Yazar "Gümüş, Hatice" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Abdomen çok kesitli bilgisayarlı tomografi ile saptanan kolonun anatomik varyasyonları(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2012) Gümüş, Hatice; Kuday, Suzan; Hamidi, Cihad; Özdemir, Muhammed Sıddık; Önder, Hakan; Tekbaş, Güven; Bilici, AslanGiriş: Bu çalışmanın amacı kolonun anatomik varyasyonlarının sıklığını ve klinik önemini belirlemektir. Gereç ve yöntem: Ocak 2010-Eylül 2011 tarihleri arasında, radyoloji bölümünde, farklı nedenlerden dolayı abdomen çok kesitli bilgisayarlı tomografi (ÇKBT) çekilmiş, 1300 hasta retrospektif olarak, kolonun anatomik varyasyonları açısından incelendi. Bulgular: ÇKBT çekilmiş 1300 hastanın, 640’ı kadın ve 660’ı erkek idi. Ortalama yaş 43,02 yıl (2-92) idi. Kolon varyasyonlarının sayısı: 34 (% 2,6) anterior, 14 (% 0,9) posterior hepatodiyaframatik, 40 (% 3) sağ böbrek-psoas interpozisyonu, 3 (% 0,2) sol böbrek-psoas interpozisyonu, 4 (% 0,3) sağ retrorenal, 16 (% 1,2) sol retrorenal, 2 (%0,2) bilateral, 10 (% 0,8) pankreatikogastrik, 5 (% 0,4) retosplenik kolon ve 64 (% 4,9) yüksek yerleşimli çekum. Sonuç: Kolonun anatomik varyasyonlarının bilinmesi cerrahi ve girişimsel radyolojik işlemlerde önemlidir. ÇKBT bu varyasyonların ayrıntılı bir şekilde gösterilmesine olanak sağlamaktadır.Öğe Adenomyomatous polyp causing acute urinary retention in a postmenopausal woman(Modestum Publishing Ltd., 2011) Evsen, Mehmet Sıddık; Sak, Muhammet Erdal; Soydinç, Hatice Ender; Gümüş, Hatice; Özekinci, Selver; Gül, TalipA case of adenomyomatous polyp (AP) causig acute urinary retention in postmenopausal period is presented. A 65-year-old, G8P8 women admitted to our clinic with the complaint of vaginal bleeding and vaginal mass was identified. During preoperative hospitalization she complained about not able to urinate. Serum urea and creatinine levels increased [66 mg/dL (range= 10-45) and 2,49 mg/dL (range= 0. 6-1.3) respectively]. Emergent abdominopelvic tomography showed vaginal mass and overdistended bladder. Mass was removed by vaginal route and abdominal hysterectomy was also performed. Pathologic examination revealed non-malignant AP with massive necrosis. A variety of female reproductive tract diseases can cause urinary obstruction. Treatment choice depends on reproductive expectance of the patient. J Clin Exp Invest 2011; 2 (3): 312-314.Öğe Comparison of 3.0-T MRI findings in drug resistant and non-resistant adult epileptic patients(2013) Ekici, Faysal; Tekbaş, Güven; Önder, Hakan; Gümüş, Hatice; Çetinçakmak, Mehmet Güli; Balık, Suzan K.; Acar, Abdullah; Hamidi, Cihat; Bilici, Aslan; 0000-0002-4293-1335Epilepsy is a common chronic disease characterized by spontaneous and recurrent seizures. Along with the increases in life expectancy, the prevalence of epilepsy in adults increased in parallel. 3.0-T MRI provides high signal/noise ratio and is an important tool in the determination of epileptic lesion in epilepsy patients. Our aim in this study was to research and compare 3.0-T MRI findings of Turkish epileptic patients that are resistant and non-resistant to medical treatment. 3.0-T MRI images from 264 consecutive patients, of which 150 were males and 114 were females (age range 18-82 years; mean age 31.3 years) were examined, retrospectively. Among those patients, 94 were resistant to medical treatment (DRE+) and 170 were non-resistant (DRE-). Epileptic lesion was determined in 119 of the patients. Epileptic lesion was determined in sixty-three patients who were resistant to medical treatment and in fifty-six patients who were non-resistant. Epileptic lesion was determined in approximately half of the adult epilepsy patients by using 3.0-T MRI. This study demonstrates a high prevalence of brain abnormalities in Turkish epileptic patients with DRE+. The lesion was determined in 67% of patients with medical treatment resistance, while the percentage for the other group was only 32.9%. The ratio of epileptic lesion determination by using 3.0-T MRI was quite higher in the medical treatment resistant group than the non-resistant group.