Yazar "Karaalp, Ümit" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Evaluation of subclinical papilledema in patients with obstructive sleep apnea syndrome(Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tip Fakültesi, 2019) Özkurt, Zeynep Gürsel; Demir, Melike; Yıldırım, Yusuf; Balsak, Selahattin; Karaalp, ÜmitThe aim of this study is to analyze optic nerve head total retinal thickness (TRT) in Obstructive Sleep Apnea Syndrome (OSAS) and demonstrate a possible subclinical papilledema Thirty-six patients with suspected OSAS underwent standard overnight polysomnography and were grouped into mild, moderate and severe. Seventy eyes of thirty six OSAS patients and seventy -two eyes of healthy controls were included. Retinal nerve fiber layer thicknesses (RNLF) and TRT s were measured by optic coherence tomography. RNFL segment values showed no difference between OSAS and control groups. RNFL superior segment and inferonasal segments of the mild OSAS subgroup were found to be thinner than the moderate and severe OSAS subgroups (p=0.034, p=0.025, respectively). RNFL point values also showed no difference between the two groups. The RNFL inferior point of the mild OSAS subgroup was found to be thinner than the moderate and severe subgroups (p=0.036). OSAS TRTs were thinner than the controls at inferior and temporal points (p=0.005, p=0.033, respectively). The TRT inferior point of the mild OSAS subgroup was found to be thinner than the moderate and severe subgroups (p=0.006). At all points RNFL values were subtracted from the TRT values and compared. At the temporal point the OSAS group’s TRT-RNFL was thinner than that of the control groups (p=0.029). TRT measurements could not demonstrate a possible subclinical papilledema. Thinning of RNFL thickness and TRT in OSAS patients could be the result of hypoxemia related chronic atrophy.Öğe İlerleyici keratokonus hastalarında korneal kollajen çapraz bağlama tedavisi sonrası korneal aberasyon sonuçları(2016) Karaalp, Ümit; Yüksel, HarunAmaç: İlerleyici keratokonus nedeni kliniğimizde takip edilen olgulara uygulanan korneal kollajen çapraz bağlama tedavisinin korneal aberasyonlar üzerindeki etkisinin bir yıllık sonuçlarının değerlendirilmesi. Gereç ve Yöntem: Keratokonus tanısı ile takip edilen ve klinik bulgularında ilerleme saptanan 47 olgunun (20 (%43)’si erkek ve 27 (%57) ‘si kadın) 49 gözü çalışmaya dahil edildi. Uygulama öncesi olguların düzeltilmemiş görme keskinliği (GK) , düzeltilmiş görme keskinliği (EİDGK), göz içi basıncı ölçümü, detaylı biyomikroskopik muayene, dilate fundus muayenesi ile korneal topografi çekimi yapılıp veriler kaydedildi. Bulgular: Ortalama yaş 17,53 ± 5,57 (9-35) idi. Ortalama takip süresi 12 ay idi. CXL tedavisi sonrası 1. yılda hastaların GK ve EİDGK’lerinde artış izlendi. Kornea astigmatizmasında azalma izlendi. Kornea ön yüzeye ait aberasyonlardan RMS total, RMS LOA, RMS HOA, sferik aberasyon, defokus, vertikal koma değerlerinde 1.yılın sonunda istatistiksel olarak anlamlı azalma izlendi (sırasıyla p<0,001, p<0,001, p<0,001, p=0,010, p=0,016, p<0,001). Kornea arka yüzey aberasyonlarında preoperatif değerlere kıyasla istatistiksel olarak anlamlı değişiklik izlenmedi (p>0,05). Kornea total yüzeye ait aberasyonlardan RMS total, RMS LOA, RMS HOA, sferik aberasyon, defokus, vertikal koma değerlerinde 1.yılın sonunda istatistiksel olarak anlamlı azalma izlendi (sırasıyla p<0,001, p<0,001, p<0,001, p=0,003, p<0,001, p<0,001). Kornea total yüzeye ait preoperatif RMS HOA değerinin ve sferik aberasyon değerinin preoperatif EİDGK ile ilişkili ve korele olduğu izlendi (sırasıyla p=0,016, r:0,342 ve p<0,001, r:-0,492). Kornea total yüzeydeki defokustaki azalmanın postoperatif EİDGK’deki artışla korele olduğu izlendi (p=0,04, r:-0,294). Uygulama sonrası olguların hiçbirinde komplikasyon izlenmedi. Sonuç: Korneal kollajen çapraz bağlama tekniğinin kornea ön yüzey ve kornea total yüzey aberasyonlarını azalttığını, görme keskinliğini artırdığını tespit ettik. Takiplerimizde korneal kollajen çapraz bağlama işlemini ilerleyici keratokonus tedavisinde güvenilir ve etkili bulduk. Anahtar Kelimeler: Keratokonus, korneal aberasyon, korneal topografi, korneal kollajen çapraz bağlama, wavefrontÖğe Prematüre retinopatili olgularda ortalama trombosit hacmi(Modestum Publishing Ltd., 2014) Yüksel, Harun; Şahin, Alparslan; Şahin, Muhammed; Türkçü, Fatih Mehmet; Çınar, Yasin; Özkurt, Zeynep Gürsel; Karaalp, Ümit; Uluca, Ünal; Çaça, İhsanAmaç: Bu çalışmada prematüre retinopatisi (PR) olan hastalarda tip 1 PR gelişen ve gelişmeyen hastaların ortalama trombosit hacmi (OTH) karşılaştırılmıştır. Yöntemler: Çalışma prematüre yeni doğanların hastane kayıtları incelenerek yapılmıştır. 