Yazar "Birak, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İlginç yabancı cisim aspirasyonu olan üç olgu(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2014) Meteroğlu, Fatih; Onat, Serdar; Birak, AliYabancı cisim aspirasyonu (YCA) trakea seviyesinde tama yakın tıkanıklık meydana getirdiğinde ölümcül solunum yetmezliğine (asfiksi) neden olur. Buna karşın, trakeao-bronşial ağacın daha aşağı seviyelerine ilerleyebilen yabancı cisimler tıkadığı bölgenin distalinde havalanmanın bozulmasına ve enfeksiyona zemin hazırlayıcı etkisine bağlı olarak solunum sistemi problemlerine neden olmaktadır. Sık tekrarlayan enfeksiyon ve öksürük şikâyetleri nedeniyle kliniğimize başvuran 25 ve 32 yaşında iki erkek hastaya unutulan yabancı cisim aspirasyonu nedeniyle rijit bronkoskopi yapıldı. Dört yaşında erkek çocuk olan üçüncü olgumuzda ise aspire edilen tespih boncuğu idi. İlk olguda sağ alt lob girişinde mermi çekirdeği ve ikinci olguda ise bilateral alt lob bronş girişinde tavuk boyun kemiği ve üçüncü olguda ise sağ ana bronşta tespih tanesi çıkartıldı. İlginç bulduğumuz üç olguyu literatür eşliğinde sunmayı amaçladık.Öğe Malign plevral efüzyonlarda hızlı plöredezin başarısının değerlendirilmesi(2018) Birak, Ali; Onat, SerdarGiriş ve Amaç: İleri evre maligniteleri olan hastalarda malign plevral efüzyonlar önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu hastaların yaklaşık %50’sinde hastalık süreci içinde malign plevral efüzyon meydana gelmektedir. Malign plevral efüzyonlu olgularda uygulanan terapötik torasentez ve tekrarlayan plevral effüzyon gelişimini önlemeye yönelik lokal sklerozan tedaviler en sık uygulanan palyatif tedavi yöntemleridir. Biz çalışmamızda, malign plevral efüzyonlarda sklerozan ajan olarak talk pudra kullandık. Günümüzde, plörodez amacıyla en sık kullanılan sklerozan ajanlar talk, iodopovidon, tetrasiklin, doksisiklin ve bleomisindir. Çalışmamızda hızlı plöredez tekniğinin ve talk pudra etkinliğini değerlendirmeyi amaçladık. Materyal ve Metod: Çalışma Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalında Ocak 2010 ile Aralık 2016 tarihleri arasında malign plevral efüzyon nedeniyle ince çaplı kateter yoluyla steril talk pudra kullanılarak plöredezis veya hızlı plöredezis yapılan 53’ü erkek 43’ü kadın olmak üzere toplam 96 hasta retrospektif olarak çalışmaya alındı. Taburcu edilen hastalara nefes darlığı veya göğüs ağrısının tekrar başlaması durumunda tekrar kliniğimize başvurmaları, şikayetlerinin olmaması durumunda ise 1. ayın sonunda kontrole gelmeleri söylendi. Bulgular: Malign plevral efüzyon saptanan ve ince çaplı katater yoluyla plöredezis yapılan 96 hasta incelendi. Bu olgulardan 53'üne ince çaplı kateterden 4 gr steril talk pudra uygulanarak plöredezis yapıldı (Grup-I), 43’üne ince çaplı kateterden 4 gr steril talk pudra uygulanarak hızlı plöredezis uygulandı(Grup-II). Olgularımızın yaş ortalaması 59,48 (23 - 104) idi. Plöredez (grup-I) grubu olguların 28’i erkek, 25'i kadın, hızlı plöredez (grup-II) grubu olguların 25’i erkek, 18’i kadındı. Grup I de 30 (% 56,6) hastada tam cevap, 12 (% 22,6) hastada parsiyel yanıt olmak üzere toplam 42 (% 79,2) hastada başarı sağlanırken, 11 hasta (% 20,8) başarısız kabul edildi. Grup II de ise olguların 18’inde (% 41,9) tam cevap, 14 (% 32,6) hastada parsiyel cevap olmak üzere toplam 32 (% 74,4) hastada başarı sağlanırken 11 hasta (% 25,6) başarısız kabul edildi (Tablo 8). İstatiksel olarak Grup-I ve Grup-II olguların başarı oranları arasında anlamlı fark saptanmadı (p>0,05). Tartışma ve Sonuç: Plöredezin küçük çaplı kateter kullanılarak hızlı plöredez tekniği ile yapılması, işlemin etkinliğini değiştirmemekte, hatta hastaların hastanede kalış sürelerini kısaltarak yaşam kalitelerini artırmakta ve maliyeti azaltmaktadır. Küçük çaplı kateter kullanılarak steril talk pudra ile yapılan hızlı plöredez güvenilir ve etkili bir yöntemdir.Öğe Orta lob sendromu; Sağ akciğer lezyonlarında ayırıcı tanılar arasında olmalı(Lookus Scientific, 2016) Meteroğlu, Fatih; Taylan, Mahşuk; Demir, Melike; Gül,Burak; Birak, AliSağ orta lob sendromu, sağ orta lobda inatçı ya da tekrarlayan atelektaziler ile karakterize olan bir tablo- dur. Görüntüleme yöntemlerindeki gelişmelerin etki- siyle erken tanı konulması sıklığı artmıştır. Burada, sağ orta lob tümörü ön tanısıyla tüm invazif girişimle- re rağmen tanısı konulamayan 23 yaşındaki bayan hasta ile akciğer- karaciğer hidatik kist nedeniyle operasyona alınan ve operasyon esnasında orta lob sendromu tanısı konulan 15 yaşındaki olgularımızı sunmayı amaçladık.