Yazar "Küçükaslan, İbrahim" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 16 / 16
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bibliometric profile of postgraduate theses in veterinary obstetrics and gynecology in Turkey(Veteriner Hekimler Derneği, 2023) Küçükaslan, Özgül; Küçükaslan, İbrahimThe aim of the research is to evaluate the postgraduate theses completed in the field of veterinary obstetrics and gynecology in terms of bibliometric features in Turkey. The material of the study consisted of postgraduate theses completed in this field from 1946 to May 2021 in Turkey. In this context, the data obtained by bibliometric analysis of master's and doctoral theses completed in the field of veterinary obstetrics and gynecology were tabulated in terms of university, year, gender, subject and animal species. In the study, a total of 357 postgraduate theses, which were 143 master’s and 214 doctorate, were identified. It was determined that the highest number of master’s (n= 27, 18.88%) and doctoral theses (n= 91, 42.52%) were completed at Ankara University. It was determined that the highest number of postgraduate theses belonged to male researchers (master; n= 102, 71.33%, doctorate; n= 159, 74.30%). It was determined that the highest number of master’s theses were prepared between the years 2010-2021, and the highest number of doctoral theses was prepared between the years 2000-2009. When the subject trends were examined, it was determined that both master’s and doctorate theses were mainly focused on control of reproduction (master’s; n= 43, 30.71% and doctorate; n= 48, 22.43%). Also these theses were mostly studied on cattle (master’s; n= 66, 47.14% and doctorate; n= 115, 53.74%). As a result, it can be argued that the study will shed light on the qualitative and quantitative evaluations to be made regarding the determination of the scientific level of veterinary obstetrics and gynecology postgraduate education.Öğe Effects of presence or absence of a dominant follicle estimated by a single ultrasound examination at the time of follicular aspiration on superovulatory responses and embryo production in lactating simmental cows(Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2019) Cirit, Ümüt; Özmen, Mehmet Ferit; Köse, Mehmet; Küçükaslan, İbrahim; Çınar, Elif Merve; Kutsal, Hüseyin GökhanThe aim of the study was to evaluate effects of presence or absence of a dominant follicle (DF) estimated by a single ultrasound examination atthe time of follicular aspiration (FA) on superstimulatory and superovulatory responses and embryo production in lactating Simmental cows. Atrandom stages of the estrous cycle, the ovaries of cows (n=42) were examined by transrectal ultrasonography (US) and all follicles ≥3 mm werecounted. Donors with <10 follicles 3-8 mm in diameter were considered to have a dominant follicle (group DF+; n=30), while donors ≥10 smallfollicles 3-8 mm were classified as having no dominant follicle (group DF–; n=12). Just after US examination, all cows were subjected to ultrasoundguidedtransvaginal aspiration of all follicles ≥5 mm and a progesterone-releasing device was placed in the vagina. Thirty-six h after FA, all cows weresuperstimulated with FSH, which was given as twice-daily injections over 6 days. Cows were pre-treated with a single dose of 400 