Yazar "Benlier, Erol" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 8 / 8
  • [ X ]
    Öğe
    Ağır doğumsal pitozlu olguların onarımında superior tabanlı fleple (frontal kas ilerletme) frontal askı yönteminin değerlendirilmesinde (otojen fasya ile) klinik yaklaşımımız
    (2006) Külahçı, Yalçın; Bozkurt, Mehmet; Benlier, Erol
    Blefaroptoz birçok değişik nedene bağlı olarak gelişen ve farklı şiddette kendini gösteren üst göz kapağının anormal düşüklüğüdür. Bugüne kadar birçok cerrahi onarım tekniği tanımlanmıştır. Cerrahi girişiminde ana belirleyici etken ptozis derecesi ve kapak işlevinin miktarıdır. Ağır ptozlarda frontial askı yöntemi birçok cerrahlar tarafından kabul gören cerrahi yöntemdir. Yine aynı şekilde frontal kas ilerletme ağır kongenital ptozlarda başarıyla kullanılmaktadır. Bu klinik çalışmamızda, ağır kongenital ptozu olan 15 olgumuzun (13'ü ekek 2'si bayan ortlama yaş 25+1.2 ) sonuçlarını superior tabanlı flep (frontal kas ilerletme) ve üç bantlı frontal askı yöntemi (tribant fiksasyonu) kullanılarak her iki tekniğin avantaj ve dezavantajları tartışılmaktadır
  • [ X ]
    Öğe
    An Alternative Frontalis Suspension Technique Triband Suspension-A Modified Garcia's Procedure
    (Lippincott Williams & Wilkins, 2011) Benlier, Erol; Bozkurt, Mehmet; Kulahci, Yalcin; Kapi, Emin; Sahin, Cihan
    Blepharoptosis surgery is one of the most common oculoplastic procedures, and the aim is to clear the visual axis. Many surgical techniques for the correction of ptosis have been described and performed, but the operative approach is based on the extent of eyelid excursion, the amount of levator function, and the degree of ptosis. In this study, the frontalis sling procedure with triband suspension was performed on 32 eyelids of 23 patients. All the patients had visual loss because of blepharoptosis with only 0 to 3 mm of measurable levator function. Postoperatively, the palpebral fissure was increased in all the patients. The purpose of this study was to report the use of a modified frontalis sling procedure for congenital ptosis patients with minimal to no levator function. In conclusion, this modified frontalis sling technique if used maximizes the frontalis muscle, creating sufficient eyelid elevation, with stable effect over time.
  • [ X ]
    Öğe
    An alternative procedure for conjunctivodacryocystorhinostomy - Supratrochlear artery-based island flap combined with buccal mucosal graft
    (Lippincott Williams & Wilkins, 2008) Benlier, Erol; Bozkurt, Mehmet; Kulahci, Yalcin
    Reconstruction of the total canalicular obstruction with destroyed medial canthal area is a challenging procedure for ophthalmic, plastic, and reconstructive surgeons. In the case presented, a supratrochlear artery-based island flap combined with a buccal mucosal graft was used for reconstruction of the medial canthal area. The medial canthal area was scarred significantly and demonstrated a medial ectropion and complete canalicular obstruction. To our knowledge, it is the first time for combined reconstruction of the medial canthal area and lacrimal drainage system in 1 stage, with island median forehead flap based on supratrochlear artery and buccal mucosal graft. During the 2-year follow-up period, no complication was encountered and the patient healed uneventfully.
  • [ X ]
    Öğe
    Epidural needle for recipient site preparation in hair restoration surgery
    (Wiley, 2011) Zor, Fatih; Kulahci, Yalcin; Sever, Celalettin; Bayram, Yalcin; Benlier, Erol; Bozkurt, Mehmet
    Background The mini- and micro-grafting method is still one of the most current treatment methods for male pattern baldness and female androgenic alopecia. The preparation of the recipient area with 16G needle has been reported in the literature. However, during the insertion of grafts, the neighboring grafts tend to `pop out'. The study presents our experience in the hair implantation for recipient site preparation with 16G epidural needle. Methods The 16G epidural needle was used during preparation of the recipient field in eight patients. Approximately 500 micrografts were grafted in each patient to reconstruct the anterior hairline. Results During insertion of the micrografts, almost none of the previously inserted grafts tended to `pop out'. The anterior hairline of the patients was natural without obvious scarring. The mean follow-up period of these patients was 1.5 years. The amount of graft survival was found to be satisfactory. Conclusion According to the surgeon's clinical observations, application of this technique was found to be easier than standard needle techniques. It can be used by inexperienced surgeons. Use of epidural needle for recipient hole preparation works well in reducing the popping out, and the curved fashion of the holes reduced the angle of the hair follicle.
