Yazar "Bilgen, Kadir" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe A case report: Acute myopia and angle-closure glaucoma attack after topiramate use(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2019) Aslan, Adar; Keklikçi, Uğur; Bilgen, KadirTopiramate acetate is a commonly used drug prescribed by neurologists and psychiatrists for the treatment of various diseases including migraine. Topiramate therapy can cause a forward displacement of the iris-lens diaphragm which can result in acute bilateral angle-closure glaucoma and myopia. Common complaints include visual disturbances and eye pain. In this case report, we offered a patient who had a sudden loss of vision and severe eye pain due to acute myopia and angle-closure glaucoma after the use of topiramate for migraine. This case report aimed to increase awareness among neurologists, psychiatrists and ophthalmologists about the side effects that may occur with the use of topiramateÖğe Diyarbakır ilinde aile hekimlerinin bebek ve çocuk göz sağlığı taramalarına yaklaşımı(Galenos Yayınevi, 2019) Özkurt, Zeynep Gürsel; Balsak, Selahattin; Çamçi, Mehmet Sinan; Bilgen, Kadir; Katran, İbrahim Halil; Aslan, Adar; Han, Çağla ÇilemAmaç: Ülkemizde aile hekimleri koruyucu hekimlik hizmetleri ile bebek ve çocuk takiplerinden sorumludur. Bu kapsamda gözve görme taramaları da aile hekimlerince yapılmaktadır. Bu çalışma ile Diyarbakır ilinde görevli aile hekimlerinin göz ve görmetaramalarına olan yaklaşımlarını incelemektir.Gereç ve Yöntem: Diyarbakır ili merkez ve ilçellerinde çalışan 100 aile hekimi ile 16 soruluk anket dolduruldu.Bulgular: Hekimlerin 88’i (%88) kırmızı refle tarama testini bildiklerini ifade ederken, 12’si (%12) hiç duymadıklarını belirttiler.Hekimlerin sadece 16’sının (%16) düzenli olarak kırmızı refle baktığı, 36’sının (%36) ise sadece arada şüphelenirse baktığını belirtildi.On hekim (%10) tarama yapmadıkları halde bebeği göz hekimine de yönlendirmediklerini söylediler. Altmış dokuz hekimin (%69)doğumsal kataraktı saptasa bile tedavi zamanını bilmedikleri görüldü. Beş hekimin (%5) merkezlerinde direkt oftalmoskobununbulunmadığı öğrenildi. On iki hekim (%12) oftalmoskop kullanmayı hiç bilmediklerini bildirdiler. Çocuklarda okul öncesindeçocukların görme keskinliğini alan hekim sayısı 40 idi (%40). Eşel ile görme keskinliği tarif edemeyecek küçük çocuklarda ise refraksiyonmuayenesi için göz hekimine gönderen hekim sayısı 66 idi (%66). Şaşılık saptadıkları zaman dört hekim (%4) hastayı ameliyat yaşınakadar bekleteceğini belirtti. Doksan üç hekim (%93) bu konuda eğitici seminer yapılmasının faydalı olacağını bildirdi.Sonuç: Aile hekimlerimiz bebek ve çocuk göz taramaları açısından bilgilendirilmelileri için eğitici seminerler verilebilir. Aile hekimliğimerkezlerinin tıbbi cihaz ve malzeme açısında denetlenmeleri gerekmektedir. Negatif performans uygulamasına bebek ve çocuk göztaramalarının da eklenmesi bu husustaki duyarlılığı artıracaktır. Gelişmiş ülkelerdeki ayrıntılı göz tarama programlarını ülkemizdeuygulayabilmek için gerekli alt yapıların oluşturulmaya başlanmalıdır.