Yazar "Geyik, M. Faruk" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Abdominal kompartman sendromunda intestinal iskemi ve bakteriyel translokasyon(2000) Geyik, M. Faruk; Öztürk, Hayrettin; Güloğlu, Cafer; Aldemir, Mustafa; Orucu, Mehmet; Yağmur, YusufYaygın abdominal distansiyon, santral venöz basınçta artma, üriner output'ta azalma ve solunum sıkıntısı şeklinde ortaya çıkan Abdominal Kompartman Sendromu (AKS), post operatif intraabdominal hemoraji, komplike ciddi abdominal travma, visseral ödemin eşlik ettiği peritonit ve laparoskopik cerrahi gibi pek çok nedenlere bağlı gelişebilir. İntraabdominal basınç (İAB)'ın artmasının sistemik ve splanknik hemodinami üzerine etkileri açıklanmasına rağmen, bağırsak hipoperfüzyonunun sonuçları iyi bilinmemektedir. Bakteriyel translokasyon splanknik iskemiden sonra meydana gelmekte ve sonraları organ yetmezliğine katkıda bulunmaktadır. Bu çalışmada AKS'na bağlı intestinal iskemi ve bakteriyel translokasyonu araştırdık. 20 wistaralbina rat (235±20 gram) kullanıldı. Grup 1 (n= 10, kontrol)'de sadece orta hat insizyonla laparotomi yapıldı. Grup 2 (n=10)'de orta hat kesiden sonra karın içi basıncı 60 dakika süreyle 20 mmHg'de tutuldu ve artan İAB'ın ince bağırsak ve bakteriyel translokasyon üzerine etkileri araştırıldı. Bütün ratların ortalama arter basıncı (OAB) sıvı verilerek ayarlandı. 24 saat sonra karaciğer, dalak ve mezenterik lenf bezleri (MLB)'nin bir kısmı mezoyla beraber çıkarılarak bakteriyel translokasyonu araştırmak için kültüre ekildi. İnce bağırsak ve karaciğerin bir kısmı alınarak malondialdehid (MDA) seviyeleri ölçüldü. Son olarak ince bağırsağın bir kısmı, puanlama sistemi ile histopatolojik olarak değerlendirildi. İAB'ın 20 mmHg'de 60 dakika tutulması ile MLB'nde bakteriyel translokasyon meydana geldi (p<0.05). MDA seviyesi karaciğer ve ince bağırsakta kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksek bulundu (p<0.05). Histolojik analizlerde 2.grupta ince bağırsak villüslerinin üst üçte birinde nekroz ve dökülme görülürken, 1. grupta normal histolojik bulgular saptandı. İAB'ın artması intestinal mukozal kan akımında azalmaya, ince bağırsakta histolojik değişikliklere, daha sonra da septik komplikasyonlara ve organ yetmezliğine neden olabilecek bakteriyel translokasyona neden olmaktadır.Öğe The comparison of adefovir dipivoxil or combination with lamivudine in patients with lamivudine resistant chronic hepatitis B(Elsevier Science Bv, 2015) Ayaz, Celal; Celen, M. Kemal; Geyik, M. Faruk; Bayan, Kadim; Dal, Tuba; Altindis, Mustafa[Abstract Not Available]Öğe Dental abseye bağlı servikomammarian nekrotizan yumuşak doku enfeksiyonu: Olgu sunumu(2000) Geyik, M. Faruk; Taçyıldız, İbrahim; Kutsal, Tamer; Girgin, Sadullah; Yılmaz, Gülşen; Aldemir, Mustafa[Abstract Not Available]Öğe Kronik osteomiyelite bağlı retroperitoneal abse ve enterokütan fistül: Olgu sunumu(2000) Geyik, M. Faruk; Taçyıldız, İbrahim; Kesemenli, Cumhur; Yağmur, Yusuf; Aldemir, Mustafa[Abstract Not Available]Öğe Kronik tonsillitli hastalarda tonsil yüzey sürüntü ve doku içi kültürlerinin karşılaştırılması(1999) Geyik, M. Faruk; Demir, Hüseyin; Hoşoğlu, Salih; Mete, Mahmut; Osma, Üstün; Ayaz, Celal; Cüreoğlu, SebahattinKronik tonsillitin medikal tedavisinde antibiyotik seçimi için genellikle tonsil yüzey