Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Doğan, Erdal" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Alt ekstremite cerrahisinde spinal anestezi ve kombine femoral-siyatik sinir bloğunun karşılaştırılması
    (2014) Doğan, Erdal; Tüfek, Adnan; Tokgöz, Orhan; Çelik, Feyzi; Karaman, Haktan; Ölmez, Gönül Kavak; Yıldırım, Zeynep B.
    Amaç: Bu çalışmada, alt ekstremite cerrahisi geçiren hastalarda spinal anestezi tekniği ile kombine-siyatik femoral blok (KSFB) tekniklerini karşılaştırmayı amaçladık.Yöntemler: Bu çalışmaya elektif alt ekstremite operasyonu planlanmış, ASA 1-2 grubu, 18-65 yaşları arasındaki 60 hasta dahil edildi. Çalışma prospektif, randomize ve kontrollü olarak planlandı. Hastalar rastgele olarak spinal anestezi uygulanan grup (Grup S) ve kombine siyatik-femoral sinir bloğu (Grup KSFB) gurubu olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Bulgular: Demografik veriler açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05). Tekniğin uygulanma süresi açısından karşılaştırıldığında; KSFB grubunda istatistiksel olarak anlamlı uzun bulundu (p< 0.001). Cerrahiye teslim etme süresi açısından karşılaştırıldığında; Grup S de istatistiksel olarak anlamlı derecede kısa bulundu (p< 0.001). Total motor blok oluşma zamanı açısından karşılaştırıldığında; Grup KSFB'de istatistiksel olarak anlamlı derecede uzun bulundu (p< 0.001). Motor blok süresi açısından karşılaştırıldığında; Grup KSFB'de istatistiksel olarak anlamlı uzun bulundu (p< 0.001).Sonuç: Ortopedik alt ekstremite cerrahi girişimlerinde her iki yöntemin de etkili ve güvenli olduğu, fakat periferik sinir bloğu uygulamasının postoperatif dönemde uzun süreli analjezi sağlama ve postoperatif analjezik tüketimini azaltma gibi önemli avantajları olabilir.
  • [ X ]
    Öğe
    Anorektal cerrahide intratekal kullanılan levobupivakain ve bupivakainin etkinliğinin karşılaştırılması
    (2012) Tüfek, Adnan; Yıldırım, B. Zeynep; Doğan, Erdal; Çelik, Feyzi; Kavak, Ö. Gönül; Karaman, Haktan; Göksu, Hüseyin
    Amaç: Anorektal cerrahide spinal anestezi yaygın olarak uygulanmaktadır. Bu çalışmada fentanil eklenmiş levobupivakain ve bupivakainin anorektal cerrahi geçirecek hastalarda anestezik etkiliği ve hemodinamik parametreler üzerine etkilerinin karşılaştırılması amaçlandı. Gereç ve yöntem: Dicle üniversitesi tıp fakültesi etik kurul onayı ve hastaların yazılı onamları alındıktan sonra anorektal cerrahi geçirecek yaşları 18- 65 arası ASA I-II, 60 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar rastgele iki gruba ayrıldı. Grup I’e 9 mg % 0,5 bupivakain + 20 mcg fentanil, Grup II’ye 9 mg % 0.5 levobupivakain + 10 mcg fentanil verildi. Spinal anestezi 26G spinal iğne ile L4-5 lomber aralıktan girilerek sağlandı. Hastalarda duyusal blok seviyesi pin-prick test ile motor blok seviyesi ise Bromage skalası ile değerlendirildi ve hemodinamik veriler kaydedildi. Bulgular: Sensoriyel blok başlangıç sürelerinde ve iki segment gerileme zamanları açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. Motor blok başlangıç zamanı levobupivakain grubunda bupivakain grubuna göre daha uzun görüldü. Ancak levobupivakain grubunda motor blok gerileme zamanı istatistiksel olarak anlamlı kısa bulundu. Hemodinamik parametreler her iki grupta benzer bulundu Sonuç: Sonuçlarımız duyusal blok profili açısından bupivakaine benzer özellikler gösteren levobupivakainin özellikle motor blok gelişmesinin istenmediği operasyonlarda bupivakaine iyi bir alternatif olabileceğini göstermektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Aort patolojilerinin endovasküler tedavisinde anestezi yönetimi
    (Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2014) Güzel, Abdulmenap; Doğan, Erdal; Karaman, Haktan; Aycan, İlker Öngüç; Çelik, Feyzi; Çiftçi, Taner; Demirtaş, Sinan