IU of eCG 24 h beforethe start of FSH treatments. It was concluded from this study that the presence of a DF estimated by a single ultrasound examination at the time of FAeffects negatively the superstimulatory and superovulatory responses, fertilization rate and embryo quality (P<0.05) but not the number of embryoscollected. It was also concluded that estimation of a dominant follicle by a single ultrasound examination at the time of follicular aspiration based onthe number of small follicles may be used the selection of potential donor cows and can significantly contribute to improvements in superstimulatoryand superovulatory responses and embryo quality.Öğe Gebe Konya Merinosu koyunlarında erken gebelikte gebelik ilişkili glikoproteinlerin plazma profilinin belirlenmesi(Atatürk Üniversitesi, 2019) Kaplan, Yasamin; Özyurtlu, Nihat; Köse, Mehmet; Atlı, Mehmet Osman; Küçükaslan, İbrahim; Kırbaş, MesutBu çalışmada, sığır ELISA-PAG (gebelik ilişkili glikoprotein) kitinin Konya Merinosu koyunlarda; 1) gebeliğin teşhisi ve 2) PAG'lerin erken gebelik plazma profilinin belirlenmesindeki kullanılabilirliği değerlendirildi. Bu amaçlar için, kan örnekleri gebeliğin 21-70. günleri arasında haftalık olarak alındı. Kit üreticisinin talimatına göre, PAG’lerin plazma seviyeleri belirlendi ve değer 0.3 OD’nin (optimal yoğunluk) üzerinde ise gebelik tanısı pozitif olarak kabul edildi. Gebeliğin 21 ve 70. günleri arasında PAG'lerin profilinde lineer benzeri bir artış olduğu belirlendi. PAG'lerin pozitif değer oranları 28, 35 ve 42. günlerde sırasıyla %30.8, %69.2 ve %66.7 olarak belirlendi. Bu sonuçlara göre, ticari sığır ELISA-PAG kitinin Konya Merinosu koyunlarda erken gebeliğin tespitinde ve fetoplasental yapının sağlığının izlenmesinde güvenilir olduğu belirlendi. Ancak, plazma örneklerinde gebelik tanısı için pozitif değer 0.3 OD kabul edilirse erken gebelikte yüksek bir hata payı ortaya çıkmaktadırÖğe İnaktif ve aktif ovaryumlu düvelerde PRID ve GnRH kombinasyonunun fertilite parametrelerine etkisi(2008) Zonturlu, Abuzer K.; Özyurtlu, Nihat; Küçükaslan, İbrahimSunulan çalışmada, inaktif ve aktif ovaryumlu düvelerde PRID ve GnRH uygulamalarının bazı fertilite parametrelerine etkisinin araştırılması amaçlandı. Çalışmada, inaktif ovaryumlu (Grup I, n:12) ve aktif ovaryumlu (Grup II, n:12) toplam 24 adet düve materyal olarak kullanıldı. Grup I ve II’deki düvelere özel aplikatör yardımı ile 12 gün süreyle PRID (1.55 g progesteron ve 10 mg östradiol benzoat) intravaginal yolla uygulandı. PRID’in çıkarıldığı gün GnRH (0.0042 mg buserelin asetat 2.5 ml i.m.) enjeksiyonu yapıldı. Uygulama bitimi östrus görülme zamanı Grup I’de 3.22±0.97 ve Grup II’de 2.91±1.04 gün olarak tespit edildi. Her iki grup arasındaki fark istatistiksel olarak önemsiz bulundu (p>0.05). PRID uzaklaştırıldıktan sonra Grup I’de % 75 ve Grup II’de % 91.67 oranında östrus saptandı. İlk tohumlama ve tüm tohumlamalar (üç tohumlama) sonrası gebelik oranları sırasıyla, Grup I’de % 33.33 ve %55.56 oranında Grup II’de % 45.45 ve %72.73 oranında bulundu. Uygulama bitimi gebe kalma aralığı Grup I’de 15.2±18.57 gün, Grup II’de 13.0±15.7 gün olarak belirlendi (p>0.05). Sonuç olarak, inaktif ve aktif ovaryumlu düvelerde PRID+GnRH uygulamalarının siklusun düzenlenmesinde veya başlatılmasında, östrus görülmesinde ve fertilite üzerinde etkili olduğu kanısına varıldı.