Yazar "Durgun, Cemalettin" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 10 / 10
  • [ X ]
    Öğe
    Bariyatrik Cerrahide Postoperatif Komplikasyonların Önlenmesinde Sağlık Okur Yazarlığının Önemi
    (Cem TIRINK, 2021) Durgun, Cemalettin; Demiray, Emine Kübra Dindar; Alkan, Sevil; Durgun, Mehmet
    Editöre mektup olduğu için özet kısmı bulunmamaktadır.
  • [ X ]
    Öğe
    Canlı Donörden Karaciğer Nakli Konusundaki Global Yayın Trendleri ve Türkiye Kaynaklı Yayınların Analizi
    (Deneysel, Biyoteknolojik, Klinik ve Stratejik Sağlık Araştırmaları Derneği, 2023) Durgun, Cemalettin
    Amaç: Son yıllarda karaciğer nakli konusunda bilimsel ilgi artmış olup canlı donör karaciğer nakli de bu konunun bir alt grubudur. Canlı donör karaciğer nakli konusunda bilimsel üretkenliğin global değerlendirmesi ve Türkiye’den yapılmış yayınlar ile ilgili kıyaslamaların yapılması çalışmanın amacı idi. Materyal ve metod: Araştırmada bibliyometrik analiz yöntemi kullanıldı. Elsevier Scopus bibliyometrik veri tabanında, İngilizce dilinde anahtar kelimeler kullanılarak araştırma yapıldı. Başlık, özet ve anahtar kelimelerinde " living’’ ve donor " ve " transplant " ve " hepatic " veya " liver " anahtar kelimeleri içeren, 5 Ekim 2021 tarihine kadar sürede yapılmış yayınlara ulaşıldı. Çalışmada bias yaratılmaması adına her gün artan bilimsel makalelerin sonucu değiştirmemesi amaçlı tek günde tarama yapıldı. Bulgular: Çalışmamız konusunda yayınlanmış toplam 4714 yayına (%75,47’si araştırma makalesi) ulaşıldı. Yayın sayısının 2000’li yıllardan sonra hızlıca arttığı ve yıllık makale sayısının 2002 yılından beri 100’ün altına düşmediği saptandı. Makalelerin çoğu İngilizce dilinde (%95,03) yazılmış olup, çoğunluğu (%28,78) Amerika Birleşik Devletleri kökenli kurumlardaki yazarlar tarafından üretilmişti. Japonya ve Güney Kore ilk üç sıradaki ülkeler iken; Türkiye ve Hindistan dördüncü sırayı birlikte paylaşmakta idi. Yayınların 4074’ü (%86,4) herhangi bir kurum tarafından desteklenmemişti. Yayınların 779’u (%16,5) hiç atıf almamıştı. En fazla atıf alan araştırmacılar İtalya’dan tek yayın ile Vincenzo Mazzaferro (1211 atıf) ve iki yayın ile Pakistan’dan Christopher Erich Broelsch (1140 atıf) idi. Türkiye’den 256 yayın vardı. İlk yayın 1993 yılında yayınlanmıştı. En fazla 2015 yılında makale olup (30 makale) vardı. 251’inin (%98,04) finansal desteği yoktu. En fazla yayın yapan kurumlar, Başkent Üniversitesi (n=83,%34,42) ve İnönü Üniversitesi (n=54,%21,09) idi. En fazla atıfı İtalya, Almanya ve Singapur’dan yapılan yayınların aldığı, ülkemizden olan atıf sayılarının göreceli düşük olduğu saptandı. Sonuç: Canlı donör karaciğer nakli konusundaki bilimsel faaliyetlerin desteklenmesi, Türkiye’den yapılan yayın sayılarının dördüncü sırada olmasına rağmen arttırılması gerekmektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    Canlı Donörden Karaciğer Nakli Konusundaki Global Yayın Trendleri ve Türkiye Kaynaklı Yayınların Analizi
    (Deneysel, Biyoteknolojik, Klinik ve Stratejik Sağlık Araştırmaları Derneği, 2021) Durgun, Cemalettin
    Amaç: Son yıllarda karaciğer nakli konusunda bilimsel ilgi artmış olup canlı donör karaciğer nakli de bu konunun bir alt grubudur. Canlı donör karaciğer nakli konusunda bilimsel üretkenliğin global değerlendirmesi ve Türkiye’den yapılmış yayınlar ile ilgili kıyaslamaların yapılması çalışmanın amacı idi. Materyal ve metod: Araştırmada bibliyometrik analiz yöntemi kullanıldı. Elsevier Scopus bibliyometrik veri tabanında, İngilizce dilinde anahtar kelimeler kullanılarak araştırma yapıldı. Başlık, özet ve anahtar kelimelerinde " living’’ ve donor " ve " transplant " ve " hepatic " veya " liver " anahtar kelimeleri içeren, 5 Ekim 2021 tarihine kadar sürede yapılmış yayınlara ulaşıldı. Çalışmada bias yaratılmaması adına her gün artan bilimsel makalelerin sonucu değiştirmemesi amaçlı tek günde tarama yapıldı. Bulgular: Çalışmamız konusunda yayınlanmış toplam 4714 yayına (%75,47’si araştırma makalesi) ulaşıldı. Yayın sayısının 2000’li yıllardan sonra hızlıca arttığı ve yıllık makale sayısının 2002 yılından beri 100’ün altına düşmediği saptandı. Makalelerin çoğu İngilizce dilinde (%95,03) yazılmış olup, çoğunluğu (%28,78) Amerika Birleşik Devletleri kökenli kurumlardaki yazarlar tarafından üretilmişti. Japonya ve Güney Kore ilk üç sıradaki ülkeler iken; Türkiye ve Hindistan dördüncü sırayı birlikte paylaşmakta idi. Yayınların 4074’ü (%86,4) herhangi bir kurum tarafından desteklenmemişti. Yayınların 779’u (%16,5) hiç atıf almamıştı. En fazla atıf alan araştırmacılar İtalya’dan tek yayın ile Vincenzo Mazzaferro (1211 atıf) ve iki yayın ile Pakistan’dan Christopher Erich Broelsch (1140 atıf) idi. Türkiye’den 256 yayın vardı. İlk yayın 1993 yılında yayınlanmıştı. En fazla 2015 yılında makale olup (30 makale) vardı. 251’inin (%98,04) finansal desteği yoktu. En fazla yayın yapan kurumlar, Başkent Üniversitesi (n=83,%34,42) ve İnönü Üniversitesi (n=54,%21,09) idi. En fazla atıfı İtalya, Almanya ve Singapur’dan yapılan yayınların aldığı, ülkemizden olan atıf sayılarının göreceli düşük olduğu saptandı. Sonuç: Canlı donör karaciğer nakli konusundaki bilimsel faaliyetlerin desteklenmesi, Türkiye’den yapılan yayın sayılarının dördüncü sırada olmasına rağmen arttırılması gerekmektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    Comparison of the early complications of total and subtotal thyroidectomy in the multinodular goitre
    (Aves, 2011) Durgun, Cemalettin; Boyuk, Abdullah; Girgin, Sadullah; Kapan, Murat; Onder, Akin; Gumus, Metehan; Tacyildiz, Ibrahim Halil
    Purpose: In the recent years, total thyroidectomy is increasingly being accepted in the surgical treatment of benign multinodular goitre due to the high rate of recurrence after bilateral subtotal thyroidectomy. The aim of this study is to compare early postoperative complications of total and bilateral subtotal thyroidectomy in benign multinodular goitre. Materials and Methods: In our study, the findings of 419 patients operated due to multinodular goitre between January 2005 - December 2009 in Dicle University Medical School Department of General Surgery were retrospectively evaluated. Patients were divided into two groups as total thyroidectomy and bilateral subtotal thyroidectomy. Results: The mean age of patients was 41.72 +/- 12.55. 329 (78.5%) patients were women and 90 (21.5%) were men. A total of 263 (62.8%) patients underwent total and 156 (37.2%) patients bilateral subtotal thyroidectomy. Six (2.3%) of total thyroidectomy patients and 3 (1.9%) of bilateral subtotal thyroidectomy patients had recurrent laryngeal nerve injury. Bilateral subtotal thyroidectomy group revealed no permanent damage whereas in total thyroidectomy group one (0.4%) patient did. Hypocalcemia was observed in 40 (15.2%) patients in the total thyroidectomy group and in 27 (17.3%) patients in the bilateral subtotal thyroidectomy group. One (0.4%) patient in total thyroidectomy group suffered from permanent hypocalcemia whereas it wasn't observed in bilateral subtotal thyroidectomy group. Haematoma occurred in 3 (1.9%) patients treated with bilateral subtotal thyroidectomy and in 3 (1.1%) treated with total thyroidectomy, wound infection occured in one (0.6%) patient subjected to bilateral subtotal thyroidectomy and 3 (1.1%) patients treated with total thyroidectomy. Conclusion: In conclusion, our study supports total thyroidectomy for multinodular goitre involving both lobes as a safe technique with low complication rate.
  • Küçük Resim
    Öğe
    Effect of ellagic acid on damage caused by hepatic ischemia reperfusion in rats
    (Verduci Editore s.r.l, 2022) Durgun, Cemalettin; Aşır, Fırat
    OBJECTIVE: Ischemia (I) causes lack of oxygen delivery to the tissues, leading to hypoxia and cellular damage. Reperfusion (R) is the re-blooded of the tissue; however, it may cause more tissue damage than ischemia alone in some cases. During IR, number of free radicals and metabolic by-products increases. To prevent this, cellular antioxidant system is activated but it may not be enough to restore the cellular activities. The aim of this study was to investigate the potential protective effect of Ellagic Acid on damage caused by hepatic IR in rats. MATERIALS AND METHODS: Thirty rats were divided into three groups: (1) Sham group - no drug administration but only midline laparotomy was performed in the abdomen; (2) Ischemia-Reperfusion (IR) group - ischemia was applied for 1 hour by sealing the portal vein and hepatic artery, then vessels were reperfused for 6 hours; (3) IR+Elagic Acid (EA) group - after IR, 10 mg/kg of EA was given intraperitonially to the rats once a day for 28 days. Oxidative stress markers were analyzed by blood collection. Hepatic tissues were processed for histological and immunohistochemical analysis. RESULTS: MDA level and MPO activity were increased and GSH content was decreased after IR group was compared to sham group. After EA treatment, these values were improved in IR+EA group. IR caused hepatocyte degeneration, sinusoidal dilatation, leukocyte infiltration and disintegrity of hepatic tissue. EA administration improved histopathology after IR. IR injury increased TNF-α and Caspase-9 expression in hepatocytes and vascular endothelial cells in IR group; however, both decreased in EA-received group. CONCLUSIONS: Ellagic Acid may reduce oxidative stress level and prevent induction of inflammation and cell death against hepatic IR.
  • Küçük Resim
    Öğe
    Emergency surgery of obstructed carcinoma of the left colon with perforation of the cecum: Colectomy and anastomosis series
    (Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği, 2023) Dalbaşı, Erkan; Tüzün, Abidin; Durgun, Cemalettin; Oğuz, Abdullah
    Aim: The operation of choice for obstructed carcinoma of the left-side colon with perforation on the cecum is controversial. This study evaluated the timing of subtotal/total colectomy in acutely obstructed carcinoma of the left-side colon with perforation on the cecum. Method: Twelve patients with cecal perforation due to obstructed left-side colon tumor were included in this study. The patients were evaluated for age, gender, application time, presence of systemic diseases, Acute Physiology and Chronic Health Evaluation II scores, primary tumor localization, tumor stage, type of surgical operation, Mannheim Peritonitis Index, morbidity, and mortality. Results: Seven adenocarcinomas were localized on the left colon, three were localized on the midsigmoid, and two were localized on the rectosigmoid junction. All patients had a massively distended colon with perforation on the cecum. Seven patients underwent subtotal colectomy, while five patients underwent total colectomy. After the resection, anastomosis was performed using a circular stapler. After anastomosis, loop ileostomy was performed on the right side of the abdomen for all patients for anastomosis safety. Conclusion: This study suggests that resection, anastomosis, and protective loop ileostomy are viable surgical alternatives, even in emergency conditions, if they can be performed together with decompression and peritoneal lavage in the surgical treatment of cecum perforation due to obstructed left colon tumors.
  • Küçük Resim
    Öğe
    Gallic acid treatment protects intestinal tissue against ischaemia-reperfusion
    (NLM (Medline), 2023) Durgun, Cemalettin; Deveci, Engin
    Background: This study aimed to investigate the protective effects of gallic acid (GA) in the rat intestine against ischaemia-reperfusion (IR) injury. Materials and methods: Thirty male Wistar albino rats with a mean weight of 200–250 g were used. Animals were categorized into the sham, IR, and IR+GA groups. Ischaemia of the intestine was induced for 3 h by occluding the superior mesenteric artery (SMA) and then left for 3 h of reperfusion. In the IR+GA group, after ischaemia induction, 50 mg/kg GA was orally administered to the animals. Blood samples were collected for biochemical assays. Intestinal tissues were excised for histopathologic and immunohistochemical processing. Results: Malondialdehyde (MDA) levels were increased, and catalase (CAT) and glutathione (GSH) levels were decreased in the IR group compared to the sham group. After GA treatment, MDA levels decreased and CAT and GSH levels increased in the GA-treated group compared to the IR group. In the sham group, normal intestinal histology was observed. In the IR group, the villi structures were completely degenerated. In the IR+GA group, histology was improved after GA treatment. In the sham group, the caspase-3 reaction was generally negative in the epithelium and glands. In the IR group, the caspase-3 reaction increased in apoptotic bodies and inflammatory cells. The caspase-3 reaction was negative in goblet cells and the epithelium. A moderate caspase-3 reaction was observed in the IR+GA group. The beclin-1 reaction was negative in epithelial cells and goblet cells in villi in the sham group. In the IR group, the beclin-1 reaction was positive in the degenerated villi. An intense beclin-1 reaction was also observed in some inflammatory cells. After GA treatment, the beclin-1 reaction was positive in a few cells. In general, moderate beclin-1 positivity was observed. Conclusions: Gallic acid, with its antioxidative effect, inhibited the apoptotic pathway (caspase-3) through beclin-1 regulation. (Folia Morphol 2023; 82, 3: 633–640)
  • Küçük Resim
    Öğe
    Investigation of the histopathological level of Ki-67, caspase-3 expressions of the effects of hesperidin on wound healing in the rat esophagus
    (Sociedade Brasileira para o Desenvolvimento de Pesquisa em Cirurgia, 2023) Durgun, Cemalettin; Kirman, Gülşen; Deveci, Engin
    Purpose: The effects of hesperidin application on the wound caused by esophageal burns were investigated in this study. Methods: Wistar albino rats were divided into three groups: Control group: only 1 mL of 0.09% NaCl was administered i.p. for 28 days; Burn group: An alkaline esophageal burn model was created with 0.2 mL of 25% NaOH orally by gavage—1 mL of 0.09% NaCl was administered i.p. for 28 days; Burn+Hesperidin group: 1 mL of 50 mL/kg of hesperidin was given i.p. for 28 days to rats after burn injury. Blood samples were collected for biochemical analysis. Esophagus samples were processed for histochemical staining and immunohistochemistry. Results: Malondialdehyde (MDA) and myeloperoxidase (MPO) levels were significantly increased in Burn group. Glutathione (GSH) content and histological scores of epithelialization, collagen formation, neovascularization was decreased. After hesperidin treatment, these values were significantly improved in the Burn+Hesperidin group. In the Burn group, epithelial cells and muscular layers were degenerated. Hesperidin treatment restored these pathologies in Burn+Hesperidin group. Ki-67 and caspase-3 expressions were mainly negative in control group; however, the expression was increased in the Burn group. In the Burn+Hesperidin group, Ki-67 and caspase-3 immune activities were reduced. Conclusion: Hesperidin dosage and application methods can be developed as an alternative treatment for burn healing and treatment.