    Amaç: Bu çalışmamızda torakal ve abdominal aort patolojilerin endovasküler tedavisinde uyguladığımız anestezi yöntemlerini karşılaştırmayı ve literatür eşliğinde tartışmayı amaçladık. Yöntemler: Çalışmamız aort anevrizması ve aort disseksiyonu tanısı ile endovasküler tedavi uyguladığımız toplam 20 hastanın geriye dönük değerlendirilmesiyle gerçekleştirilmiştir. Hastaların demografik özellikleri, Amerikan Anestezi Derneği (ASA) skorları, laboratuar değerleri, eşlik eden hastalıklar, sigara kullanımı, ejeksiyon fraksiyonu, aort patolojisinin yeri ve tipi kaydedildi. Ayrıca uygulanan cerrahi işlem, anestezi yöntemleri, operasyon sırasında kullanılan kristalloid, kolloid ve kan ürünleri miktarları, anestezi ve cerrahi süresi, komplikasyonlar ve müdahaleler, yoğun bakım ünitesi ve hastanede kalış süreleri ile mortalite oranları kaydedildi. Tüm olgulara standart anestezi monitörizasyonu yapıldı. Bulgular: Toplam 20 (E=15, K=5) olgu çalışmamıza dahil edildi. Olgularımızın 16’sı ASA 3 ve 4’ü ASA 4 risk grubundaydı. Torakal endovasküler aort tamiri (TEVAR) uygulanan hastalarımızın tümüne genel anestezi verilirken abdominal endovasküler aort tamiri (EVAR) uygulanan hastalarımızdan 7 olguya rejyonel, 6 olguya genel anestezi ve bir olguya da sadece sedoaneljezi verilmiştir. EVAR uygulanan hastaların 8’inde HT varken TEVAR uygulanan hastalarımızın hepsinde HT mevcuttu. Gruplar arasında kan ve kan ürünleri transfüzyonu, preoperatif ve postoperatif hemoglobin, hematokrit, üre ve kreatin değerleri açısından istatiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmadı. Sonuçlar: EVAR ve TEVAR uygulamalarında genel anestezi, rejyonel anestezi, sedoanaljezi eşiliğinde lokal anestezi hastanın durumuna ve işlem yapılacak alana bağlı olarak başarılı bir şekilde uygulanabilmektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    Apendektomi ameliyatlarında spinal anestezide uygulanan levobupivakainin farklı dozlardaki etkinliğinin karşılaştırılması
    (2016) Doğan, Erdal; Ölmez Kavak, Gönül
    Apendektomi operasyonu planlanan, standart olarak ASA I-II grubu, spinal anestezi için kontrendikasyonu bulunmayan, yapılacak işlemi kabul etmiş, perfore apandisit düşünülmeyen, batın USG si apandisit lehine olan, 18–40 yaşları arasında, rastgele seçilmiş kadın ve erkek 50 olgu üzerinde planlanmıştır. Spinal anestezi öncesi hastalara 500 cc Hydroxyethyl Starch, 10ml/kg’dan izotonik solüsyonu prehidrasyonu takiben 3 cc (15 mg) izobarik % 0.5 levobupivakain veya 4 cc (20 mg) izobarik %0.5 levobupivakain spinal aralığa uygulandı. Olgularda motor ve duyusal blok özellikleri, hemodimik parametreler üzerine etkileri, cerrahi ve hasta konforu ve yan etkiler bakımından karşılaştırıldı. Grupların benzer hemodinamik etki, hasta ve cerrah memnuniyetine sahip olduğu gözlendi. Gruplar arasında duyusal ve motor blok özellikleri açısından fark saptanmadı. Sonuç olarak; apandisit cerrahisindeki spinal anestezi uygulamalarında 3cc (15 mg) % 0.5 levobupivakain kullanımının daha az dozda, etkin, güvenli ve konforlu bir anestezi sağladığı sonucuna varıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Apendektomi operasyonlarında iki farklı intratekal levobupivakain dozunun etkinliğinin karşılaştırılması
    (Modestum Publishing Ltd., 2012) Doğan, Erdal; Kavak, Gönül Ölmez; Çelik, Feyzi; Tüfek, Adnan; Yıldırım, Zeynep Baysal; Tokgöz, Orhan; Karaman, Haktan; Ay, Enver
    Amaç: Spinal anestezi, özellikle yandaş hastalıkların varlığında morbidite ve mortaliteyi azalttığı için birçok cerrahi uygulamada tercih edilmektedir. Bu çalışmada; spinal anestezi altında açık apendektomi operasyonu yapılacak hastalarda iki farklı doz levobupivakainin motor ve duyusal blok özellikleri, hemodinamik parametreler, cerrahi ve hasta konforu ve yan etkiler bakımından karşılaştırılması amaçlandı. Gereç ve yöntem: Bu çalışma Sağlık Bakanlığı Etik kurul izni ve hasta onamı alınarak prospektif olarak planlandı. Çalışmaya yaşları 18-40, ASA I-II grubu, spinal anestezi için kontrendikasyonu bulunmayan ve yapılacak girişimi kabul eden, perfore apandisit düşünülmeyen 50 olgu dâhil edildi. Grup I’e 3 ml (15 mg) %0.5 levobupivakain Grup II’ye 4 ml (20 mg) %0.5 levobupivakain intratekal verildi. Gruplar motor ve duyusal blok özellikleri, hemodinamik parametreler, cerrahi ve hasta konforu ve yan etkiler bakımından karşılaştırıldı. Bulgular: İki grup arasında iki segment regresyon zamanı Grup II’de Grup I’den daha uzun (Grup I: 120 ± 40 dk, Grup II: 158 ± 54 dk) bulundu (p<0.05). Ayrıca Grup II’de hipotansiyon ve bradikardi daha sık görüldü (p<0.05).. Grupların benzer hemodinamik etki, hasta ve cerrah memnuniyetine sahip olduğu gözlendi. Sonuç: Apendektomi operasyonlarında 3 ml (15 mg) %0.5 levobupivakain ile spinal anestezi uygulamalarının etkin, güvenli ve konforlu bir anestezi sağladığı sonucuna varıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çoklu travma hastasında gelişen yağ embolisi sendromu