sürüntüsünden yararlanılmaktadır. Bu çalışmada, kronik tonsillit nedeniyle tonsillektomi uygulanan 31 hastada, tonsil yüzey sürüntü kültürleri ile derin doku kültürlerinin karşılaştırılması amaçlandı. Olguların 17'sinde (% 54.8) tonsil yüzey sürüntü kültürüyle derin doku kültürü farklılık gösteriyordu. Geri kalan 14 olguda ise (% 45.2) izole edilen mikroorganizmalar her iki kültürde aynı idi. Altı olguda (% 19.4) yüzey sürüntü kültüründe normal flora bakterileri izole edilmesine karşın derin doku kültüründe bakteri izolasyonu yoktu. Beş olguda (% 16.1) tonsil yüzey sürüntü kültüründe normal flora bakterileri izole edilirken tonsil derin doku kültüründe patojen bakteriler izole edildi. Beş olguda (% 16.1) yüzeyde izole edilen patojen bakteri ile derin dokudan izole-edilen patojen bakteri farklı idi. Bir olguda ise (% 3.2) yüzey sürüntü kültüründe patojen bakteri izole edildiği halde derin doku kültüründe bakteri izole edilemedi. Olguların yüzeyel sürüntü kültürlerinde 22 olguda (% 71.0) normal boğaz flora bakterileri, dört olguda (% 12.9) Streptococcus pyogenes, dön olguda (% 12.9) Staphylococcus aureus ve bir olguda (% 3.2) Streptococcus viridans izole edildi. Derin doku kültürlerinde ise 11 olguda (% 35.4) normal boğaz flora bakterileri, yedi olguda S. aureus (% 22.6) ve altı olguda (% 19.4) S. pyogenes izole edildi. Yedi olguda bakteri izolasyonu yoktu (% 22.6). Sonuç olarak, tonsil yüzey kültüründen bakteri izole edilemediği ya da uygulanan antibiyotiğe yanıt alınamadığı durumlarda derin tonsil kültürü yol gösterici olabilir.Öğe Nedeni bilinmeyen ateş etiyolojisinde erişkin Still hastalığı: Dört olgunun incelenmesi(2004) Geyik, M. Faruk; Kökoğlu, Ö. Faruk; Çelen, M. Kemal; Akalın, Şerife; Hoşoğlu, Salih; Ayaz, CelalTürkiye'de nedeni bilinmeyen ateş (NBA)'in en sık nedeni İnfeksiyon hastalıkları olmakla beraber, kollajen doku hastalıkları da sık görülmektedir. Nedeni bilinmeyen ateş etyolojisinde en sık İnfeksiyon dışı neden olarak kollajen doku hastalıklarından erişkin Stili hastalığı son zamanlarda sık olarak bildirilmektedir. Bu çalışmada, üç haftadan uzun süren ateş yakınmaları ile başvuran ve erişkin Stili hastalığı tanısı alan dört olgu gözden geçirilmiştir.Öğe Resistance to fucidic acid in clinical Staphylococcus aureus isolates(Aves, 2005) Celen, Mustafa Kemal; Ayaz, Celal; Ozmen, Esen; Geyik, M. Faruk; Hosoglu, SalihFusidic acid derived from Fusidium coccineum is an antibiotic which inhibites protein synthesis of bacteria and has been used in Turkey since the beginning of 1998. In vitro activity of fusidic acid was investigated in 69 methicillin-resistant Staphylococcus aureus (MRSA) and 56 methicillin-sensitive S. aureus (MSSA) isolates by disk diffusion method. Fusidic acid resistance was found 20.3 % in MRSA strains and 3.6 % in MSSA strains by disk diffusion test. In our country fusidic acid preserves its state of being an empirical antimicrobial agent in a combination therapy by its lower resistance rates and it is a preferred peroral drug in middle and mild staphylococcal infections of outpatient clinics.