Öğe An elderly patient with Bochdalek's hernia case that implies left-sided intratoracic renal ectopia(Tıp Araştırmaları Derneği, 2012) Önder, Hakan; Güler, Şükran; Tekbaş, Güven; Büyükkaya, Ayla; Gümüş, Hatice; Ekici, Faysal; Önder, Akın; Bilici, AslanBochdalek hernia is a congenital disease characterized by protrusion of the abdominal organs into the thorax through the posterior defect in the diaphragma. The detection of incidental bochdalek hernia has increased because of the widespread use of the multidedector computed tomography. It is very rare in adult population. Intrathoracic kidney in bochdalek hernia is uncommon. In this paper, a 78 year-old man who had bochdalek hernia with a kidney in the left side of the thoracic region is presented.Öğe Glutarik asidüri tip 1 nedeniyle izlenen bir olguda gelişen serabral venöz tromboz(2013) Gümüş, Hatice; Büyükkaya, Ramazan; Ekici, Faysal; Büyükkaya, AylaSerebral venöz tromboz, klinik semptom ve bulgularınınçeşitliliği nedeniyle ilginç ve zor bir hastalıktır. Her yaştagörülebilen bir hastalıktır. Başlangıç aşamasında tanı koymakzordur. En sık etkilenen sinüsler, superior sagittal sinüs gibibüyük sinüslerdir. Sistemik inflamatuar hastalıklar, kalıtsal veedinsel koagülasyon bozuklukları en sık gözlenen etiyolojiknedenlerdir. Yaklaşık % 20 -30 olguda neden tespit edilemez.Glutarik asidüri tip 1 nedeniyle takip edilen çocuk hastanı nnorolojik defisiti gelişmesi nedeni ile yapılan incelemelerdeserabral venöz sinüs trombozu tespit edilmişdir.Öğe Granulomatous mastitis: A retrospective review of 49 patients(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2015) Girgin, Sadullah; Uslukaya, Ömer; Yılmaz, Edip Erdal; Fırat, Uğur; Gümüş, Hatice; Kapan, Murat; Gümüş, MetehanObjective: Idiopathic granulomatous mastitis, a rare, benign, chronic inflammatory condition of the breast, which usually mimics breast carcinoma. In this study, we report on the management of 49 cases of idiopathic granulomatous mastitis and their clinical presentation. Methods: The breast and anatomical databases of one center were reviewed from 2007 to 2012 to identify patients with histological diagnosis of idiopathic granulomatous mastitis. Clinical and demographic characteristics were retrieved and treatment modalities were were recorded. Results: The mean patient age was 37.71±7.1 years. There were no differences between the management groups about etiological and demographic factors. The rate of recurrence in group 1, group 2, and group 3 was 8.3%, 14.8% and 20%, respectively; there were no statistically significant difference among the groups. Conclusion: Steroids and surgical methods codified in idiopathic granulomatous mastitis may be preferred. We recommend steroid therapy as first-line treatment. However, prospective, randomized clinical trials are needed to determine the treatment algorithm.