Öğe Induction of oestrus with Norgestomet ear implant and PRID in acyclic holstein heifers(2009) Özyurtlu, Nihat; Çetin, Yunus; Küçükaslan, İbrahim; Kocamüftüoǧlu, MesihThe aim of this study, was to compare the efficacy of treatment with norgestomet implant and Progesterone Releasing Intravaginal Device (PRID) in combination with GnRH on estrus response and pregnancy rates in acyclic holstein heifers. A total of 64 heifers (14-24 months age) were randomly divided into 3 groups. Group Norgestomet (n = 25), Group PRID (n = 26) and Control group (n = 13). Group Norgestomet; ear implant implanted subcutaneous and solution containing 3 mg norgestomet and 5 mg oestradiol valerate were injected intramuscularly at the day of 0. The silicone implant removed after 11 days. Group PRID; PRID (1.55 g progesterone, 10 mg estradiol benzoate) was inserted into vagina and left in place for 11 days. Control group; saved as control group. GnRH (0.0042 mg buserelin acetate) was administered intramuscularly (2.5 mL) at implant removal or withdrawal of PRID in implant and PRID groups. The heifers were inseminated fix timed at 48 and 72 h after the removal of implant and PRID. The rate of induced estrus was 80 and 73.08% between norgestomet implant and PRID groups, respectively. No heifer of the control group showed estrus. The pregnancy rates were 44 and 53.85% in norgestomet and PRID groups, respectively. There was no significant difference in terms of estrus response and pregnancy rates between norgestomet and PRID groups. However, a significant difference between treatment groups and control group, with respect to estrus (p<0.001) and pregnancy rates (p<0.01) were observed. The average BCS were not different statistically between all groups. Results of the study showed that fertile estrus can be stimulated in acyclic heifers by norgestomet implant and PRID treatments combined with GnRH. Also, we concluded that norgestomet implant and PRID are equally effective for estrus induction and pregnancy rate in acyclic heifers.Öğe İneklerde reprodüktif sürü idaresi programı kapsamında postpartum dönemin izlenmesi ve fertiliteye katkısı(2013) Kaya, Duygu; Ay, Serhan Serhat; Küçükaslan, İbrahim; Aslan, Selim; Ağaoğlu, Ali Reha; Gün, CanSunulan çalışmada, vücut kondisyon skoru (VKS) baz alınarak, düzenli yapılan postpartum (pp) kontrollerin ve tedavilerin sürü fertilitesi üzerine etkisi araştırıldı. Çalışmada 2-6 yaşlı, VKSsi 2.00-4.75 arasında olan 441 baş Holstein- Friesian ırkı inek, pp kontrolleri düzenli yapılan (GÇ; n=100) ve pp kontrolleri düzenli yapılmayan (GK; n=341) olmak üzere ikiye ayrıldı. Doğum anında ve pp 30 ve 45. gün kontrollerinde ineğin VKSsi, buzağının APGAR puanı, cinsiyeti ve doğum ağırlığı, doğumun niteliği (güç/normal) ve güçlük derecesi, yavru zarlarının atılma süresi, pp akıntının karakteri ve puerperal sorunlar kaydedildi. Yapılan düzenli kontrollerde belirlenen puerperal sorunlar uygun şekilde tedavi edildi. Çalışmada APGAR puanı en düşük (beş) olan buzağıların yaşama oranı da (%33.3) en düşük bulundu. Doğum güçlüğü dört olan hayvanların %77.8sinin VKS değerinin 3.25-4.75 arasında olduğu saptandı. Postpartum dönemde yüksek VKSli hayvanlarda (>3.50) endometritis (%46.6) ve subinvolüsyon (%66.7) oranlarının normal VKSli ineklerden (3.00-3.50) daha