Yazar "Kaplan, M.Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Derin ven trombozu olgularında herediter trombofilik risk faktörleri(2007) Yurt, Murat; Batun, Sabri; Kaplan, M.Ali; Altıntaş, Abdullah; Çil, TimuçinDerin venöz tromboz (DVT) olgularında kalıtsal risk faktörlerinin sıklığı dünyanın çeşitli bölgelerinde değişmektedir. Faktör V Leiden ve protrombin G20210A (PT G20210A) venöz tromboza neden olan en sık genetik defektlerdir. Bu çalışmanın amacı; bölgemizde ki erişkin DVT olgularında FVL ve PT G20210A mutasyon sıklığını araştırmaktır. Eylül 2001 ile ağustos 2006 tarihleri arasında venöz tromboz tanısı konan 52 hastada FVL ve PT G20210A mutasyon varlığı araştırıldı. Venöz trombozlu 52 hastanın 14’ünde FVL mutasyonu (%26.9), 6’sında da PT G20210A mutasyonu (%11) bulundu. Sonuç olarak; Güneydoğu anadolu bölgesinde DVT olgularında normal sağlıklı populasyonla karşılaştırıldığında FVL ve PT G20210A mutasyonları daha sık bulunmuştur.Öğe Hodgkin lenfoma olgularımız: Klinik ve patolojik değerlendirme(2006) Atay, A. Engin; Müftüoğlu, Ekrem; Altıntaş, Abdullah; Işıkdoğan, Abdurrahman; Ayyıldız, M. Orhan; Çil, Timuçin; Kaplan, M.AliHodgkin Hastalığı tüm lenfomaların yaklaşık %25’ini ve tüm kanserlerin %1’ini oluşturmaktadır. Bu çalışmada kliniğimizde takip ve tedavi edilen Hodgkin lenfomalı hastalar retrospektif olarak incelendi. Histopatolojik tanısı ve düzenli kayıtları olan 150 olgu; yaş, cins, histopatolojik alt tipleri ve evreleri bakımından değerlendirildi. Olguların 102’si (%68) erkek, 48’i (%32) kadındı. Medyan yaş 41 (16-73) yıl olarak bulundu. Histolojik alt tiplerine göre; Miks sellüler, nodüler sklerozan, lenfositten zengin ve lenfositten yoksun tip sırasıyla 63 (%42), 37 (%24.6), 25 (%16.6) ve 21 (%14) hastada saptandı. Histolojik alt tipin 4 (%2.7) hastada belirlenemediği görüldü. Evrelere göre hasta dağılımı sırasıyla: Evre I’de 18 (%12) hasta, evre II’de 35 (%23.3) hasta, evre III’de 52 (%34.7) hasta ve evre IV’de 43 (%28.7) hasta mevcuttu. İki hastada ise yeterli evreleme işlemleri yapılamamıştı. SPSS 11.0 istatistik analiz programı kullanılarak değerlendirme yapıldı: 40 yaş altı ve üstü olmak üzere hastalar gruplandırıldığında yaş grupları arasında anlamlı bir fark bulunmadı. Ayrıca yaş grupları ile histolojik alt tipler arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı. Sonuç ve yorum: Hodgkin lenfoma erkeklerde daha sık rastlandı (E/K: 2.1). En sık histolojik alt tip mikst sellüler tip olduğu görüldü. Hastaların çoğunluğunun (%63.7) ileri evre (evre III ve IV) olduğu saptandı.Öğe Kolorektal kanserler: Tek merkez 12 yıllık sonuçları(2013) Önder, Akın; Küçüköner, Mehmet; Büyükbayram, Hüseyin; Kaplan, M.Ali; Nas, Necip; Urakçı, Zuhat; Keleş, AyşenurAmaç: Bu çalışmamızda kliniğimizde takibi yapılmış olankolorektal kanserli hastaların demografik, epidemiyolojik, klinik özellikleri ve sağkalımını etkileyen faktörlerin retros-pektif olarak belirlenmesi amaçlanmıştır.Yöntemler: Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onko-loji Bilim Dalı’nda 2000- 2012 tarihleri arasında takip edil-miş 767 kolorektal kanser tanılı hasta retrospektif olarakdeğerlendirildi.Bulgular: Çalışmada hastaların 432’si (%56,3) erkek, 335’i( %43,7) kadın olup ortanca yaş 54 (11-94) idi. Ev- resine bakılan 725 hastanın 57’si (%7,9) evre I, 230’u (%31,7) evre II, 248’i (%34,2) evre III ve 190’u (%26,2) evre IV olarak tespit edildi. Tüm hastaların ortanca takip süresi 24.8 (1.5-154.1) aydı. Hastaların 275’inde (%35.9) nüks veya progresyon, 184’ünde (%24) ölüm gözlendi. Hastalıksız sağkalım oranları (HSK) %1,3 ve 5 yıllık %81, %62 ve %29 iken, genel sağkalım (GSK) oranları 1,3 ve 5 yıllık %88, %74 ve %49 idi. Yaş grubuna göre değer- lendirildiğinde 60 yaş ve altında olan hasta grubunda 60 yaş üstü gruba kıyasla hem HSK hem de GSK daha iyiydi (p=0.053 ve p=0.024). Evre ile HSK ve GSK arasında- da anlamlı farklılıklar görüldü (p<0.001 ve p<0.001). Tü- mör diferansiyasyon derecesi de HSK üzerinde etkilydi (p=0.027). Yapılan multivaryant cox regresyon analizde evrenin hem HSK hem de GSK açısından bağımsız prog- nostik faktör olduğu görüldü (p<0,001, p<0,001). Sonuç: Bölgemizde başvuran hastaların çoğunluğu %60,4 ile lokal ileri ve metastatik evredeydi. Evre, histo- lojik grade ve ileri yaş, hem hastalıksız sağkalım hem de genel sağkalım üzerine etkili prognostik faktörler olarak bulundu. Multivariyant analizde evre hem genel sağkalım hem de hastalıksız sağkalım açısından bağımsız prog- nostik faktör olduğu görüldü.Öğe Thrombotic thrombocytopenic purpura associated with Graves’ disease(2007) Kaplan, M.Ali; Ayyıldız, Orhan; Çil, Timuçin; Müftüoğlu, Ekrem; Altıntaş, AbdullahTrombotik thrombositopenik purpura (TTP), mikroanjiopatik hemolitik anemi, trombositopeni, ateş, böbrek yetmezliği ve nörolojik bulgularla karakterizetir. Öncellikle sağlıklı erişkinlerde ortaya çıkmasına karşın çeşitli otoimmün hastalıklara eşlik ettiği bildirilmiştir. Burada Graves hastalığına eşlik eden TTP tanısı koyduğumuz 53 yaşında erkek hasta bildirildi. Olguya Graves hastalığına eşlik eden TTP tanısını konduktan sonra 15 seans plazmaferez uygulandı. Plazmaferezi takiben hastanın şikayetleri ve hematolojik parametreleri tamamen düzeldi. Graves hastalığına eşlik eden trombositopeni varlığında pernisiyöz anemi ve immün trombositopenik purpura öncelikle akla gelmelidir. Buna karşın trombositopeniye mikroanjiopatik hemolitik anemi eşlik ediyorsa TTP’de ayırıcı tanıda düşünülmelidir. Trombositopeniye eşlik eden mikroanjipatik hemolitik anemi TTP tanısı için yeterli olduğundan acilen plazmafereze başlanması gerekmektedir.