    (Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2014) Aycan, İlker Öngüç; Turgut, Hüseyin; Güzel, Abdulmenap; Doğan, Erdal; Kavak, Gönül Ölmez
    Yağ embolisi sendromu başta travmalar olmak üzere çeşitli nedenlere bağlı olarak görülen nadir bir klinik durumdur. Bu yazıda 49 yaşındaki hastada çoklu travma sonrası operasyona alınan hastanın yoğun bakım takibinde gelişen yağ embolisi sendromunu sunmayı amaçladık.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Laparoskopik feokromasitoma cerrahisinde anestezi yönetimi: Olgu sunumu
    (Modestum Publishing Ltd., 2014) Akelma, Hakan; Yıldırım, Zeynep Baysal; Karaman, Haktan; Oğuz, Abdullah; Kavak, Gönül Ölmez; Güzel, Abdulmenap; Doğan, Erdal
    Feokromasitoma adrenal medulla kromafin hücreleri kaynaklı nöroendokrin bir tümördür. Hipertansiyon, baş ağrısı, terleme, çarpıntı ve anksiyete gibi semptomlar gösteren değişken bir kliniğe sahiptir. Tanıda idrarda vanilmandelik asit ve metanefrinlerin tayini en duyarlı test olarak kabul edilmektedir. Tümörün lokalizasyonunun belirlenmesinde bilgisayarlı tomografi ve magnetik rezonans görüntüleme kullanılabilir. Anestezi indüksiyonu ve cerrahi manipulasyonlar katekolaminlerin katastrofik salınımına yol açmaktadır. Bu nedenle doğru preoperatif farmakolojik hazırlık bu hastalarda hayati önem taşımaktadır. Tedavi, ?-blokörlerle tehlikeli hemodinamik dalgalanmayı engelledikten sonra primer tümörün ve mümkün ise metastazların tam cerrahi rezeksiyondur. Günümüzde laparoskopik adrenalektomi birçok adrenal kitlede standart tedavi yöntemi olarak açık cerrahinin yerini almaya başlamıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Reanimasyon ünitesinde on yıllık sürede gelişen hastane enfeksiyonlarının değerlendirilmesi ve literatürün gözden geçirilmesi
    (Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2012) Tüfek, Adnan; Tekin, Recep; Dal, Tuba; Tokgöz, Orhan; Doğan, Erdal; Kavak, Gönül Ölmez; Hoşoğlu, Salih
    Amaç: Hastane enfeksiyonları (HE) yoğun bakım ünitelerinde mortalite ve morbiditenin önemli nedenidir. Bu çalışmada reanimasyon ünitesinde yatan hastalarda görülen HE oranının, HE’ nın dağılımının, HE’ndan izole edilen mikroorganizmaların dağılımının ve antibiyotik direnç profillerinin belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve yöntem: Ocak 2003-Haziran 2012 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi reanimasyon ünitesinde yatan, HE tanısı olan 222 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların klinik bulguları, kültür sonuçları, radyolojik ve laboratuvar verileri standart forma ve günlük olarak bilgisayar ortamına kaydedildi. Yıllara göre HE hızı, HE’nın sistemlere göre dağılımı ve etkenleri belirlendi. Bulgular: On yıl içinde yatırılan 1208 hastanın 222 (%18.4)’sinde 21974 hasta gününde toplam 327 HE atağı gelişti. Hastane enfeksiyonu hızı 100 hasta gününde 27.6 ve dansitesi 1000 hasta gününde 15.2 idi. Kan dolaşım enfeksiyonu en sık (%38.5) enfeksiyon olup bunu pnömoni (24%) ve ventilatör ilişkili pnömoni (14.7%) takip ediyordu. Acinetobacter spp. (%23.7) ve Pseudomonas aeruginosa (%13.9) en sık izole edilen bakterilerdi. Gram negatif mikroorganizmalara karşı en etkili antibiyotikler kolistin, amikasin, imipenem, meropenem, sefoperazonsulbaktam iken gram pozitiflerde ise linezolid, vankomisin ve daptomisin idi. Sonuç: Uzamış yatış süresi, invaziv girişimleri ve enfeksiyon riskini arttırır. Gereksiz invaziv girişimleri önlenmesi, invaziv kateterlerin erken çıkarılması, enfeksiyon kontrol önlemlerinin alınması ve etken mikroorganizmaların antibiyotik duyarlılıklarının dökümante edilmesi HE insidansını azaltacaktır.

| Dicle Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Dicle Üniversitesi, Diyarbakır, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim