Yazar "Gül, İsmail" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 19 / 19
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ankara, Diyarbakır, Hatay illerinde tane ve silaj sorgum tarımını etkileyen faktörlerin belirlenmesi(2003) Gül, İsmail; Yılmaz, Şaban; Güler, Mustafa; Emeklier, H. Yavuz; Akdoğan, GürayAnkara, Diyarbakır ve Hatay koşullarında ; uygun çeşit, ekim sıklığı ve azotlu gübre dozunun belirlenmesi amacı ile 3 tane ve 4 yemlik sorgum çeşidi 2001-2002 yıllarında, kuru ve sulu koşullarda yetiştirilmiştir. Denemeler tesadüf bloklarında bölünen bölünmüş parseller deneme desenine göre üç tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Azotlu gübre dozları tane sorgum için kuru koşullarda O, 7.5 ve 15 kg/da; sulu koşullarda 0, 15 ve 30 kg/da N ; silaj sorgum ekilisinde ise 0, 10 ve 20 kg/da N olarak uygulanmıştır. Tane sorgum kuru koşullarda 60 x 10, 60 x 20, 60 x 30 cm ; sulu koşullarda 40 x 10, 40 x 20 ve 40 x 30 cm bitki sıklıklarında ; silaj sorgum ise 30, 40 ve 50 cm sıra aralıklarında yetiştirilmiştir. Araştırmada tane sorgum çeşitlerinde; bitki boyu, yaprak sayısı, bayrak yaprak alanı, çiçeklenme gün sayısı, salkım uzunluğu, bitki saplı ağırlığı, bitki tane verimi, hasat indeksi, bin tane ağırlığı ve birim alan tane verimi ölçümleri ;silajlık çeşitlerde ise, bitki boyu, birim alanda sap sayısı, yaprak sap oranı, yaprak sayısı, çiçeklenme tarihi, bitki saplı ağırlığı ve birim alanda yeşil ve kuru ot verimi ölçümleri yapılmıştır.Öğe Burçak (Vicia ervila (L.) Willd.) hatlarının Diyarbakır koşullarında verim ve bazı verim özelliklerinin belirlenmesi ve bu özellikler arasındaki ilişkiler(2005) Gül, İsmail; Sümerli, MehdiBu çalışma; Diyarbakır'a uygun burçak hatlarının belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırma; iki yıl süreyle, Diyarbakır'da yürütülmüştür. Çalışmada, 16 burçak hattında tane verimi, biyolojik verim, hasat indeksi, bitki boyu, baklada tane sayısı, olgunlaşma gün sayısı ile bu karakterler arasındaki ilişkiler incelenmiştir. İki yıllık ortalama değerlere göre; tane verimi 108.67-165.00 kg $da^{-1}$ ve biyolojik verim 248.83-357.17 kg $da^{-1}$ arasında değişmiştir. En yüksek tane verimleri IFVE 3977 Sel 2802 ve IFVE 2981 Sel 2803 hatlarından elde edilmiştir. Tane verimi ile biyolojik verim, hasat indeksi, bitkide bakla sayısı, olgunlaşma gün sayısı arasında olumlu ve önemli ilişki belirlenmiştir.Öğe Diyarbakır koşullarında bazı burçak (Vicia ervilia (L.) Willd.) hatlarında verim ve verim unsarlarının belirlenmesi(2005) Başbağ, Mehmet; Gül, İsmailBu araştırma, Diyarbakır koşullarında bazı burçak hatlarının verim ve verim unsurlarını belirlemek amacıyla 2001-2002 ve 2002-2003 yıllarında yürütülmüştür. Araştırma, Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi deneme alanında tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Araştırmada, 16'sı Suriye-ICARDA kökenli iki tanesi de yerel hat olmak üzere toplam 18 burçak hattı kullanılmıştır. İki yıllık araştırma sonucuna göre; bitki boyu 33.25-37.45 cm, ana dal sayısı 2.23-2.60 adet/bitki, yeşil ot verimi 1388.8-1642.7 kg $da^{-1}$, kuru ot verimi 409.7-471.2 kg $da^{-1}$, alt bakla yüksekliği 15.60-17.60 cm, bitkide bakla sayısı 15.33-19.68 adet, baklada tane sayısı 2.65-3.17 adet, bin tane ağırlığı 39.45-52.68 g ve tohum verimi 137.9-155.2 kg $da^{-1}$ arasında değişim göstermiştir. Tohum verimi bakımından hatlar arasında istatistiksel olarak bir fark bulunamamıştır. Ot verimi yönünden 2521, 2803 ve 0112 hatları öne çıkmıştır.