yüksek olduğu belirlendi. Postpartum kontrolleri düzenli yapılan grupta (GÇ) toplam gebelik oranı daha yüksek (P<0.05), doğum-ilk tohumlama aralığı ve doğum-gebe kalma aralığı daha kısa (P<0.001) bulundu. İnfertilite nedeniyle sürüden çıkarma oranı GÇde (%6.0) GKdan (%19.4) daha düşük bulundu (P<0.001). Sonuç olarak, işletmeye uygun şekilde reprodüktif sürü kontrol programının oluşturulup fertilite/infertilite kontrollerinin düzenli yapılmasının sürü reprodüktif performansını arttırdığı, herhangi bir pp sorun geliştiğinde yapılan kontrollerin ise reprodüktif performansı artırmada yeterli olmadığı ortaya koyuldu.Öğe İneklerde Tohumlama Sonrası Fluniksin Meglumin, Meloksikam ve PGE2 Uygulamalarının Gebelik Oranları Üzerine Etkisi(2016) Küçükaslan, İbrahim; Kocamüftüoğlu, Mesih; Çetin, Yunus; Özyurtlu, NihatBu çalışmanın amacı luteotropik ve luteoprotektan etkileri bilinen fluniksin meglumin, meloksikam ve PGE2'nin ineklerde suni tohumlama sonrası gebelik oranları üzerine etkisini incelemekti. Çalışmanın hayvan materyalini postpartum en az 45. günde olan, en az bir kez doğum yapmış, reprodüktif muayenelerde sağlıklı olarak tespit edilen 97 adet siklik Holştayn Frizyan inek oluşturdu. Bütün hayvanlara PRID uygulandı ve 12 gün sonra uzaklaştırıldı. Uzaklaştırmadan hemen önce 5 ml PGF2? i.m uygulandı. PGF2? uygulamasını izleyen 72. saatte deneyimli bir veteriner hekim tarafından suni tohumlama yapıldı. İnekler; 0.2 mg/kg s.c. meloksikam (ML, n=29), 1.1 mg/kg i.m fluniksin meglumin (FM, n=28), 2.5 mg intravaginal dinoproston (PGE2, n=20), 10 ml i.m placebo (%0.9 NaCl) (Kontrol, n=20) grupları olmak üzere rastgele 4 gruba ayrıldı. Bütün uygulamalar suni tohumlama sonrası 15. günde yapıldı ve gebelikler tohumlama sonrası 45. günde ultrasonografi ile değerlendirildi. Gebelik oranları ML, FM, PGE2 ve Kontrol grubunda sırasıyla %58.62 (17/29), %42.85 (12/28), %45 (9/20) ve %45 (9/20) olarak belirlendi (P>0.05). Placebo uygulamaları ve FM ve PGE2 uygulanan ineklerde benzer sonuçlar elde edilirken, ML uygulanan ineklerde daha yüksek gebelik oranları elde edilmiştir.Öğe Investigation of the effects of acupuncture stimulation on the size and blood flow of corpus luteum and progesterone levels in dairy cows(Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2015) Küçükaslan, İbrahimIn this study, effect of acupuncture (AP) on the luteal size (LS), luteal blood flow (LBF) and progesterone (P4) levels were investigated in the presence of corpus luteum (CL) in cows. Seven days after 14-days interval PGF2? estrus synchronization protocol, CL positive animals were assigned either to a control group (AP-, n=10) or to an AP group (AP+, n=10) stimulated by using B22 and B23 sensitive acupoints. LS and LBF examinations were carried out before the stimulation (0h) and at 1st, 3rd, 6th hour on d7 and thereafter on d9, d10, d11, d12 and d13 following the AP stimulation in each group with a portable color Doppler ultrasonography. Blood samples for P4 measurement were collected during each examination. There was no significant difference in LS, LBF, or P4 mean values between groups. However, LBF significantly increased at 6h after stimulation (P<0.05) in AP+ group but it increased at d11 in AP- group (P<0.05). The significant increase in LS was observed earlier in AP+ group (on d9; P<0.01) than AP- (on d11; P<0.05). Serum P4 concentrations increased at 3h, d9 and d10 in AP+ group (P<0.05), however a significant difference was only observed at 3h in AP- group (P<0.05). In conclusion, AP stimulation induces earlier increases in LS, LBF and P4 parameters in cows during luteal phase.