Öğe Güneydoğu Anadolu bölgesinde meme kanserinde tanı ve tedavide gecikme sebeplerine yönelik anket çalışması(Modestum Publishing Ltd., 2015) Öner, Eyüp; Girgin, Sadullah; Uslukaya, Ömer; Bozdağ, Zübeyir; Gümüş, Hatice; Urakçı, Zuhat; Gümüş, MetehanAmaç: Meme kanserinde, bölgemizde hasta ve sağlık sistemi ilişkili gecikmede etkili olan faktörleri incelemektir.Yöntemler: 2012 Aralık-2014 Temmuz tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Kliniğine başvuran son 6 ay içerisinde Meme Kanseri tanısı almış 100 meme kanserli hastaya, hasta onamı alındıktan sonra anket uygulandı. Anket 4 bölüm (hasta ve sistem ilişkili faktörler, demografik veriler ve kanser evresinin değerlendirilmesi) ve 25 sorudan oluşmaktaydı. Bulgular: Meme semptomlarını fark ettikten sonra, üç ay gecikme ile gelenlerin oranı ise %58 idi. Düzenli kontrol edilenlerin oranı %8 idi. Memedeki lezyonunun kanser olabileceğini düşünenlerin oranı %9 iken, bunun ciddi bir durum olmadığını ve kendiliğinden iyileşeceğini düşünenlerin oranı %86 idi. Doktora gitmeme nedenine yönelik soruya, hastaların % 2'si bayan doktor olmadığı için, %7'si bilgisizlikten, %23'ü korktuğundan şeklinde cevap verdi. Hastaların %77' si bir hafta içinde doktor randevusu alabilmiş, %82'si bir hafta içinde mamografi çekimi yapabilmiş, %78'i bir hafta içinde meme biyopsi işlemini yapabilmişti. Kanser korkusu 30-50 yaş aralığındaki kadınlarda istatistiksel anlamlı yüksekti (p<0.05). Doktora gitmenin iyi bir deneyim olmadığı düşüncesi okuma yazma bilmeyen grupta ve ev kadını olanlarda istatistiksel olarak anlamlı yüksekti (p <0.05).Sonuç: Tanı ve tedavideki gecikmede hastanın yaşı, okur-yazar olması ve sağlık sistemi etkili olabilmektedir. Gecikmeyi azaltmak için meme kanseri bilinç düzeyi ve farkındalığı artırılmalı, özellikle 30-50 yaş arası kadınlardaki kanser korkusu yenilmelidir.Öğe Invasive lobular carcinoma: The concordance of pathologic tumor size with magnetic resonanceimaging(2012) Gümüş, Metehan; Gümüş, Hatice; Jones, Peter; Sever, Ali; Devalıa, Haresh; Mılls, Philppa; Fısh, DavidAmaç: Bu çalışmanın amacı, invaziv lobuler kanserin (İLK) varlığını, yayılımını ve multifokalitesini belirlemede manyetik rezonans görüntülemenin (MRG) mamografi ve ultrasonografi ek olarak değerini tespit etmekti. Yöntem ve gereçler: Mamografi, ultrasonografi ve MRG ile tespit edilmiş, histopatolojik olarak tanı konulmuş 38 İLK tanılı lezyonu retrospektif olarak değerlendirdik. Görüntülemedeki tümörün boyutu, multifokalitesi ve multisentrisitesi kaydedildi. Bulgular final patolojide tümör büyüklüğü ile karşılaştırıldı. Bulgular: Hastaların ortalama yaşı 63 (aralık; 45 85) yıl idi. Tüm görüntüleme yöntemleri her bir hasta için yapıldı. İLKnın belirlenmesindeki sensitivite ultrasonografi (%95) ve mamografi (%84) ile karşılaştırıldığında MRGde (%100) daha iyiydi. MRG, mamografi ve ultrasonografi ile tespit edilemeyen, 7 hastada (%18,4) multifokal tümörü ve bir hastada (%2,6) kontralateral tümörü tespit etti. MRGde 11 tümör olduğundan büyük, üç tümör olduğundan küçükdü. Ultrasonografide 3 tümör olduğundan büyük, 18 tümör olduğundan küçükdü. Mamografide 2 tümör olduğundan büyük, 17 tümör olduğundan küçükdü. Görüntüleme ile patolojideki tümör boyutunun uyumu MRGde mamografi ve ultrasonografiden daha iyiydi (p = 0,026). Sonuç: İLKnın patolojideki tümör boyutu ile uyumunda ve tümörün belirlenmesindeki sensitivitede, MRG, mamografi ve ultrasonografiden daha iyidir. MRG, multifokal ve kontrlateral tümörün tespitinde mamografi ve ultrasonografiye üstündür.Öğe Nadir bir hidatik kist tutulumu: Bilateral pulmoner arter(2010) Avcı, Alper; Abakay, Abdurrahman; Atılgan, Arıtürk Zuhal; Gümüş, Hatice; Tanrıkulu, Abdullah Çetin[Abstract Not Available]Öğe Penetrating cervical spinal cord injury: CT and MRI findings(2011) Gümüş, Hatice; Tekbaş, Güven; Önder, Hakan; Ekici, Faysal; Göçmez, CüneytBackground: Stab wounds resulting spinal cord injury (SCI) are relatively rare and typically associated with immediate neurological damage. Objectives: We report MDCT and MRI findings of spinal injury findings following an unusual penetrating stab wound of the neck. Case