Öğe Diyarbakır koşullarında bazı mürdümük (Lathyrus sativus L.) hatlarının verim ve verim unsurlarının belirlenmesi(2004) Gül, İsmail; Sümerli, Mehdi; Yılmaz, YusufBu çalışma; Diyarbakır şartlarında ele alınan mürdümük hatlarında verim ve verim unsurlarının belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırma; Güneydoğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü deneme alanında 1998-1999, 1999-2000 ve 2001-2002 yıllarında üç yıl süreyle Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre 3 tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Araştırmada; ICARDA'dan temin edilen 16 mürdümük hattı kullanılmıştır. Üç yıllık ortalama değerlere göre; biyolojik verim 511.33-636.89 kg/da, 1000 tane ağırlığı 124.44-144.89 g, bitki boyu 51.33-57.00 cm, bakla sayısı 21.89-27.89 adet/bitki, baklada tane sayısı 2.39-2.99 adet/bakla arasında değişim göstermiştir. Tane verimleri ilk yıl 150.67-208.33, ikinci yıl 139.77-234.97, üçüncü yıl 168.33-260.0, üç yıllık birleşik sonuçlara göre 159.16-205.37 kg/da arasında değişmiştir. Tane ve biyolojik verim yönünden IFLS 257 SEL 556, IFLS 349 SEL 564, IFLS 512 SEL 565, IFLS 965 SEL 566, IFLS 967 SEL 567, ve D- 110 nolu hatlar öne çıkmıştır. Tane verimi üzerindeki olumlu ve önemli etkiyi biyolojik verim, bitki boyu ve baklada tane sayısı yapmıştır.Öğe Diyarbakır koşullarında farklı çinko uygulamalarının makarnalık buğday ve arpanın verim ve verim unsurlarına etkileri(2002) Yıldırım, Mehmet; Akıncı, Cuma; Gül, İsmail; Doran, İlhan; Özberk, Fethiye; Kaya, Zülküf[Abstract Not Available]Öğe Diyarbakır koşullarında silaj sorgum çeşitlerinde verim ve bazı tarımsal karakterlerin belirlenmesi(2005) Başbağ, Mehmet; Gül, İsmailBu araştırma, 1998 yılı ana ve ikinci ürün yetiştirme sezonunda, D. Ü. Ziraat Fakültesi araştırma alanında ve Diyarbakır İli Çınar İlçesinde tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekrarlannah olarak yürütülmüştür. Araştırmada, 10 silaj sorgum çeşidi (FS 25 E, FS l A, FS 5, FS 2, Early Sumac, Leoti, Rox, Sucro Sorgo 405, Sucro Sorgo 506, NK 300 kullanılmıştır. Silaj sorgum çeşitlerinden elde edilen yeşil ot verimi değerleri 3911.2-8457.5 kg $da^{-1}$, kuru madde verimi değerleri 783.2-1693.5 kg $da^{-1}$, bitki boyu 139.4-247.5 cm, sap oranı %58.82-88.09, yaprak oranı %8.38-32.81 ve salkım oranı %3.53-l 1.50 arasında değişmiştir. Sonuç olarak, Diyarbakır ili ana ve ikinci ürün koşullarında silaj sorgum çeşitleri içerisinde FS 25 E, Sucro sorgo 405 ve 506'nın yüksek verimli çeşitler olduğu tespit edilmiştir.Öğe Diyarbakır sulu koşullarında ikinci ürün olarak yetiştirilen mısır çeşitlerinde verim ve bazı tarımsal karakterler ile karakterler arası ilişkilerin saptanması(1998) Gül, İsmail; Baytekin, Harun; Akıncı, CumaBu araştırma; Diyarbakır koşullarında ikinci ürün olarak yetiştirilen 14 mısır çeşidinde verim ve bazı tarımsal karakterler ile karakterler arası ilişkilerin saptanması amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada, tane verimleri 486.7-733.7 kg/da arasında değişim göstermiştir. Diyarbakır sulu koşullarında XL 72 AA, LG 60, MF 714 ve Elianthea çeşitlerinin ikinci ürün olarak yetiştirilebileceği saptanmıştır. Yapılan korelasyon analizinde tane verimi ile, % 50 çiçeklenme süresi, bitki boyu, koçan çapı, koçan ağırlığı ve koçanda tane verimi arasında önemli ve - olumlu ilişkiler bulunmuştur.