Öğe Postoperatif tanı alan kitleyi taklit eden tüberküloz olguları(Modestum Ltd., 2014) Meteroğlu, Fatih; Abakay, Özlem; Monis, Serdar; Birak, AliTüberküloz farklı radyolojik görünümlerle ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Sık olmamakla birlikte kitle görünümünde akciğer tüberkülozu olguları literatürde mevcuttur. Akciğerde kitle görünümü ile başvuran hastalarda tüberküloz tanısından emin olmak ve eşlik eden tümör tanısını kesin dışlamak bazen zor olmaktadır. Bu yazıda, kliniğimize akciğer grafiğinde kitle görünümü ile başvuran 42 ve 65 yaşındaki iki hastanın tanısında yaşanan güçlükler tartışıldı. Her iki olgunun bilgisayarlı tomografileri sonrası, Pozitron Emisyon Tomografileri çekildi. Üç kez bakılan balgamda Aside rezistans bakteri negatif idi. Fiberoptik bronkoskopik lavaj ve bronş biyopsileri negatif geldi. Bu nedenle her iki olguya cerrahi ile tanıya gidildi. İlk olguya mini torakotomi ile wedge rezeksiyonu yapıldı. Alınan parankim dokudan frozen (donmuş kesit) çalışıldı ve tüberkülozla uyumlu geldi. İkinci olgununda cerrahi sırasında frozen malign gelmesi nedeniyle sol üst lobektomi yapıldı. Ancak kesin patoloji raporu tüberküloz olarak geldi. Her iki olguya anti-tüberküloz tedavisi başlandı ve rutin kontrollerinde genel durumları iyi idi. Ülkemiz gibi tüberkülozun yaygın görüldüğü yerlerde akciğerde kitle görüntüsünde olan lezyonların değerlendirilmesinde tüberkülozun akılda tutulması gerekir.Öğe Primer akciğer lenfoma olgusu(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2016) Taylan, Mahşuk; Meteroğlu, Fatih; Demir, Melike; Birak, Ali; Gül, BurakPrimer pulmoner lenfoma, tüm akciğer tümörlerinin yalnızca %0,5’ini teşkil eden ve intrapulmoner lenfatiklerden kaynaklanan nadir bir tümördür. Radyolojik olarak kitle ve konsolidasyon şeklinde görülebilmesi nedeniyle, primer veya metastatik akciğer kanseri, pnömoni, sekestrasyon ve atelektazi gibi birçok hastalığın ayırıcı tanısında düşünülmelidir. İki yıldır şikâyetleri olan 44 yaşında erkek hastanın toraks bilgisayarlı tomografide sol akciğer lingular segmentte kalp’le sınırları net ayırt edilemeyen 65x68 mm ebatında kitle saptandı. Tanısal torakotomide histopatolojisi lenfoma ile uyumlu geldi ve lingula ve alt lob apikal segmentinide içine alacak şekilde wedge rezeksiyonu uygulandı. Bu çalışmada, öksürük ve halsizlik şikâyetiyle yatırılarak primer akciğer (düşük grade B-hücreli) lenfoması tanısı konulan olguyu sunmayı amaçladık.Öğe The role of mediastinoscopy in the diagnosis of non-lung cancer diseases(Dove Medical Press Ltd, 2017) Onat, Serdar; Ates, Gungor; Avci, Alper; Yildiz, Tekin; Birak, Ali; Ozmen, Cihan Akgul; Ulku, RefikBackground: Mediastinoscopy is a good method to evaluate mediastinal lesions. We sought to determine the current role of mediastinoscopy in the investigation of non-lung cancer patients with mediastinal lymphadenopathy. Materials and methods: We retrospectively reviewed clinical parameters (age, gender, histological diagnosis, morbidity, mortality) of all patients without lung cancer who consecutively underwent mediastinoscopy in Hospital of Faculty of Medicine of Dicle University between June 2003 and December 2016. Results: Two-hundred twenty nine patients without lung cancer who underwent mediastinoscopy for the pathological evaluation of mediastinum during the study period were included. There were 156 female (68%) and 73 male (32%) patients. Mean age was 52.6 years (range, 16 to 85 years). Mean operative time was 41 minutes (range, 25 to 90 minutes). Mean number of biopsies was 9.3 (range, 5 to 24). Totally, 45 patients (19.6%) had previously undergone a nondiagnostic bronchoscopic biopsy such as transbronchial needle aspiration or endobronchial ultrasound-guided transbronchial needle aspiration. Mediastinoscopy was diagnostic for all patients. Diagnosis included sarcoidosis (n=100), tuberculous lymphadenitis (n=66), anthracosis lymphadenitis (n=44), lymphoma (n=11) metastatic carcinoma (n=5), and Castleman's disease (n=1); there was a diagnosis of silicosis in one patient and tymoma in one patient. Neither operative mortality nor major complication developed. The only minor complication was wound infection which was detected in three patients. Conclusion: Although newer diagnostic modalities are being increasingly used to diagnose mediastinal diseases, mediastinoscopy continues to be a reliable method for the investigation of mediastinal lesions.