1500 gr ağırlık altında ve doğum haftası 32 haftadan küçük olan bebekler bu çalışmaya dahil edilmiştir. Doğum ağırlıkları, doğum haftası, retinopatinin evresi, artı hastalık varlığı araştırılmıştır. Tip 1 PR tanısı koyulduğu zaman hastalardan kan alınmıştır. Tip 1 PR tanısı almayan hastalardan da benzer gestasyonel yaşlarda kan alınmıştır. Tam kan sayımında; hemoglobin, hematokrit, trombosit sayısı ve OTH değerleri kaydedilmiştir. Bulgular: Altmış üç PR’li hasta bu çalışmaya dahil edildi. Bu hastaların 22 tanesinde tip 1 PR saptanırken, 41 tanesinde saptanmadı. Ortalama doğum haftası ve doğum ağırlığı gruplar arasında istatistiksel farklılık saptanmadı. Ortalama OTH tip 1 PR gelişen olgularda 9,1±2,0 fL iken tip 1 PR gelişmeyen olgularda 9,4±1,8 fL idi (p=0,61) Sonuçlar: Çalışmamızda OTH değerleri tip 1 PR gelişen ve gelişmeyen PR’li hastalarda farklı saptanmamıştır.Öğe Vernal keratokonjonktivitli olgularda ortalama trombosit hacmi ve nötrofil/lenfosit oranı(Modestum Publishing Ltd., 2014) Elbey, Bilal; Yazgan, Ümit Can; Yıldırım, Adnan; Karaalp, Ümit; Şahin, AlparslanAmaç: Bu çalışmada vernal keratokonjonktiviti (VKK) olan hastaların nötrofil, eozinofil, lenfosit, trombosit sayısı, nötrofil/lenfosit oranı (NLO), ortalama trombosit hacmi (MPV) değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Yöntemler: Bu çalışmada göz hastalıkları polikliniğine başvurmuş ve VKK tanısı almış olguların dosya kayıtları retrospektif olarak incelendi. Şaşılık dışında herhangi bir sistemik ve oküler hastalığı bulunmayan yaş ve cinsiyet uyumlu olgular kontrol grubuna dahil edildi. Tüm katılımcıların yaş ve cinsiyet verileri kaydedildi. Hemogram değerlerinden; MPV nötrofil, eozinofil, lenfosit, trombosit sayımı, NLO otomatik analizörlerle ölçüldü. Elde edilen veriler iki grup arasında karşılaştırıldı.Bulgular: Çalışma kapsamında 30 VKK ve 30 kontrol olgusu değerlendirildi. Gruplar arasında yaş ve cinsiyet açısından anlamlı farklılık saptanmadı. MPV ve NLO, VKK grubunda kontrol grubuna oranla daha yüksek olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı değildi (sırasıyla p=0,19 ve p=0,16).Sonuç: Bu çalışmanın sonucunda MPV ve NLO değerlerinin VKK hastalığıyla ilişkili olmadığını gösterilmiştir. MPV ve NLO değerlerinin VKK'da istatistiksel olarak anlamlı olmamalarına rağmen daha yüksek olması VKK için yardımcı parametre olarak kullanılabilir.Öğe Yeni tanılı diyabetes mellitus hastalarında peripapiller retina sinir lifi tabakası ve subfoveal koroid kalınlığının spektralis OCT İle değerlendirilmesi(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2016) Şahin, Muhammed; Şahin, Alparslan; Kılınç, Faruk; Özkurt, Zeynep Gürsel; Karaalp, Ümit; Yüksel, Harun; Türkcü, Fatih Mehmet; Çaça, İhsanBu çalışmada amacımız, yeni tanı alan ve herhangi bir diyabetik retinopati (DR) bulgusu olmayan tip 2 diyabetes mellituslu (DM) olgularla sağlıklı bireylerin peripapiller retina sinir lifi tabakası (pRSLT) ve koroid tabakası kalınlıklarını karşılaştırmaktır. Yöntemler: Çalışmaya Endokrin polikliniğinden yeni tanı almış ve DR’si olmayan DM’li hastalar ile sağlıklı kontrol grubu dahil edildi. Olguların Spectral-Domain optik koherens tomografi (spektralis OKT) cihazı ile EDI modunda (enhanced depth imaging- artırılmış derinlik görüntülemesi) horizontal düzlemde taraması yapıldı. Alınan görüntülerden fovea merkezinden, fovea merkezine 1000 μm temporal ve nazalden koroid kalınlıkları ölçümü yapıldı. Ayrıca aynı cihazla pRSLT kalınlık ölçümü yapıldı. Bulgular: Çalışmaya DR’si olmayan 28 yeni tanılı DM hastasının 28 gözü ile 28 kontrol grubunun 28 gözü dahil edildi. Yaş, cinsiyet, sferik ekivalan, düzeltilmiş en iyi görme keskinliği, göz içi basıncı ve aksiyel uzunluk değerlerinde gruplar arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Subfoveal ve temporal alanda koroid kalınlığının yeni tanılı DM grubunda kontrol grubuna göre daha ince olduğu saptandı (sırasıyla p=0,04, p=0,006). pRNFL analizinde ise averaj, nazal ve temporal süperior kadranlar yeni tanılı DM grubunda kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha ince bulundu. Diğer pRNFL kadranlarında anlamlı bir fark saptanmadı. Sonuç: Çalışmamızın verileri değerlendirildiğinde yeni tanılı DM’li hastalarda DR bulguları olmaksızın koroid tabakasında incelmenin yanında pRSLT’de bazı incelmelerin (özellikle averaj, nazal ve temporal süperior kadranlarda) olabileceğini söylemek mümkün görünmektedir.