Öğe Diyarbakır sulu koşullarında yonca ve üçgül çeşit verim ve adaptasyonlarını araştırma projesi(2002) Gül, İsmail; Saruhan, Veysel; Başbağ, MehmetDiyarbakır sulu koşullarında yetiştirilebilecek en uygun yonca ve üçgül çeşitlerini belirlemek amacıyla yapılan bu araştırmada, 1999-2001 yılları arasında, üç yıl süre ile değişik kaynaklardan sağlanan 18 yonca, 9 ak üçgül ve 6 çayır üçgülü çeşidinin bazı bitkisel özellikleri incelenmiştir. Üç yıllık ortalamaya göre; Yonca çeşitlerinden 3672.13-6153.38 kg/da yeşil ot, 1015.24-1745.31 kg/da kuru ot verimi, 36.02-56.34 cm bitki boyu ve %16.45-19.01 protein oranı elde edilmiştir. Yoncada, en yüksek yeşil ot ve kuru ot verimini Syn l çeşidi verirken bunu sırasıyla P.5929, Peru ve Elçi çeşitleri izlemiştir. Anılan çeşitler arasında istatistiksel olarak önemli bir farklılık bulunmamıştır. Araştırmada kontrol olarak kullanılan Kayseri yonca çeşidinden anılan çeşitlere göre daha düşük yeşil ot ve kuru ot verimi elde edilmiştir. Ak üçgül çeşitlerinden 1771.3-2849.0 kg/da yeşil ot, 450.1-757.4 kg/da kuru ot verimi, 9.88-14.56 cm bitki boyu ve %16.52-19.00 protein oram elde edilmiştir. En yüksek yeşil ot, kuru ot verimi ve bitki boyu değerlerim Tahora verirken bunu sırasıyla Mervi ve Kersey çeşitleri izlemiştir. En düşük değeri ise D-269 ve Milka çeşitleri vermiştir. Protein oranı yönünden çeşitler arasında istatistik! bir farklılık olmamakla birlikte en yüksek değeri Huia (%19.0) vermiştir. Çayır üçgülü çeşitlerinden ise 3615.9-4649.9 kg/da yeşil ot, 868.5-1254.2 kg/da kuru ot verimi, 26.78-32.20 cm bitki boyu ve %15.82-17.43 protein oranı elde edilmiştir. En yüksek verim değeri ve bitki boyunu D-282 vermiştir. Bu çeşidi verim yönünden sırasıyla, Colenso, G-27 ve Pawera izlemiştir. En düşük verim değerlerini D-259 ve Turoa çeşitleri vermiştir. Protein oranı yönünden önemli bir farklılık olmamakla birlikte en yüksek değeri Turoa (%17.43) vermiştir.Öğe Diyarbakır'da ekmeklik ve makarnalık buğday ıslahı(2001) Akıncı, Cuma; Gül, İsmail; Şakar, DoğanBu araştırmada, 6 ekmeklik ve 6 makarnalık buğday ebeveyni ve bunların yarım diallel melezinden oluşan 15 melez "populasyonda; başaklanma süresi, 1000 tane ağırlığı ve bitki verimine ilişkin heterosis oranları ile kombinasyon yetenekleri belirlenmiştir.Makarnalık buğdayda, yüksek değerli ebeveyn ve ebeveyn ortalamasına göre hesaplanan heterosis oranları sırasıyla; başaklanma süresinde % - 2.16 ve % - 0.74; 1000 tane ağırlığında % -1.64 ve % 3.78; bitki veriminde % - 2.24 ve % 5.24 olarak belirlenmiştir. Ebeveyn ortalamasına göre en yüksek heterosis oranı; başaklanma süresi için 1x5 (% 1.10); 1000 tane ağırlığı için 1x2 (% 12.86); bitki verimi için 3x6 (% 37.67) kombinasyonlarında saptanmıştır.Ekmeklik buğdayda, yüksek değerli ebeveyn ve ebeveyn ortalamasına göre belirlenen heterosis oranları sırasıyla; başaklanma süresinde % - 2.03 ve % - 0.51; 1000 tane ağırlığında % - 3.58 ve % 0.156; bitki veriminde % - 7.646 ve % - 2.915 olarak gerçekleşmiştir. Ebeveyn ortalamasına göre en yüksek heterosis oranı başaklanma süresi için 2x6 (% 1.2); 1000 tane ağırlığı için 2x4 (% 8.28); bitki verimi için 2 x 5 (% 10.21) kombinasyonlarında belirlenmiştir.İncelenen her üç özellik yönünden genel ve özel kombinasyon yetenekleri istatistik! olarak önemli düzeyde farklı (ekmeklik buğdayda bitki verimine ait özel uyuşma yeteneği hariç) bulunmuştur.Öğe Hasat zamanının Diyarbakır şartlarında ikinci ürün olarak yetiştirilen mısır çeşitlerinde verim ve bazı tarımsal karakterler ile silaj kalitesine etkileri üzerine bir araştırma(2007) Gül, İsmail; Kılıç, HasanBu çalışmanın amacı; mısır çeşitlerinde (Furio, TTM 813, TTM 8119, TTM 815 ve Arifıye) hasat zamanının verim ve verim komponentleri ile silaj kalitesine etkilerinin belirlenmesidir. Araştırma; 1996 ve 1997 yıllarında Diyarbakır ikinci ürün koşullarında bölünmüş parseller deneme desenine göre 4 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Parseller tam çiçeklenme (TÇ), süt olum (SO) ve sert hamur olum (SHO) döneminde hasat edilmiştir. Mısır çeşitlerinden elde edilen yeşil ot verimi değerleri 4519.3-6956.8 kg/da arasında değişim göstermiştir. En yüksek yeşil ot verimi TTM-815 çeşidinden elde edilmiştir. İncelenen bütün karakterler, hasat zamanları ve çeşitler arasındaki fark istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. Hasat zamanlarının etkisi DLG puanlarına göre önemlidir. Verim ile sap çapı, bitki boyu arasındaki ilişki önemli ve olumludur (p<0.01). Bununla birlikte verim ile kuru madde oranı ve koçan oram arasında olumsuz ve önemli (p<0.01) ilişkiler saptanmıştır. Araştırmada; mısırda en yüksek kuru madde ve silaj kalitesi elde etmek için en uygun hasat zamanının sert hamur olum dönemi, en uygun çeşidin ise TTM-815 çeşidi olduğu tespit edilmiştir.Öğe Investigation for the determination of white clover (Trifolium repens L.) cultivars that can be grown in Southeastern Anatolia Region of Turkey(Asian Network for Scientific Information, 2007) Başbağ, Mehmet; Gül, İsmail; Saruhan, VeyselIn the present study, some agronomic characteristics were investigated on 9 white clover cultivars obtained from various resources, between 1999 and 2001, under irrigated conditions in Southeastern Anatolia Region of Turkey. The average values of the three years for the white clover showed that the green herbage yield varied from 17713 to 28490 kg ha-1; dry herbage yield from 4501 to 7574 kg ha-1; plant height from 9.88 to 14.56 cm and their protein percentage from 16.52 to 19.00%. Tahora produced the highest green and dry herbage yield and plant height among all the cultivars and this was followed by cultivars Merwi and Kersey. The lowest green and dry herbage yields were obtained from D-269 and Milka cultivars. The protein content of the cultivars did not show any significant differences. However, Huia cultivar had the highest protein percentage (19.0%).Öğe Karacadağ' da otlatılan ve korunan meralarda bitki tür ve kompozisyonlarını karşılaştırılması(2005) Başbağ, Mehmet; Gül, İsmailBu çalışma, 1998 ve 1999 yıllarında Diyarbakır Övündüler (Yukarı Ervanlı) Köyünde otlatılan ve otlanmayan meraları karşılaştırmak amacıyla yürütülmüştür. Meralar; Karacadağ'da ve Diyarbakır'a 40 km mesafededir. Otlanmayan mera hayvanlardan korumak amacıyla telle çevrilmiştir. Korunan alanda 7 familyaya ait 33 bitki türüne rastlanırken, otlatılan alanda 6 familyaya ait 26 bitki türüne rastlanmıştır. Otlatılmayan alanda bitki ile kaplı alan % 86.48 olurken, bu değer otlatılan alanda %70.82 olarak belirlenmiştir. Araştırma sonuçları değerlendirildiğinde, otlatılan alanda bitki ile kaplı alan, familya tür ve sayıları bakımından korunan alana göre daha düşük bulunmuştur. Familya grupları oransal olarak incelendiğinde ise baklagillerin otlatılan alanda önemli derecede azaldığı, diğer familyalardan olan bitkilerin baklagiller kadar olmamakla beraber azalma gösterdiği, buna karşın buğdaygillerin artış gösterdiği tespit edilmiştir.Öğe Molecular characterization and determination of morphological traits of the button medic (medicago orbicularis l.)(Asian Network for Scientific Information, 2015) Gül, İsmail; Alınca, SaadetThe aim of this study is to analyze the morphological traits of button medic genotypes and determine their molecular characterization using ISSR methods. Vegetative traits were assessed at 50% anthesis period, however, generative trait was evaluated at physiological period. Molecular diversity was determined by using 14 ISSR primers. To assess the genetic diversity and the genetic structure of wild button medic (Medicago orbicularis L.) collected from seventeen ecologically and geographically different locations of Southeastern Anatolian Region were analyzed by using ISSR at the Biotechnology Laboratory of Çukurova University. According to Jaccard’s similarity index, similarity between genotypes ranged from 0.63-1, with an average 0.70. According to dendrogram obtained from the similarity index data, the 17 genotypes clustered into two distinct groups, A and B. Group A was divided in to two (A1 and A2) sub-groups. Kulp, Diyarbakır, Eğil-1, Eğil-2, İdil and Ovabağ fell in to the sub-group of A1. In A2 group, one group was Silvan, Hilvan, Adıyaman, Derik, Malabadi and Erdurağı. Gaziantep, Çermik, Ergani and Palanlı samples categorized in to sub-group A2. The results obtained from this study will be helpful for button medic breeders in Turkey to gain information about genetic diversity and will enable them to make a future strategy for broadening the genetic basis of these crops.Öğe Nitrogen and plant density effects on sorghum(2008) Güler, Mustafa; Gül, İsmail; Yılmaz, Şaban; Emeklier, H. Y.; Akdoğan, GürayThe aim of this study was to evaluate the effect of nitrogen and plant density on some morphological and agronomic characteristics of grain sorghum in the years 2001-2002. Experimental design was a split-split, randomized complete block with three replications. Three nitrogen levels (0, 75 and 150 kg ha -1) and plant densities (70x10, 70x20 and 70x30 cm) were applied in three grain sorghum cultivars. Generally, nitrogen and plant density had no effect on plant height and stalk length. The effect of nitrogen on grain yield per plant was usually non-significant and increased plant densities tended to increase grain yield per plant. Both nitrogen and plant density have positively affected grain yield per unit area. The effects of cultivar, nitrogen level and plant density on flag leaf area were changeable and dependent on both years and locations. One thousand grain weight was mainly determined by both cultivar and plant density. It may be concluded that increased nitrogen and plant density levels generally give the best results in grain yield and yield components in sorghum.Öğe Performance of grass-legume mixtures under irrigation in the Southeastern Anatolia Region of Turkey(Asian Network for Scientific Information, 2007) Başbağ, Mehmet; Kalkanlı, M. Bülent; Gül, İsmail; Saruhan, VeyselThis research was conducted in the 2000 and 2002 growing season in the Southeastern Anatolia Region of Turkey. In the research, alfalfa (Medicago sativa L.) (P.5929), crested wheatgrass (Agropyron cristatum (L.) Gaertner) (Fairway), orchardgrass (Dactylis glomerata L.) (Amba), timothy (Phleum pratense L.) (Bilbo), smooth brome (Bromus inermis Leyss.) (Leif), meadow-fescue (Festuca pratensis Huds.) (Laura) and their binary mixtures were used. The research was carried out in a randomized block design with 4 replicates. In all the observed characters, statistically significant differences were determined in 2001, 2002 and two year's average. According to two years averages; the highest green and dry herbage yields were obtained from alfalfa+timothy, alfalfa+smooth brome, alfalfa+meadow-fescue mixtures. The average values of mixtures for two years green herbage yield ranged from 99.027-116.727 kg ha-1, dry herbage yield from 32.130-37.140 kg ha-1, protein yield from 4.971-6.107 kg ha-1.Öğe Response of silage maize (Zea mays L.) to nitrogen fertilizer after different crops in a semi arid environment(2008) Gül, İsmail; Akıncı, Cuma; Doran, İlhan; Yıldırım, Mehmet; Kılıç, HasanMısır münavebe sistemlerinde baklagil bitkilerinin kullanımı ile azot kullanımı azalmakta ve toplam gelir miktarı artabilmektedir. Bu çalışmada ön bitki (buğday, arpa, mercimek ve Macar fiği ve nadas) ve farklı azot dozlarının (0, 120, 160, 200 ve 240 kg N ha–1) silajlık mısırın verim ve azot içeriğine etkileri üç yıl süreyle (1999-2000, 2000-2001 ve 2001-2002) Diyarbakır sulu koşullarında değerlendirilmiştir. Çalışmada kuru madde verimi 10068.2-16480.4 kg ha–1 arasında değişmiştir. Yıl ve azot dozu uygulamalarının ortalamalarına göre macar fiğinin silajlık mısır için en uygun ön bitki olduğu ve 200 kg N ha–1 azot uygulamasının yeterli olduğu belirlenmiştir. Ön bitki azot dozu interaksiyonuna göre en yüksek kuru madde verimi 240 kg N ha–1 azot × arpa uygulamasından elde edilmiştir. Arpa-silajlık mısır ve mercimek-silajlık mısır münavebe sisteminde mısır bitkileri azot dozu artışlarına kuru madde ve azot verimi yönünden olumlu cevap verirken, Macar fiğinin ön bitki olduğu rotasyonlarda bu özellikler için 120 kg N ha–1 üzerindeki dozlarda artış gözlenmemiştir. Ayrıca nadas-silajlık mısır ve buğday-silajlık mısır münavebe sisteminde 200 kg N ha–1’ın üzerindeki doza olumlu tepki gözlenmemiştir. Silajlık mısır üretiminde nadas ve tahıllar yerine baklagillerin ön bitki olarak kullanılmasının kuru madde ve azot veriminde düşüş olmaksızın azotlu gübre miktarının azaltılmasında önemli bir potansiyele sahip olduğu bulunmuştur. Ancak yıllık toplam kuru madde üretimi bakımından en yüksek kuru madde tahılların ön bitki olarak kullanılmasıyla elde edilmiştir. Regresyon analizi sonuçlarına göre en yüksek kuru madde ve N verimi buğday, arpa, mercimek, Macar fiği ve nadas için sırasıyla 198, 254, 211, 80, 210 kg N ha–1 dozlarından elde edilebilir.Öğe Sorgumun, besi sığırlarında canlı ağırlık artışı, ruminal fermantasyon, besin maddelerinin sindirilebilirliği ve bazı kan parametrelerine etkisi(2003) Alp, Müjdat; Kocabağlı, Neşe; Yokuş, Beran; Gül, İsmail; Baran, Murat SedatBu araştırmada sorgumun besi sığırı karma yemlerinde enerji kaynağı olarak buğday yerine kullanılmasının canlı ağırlık artışı, ruminal fermantasyon, besin maddelerinin s'indirilebilirliği, yemden yararlanma ve bazı kan parametreleri üzerine etkisi araştırılmıştır. Araştırmada hayvan materyali olarakl.5 yaşında ve yaklaşık 300 kg canlı ağırlığında olan 20 baş Holştayn besi sığırı kullanılmıştır. Araştırmaya alınan hayvanlar 24 saat aç bırakılıp tartıldıktan sonra ortalama canlı ağırlıkları, 2 grupta eşit olacak şekilde her gruba 10 hayvan ayrılmıştır. Sorgum içeren deneme grubundaki besi danalarının ortalama canlı ağırlıkları 330.9 kg ± 18 kg (n=10) ve buğdaylı gruptaki besi danalarının ortalama canlı ağırlıkları 329.8 kg ± 16 kg (n=10) olarak belirlenmiştir. Araştırma 2 hafta alıştırma ve 10 hafta deneme dönemi olmak üzere toplam 12 haftalık dönemde yürütülmüştür. Araştırma süresince hayvanlara izokalorik ve izonitrojenik olacak şekilde hazırlanan % 18 ham proteinli ve 11.90 Mj/kg metabolik enerjili 2 farklı konsantre yem karması verilmiştir. Konsantre yem karmasının temelini; buğday kepeği, melas, pamuk tohumu küspesi, mermer tozu, tuz, vitamin ve mineral madde karışımı (Vimarmix BR1+M) oluşturmuştur. Konsantre yem karmalarından kontrol grubunda enerji yemi olarak % 34 buğday yer alırken, deneme grubunda enerji yemi olarak % 34 sorgum yer almıştır. Kaba yem olarak % 15.85 ham protein içeren yonca kuru otu yedirilmiştir. Yonca kuru otu ve konsantre yem her 2 gruba da 2 öğün halinde verilmiştir. Sorgumlu ve buğdaylı deneme gruplarının rasyonları % 80 konsantre yem karması ve % 20 kuru yoncadan oluşturulmuştur. İki haftalık alıştırma döneminden sonra her gün yemler tartılarak hayvanlara ad libitum olarak verilmiş ve ertesi gün aynı saatte artan yemler tartılıp verilen yemden çıkarılmış ve her hayvanın günlük yem tüketimi 14 günlük periyotlar boyunca ayrı ayrı tespit edilmiştir. Su da temiz ve taze olarak ad libitum verilmiştir. Başlangıç canlı ağırlıkları saptandıktan sonra, deneme süresince her on dört günde bir hayvanlar aç karnına tartılıp canlı ağırlıkları belirlenmiş ve bir önceki tartımdan çıkarılıp, aradaki fark 14 güne bölünerek günlük canlı ağırlık artışı saptanmıştır. Her 14 günde bir tespit edilen ortalama yem tüketimi aynı dönemde ortalama canlı ağırlık artışma bölünerek yemden yararlanma oranları saptanmıştır. Rumen sıvısı örnekleri deneme başlangıcında, ortasında ve sonunda olmak üzere, hata payını en aza indirmek için 2 gün arka arkaya alınmıştır.Deneme döneminin son 7 gününde besin maddelerinin sindirilme derecesini tespit edebilmek için (in vivo), dışkı örnekleri toplanmıştır. Sığırlarda dışkının tamamını toplamak güç olduğundan indikatör yöntemi kullanılmıştır. Kan serumunda; total protein, glikoz, albumin, Ca, P, Na, K, Zn, Cu, Fe, Mg ve Se düzeyleri ölçülmüştür. Sorgumlu ve buğdaylı grupların 0-84 gün arası canlı ağırlık kazançları, yem tüketimleri, günlük canlı -ağırlık artışları, yemden yararlanma oranları ve ham besin maddelerinin sindirilme dereceleri arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır (p>0.05). Bu araştırmada ruminal fermantasyon ürünlerinden; rumen sıvısı pH'sı, amonyak konsantrasyonları, total uçucu yağ asitleri, asetik, propiyonik ve bütirik asit düzeyleri açısından gruplar arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur (p>0.05). Sorgumlu ve buğdaylı grupların deneme başlangıcı ve deneme ortası kan analiz sonuçları arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak önemsiz (P>0.05), fakat deneme sonu kan analiz sonuçlarından selenyumda; gruplar arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (PO.05). Araştırma sonuçları, tane sorgumun besi sığırı karma yemlerinde ekonomik bir enerji kaynağı olarak, buğday yerine kullanılabileceğini ortaya koymuştur.