Öğe The role of trace elements in wagner classified diabetic patients(Academic Journals, 2011) Bozkurt, Fatma; Gulsun, Serda; Ustun, Cemal; Geyik, M. Faruk; Tegin, Ibrahim; Satici, OmerWagner's classification is the most widely used grading system in diabetic foot infections. The aim of this study was to evaluate the role of the trace elements in diabetic foot infected patients graded with Wagner's classification. This prospective study was carried out on 50 diabetic patients with variable severity of foot infections and 50 age and sex matched healthy subjects in Dicle University, Turkey, between October 2006 and November 2008. Diabetic foot infections were graded according to Wagner classification and deep tissue cultures were performed from all diabetic foot infected patients. The atomic absorption spectrophotometer was used in the measurement of trace elements in the serum. serum zinc and copper levels were significantly elevated in patients with Wagner 3 and 4 compared to Wagner 2 and 1 graded patients and healthy controls. Also Wagner 1 and 2 graded patients had higher serum zinc levels compared to healthy controls (p < 0.001). This study confirms that trace elements may be used as a leading sign to determine the severity of infections in diabetic foot wounds and may be used to predict outcome of diabetic foot infections.Öğe Salmonella typhi suşlarında antibiyotik duyarlılığı(1998) Hoşoğlu, Salih; Geyik, M. Faruk; Kökoğlu, Ö. Faruk; Özen, Aynur; Ayaz, CelalSalmonella typhi'nin son yıllarda bir çok ülkede kloramfenikol ve ampisiline direnç geliştirdiği bildirilmektedir. Ancak Türkiye'den bildirilen dirençli suşların büyük çoğunluğu yurt dışından gelen olgulardan izole edilmiştir. Yazarların hastanesinde enterik ateş tanısı alan hastaların kan (56), dışkı (altı), idrar (iki) ve kemik iliği (bir) kültürlerinden üretilen S. typhi suşlarında değişik antibiyotiklere direnç durumu araştırıldı. Antibiyotik duyarlılığı bir kısmında NCCLS'in kriterlerine uygun olarak Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemiyle, bir kısmında ise Sceptor mikrodilüsyon yöntemiyle yapıldı. Sonuç olarak; tüm suşların kloramfenikol, siprofloksasin, gentamisin ve amikasine duyarlı olduğu görüldü. En yüksek direnç ise ko-trimoksazol (% 21.7) ve mezlosiline (% 33.3) karşı oluşmuştu.Öğe Yanık ünitesinin hastane enfeksiyonları (İki yıllık çalışma)(2000) Aldemir, Mustafa; Geyik, M. Faruk; Taçyıldız, İbrahim; Uçmak, Hasan; Hoşoğlu, Salih; Yılmaz, GülşenHastanemiz "Enfeksiyon Kontrol Komitesi" tarafından, 1997-1998 yıllarında hastanemiz Yanık Ünitesine yatırılan 263 hastada, nozokomiyal infeksiyon (NKİ)' ların sıklığını, türlerini, infeksiyon etkenlerini ortaya koymak için, prospektif aktif sürveyans çalışması gerçekleştirildi. İki yıllık sürede 69 hastada 91 NKİ görüldü ve NKİ hızı %34.6 olarak saptandı. NKİ gelişen hastalarda en sık (yanıkların %46.4) termal yanık vardı. En sık NKİ türü, yanık yarası enfeksiyonu idi ve 1997 de NKİ' ların %65.5(n=38)' ni ve 1998'de %54.5(n = 18)' ni oluşturmaktaydı. Yanık Tedavi Ünitesinde en sık izole edilen etkenler Pseudomonas spp (%58) ve Eschericha spp (%22) idi. Yanık merkezleri için etkili enfeksiyon kontrol programları; hastaların mikrobiyal kolonizasyon surveyansı, çevre hijyenini takip işlemleri, gerektiği zaman yanık yarasının mikrobiyal durumunun biyopsi ile değerlendirilmesi, enfeksiyon sebebi ve insidansının izlenmesi, klinik veri ve kültürlerin belli zamanlarda enfeksiyon kontrol komitesi tarafından gözden geçirilmesini içermektedir.