üslup kavramı tartışıldı. Daha sonra halk bilmecelerinin anlatıcı ve anlatımözellikleri üzerinde duruldu. Bu konuda bilmecelerde anlatıcı olarak ?ben?in öne çıktığıbelirlendi. Anlatım tekniği olarak ise betimlemeli ve öykülemeli anlatımın ağırlıklıolduğu ortaya kondu. Ayrıca imge-imaj kavramları tartışıldı, halk bilmecelerininimgesel anlatımının genel özellikleri belirlendi. Halk bilmecelerinde kullanılan imgeselunsurlar ve edebi sanatlar detaylı bir biçimde işlendi. Edebi sanatlardan benzetme,eğretileme, nitelik aktarması, olağan dışılık ve ses tekrarlarının yoğun olarakkullanıldığı tespit edildi.?Sonuç? bölümünde elde edilen sonuçlar açıklandı. ?Sözlük? bölümünde isebilmecelerin metin ve cevaplarında geçen, anlaşılması güç kelimelerin anlamlarıverildi. Bu kelimelerin de daha çok ağızlara özgü kullanımlar olduğu belirlendi.Öğe Türkiye Türkçesinde birleşik cümle(Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2001) Karademir, Fevzi; Erten, MünirTürkiye Türkçesinde cümle kavramı, "Cümle, bir yargı bildirmek üzere tek basma çekimli bir eylemle birlikte kullanılan kelime dizisidir." (Hatipoğlu, Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, s. 22), "Tümcenin tam tanımını yapmak zordur. Genellikle tümce dilin yargı bildiren tek anlamlı birimi olarak tanımlanır. Öyleyse tümce, bir düşünceyi, bir isteği bir haberi eksiksiz sonuca bağlayıp anlatan sözcükler dizisidir." (Bozkurt, Türkiye Türkçesi, s. 5), "Cümle, içinde ya bir tek bağımsız yargı ya da yeteri kadar yan yargıyla bir tek temel yargı bulunan kelime dizisidir." (Ediskun, Türk Dilbilgisi, s. 323) örneklerinde olduğu gibi farklı noktalardan hareketle tanımlanmaktadır. Burada Hatipoğlu, cümlenin varlığını çekimli bir eyleme bina ederken, Bozkurt, bir düşünceyi, bir isteği, bir haberi eksiksiz sonuca bağlamayı esas alarak cümlenin anlamsal boyutunu daha çok ön plana çıkarmaktadır. Ediskun ise birleşik cümleyi de hesaba katarak 'cümle' tanımında yeteri kadar yan yargının varlığından da söz etmektedir. Cümleyi tanımlamada başlayan bu yaklaşım farklılıkları "birleşik cümle" tanımlarında şu şekilde karşımıza çıkmaktadır: "Bir cümle içinde birden fazla fiil soylu kelime varsa, yani temel cümlenin yüklemi dışındaki öğeleri, zarf fiiller, sıfat fiiller, isim fiiller ve şartlı çekimlerden kurulmuş yan cümleciklerden meydana geliyorsa, bu şekildeki cümleler, birleşik cümlelerdir. Bir birleşik cümle içinde temel cümleye bağlı yan cümlecikler bulunur. Yan cümlecikler temel cümlenin öğelerini meydana getirir." (Beserek, Türkçede Cümle Yapısı, s. 51), "Tümleyen ve tümlenen önermelerden kurulmuş söz dizisine bileşik tümce denir." (Gencan, Dilbilgisi, s. 128), "İçinde esas yargının bulunduğu bir temel cümle ile, temel cümleyi anlam ve görev bakımından tamamlayan, fiili çekimli olan ve değişik yapı özelliklerine sahip bulunan bir veya daha fazla yan cümleden oluşmuş cümle türü." (Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, s. 26) Bu tanımlara dikkatle baktığımızda birinci tanımda birleşik cümlenin varlığına fiilimsili yapıların ve şartlı yapıların esas kabul edildiğini; üçüncü tanımda ise fiili çekimli söz dizilerinin bir temel cümle ile birlikte birleşik bir cümle oluşturabileceğini görmekteyiz. Dolayısıyla birinci tanımda birleşik cümle olarak ifadesini bulan fiilimsili söz dizileri ikinci tanıma göre birleşik cümle oluşturamamaktadır. İkinci tanımda ise buıı iki görüşü de bulamamaktayız. Zira burada birleşik cümlenin oluşumu için tümleyen ve tümlenen olmak üzere iki cümlenin varlığından söz edilirken bu önermelerin nicelik ve nitelikleri hakkında bir görüş yer almamaktadır. Bilim adamlarının 'cümle' ve 'birleşik cümle' kavramlarını tanımlamada ortaya koydukları farklı görüşler onların birleşik cümle tasniflerine, kısaca, şöyle yansımaktadır: Banguoğlu, birleşik cümleyi, tümleme birleşik cümle (şart cümlesi, ilinti zamiri cümlesi, bağlam cümlesi,), karmaşık birleşik cümle (adfiil cümlesi, sıfatfiil cümlesi, zarffiil cümlesi) gibi türlere ayırırken, Bilgegil, birleşik cümleyi, girişik, şartlı, bağlı, sıralı ve karmaşık olmak üzere beşe ayırır. Leyla Karaban ise cümle kavramıyla eşdeğer gördüğü yargı kavramının 'yanm'ının, 'yan'ının olamayacağım; böyle bir ayırımın tek bir yargıya dayanan "cümle" için geçerli olmadığım söyler. Başka bir deyişle Karahan, bilim adamlarının ortaya koydukları yan ve temel yargıların ilişkisinden doğan birleşik cümle türünün varlığım kabul etmemektedir. Cümlenin yapısal özellikleri ortaya konurken, birleşik cümlenin genel hatları belirlenirken bilim adamlarının hareket noktalarım teşkil eden temel tartışmalı konular şunlardır: 1. Terim Tercihi, 2. Yargı Kavramı, 3. Girişik Birleşik Cümle Meselesi, 4. Cümlenin Tasnif ve Çözümlemesinde Derin Yapı ve Yüzey Yapı Meselesi. Bilim adamlarının bu temel konulan farklı algılamaları birleşik cümleyi tanımlamada, tasnifte, yapılan tasnifi adlandırma ve örneklemede farklılıkların ortaya çıkmasına sebep teşkil etmektedir. Çalışmamızın devamında bilim adamlarının bu kavranılan algılayış tarzlarım ortaya koyduktan sonra bu konular hakkındaki kendi görüşlerimizi de belirtmeye çalıştık. Yine çalışmamızın sonunda bilim adamlarınca yapılmış birleşik cümle tanım ve tasnifler ışığında bir birleşik cümle tasnifi yaptık ve bu tasnifimizi değişik edebi eserlerden seçtiğimiz cümlelerle örneklendirdik.