  • [ X ]
    Öğe
    Multinodüler guatrlarda total ve subtotal tiroidektominin erken dönem komplikasyonlarının karşılaştırılması
    (2011) Girgin, Sadullah; Durgun, Cemalettin; Gümüş, Metehan; Önder, Akın; Kapan, Murat; Taçyıldız, İbrahim Halil; Böyük, Abdullah
    Amaç: Son yıllarda benign multinodüler guatrın cerrahi tedavisinde bilateral subtotal tiroidektomiden sonra nüks oranının yüksekliği nedeniyle total tiroidektomi gittikçe daha fazla kabul görmektedir. Bu çalışmada benign multinodüler guatr nedeniyle total ve bilateral subtotal tiroidektomi yapılan hastalarda postoperatif erken dönem komplikasyonlarının karşılaştırılması amaçlanmıştır.Hastalar ve Yöntem: Ocak 2005-Aralık 2009 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniği'nde benign multinodüler guatr nedeniyle tiroidektomi uygulanan 419 hastanın bulguları retrospektif olarak değerlendirildi. Hastalar total ve bilateral subtotal tiroidektomi olmak üzere iki gruba ayrıldı.Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 41.7 ± 12.5 olup, 329'u (%78.5) kadın, 90'ı (%21.5) erkek idi. Toplamda 263 (%62.8) hastaya total tiroidektomi, 156 (%37.2) hastaya bilateral subtotal tiroidektomi uygulandı. Total tiroidektomi yapılan 6 (%2.3) hastada, bilateral subtotal tiroidektomi yapılan 3 (%1.9) hastada rekürren laringeal sinir hasarı saptandı. Bilateral subtotal tiroidektomi grubunda kalıcı rekürren laringeal sinir hasarı gözlenmezken, total tiroidektomi grubunda 1 (%0.4) hastada kalıcı rekürren laringeal sinir hasarı gözlendi. Total tiroidektomi yapılan 40 (%15.2), bilateral sub total tiroidektomi yapılan 27 (%17.3) hastada hipokalsemi gözlendi. Bilateral subtotal tiroidektomi grubunda kalıcı hipokalsemi gözlenmezken, total tiroidektomi grubunda 1 (%0.4) hastada kalıcı hipokalsemi görüldü. Bilateral subtotal tiroidektomi yapılan 3 (%1.9) hastada hematom, 1 (%0,6) hastada yara yeri enfeksiyonu ve total tiroidektomi yapılan 3 (%1.1) hastada hematom, 3 (%1.1) hastada yara yeri enfeksiyonu gelişti.Sonuç: Çalışmamız total tiroidektominin her iki lobu da tutan multinodüler guatrlarda düşük komplikasyon oranı ile güvenli bir şekilde uygulanabileceğini desteklemektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    Türkiye’den Kist Hidatik Konusunda Yapılmış Yayınların Analizi
    (Cem TIRINK, 2022) Durgun, Cemalettin; Alkan, Sevil; Durgun, Mehmet; Demiray, Emine Kübra Dindar
    Kist hidatik (KH), etiyolojik ajanı olan Echinococcus granulosus olan zoonotik paraziter bir hastalıktır. Türkiye bu hastalığın endemik olduğu ülkeler arasında yer almaktadır. Bu çalışmamızda Türkiye'de önemli bir halk sağlığı sorunu olan KH konusunda yayınlanan araştırma makalelerinin değerlendirilmesi amaçlandı. Çalışmada Scopus bibliyometrik veritabanı bibliyometrik veri analiz tekniği ile incelendi. Makalere ulaşmak için "hidatik" "kist" ve "Türkiye" "İnsan" "Makale" "Echinococcosis" anahtar kelimeleri kullanıldı. Analizde; KH konulu tüm literatürün %95,7'inin Türkiye kaynaklı olduğu saptandı. En fazla yayına sahip kurumlar ise Atatürk Üniversitesi (%9,2) ve İstanbul Üniversitesi (%9,1) oldu. İlk yayın 1966 yılında, en fazla yayın 2007 yılında (n=107) yapılmıştı. Bu makalelerden 56 tanesi en az 56 kez atıf almıştı. Ülkemiz için endemik olan hastalıkla ilgili yayın sayısının son yıllarda azaldığı tespit edilmiştir. Halen vaka sayımız artan bu hastalık hakkında; özellikle önleme ve epidemiyoloji gibi alanlarda bilimsel verimliliğin artırılması gerekmektedir.