report: A 31-year-old man had a stab wound in the cervical region. CT showed linear fracture in the corpus and left lamina of fourth cervical vertebra. MRI revealed left side oriented posteroanterior penetrating linear spinal cord lesion and broad T2W hyperintensity changes representing spinal cord contusion. Conclusion: CT and MRI allow bony injuries, foreign bodies, spinal instability and the classification of different types of lesions, ranging from spinal cord edema to complete spinal cord transection. MR imaging should be performed after acquiring negative CT imaging findings in the case of high suspicion of spinal cord trauma as seen in our present case.Öğe A rare case of idiopathic granulomatous mastitis associated with erythema nodosum(2014) Türkoğlu, Ahmet; Gümüş, Metehan; Uslukaya, Ömer; Yılmaz, Edip Erdal; Gümüş, Haticeİdyopatik granulomatöz mastit (İGM) nadir kronik inflamatuar hastalıktır. Etyolojisi bilinmemektedir, fakat otoimmun mekanizmadan şüphelenilmektedir. Eritema nodozum İGM'nin nadir meme dışı bulgusudur ve literatürde az sayıda vaka bildirilmiştir. Bu çalışmada 28 yaşında eritema nodozumun eşlik ettiği İGM vakasını sunduk. İGM oto immun mekanizmayla oluşabilir ve steroid veya cerrahi yöntemle tedavi edilebilirÖğe A rare cause of intermittent claudication: recurrence of popliteal artery entrapment syndrome in a 16-years-old boy(Turkish Society of Cardiology Surgery, 2013) Tekbaş, Güven; Gümüş, Hatice; Ekici, Faysal; Kelekçi, Selvi; Yavuz, Celal; Bilici, AslanPopliteal artery entrapment syndrome (PAES) is a rare clinical entity which is predominantly seen in young athletic men. The primary symptom of PAES is intermittent claudication. Surgery is the primary treatment of choice. After surgery in adolescence period particularly, these patients should be monitored closely because of risk of recurrence.Öğe Temiz aralıklı kateterizasyon uygulayan hastada dev üretra taşı(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2011) Sancaktutar, Ahmet Ali; Penbegül, Necmettin; Söylemez, Haluk; Bozkurt, Yaşar; Atar, Murat; Gedik, Abdullah; Gümüş, HaticeÜretra taşı üroloji pratiğinde nadir karşılaşılan bir durumdur. Doğrudan üretrada oluşan primer üretra taşları ise daha da azdır ve genellikle sık üriner enfeksiyon, üretral darlık ve travmalara bağlı oluşur. Temiz aralıklı kateterizasyon (TAK) uygulaması mesane fonksiyonlarını güvenilir bir şekilde korurken uzun dönem kullanımında çeşitli komplikasyona neden olabilir. Bu çalışmada, yüksekten düşme nedeniyle alt ekstremitelerinde tam duyu kaybı olan, beş yıldır düzenli ve sorunsuz TAK yapan bir hastada son 15 gündür semptom veren dev üretra taşı olgusunu sunarak literatür eşliğinde tartıştık. Üretranın kalibrasyonu göz önüne alındığında TAK yapan hastamızdaki dev üretra taşı ilgi çekicidir ve incelenebildiği kadarıyla literatürde benzer bir vaka sunumu yapılmamıştır. Bu olgu nedeniyle TAK yapan ve üretral his kaybı olan nörojen mesaneli hastalarda geç semptom veren üretra patolojilerine dikkat çekmek istedik.Öğe Unilateral absence of the parotid gland: A rare disorder(2011) Meriç, Faruk; Varolgüneş, Aydın; Gümüş, Hatice; Bakır, SalihTek taraflı parotis bezi yokluğu oldukça nadir görülen bir durumdur. Literatürde çok az olgu bildirilmiştir. Bu durum sıklıkla asemptomatik olsa da bazen önemli olabilmektedir. Çünkü karşı taraftaki parotis bezinin normalden daha belirgin olması yüz asimetrisine neden olup, yanlışlıkla tümör ön tanısı düşündürebilir. Bu olgu sunumunda yüz asimetrisi şikayeti ile gelen, klinik ve radyolojik bulgular neticesinde, karşı tarafta parotis bezi hipertrofiye uğramış tek taraflı parotis bezi agenezisi olan ve diğer tükrük bezleri normal olan bir vakayı sunduk.