Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Buluttekin, Derya" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hukuk muhakemeleri kanununa göre tahkimin değerlendirilmesi (HMK m. 407-444)
    (Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2022) Buluttekin, Derya
    Tahkim, insanların belli yasa ve ahlak kuralları etrafında örgütlenerek yaşamayı kabul ettiği yıllardan beri uygulanan bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Yargı faaliyeti esas olarak devlet tarafından kurulan bağımsız mahkemelerce yerine getirilir; ancak özel hukuk alanındaki tahkime elverişli uyuşmazlıkların bağımsız ve tarafsız hakem/hakemler aracılığıyla tahkim yoluyla çözüme kavuşturulmasına imkân tanınmıştır. Tahkim, ulusal ve uluslararası hukuki uyuşmazlıklarda başvurulabilecek bir çözüm yolu olarak düzenlenmiştir. Hukukumuzda ulusal tahkim (iç tahkim), Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiştir. İç tahkim yargılaması esas itibariyle hızlı, basit ve güvenilir bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Zira kanunda belirli sınırlamalar bulunmakla birlikte, tarafların iradeleriyle serbestçe tasarrufta bulunabildiği konularla ilgili uyuşmazlıklarda tahkim yoluna başvurabilemeleri mümkündür. Hatta tarafların hakemi serbestçe belirleme imkanına da sahiptirler. Ancak tahkim yargılaması, mevcut hukuk kuralları çerçevesinde yapılır. Tahkim yargılaması soncunda verilen kararların taraflar bakımından en önemli sonucu, hakemler tarafından verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm etkisine sahip ve bağlayıcı olmasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında hakem/hakemler tarafından nihai karar verilmesiyle birlikte karar icra edilebilir hale gelir, bu kararın kesinleşmesi aranmaz. Her ne kadar kanunda açık bir düzenleme bulunmasa da tahkim sonucunda verilen kararların gerekçeli olarak yazılması gerekir. Aksi takdirde, yargılamanın temel ilkelerinden olan hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiş olacaktır. Dolayısıyla gerekçesiz olarak verilen tahkim kararı, iptal davasına konu edilebilmelidir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    İflâs masasına karşı istihkak iddiasının ileri sürülmesi ve masanın istihkak iddiasını incelemesi
    (Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2022) Buluttekin, Derya
    İflâs, alacaklıların alacaklarını tahsil edebilmek için iflâs organları tarafından, borçlu müflisin tüm malvarlığı üzerinde yürütülen bir cebri tasfiye usulüdür. İflâs açıldığı zaman müflisin haczi mümkün bütün malları ile masa oluşturarak, borçların ödenmesine tahsis edilir (İİK m. 184). Bu aşamada masaya dahil edilmiş bir mal üzerinde, üçüncü kişinin, mülkiyet hakkı veya herkese karşı ileri sürülebilen bir başka hakkı ihlal edilmiş olabilir. Üçüncü kişinin, söz konusu malın müflisin borçları için kullanılmasını engelleyebilmek amacıyla takip edeceği yol, istihkak iddiası prosedürü olacaktır. Hukukumuzda iflâsta istihkak iddiası, münhasıran İİK m. 228’de ve yalnızca üçüncü kişilerin mülkiyet hakkı bakımından düzenlenmiştir. Ancak iflâsta istihkak iddiasının kapsamı daha geniş düşünülmelidir. Zira üçüncü kişinin mülkiyet hakkı haricinde herkese karşı ileri sürülebilen bir hakkının da istihkak iddiasına konu edilmesi mümkün olabileceği gibi, iflâs masasının da müflisin üçüncü kişide bulunan bir malı üzerinde istihkak iddiasında bulunması olasıdır. İstihkak iddiasının muhatabı tarafından reddedilmesi halinde, iddia sahibi bu ret kararına karşı istihkak iddiasını mahkemede dava açarak sürdürebilir. Bu dava süreci, istihkak iddiasında bulunan taraf ve istihkak iddiasına esas olan hakka göre değişiklik gösterecektir. Üçüncü kişi, masaya karşı ileri sürdüğü mülkiyet hakkının masa tarafından reddedilmesi kararına karşı iflâsta istihkak davası (İİK m. 228) ve mülkiyet hakkı haricinde kalan herkese karşı ileri sürülen bir başka hakka dayanan istihkak iddiasının reddedilmesi kararına karşı sıra cetveline itiraz davası (İİK m. 235) açabilecektir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Medeni yargılama hukukunda farazi ikrar
    (2015) Buluttekin, Derya; Üçer, Mehmet
    İkrar, tek taraflı irade beyanıyla, mahkemeye yönelik olarak, herhangi bir makamın veya kimsenin kabulüne bağlı olmadan, karşı tarafın yokluğunda dahi yapılabilen, bilgi açıklaması içeren bir beyandır. Medeni Usul Hukukunda kural olarak tarafın susması ile karşı tarafça ileri sürülen vakıaların ikrar edildiği sonucu ortaya çıkmaz. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)?nun susmanın ikrar sayılacağını kabul ettiği bazı durumlar, bu kurala istisna teşkil eder. Bu noktada, tarafın, aleyhine olan vakıayı, doğrudan ya da dolaylı olarak herhangi bir beyanı olmadan, kanun gereği olarak doğrulamış sayılması farazî ikrar olarak nitelendirilir. Bu yönüyle farazî ikrar; kanunun, tarafın hareketsiz kalmasına veya susmasına, “ikrar edilmiş sayılma” hükmünü verdiği durumu ifade eder. Farazî ikrarın üç temel özelliği olan “beyan yokluğu”, “mahkeme içi ikrar olma zorunluluğu” ve “bölünemezlik”, onu benzer diğer kurumlardan ayırır. Kanunkoyucu, HMK?da düzenlediği, isticvaptan kaçınma (m. 170/II), yeminden kaçınma (m. 229) ve belge ibrazından kaçınma (m. 220) hükümlerinde, tarafın hareketsiz kalmasına veya susmasına, farazî ikrar sonucunu bağlamıştır. Anahtar Sözcükler İkrar, farazî ikrar, isticvaptan kaçınma, yeminden kaçınma, belge ibrazından kaçınma.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The situations to be decided without a hearing on procedural matters in the appeal in Turkish Civil Procedure Law
    (Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2024) Buluttekin, Derya
    In Turkish civil procedure law, with the commencement of the regional courts of justice, a three-tier judicial system was introduced. Accordingly, inconclusive final decisions given by the first instance courts will first be subject to appeal legal review, if there are conditions. The Appeal, like appeal, is an ordinary remedy. Unlike the appeal review, the appeal review provides both procedural and legal compliance review. It is not necessary to hold a hearing in the appeal remedy, but a hearing will be held if necessary. However, the article 353/1-a of Turkish Code of Civil Procedure, it is regulated that the regional court of justice will decide on some of the files that have passed the preliminary examination stage in the appeal without a hearing. When the judge who is prohibited from hearing the case has made a decision, if the judge who was rejected despite the justified recusal request has heard the case, if the competent court has improperly ruled in a manner unauthorized or on lack of jurisdiction or has heard the case despite not having jurisdiction or competence, if there is a violation of other litigation conditions, if the court has deemed the lawsuit or counterclaim not filed in violation of the procedure, in case of a decision to consolidate or separate the cases, the failure of the court to collect or evaluate evidence that is important enough to be effective in the resolution of the dispute, or the failure to decide on a significant part of what is requested from the court, the all foregoing are serious procedural matters and the regional courts of justice will decide on these issues without a hearing.

| Dicle Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Dicle Üniversitesi, Diyarbakır, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim