Yazar "Boğatekin, Gülhan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Pulmoner Tromboemboli tanısında kullanılan klinik olasılık skorlama yöntemlerinin karşılaştırılması(2015) Boğatekin, GülhanGiriş: PTE; mortalite ve morbiditesi yüksek, tekrarlayabilen, bazen tanısı güç olan ve önlenebilir bir hastalıktır (42). Amaç: Bizim bu çalışmamızda; pulmoner tromboembolizm tanısında kullanılan çeşitli klinik olasılık skorlama yöntemlerinin değerini, hem yatan hastalarda ve hem de acil servise başvuranlarda belirlemek ve bunları birbirleriyle kıyaslamayı amaçladık. Materyal ve Metod: Bu çalışmada Şubat 2007- Ocak 2010 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil servisine veya göğüs hastalıkları polikliniğine ayaktan başvuran ve çeşitli kliniklerde yatan pulmoner tromboemboli şüphesi olan 207 hastanın PTE kayıt formları retrospektif olarak incelendi. Hastalar, yatan ve ayaktan hastalar şeklinde gruplandırıldı. Hastaların dosya verilerine dayanılarak Wells, Geneva ve Modifiye Geneva klinik olasılık skorlama yöntemleri ile puanlamaları yapıldı. Bu klinik olasılık skorlama yöntemleri arasında karşılaştırma yapıldı. Skorlama sistemlerinin ayırıcı eşik puanlarını bulmak için receiver operating characteristic (ROC) eğrileri kullanıldı. İstatistiksel analizler SPSS 15.0 programı ile yapıldı. Bulgular: PTE (+) 145 hastanın 62’si (%43) bayan, 83’ü(%57) erkek; PTE (–) 62 hastanın 27’si (%43) bayan, 35’i (%56) erkekti. PTE (+) ve PTE (–) hastalarda en sık saptanan semptomlar nefes darlığı ve göğüs ağrısıydı. Nefes darlığı PTE (-) hastalarda, göğüs ağrısı PTE (+) hastalarda yüksek oranda saptandı (p<0,001). Homans belirtisi ve DVT bulguları, PTE (+) hasta grubunda PTE (–) hasta grubuna göre anlamlı düzeyde yüksek saptandı (p<0,001). DVT öyküsü; PTE (+) hasta grubunda PTE (–) hasta grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek saptandı (p=0,02). Yatan ve ayaktan başvuran hasta yüzdeleri açısından PTE (+) ve PTE (-) hasta grupları karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmadı (p=0,14). Skorlamalrın tanıya ulaşmadaki ayırıcı (eşik değer) değerlerinin saptanması ve birbirleriyle karşılaştırılması için ‘Receiver Operating Characteristic (ROC)’ eğrileri oluşturuldu ve eğri altında kalan (AUC, Area under the Curve) alanlar değerlendirildi. Yatan ve ayaktan başvuran hastaların ROC eğrilerinde her üç klinik skorlamanın eşik değerleri 5 olarak saptandı. Ayaktan başvuran hastalarda klinik olasılık skorlama yöntemlerinin ROC eğrileri karşılaştırıldığında Wells ve Modifiye Geneva skorlamalarında eğri altında kalan alanların Geneva skorlamasına göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek oldukları saptandı (p<0,001) ( AUC değerleri; Wells:0.78, Geneva:0,59, Modifiye Geneva:0.76). Yatan hastalarda klinik olasılık skorlama yöntemlerinin ROC eğrileri karşılaştırıldığında ise Modifiye Geneva skorlama yönteminde eğri altında kalan alan Wells ve Geneva skorlama yöntemine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek saptandı (p<0,005) (AUC değerleri; Wells:0.70, Geneva:0.54, Modifiye Geneva:0,75). Sonuç: Her üç klinik olasılık skorlamanın ROC eğrilerinde, eğri altında kalan alanın en fazla Modifiye Geneva skorlamasında olduğu, daha sonra Wells’in yer aldığı, bu nedenle tanıya ulaşmada bu iki yöntemin Geneva’ya göre daha değerli olduğu belirlendi.