Yazar "Kaçmaz, Hüseyin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aşırı yükselmiş ve uzun süreli devam eden hiperbilirubineminin nadir sebebi: Weil hastalığı(2016) Kaya, Muhsin; Tuncel, Elif Tuğba; Kaçmaz, HüseyinLeptospirozis vakalarının büyük çoğunluğunda grip benzeri hafif klinik tablo görülürken, %10'u sarılık ve böbrek yetmezliği bulgularının olduğu ve Weil hastalığı olarak adlandırılan klinik formda görülür. Çalış- mamızda Weil hastalığı tanısı konulan, yaş ortalaması 36.2±1.7 olan beş erkek hasta sunulmuştur. Tüm hastalarda ateş, yaygın kas ağrısı, karın ağrısı, sarılık, konjunktivalarda kızarıklık ve şişlik, üç vakada ka- şıntı ve yaygın cilt döküntüleri mevcuttu. Biyokimya tetkiklerinde tüm vakalarda bilirubin ve kreatin kinaz seviyesinde belirgin artma ve normal protrombin düzeyi ile beraber aspartat amino transferaz, alanin amino transferaz, alkalen fosfataz ve gama glutamil transferaz seviyesinde hafif artma; dört vakada kreatin seviyesinde belirgin artma saptandı. Tam kan sayımında tüm vakalarda trombositopeni ve lökositoz vardı. Weil hastalığı tanısı mikroskobik aglutinasyon testi ile doğrulandı. Tüm hastalara yatışının ilk gününden itibaren geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi başlandı. Akut böbrek yetmezliği olan üç hastamız hemodiyaliz tedavisine alındı. Tüm hastalara tedavinin ilk gününden karaciğer fonksiyon testlerinin normale dönmesine kadar ursodeoksikolik asit tedavisi verildi. Hastalardan biri yatışının birinci gününde akciğer içi kanama nedeniyle vefat etti. Geriye kalan dört hastanın diğer klinik ve laboratuvar bulguları erken düzelirken, serum bilirubin düzeyleri ortalama 99.2±7.4 gün sonra normale döndü. Sonuç olarak, akut enfeksiyon belirtileriyle başlayan ve uzun süreli devam eden sarılık olgularının ayırıcı tanısında Weil hastalığı da düşünülmelidir.Öğe F-18-FDG PET/BT’de kolanjiosellüler kanseri taklit eden Fasciola hepatica vakası(2018) Kaya, Muhsin; Tuncel, Elif Tuğba; Ebik, Berat; Yalçın, Kendal; Kaçmaz, Hüseyin; Komek, Halil; Uçmak, Feyzullahİnsan fasioliazisi, Fasciola hepatica ve Fasciola gigantica’nın neden olduğu, dünya genelinde nadir görülen zoonotik bir hastalıktır. Genellikle çiftlik hayvanlarını etkileyen bir trematod olup insan rastlantısal ara konakçıdır. Spesifik olmayan semptom ve bulgularının birçok hepatobiliyer hastalıkta izlenebilmesi nedeniyle fasioliazisin tanı ve tedavisi gecikebilmektedir. Elli üç yaşında kadın hasta 18-Florodeoksi-glukoz pozitron emisyon bilgisaya-ralı tomo-grafi incelemesinde ekstrahepatik safra yollarında yüksek florode-oksi-glukoz tutulumu nedeniyle kliniğimize başvurdu. Hastada son 3 aydır süren karın ağrısı, kaşıntı ve halsizlik yakınmaları mevcuttu. Kolanjiyosellü-ler kanseri taklit eden ve serolojik olarak tanısı konan biliyer fasioliazisli bu vakayı sunacağız.Öğe Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki üçüncü basamak gastroenteroloji kliniğinin toksik hepatit deneyimi(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2018) Uçmak, Feyzullah; Tuncel, Elif Tuğba; Kaçmaz, Hüseyin; Ebik, Berat; Kaya, MuhsinAmaç: Toksik hepatit birçok ilaç ve bitkisel ürünün alınmasıyla ortaya çıkan klinik tablodur. Çok sayıda ilaç değişik mekanizmalarla toksik hepatite neden olmaktadır. Hastalığın görülme sıklığı ve sebepleri bölgesel farklılıklar gösterebilmektedir. Çalışmadaki amacımız kliniğimize başvuran toksik hepatitli olguların demografik, klinik ve laboratuar özelliklerini sunmaktır. Yöntemler: Ağustos 2014-Haziran 2016 tarihleri arasında kliniğimize anormal karaciğer fonksiyon testleri nedeniyle yatırılan, klinik ve laboratuar değerlendirme sonrası TH tanısı konulan hastalar alındı. Hastaların demografik özellikleri, toksik hepatitin muhtemel etiyolojisi, klinik özellikleri, biyokimya ve tam kan değerleri, klinik seyirleri kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya yaş ortalaması 41.4±16.8 olan 56 (34 kadın) hasta alındı. Hastaların 31 (%55.6)’inde ilaçlar, 11 (%20.4)’inde bitkisel maddeler, 6 (%9,3)’ında narkotik madde ve 8 (%14,8)’inde bitkisel