Öğe Investigation of the Effects of Acupuncture Stimulation on the Size and Blood Flow of Corpus Luteum and Progesterone Levels in Dairy Cows [1] [2](2015) Küçükaslan, İbrahimBu çalışmada akupunkturun (AP) ineklerde korpus luteum (CL) varlığında luteal büyüklük (LS), luteal kan akımı (LBF) ve progesteron (P4) seviyeleri üzerindeki etkisi incelendi. 14 gün aralıklı PGF2? östrus senkronizasyon protokolünden 7 gün sonra, CL tespit edilen hayvanlar kontrol (AP-, n=10) ve duyarlı B22 ve B23 kullanılarak stimüle edilen akupunktur gruplarına ayrıldı (AP+, n=10). LS ve LBF incelemeleri taşınabilir bir renkli Doppler ultrasonografi ile 7. günde stimülasyon öncesi (0. saat), izleyen 1, 3, 6. saatler ve 9, 10, 11, 12 ve 13. günlerde yapıldı. Her muayenede P4 ölçümleri için kan örnekleri alındı. Gruplar arasında LS, LBF ve P4 ortalama değerleri farklı değildi. Bununla birlikte, LBF AP+ grubunda stimülasyon sonrası 6. saatte (P<0.05) ancak AP- grubunda 11. günde arttı (P<0.05). LS'deki önemli artış ise AP+ grubunda (9. gün; P<0.01), AP- grubuna göre (11. gün; P<0.05) daha erken gözlendi. Serum P4 konsantrasyonları AP+ grubunda 3. saat, 9. gün ve 10. günde artış gösterdi (P<0.05). Ancak AP- grubunda sadece 3. saatte önemli değişim gözlendi (P<0.05). Sonuç olarak, luteal faz sırasında akupunktur stimülasyonu LS, LBF ve P4 değerlerinde daha erken artışa neden olmaktadırÖğe Investigation on the effectiveness of mastitis vaccine (Startvac® ) in sheep and goat gangrenous mastitis cases caused by staphylococcus aureus(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2017) Yeşilmen, Simten; Işık, Nurettin; Özyurtlu, Nihat; Küçükaslan, İbrahim; Cantekin, Zafer; Ergün, YaşarMastitis; memenin bakteriyel, kimyasal, termal ve mekanik etkilere verdiği yangısal reaksiyondur. Önemli üretim kaybına neden olur. Bu çalışmanın amacı; Staphylococcus aureus kaynaklı kangrenli mastitisli koyun ve keçilerde Startvac® (Hipra) aşısının etkinliğini belirlemektir. Araştırma materyalini sekiz koyun ve dört keçi oluşturmaktadır. Koyun ve keçiler iki gruba ayrıldı. İlk gruba klasik tedavi prosedürü (parenteral ve meme içi antibiyotik tedavisi ile birlikte nonsteroidal antienflamatuar ilaç), ikinci grupta klasik tedavi ile birlikte 1 ml Startvac® aşısı uygulandı. İlk grupta her ne kadar 6. günde laktasyon durmuş ve meme lobunda sertlik oluşmuşsa da hastalar 48 saat sonrasında normale döndü. Tedavinin 10. gününde süt verimi diğer tedavi grubuna göre daha az olmasının yanı sıra hayvanların klinik bulguları normale döndü. Grup 2 de klinik görünüm 48. saatte normale döndü ve tedavinin 6. gününde iyileştiler. Onuncu günde klinik semptomlar yok oldu ve süt verimi Grup 1’e göre önemli düzeyde arttı. Koyun ve keçilerde kangrenli mastitis olgularında klasik tedaviye ek olarak uygulanan Startvac® mastitis aşısının tedavi başarısını arttırabileceği sonucuna varılmıştır.