Öğe Primer açık açılı glokomda optik sinir başının optik koherens tomografi anjiografi ve retina sinir lifi analizi sonuçlarıyla değerlendirilmesi(Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2019) Bilgen, Kadir; Keklikçi, UğurAmaç: Bu çalışmada, primer açık açılı glokom (PAAG) hastalarında optik sinir başının optik koherens tomografi anjiografi (OKTA) ve retina sinir lifi tabakası (RSLT) analizi sonuçları ile değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma Haziran 2015 - Haziran 2018 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Polikliniği'nde takipli hasta dosyaları taranarak gerçekleştirildi. Çalışmaya PAAG tanısı almış ve takibi yapılan 35 hasta ve oftalmolojik olarak patolojisi olmayan 35 olgu (kontrol grubu) dahil edildi. Tüm olguların dosyaları incelenerek OKTA ile peripapiller kapiller ve sinir başı vaskuler yoğunluk ölçümleri ve optik koherens tomografi (OKT) ile optik sinir başının RSLT analiz sonuçları kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya 35 PAAG tanılı olgunun 62 gözü ve 35 kontrol olgusunun 70 gözü dahil edildi. PAAG grubunda olguların yaşları 7-82 (yıl) aralığında olup yaş ortalaması 40,21±20,10 (yıl) idi. Kontrol grubunda olguların yaşları 15-49 (yıl) aralığında olup yaş ortalaması 35,84±8,51 (yıl) idi. PAAG hastalarında 18 kadın, 17 erkek, kontrol grubunda 15 kadın, 20 erkek bulunmaktaydı. Bu çalışmada gruplar demografik özellikleri bakımından istatistiksel olarak birbirine benzerdi. OKTA ile elde edilmiş vaskuler dansite sonuçları kontrol grubu ve PAAG' li gözler arasında karşılaştırılmıştır. Vaskuler dansite değerleri, PAAG tanılı hastalarda kontrol grubuna göre cihazın ölçümünü aldığı bütün segmentlerde istatistiksel olarak daha düşük bulunmuştur. OKT ile elde edilmiş RSLT kalınlıkları gruplar arasında karşılaştırıldı. RSLT kalınlığı bütün segmentlerde PAAG tanılı hastalarda kontrol grubuna göre istatistiksel olarak daha düşük bulunmuştur. PAAG ve kontrol gruplarındaki olguların görme keskinliği ve göz içi basınç (GİB) değerleri karşılaştırıldı. PAAG grubunda görme keskinliği değerleri kontol grubuna göre istatiksel anlamlı olarak daha düşük bulundu. GİB değerleri karşılaştırıldığında PAAG grubunda ortalama GİB değerleri 16,41±6,74 mmHg, kontrol grubunda 14,55±2,63 mmHg olarak saptandı ancak bu farkın istatiksel olarak anlamlı olmadığı izlendi. OKTA ve RSLT ölçüm sonuçlarının PAAG tanılı hastaları ayırt etmede iyi bir sınır değeri (cut-off) olup olmadığını belirlemek amacıyla Receiver Operator Characteristics Curve (ROC) analizi yapılmıştır. Değerlendirme sonucunda OKTA ölçüm sonuçlarının PAAG'yi öngörmede tanısal değerleri olduğu görülmüştür. Sonuçlar değerlendirildiğinde optik sinir başı (OSB) tümü, peripapiller, temporal ve RSLT temporal superior sonuçlarının daha da iyi bir tanısal değere sahip olduğu görülmüştür. Bu çalışmada PAAG grubunun OKTA ve RSLT ölçümlerinin görme keskinliği değerleri ile ilişkisi incelendi. RSLT inferior temporal ve nasal alan sonuçları ile görme keskinliği arasında anlamlı bir ilişki olmadığı izlenmiştir. OSB inferior nasal ve inferior temporal vaskuler dansite değerlerinin görme keskinliği ile ilişkisi saptanmamıştır. OSB Superior temporal vaskuler dansite değerleri ve görme keskinliği arasında ise istatistiksel anlamlı olsa da zayıf bir ilişki tespit edilmiştir. OSB tüm imaj, disk içi, peripapiller, nasal, superior nasal ve temporal vaskuler dansite ölçümlerinin görme keskinliği değerleri ile arasında istatistiksel olarak anlamlı orta derecede pozitif yönlü bir ilişki saptanmıştır. Buna göre bu çalışmada, OSB tüm imaj, disk içi, peripapiller ve nasal ölçümleri yüksek olan glokomlu hastaların görme keskinlikleri de ilişkili bir şekilde yüksek bulunmuştur. Sonuç: PAAG hastalarının seyrinde ortaya çıkabilecek OSB hasarında OKTA ile vaskuler yoğunluklarının ölçümleri ve OKT ile RSLT kalınlıklarının analiz edilmesi yardımcı tanı yöntemi olarak kullanılabilir.