madde, ilaç ve narkotik kullanımına bağlı toksik hepatit geliştiği saptandı. İlaçlar içinde en çok antibiyotik (birinci sırada amoksisilin+ klavulanik asit) ve non-steroid anti inflamatuvar ilaç (birinci sırada diklofenak sodyum) kullanımı hikayesi saptandı. Bitkisel madde kullanımı olan hastalarda en sık meryem otu, lavanta çayı ve atom çayı kullanım hikayesi mevcuttu. Narkotik madde olarak en sık ekstazi (5 hasta) kullanımı saptandı. Otuz yaş altı (RR:1.545, p<0.001) ve erkek cinsiyet (RR:11.0, p=0.013) narkotik madde kullanımı için risk faktörü olarak saptandı. Sonuç: Bölgemizde ilaç ve bitkisel madde kullanımına bağlı gelişen TH anormal karaciğer fonksiyon testlerinin önemli bir sebebi olarak dikkate alınmalıdır. Özellikle genç erkeklerde narkotik kullanımı toksik hepatit etiyolojisinde önemli yer tutmaktadır.Öğe Kalp yetmezliği ve tipik karaciğer tutulumu bulgularıyla kendini gösteren Osler-Weber- Rendu olgusu(2015) Tuncel, Elif Tuğba; Kaçmaz, Hüseyin; Kaya, MuhsinOsler-Weber-Rendu sendromu deri ve mukozalarda telenjiektaziler ve içorganlarda arteriovenöz malformasyonlar ile karakterize, nadir görülen,otozomal dominant geçiş gösteren bir hastalıktır. Altmış yaşındaki kadınhasta tekrarlayan üst gastrointestinal sistem ve burun kanaması nedeniyle kliniğimize yatırıldı. Hastanın fizik muayenesinde ağız içi, dudakve burun mukozasında yaygın telenjiektaziler, anemi, kalp yetmezliğive hepatomegali bulguları vardı. Yapılan tetkikler sonucu karaciğerdeyaygın arteriovenöz şantlar, pulmoner hipertansiyon ve kalp yetmezliğisaptandı.Öğe Kardiyada kitleyle kendini gösteren mide tüberkülozu olgusu(2016) Kaya, Muhsin; Tuncel, Elif Tuba; Kaçmaz, HüseyinTüberküloz enfeksiyonunda mide tutulumu oldukça nadir olup, genel- likle akciğer tüberkülozuna sekonder veya immün yetmezlik durumla- rında ortaya çıkar. Burada başka organda aktif tüberkülozu olmayan, yutma güçlüğü ve göğüs ağrısıyla kliniğimize müracaat eden, kardiyada malign kitle ön tanısıyla cerrahiye verilen; ancak, alınan frozen biyopsi- de tüberküloz tanısı konulan ve tedavi sonrası tamamen düzelen vaka sunulmuştur.Öğe What does the procalcitonin level tell us in patients with acute pancreatitis?(College of Physicians and Surgeons Pakistan, 2022) Ebik, Berat; Kaçmaz, Hüseyin; Tuncel, Elif Tuğba; Arpa, Medeni; Uçmak, Feyzullah; Kaya, MuhsinObjective: To determine the factors affecting the procalcitonin level, and its association with the severity of pancreatitis in patients with acute pancreatitis (AP). Study Design: Cross-sectional analytical study. Place and Duration of Study: Division of Gastroenterology, University of Health Sciences, Diyarbakır Gazi Yasargil Education and Research Hospital and Department of Gastroenterology, Dicle University School of Medicine, Diyarbakır, Turkey, between April 2017 and June 2021. Methodology: The study included 214 patients diagnosed with AP according to Atlanta criteria. By checking the PCT and CRP values of the patients in the first 12 hours, the relationship with these scales that predict the severity of pancreatitis was statistically examined. Results: Hundred and fifty-two patients (71.0%) had mild, while 62 patients (29.0%) had severe pancreatitis. According to the Atlanta criteria, the mean PCT level of patients with mild pancreatitis was 1.4±0.7 ng/mL, while the mean PCT level of patients with severe pancreatitis was 9.0±12.3 ng/mL (p<0.001). The diagnostic performance of PCT was better for predicting severe AP. For the 0.94 ng/mL cut-off, PCT had 86.9% sensitivity and 50.7% specificity. (AUC=0.731[95% CI: 0.669-0.811]; p<0.001; LR: 1.7). In patients with severe pancreatitis, the PCT level was 4.7±18.5 ng/mL in patients without concomitant infection and 15.8±8.1 ng/mL in patients with concomitant infection (p<0.001). Conclusion: High PCT value measured at the time of the first admission to the hospital may predict severe pancreatitis. In addition, a high PCT value at the time of admission to the hospital in patients with pancreatitis may indicate another concomitant infection.