Öğe İz elementler ve ineklerde reprodüktif açıdan önem(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2011) Küçükaslan, İbrahimİz elementler mikro mineraller olarak bilinirler ve vücutta kan yapımına, hormonların yapısına, vitamin sentezine, enzimlerin oluşumuna katılırlar, immun sistemin bütünlüğünde ve reprodüktif sistemin düzenlenmesinde görevlidirler. Su veya besinlerle dışarıdan alınırlar. İz element eksiklikleri genellikle toprak yapısı ve yetiştiricilik bölgesinin coğrafyasına bağlıdır. Reprodüktif açıdan en önemli olanlar selenyum, bakır, çinko, iyot, manganez ve kobalttır. Bu derleme bu iz elementlerin ineklerde reprodüktif olaylardaki rolünü ortaya koymak adına hazırlanmıştırÖğe Prof. Dr. Hüseyin Erk'in yaşamı ve çalışmaları üzerine bir araştırma(Veteriner Hekimler Derneği, 2015) Küçükaslan, Özgül; Küçükaslan, İbrahimProf. Dr. Hüseyin Erk, veteriner hekimliği eğitim-öğretiminde, dersleri 1873 yılından itibaren programa alınan Doğum ve Jinekoloji Biriminin ilk öğretim üyesidir. Yüksek Ziraat Enstitüsü'nün ilk mezunları arasında yer alan Hüseyin Erk, akademik yaşamına 1939 yılında başlamış, alanın ilk doktora derecesini 1946 yılında almıştır. 1950 yılında doçent olan, 1958'de profesörlüğe yükseltilen Hüseyin Erk, veteriner doğum ve jinekoloji alanında eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayım etkinliklerinin yanı sıra bu alanda görev yapacak olan diğer öğretim elemanlarının yetişmesinde de önemli görevler üstlenmiştir. Bu çalışma, Türkiye'de Veteriner Hekimliğinde Doğum ve Jinekoloji alanının öncülerinden ve önemli köşe taşlarından biri olan Hüseyin Erk'in bilimsel yaşam öyküsünü ortaya koymak ve veteriner hekimliği biyografi arşivine katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir.Öğe An uncommon case in domestic rabbit (Oryctolagus cuniculus): Mammary neoplasm(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2017) Küçükaslan, İbrahim; Özyurtlu, Nihat; Al, Özge; Ünver, ÖzkanBu vaka sunumunda fakültede barındırılan torakal meme lobunda solid kitle ve inguinal meme lobunda apse şikayeti ile kliniğe getirilen 14 aylık evcil bir tavşanda antibiotik (Enrofloksasin) + anti-enflamatuar (Meloksikam) + Tarantula Cubensis ektraktı tedaviyi takiben tek taraflı mastektomi uygulanmıştır. Elde edilen dokular rutin histopatolojik incelemeler için %10’luk formaldehit solüsyonunda tespit edilmiştir. Tespit edilen dokular histopatolojik inceleme için Hematoksilen-Eozin (H&E) ve Mallory üçlü boyama ile boyanmış ve ışık mikroskop altında incelenmiştir. İnceleme sonucunda fibrom teşhis edilmiştir. Altı ay sonunda herhangi bir nükse rastlanmamıştır.Öğe Üreme mevsiminde progesteron ve postaglandin F2 alfa ile senkronize edilen zom koyunlarında equine chorionic gonadotropini hormonunun farklı dozlarının bazı fertilite parametreleri üzerine etkisi(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2022) Köse, Mehmet; Bayrıl, Tahir; Küçükaslan, İbrahim; Bademkıran, Servet; Özyurtlu, Nihat; Atlı, Mehmet Osman; Yıldız, Ahmet ŞenerBu çalışma, Zom koyunlarında iki farklı dozda at koriyonik gonadotropini (equine chorionic gonadotropini; eCG) hormonu uygulamasının bazı fertilite parametreleri üzerine etkilerini incelemek için yapıldı. Bu amaçla, 77 baş Zom koyununa üreme mevsimi içerisinde 12 gün süreyle 20 mg fluorogestone acetate (FGA; progesterone analoğu) içeren vajinal sünger uygulandı. Koyunlar, süngerin çıkarılmasından 24 saat önce enjekte edilen eCG dozuna göre belirtildiği şekilde üç gruba ayrıldı; kontrol grubu (eCG enjekte