  • [ X ]
    Öğe
    Önkolda nekrotizan fasyit: Olgu sunumu ve literatür taraması
    (2006) Bozkurt, Mehmet; Benlier, Erol; Külahçı, Yalçın; Zor, Fatih
    Nekrotizan fasiit yumuşak dokuların infeksiyon, lokal iskemi ve lokal defans sisteminin azalması sonucu oluşan ve bu kısır döngünün devam ederek doku nekrozuna yol açmasını ifade eden şiddetli bakteriyel infeksiyonudur. Genellikle yaşlılarda, öz bakımı problemli olan hastalarda ve immün sistem defekti olan kişilerde rastlanılan bir infeksiyondur. Nekrotizan fasiit olgularına lokalizasyon olarak en sık genital bölge ve abdomende rastlanılmakla birlikte burada sunulan olguda hem yaş hem de infeksiyonun lokalizasyonu çok rastlanılmayan bir özellik göstermektedir. Bu makalede, herhangi bir sistemik rahatsızlığı olmayan ancak kronikself-mutilasyon (jiletle kendini yaralama) nedeni ile yaralanma bölgesinde lokal immün sistem hasarı oluşmuş ve buna bağlı gelişen nekrotizan fasiit olgusu sunulmuştur.
  • [ X ]
    Öğe
    REVERSE FLOW FOREARM FLAP: POSTERIOR INTEROSSEOUS FLAP: REVIEW OF THE ANATOMY, SURGICAL TECHNIQUE AND LITERATURE
    (Medknow Publications & Media Pvt Ltd, 2007) Benlier, Erol; Bozkurt, Mehmet; Kulahci, Yalcin; Zor, Fatih
    Reverse flow posterior interosseous flap is a good alternative to reverse-flow forearm flaps such as ulnar and radial artery flaps. Up to date lots of detailed anatomical dissections especially about its pedicle variations have been performed by researchers since it was described. In the literature, reverse flow posterior interosseous flap has been used for soft and bone tissue defects of the hand and wrist in large clinical series. Under these experiences and our clinical experiences, reverse flow posterior interosseous flap has been reviewed and its position in the upper extremity reconstruction is discussed.
  • [ X ]
    Öğe
    Ters akımlı bir önkol flebi: Posterior interosseöz flep: Anatomi, cerrahi teknik ve literatürün gözden geçirilmesi
    (2007) Zor, Fatih; Bozkurt, Mehmet; Külahçı, Yalçın; Benlier, Erol
    Ters akımlı posterior interosseöz flep (TAPİF), ters akımlı radial ve ulnar önkol fleplerine iyi bir alternatiftir. Flebin ilk tanımlandığı yıllardan günümüze kadar birçok araştırmacı tarafından özellikle flebin pedikül varyasyonlarına ait detaylı anatomik diseksiyonlar gerçekleştirilmiştir. Flep literatürde, el ve el bileğinin yumuşak ve kemik doku defektlerinin onarımında oldukça geniş sayılabilecek olgu serilerinde kullanılmıştır. Bu çalışmalardan elde edilen tecrübeler ve kendi klinik tecrübelerimizin ışığında TAPİF yeniden gözden geçirilerek üst ekstremite rekonstrüktif cerrahisindeki yeri tartışılmıştır.
  • [ X ]
    Öğe
    Van der Woude sendromlu olgularımızın soyağacında genetik penetransın analizi: Beş olgu sunumu
    (2010) Kapı, Emin; Kuvat, Samet Vasfi; Bozkurt, Mehmet; Külahçı, Yalçın; Zor, Fatih; Benlier, Erol; Balkan, Mahmut
    Van der Woude sendromu labial kistler, aksesuvar tükürük bezleri, alt dudakta çukurluk, fistül veparamedyan sinüslerle karakterize, sıklıkla yarıkdudak ve damakla birliktelik gösteren doğuştan biranomalidir. Bu hastalık en sık görülen sendromikyarık anomalisidir. Hastalık kraniofasyal morfogenezin etkilendiği tek gen anormalliği ile karakterizedir.Hastalık kromozom 1q32-41 kromozomu ile bağlantılı olarak otozomal dominant kalıtımlıdır. Bunarağmen gen ekspresyonunun değişkenliğindendolayı sendrom, bazı bireylerde sadece alt dudaktasinüslerle kendini gösterebilir. Bu yazıda Van derWoude sendromlu beş olgunun soyağacının genetikpenetrans analizi sonuçları güncel literatür bilgileriışığında sunuldu.