Yazar "Kara, İbrahim" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Intra-peritoneal administration of Ecballium elaterium diminishes postoperative adhesions(Sociedade Brasileira para o Desenvolvimento de Pesquisa em Cirurgia, 2014) Okur, Mehmet Hanifi; Aydoğdu, Bahattin; Arslan, Mehmet Şerif; Alabalık, Ulaş; Arslan, Serkan; Kara, İbrahim; Canpolat, Fethiye; Şahin, Atalay; Otçu, SelçukRESULTS: The adhesion score was significantly decreased in the EE group (p=0.001) in comparison with the control group. Microscopically, the EE and sham groups were significantly lower than that of the control group (p[removed] METHODS: Thirty rats were divided into three groups and underwent midline laparotomy under 35 mg/kg ketamine and 5 mg/kg xylazine anaesthesia. In group 1 (n=10), the sham operation group, the abdominal walls were closed without any process. In group 2 (n=10), the control group, the antimesenteric border of the ceacum and the corresponding parietal peritoneum were abraded with dry sterile gauze. In group 3 (n=10), the EE group, 2.5 mg/kg dose of EE was administered as intraperitoneally to the rats after abrasion. All rats were sacrificed on postoperative day 15. Samples were obtained. CONCLUSION: The grade and severity of abdominal adhesion could be significantly reduced through administered Ecballium elaterium and therefore be a suitable anti-inflammatory agent for the prevention of postoperative peritoneal adhesion in the future. PURPOSE: To evaluate the effects of Ecballium elaterium (EE), Elaterium officinarum, in postoperative intraperitoneal adhesions in rats.Öğe Role of Negative-Pressure Wound Therapy in Deep Sternal Wound Infection After Open Heart Surgery(2013) Ay, Yasin; Yazıcı, Süleyman; Kara, İbrahim; Yanartaş, Mehmet; Songür, Murat; Aydın, Cemalettin; Başel, HalilGiriş: Mediyastinit kalp cerrahisinde yıkıcı bir komplikasyondur. En sık tedavi şekli debridman sonrası yaranın tekrar kapatılması ve mediyastenin antibiyotikle irrigasyonudur. Vakum yardımlı kapalı tedavi yöntemi son zamanlarda ortaya çıkmış bir tedavi tekniği olup, sternotomi sonrası mediyastinitler gibi zor yaralarda iyileşmeyi kolaylaştırmaktadır. Hastalar ve Yöntem: Ocak 2006-Ocak 2010 tarihleri arasında derin sternal yara gelişen 41 hasta kullanılan tedavi yöntemine göre iki gruba ayrıldı. Mediyastinitli 22 hasta devamlı vakum destekli kapalı yöntemle tedavi edildi (grup A). On dokuz mediyastinitli hastaya antibiyotikle kapalı mediyastinal irrigasyon tedavisi uygulandı (grup B).Bulgular: İki grup karşılaştırıldı. Grup B'den üç hasta tedavi sırasında kaybedildi. Ortalama iyileşme süresi grup A'da (13.5 ± 3.2 gün), grup B'ye (21.2 ± 16.4 gün) göre belirgin olarak daha kısa idi (p< 0.001). Vakum tedavisi sonrası hastalarda nüks görülmezken, grup B'de 7 (%24) hastada infeksiyon tekrarlamıştır. Hastanede kalım süresi grup A'da ortalama 30.5 (32.2 ± 11.3) gün, grup B'de ise ortalama 45 (49.2 ± 19.3) gün olup, grup A'da belirgin olarak daha kısa idi (p= 0.001).Sonuç: Kapalı vakum sisteminde iyileşme süresi belirgin olarak kısa bulunmuştur. Hastanede kalım süresi grup A'da önemli oranda kısadırÖğe Subklavyen Arter Tıkanıklığında Cerrahi Revaskülarizasyon Uygulamalarımızın Erken-Orta Dönem Sonuçları(2013) İnan, Bekir; Başel, Halil; Zeybek, Rahmi; Ay, Yasin; Çalışkan, Ahmet; Kara, İbrahim; Aydın, CemalettinGiriş: Subklavyen arter tıkanıklığı, sıklıkla ateroskleroz zemininde gelişen bir patolojidir. Tedavide endovasküler girişimlerin artan kullanımı ile cerrahi daha az tercih edilmeye başlanmıştır. Bu çalışmada subklavyen arter tıkanıklığı nedeniyle uygulanan cerrahi revaskülarizasyon tekniklerinin erken-orta dönem takip sonuçları ve subklavyen arter tıkanıklığı etiyolojisindeki yıllar içindeki değişim irdelenmiştir.Hastalar ve Yöntem: 2005-2011 yılları arasında merkezimizde subklavyen arter tıkanıklığı nedeniyle cerrahi revaskülarizasyon uygulanmış 54 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Erken dönem komplikasyonlar, orta dönem greft açıklıkları ve yıllara göre etiyolojik faktörlerdeki değişiklikler belirlendi.Bulgular: Erken ve orta dönemde mortalite gözlenmedi. Karotiko-subklavyen ve aksillo-aksiller baypas en sık uygulanan cerrahi yöntemlerdi ve orta dönem takipte greft açıklık oranları sırası ile %92.3 ve %68.4 idi. Torasik endovasküler anevrizma tamiri sonrası yatrojenik subklavyen arter tıkanıklığında uygulanan aortosubklavyen ve karotikosubklavyen baypas açıklık oranları ise %100 idi. 2005-2010 yılları arasında subklavyen arter tıkanıklığı nedeniyle cerrahi uygulanan hastalarda patoloji; %77.1 ateroskleroz, %12.5 vaskülit ve %10.4 emboli ve travma idi. 2011 yılında ise cerrahi gerektiren hastalarda patoloji; %66.7 endovasküler girişimler nedeniyle oluşan yatrojenik tıkanıklık ve %33.3 ateroskleroz idi.Sonuç: Revaskülarizasyon gerektiren subklavyen arter tıkanıklığında, perkütan girişimlerin artmasıyla ateroskleroz ve vaskülit gibi etiyolojik faktörlerin yerini, son yıllarda endovasküler girişimler nedeniyle oluşan yatrojenik tıkanıklıklar almıştır. Kullanılan cerrahi revaskülarizasyon teknikleri içinde orta dönem açıklık oranları göz önüne alındığında karotikosubklavyen baypas daha avantajlıdır