edilemeyenler, n=30), eCG-400 (400 IU eCG enjekte edilenler, n=24) ve eCG-600 (600 IU eCG enjekte edilenler, n=23). Bu enjeksiyonla eş zamanlı olarak, tüm koyunlara 75 mcg kloprostenol (prostaglandinF2alfa (PGF2α); PF2α analoğu) enjekte edildi. Tüm enjeksiyonlar kas içi yapıldı. Koyunların östrüsleri süngerin uzaklaştırılmasını izleyen 5 gün boyunca (günde 3 kez 30 dakika) arayıcı koçlarla kontrol edildi ve östrüste olduğu belirlenen koyunlar çiftleştirildi. Koyunların gebeliği çiftleştirme sonrası 60. günde ultrasonografi ile kontrol edildi. Kuzulayan koyunlar ve kuzuları doğumda kayıt edildi. Östrüs oranı, gebelik oranı, kuzulama oranı, çoklu kuzulama oranı, bir doğumdaki ortalama kuzu sayısı ve kuzu verimi açısından gruplar arasındaki farklılıklar önemli düzeyde olmadı (p>0.05). Bu sonuçlara göre, üreme sezonu içerisinde Zom koyunlarının östrüslerinin progesteron ve PGF2α kombinasyonuyla etkin olarak senkronize edilebileceği, ancak süngerin uzaklaştırılmasından 24 saat önce 400 veya 600 IU eCG uygulamasının incelenen döl verimi parametreleri üzerine olumlu bir etkisinin olmadığı ifade edilebilir.Öğe Üreme mevsimine geçiş döneminde östrüs siklusu uyarılan ivesi ve zom koyunlarında bazı döl verimi özelliklerinin karşılaştırılması(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2016) Özyurtlu, Nihat; Köse, Mehmet; Bayrıl, Tahir; Küçükaslan, İbrahimBu çalışmanın amacı, üreme mevsimine geçiş döneminde uygulanan progestagen, prostaglandinF2alfa (PGF2α) ve gebe kısrak serum gonadotropin (PMSG) uygulamalarının Zom ve İvesi koyunlarında bazı reprodüktif verim özelliklerine etkisini incelemekti. Çalışmada; Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi Uygulama ve Araştırma Çiftliğinde yetiştirilmekte olan İvesi (n=26 baş) ve Zom (n=24 baş) koyunları kullanıldı. Koyunların östrüsleri 12 gün süreyle 20 mg fluorogeston asetat içeren intravaginal sünger (Chronogest CR, Intervet, Türkiye) uygulaması ile senkronize edildi. Süngerin çıkarılmasından 24 saat önce kas içi yolla 400 IU PMSG (Chronogest/PMSG, Intervet, Türkiye) ve 0.075 mg PGF2α (Cloprostenol, Dalmazin, Vetaş, Türkiye) enjekte edildi. Son enjeksiyondan 12 saat sonra başlanmak suretiyle arama koçlarıyla östrüsteki koyunlar tespit edildi. Bu koyunlar aynı ırk fertil bir koç ile çiftleştirildi. Östrüs oranı, gebelik oranı, kuzu verimi ve ikizlik oranı sırasıyla; Zom koyunlarında %95.8, %43.5, 1.2, %20, İvesi koyunlarında ise %96.2, %52.0, 1.23, %23.1 olarak tespit edildi. Sütten kesimde kuzuların yaşama gücü ise Zom kuzularında %91,7 (11/12), İvesi kuzularında %100 (16/16) oldu. Zom ve İvesi koyunlarında incelenen fertilite özellikleri arasındaki farklar istatistiksel olarak önemli bulunmadı.Öğe Veteriner doğum ve jinekolojide kullanılan bazı alternatif tedavi yöntemleri(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2019) Özyurtlu, Nihat; Küçükaslan, İbrahimTamamlayıcı veya bütünleyici tıp olarak da tanımlanan “Alternatif tıp” geleneksel tedavilerin yerine kullanılan tıbbi işlemleri tanımlayan bir terimdir. Alternatif tedavide hastalıkların semptomatik tedavisi yerine vücut bir bütün olarak görülüp sorunlu sistem uyarılarak tedavi amaçlanmaktadır. Bu derlemede veteriner doğum ve jinekoloji alanında yıllardır en çok kullanılan altenatif tedavi yöntemleri olan akupunktur, fitoterapi ve homeopati uygulamaları incelenmiştir.