Öğe A study of adaptation of some corn cultivars as grown second crop(Asian Network for Scientific Information, 2007) Saruhan, Veysel; Gül, İsmail; Akıncı, CumaThis research was conducted in the 2000 and 2001 second crop season in the Southeastern Anatolia Region of Turkey. The experimental design was a completely randomized block with three replications. In the research, were used 23 corn cultivars to determine high yielding. The grain yields of the corn cultivars varied between 7195.20-12966.30 kg ha-1 in the research. In all the observed characters, statistically significant differences were determined among cultivars. The positive and significant relationships were determined between the grain yields and all other investigated characters (p<0.01). As a result, Otello and P3162 were determined as high yielding cultivars under Southeastern Anatolia Region conditions as second crops season.Öğe Sulu koşullarda bazı ana ürünlerden sonra yetiştirilen ikinci ürün mısır ve sorgumda farklı azot dozlarının verim ve verim unsurlarına etkisi(2002) Doran, İlhan; Akıncı, Cuma; Kılıç, Hasan; Baytekin, Harun; Gül, İsmailBu çalışma; buğday (Altıntoprak 98), arpa (Şahin 91), mercimek (Fırat 87), fiğ (macar fiği-TİGEM) ve boş alandan sonra yetiştirilen tane (LG 55), silajlık (TTM 815) mısır,tane (DK64) ve silaj (FS 25 E) sorgum çeşitlerinde farklı azot dozlarının (0, 12, 16, 20 ve 24 kg N/da) verim ve verim unsurlarının saptanmasını amaçlanmıştır. Silaj sorgumda yeşil ot verimi değerleri 5524.38-8942.36 kg/da arasında değişim götermiştir. Silaj sorgum yetiştiriciliğinde en uygun ön bitkinin fiğ olduğu, en uygun azot dozunun ise 16 kg N/da olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca ön bitki-azot dozu interaksiyonuna göre en yüksek verim arpadan sonra yetiştirilen ve 24 kg N/da uygulanan konudan elde edilmiştir. Silajlık mısırda yeşil ot verimi değerleri 4478.09-7400.0 kg/da arasında değişim göstermiştir. Silajlık mısır yetiştiriciliğinde ön bitkilerin verime etkisinin önemi olmamakla beraber en uygun ön bitkinin fiğ olduğu, en uygun azot dozunun ise 20 kg N/da olduğu tespit edilmiştir. Aynca ön bitki-azot dozu interaksiyonuna göre en yüksek verim arpadan sonra yetiştirilen ve 24 kg N/da uygulanan konudan elde edilmiştir. Tane mısırda tane verimi değerleri 634.03-1159.89 kg/da arasında değişim göstermiştir.Tane mısır yetiştiriciliğinde en uygun ön bitkinin fiğ olduğu, en uygun azot dozunun ise 16 kg N/da olduğu tespit edilmiştir. Aynca ön bitki-azot dozu interaksiyonuna göre en yüksek verim mercimek ve fiğden sonra yetiştirilen ve 16 kg N/da uygulanan konudan elde edilmiştir Tane sorgumda tane verimi değerleri 638.38-979.69 kg/da arasında değişim göstermiştir. Tane sorgum yetiştiriciliğinde en uygun ön bitkinin fiğ olduğu, en uygun azot dozunun ise 16 kg N/da olduğu tespit edilmiştir. Aynca ön bitki-azot dozu interaksiyonuna göre en yüksek verim mercimekten sonra yetiştirilen ve 16 kg N/da uygulanan konudan elde edilmiştir.Ön bitkisi baklagil olan bitkiler düşük azot dozlannda yüksek verime ulaşırken, buğdaygil olanlarda yüksek dozlarda yüksek verimlere ulaşılmıştır.