Yazar "Başbağ, Sema" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 28
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Applicability of SCoT markers in unraveling genetic variation and population structure among sugar beet (Beta vulgaris L.) germplasm(Springer Science and Business Media B.V., 2024) Yalınkılıç, Nazlı Aybar; Başbağ, Sema; Altaf, Muhammad Tanveer; Ali, Amjad; Nadeem, Muhammad Azhar; Baloch, Faheem ShahzadBackground Sugar beet (Beta vulgaris L.) holds significant importance as a crop globally cultivated for sugar production. The genetic diversity present in sugar beet accessions plays a crucial role in crop improvement programs. Methods and results During the present study, we collected 96 sugar beet accessions from different regions and extracted DNA from their leaves. Genomic DNA was amplified using SCoT primers, and the resulting fragments were separated by gel electrophoresis. The data were analyzed using various genetic diversity indices, and constructed a population STRUCTURE, applied the unweighted pair-group method with arithmetic mean (UPGMA), and conducted Principle Coordinate Analysis (PCoA). The results revealed a high level of genetic diversity among the sugar beet accessions, with 265 bands produced by the 10 SCoT primers used. The percentage of polymorphic bands was 97.60%, indicating substantial genetic variation. The study uncovered significant genetic variation, leading to higher values for overall gene diversity (0.21), genetic distance (0.517), number of effective alleles (1.36), Shannon’s information index (0.33), and polymorphism information contents (0.239). The analysis of molecular variance suggested a considerable amount of genetic variation, with 89% existing within the population. Using STRUCTURE and UPGMA analysis, the sugar beet germplasm was divided into two major populations. Structure analysis partitioned the germplasm based on the origin and domestication history of sugar beet, resulting in neighboring countries clustering together. Conclusion The utilization of SCoT markers unveiled a noteworthy degree of genetic variation within the sugar beet germplasm in this study. These findings can be used in future breeding programs with the objective of enhancing both sugar beet yield and quality.Öğe Bazı pamuk (Gossypium hirsutum L.) çeşitlerinin çimlenme ve erken fide gelişimi dönemlerinde tuz stresine olan tepkileri(Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği, 2023) Çiçek, Şilan; Yalınkılıç, Nazlı Aybar; Başbağ, Sema; Baran, NurettinSalt stress is one of the most important abiotic stress factors that negatively affect the growth and development of plants and cause yield losses. Plants are more sensitive to stress factors during germination and early seedling development. It is more appropriate to determine the negative effects of salinity on plants during these periods. This study was carried out to examine the effects of different salt doses on germination and early development of some cotton seeds. The study was carried out in randomized plots in a factorial experimental design with 3 replications under controlled conditions. PG-2018, Edessa, Flash, BA-308 cotton varieties were used as materials in the experiment and the salinity doses (NaCI applications) were adjusted as 0 (control), 4, 8, 12 dS/m. At the end of a 10-day germination period, the plants; Root length, petiole length, seedling height seedling fresh weight, seedling dry weight and germination rate values were investigated. According to the data obtained as a result of the experiment, statistically significant differences were found between the varieties and doses in all the properties examined. Variety x dose interaction was insignificant only in seedling dry weight. All properties were negatively affected by increasing salt concentrations in the study. It is among the results that the most resistant variety to salt stress was PG-2018 and tolerates a dose of 4 dS/m.Öğe Bazı şeker pancarı (Beta vulgaris L.) çeşitlerinde farklı tuz konsantrasyonlarının çimlenme ve erken gelişim dönemine etkisi(2023) Yalınkılıç, Nazlı Aybar; Başbağ, Sema; Çiçek, ŞilanŞeker pancarı kök gövdesinin içerdiği yüksek orandaki şeker (sakkaroz) içeriği itibarı ile insan beslenmesi açısından son derece önemli olan bir endüstri bitkisidir. Ülkemizde bitkisel kaynaklı şeker üretiminin ana kaynağı olan şeker pancarının birden fazla kullanım alanı vardır ve bu açıdan önemli bir bitkidir. Farklı tuz dozlarının şeker pancarı tohumlarında çimlenme ve erken gelişim dönemlerine olan etkisinin araştırıldığı bu çalışma tesadüf parsellerinde faktöriyel deneme desenine göre 3 tekerrürlü olacak şekilde kontrollü koşullarda yürütülmüştür. Çalışmada ülkemizde ticari olarak tarımı yapılan; Calixta, Valentina, Diamenta, Sentinel ve Agnessa çeşitleri materyal olarak kullanılmış olup tuzluluk dozları ise 4, 8, 12 ve 16 dS/m olacak şekilde ayarlanmış ve kontrol grubuna ise sadece saf su ilave edilip 12 gün boyunca karanlık ortamda bitkiler çimlenmeye bırakılmıştır. Araştırmada kök uzunluğu, sap uzunluğu, fide boyu, çimlenme hızı, ortalama çimlenme süresi, çimlenme gücü, çimlenme oranı, tohum güç indeksi ve çimlenme indeksi özellikleri incelenmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen verilere göre incelenen bütün özellikler açısından çeşit ve dozlar arasında istatistiksel olarak % 1 düzeyinde önemli farklılıkların bulunduğu, en yüksek doz olan 16 dS/m’ de bazı çeşitlerde hiç çimlenme görülmediği ve en iyi değerlerinin kontrol grubundan alındığı sonucuna varılmıştır.Öğe Determination of variation limits of lines selected from following generations (Gossypium hirsutum L.) in terms of some agronomic properties on cotton(Asian Network for Scientific Information, 2006) Başbağ, SemaThis study was conducted in the University of Dicle, Experimental Field of Agricultural Faculty in 1997-2002. In the study, the varieties Beliizvor 432, Sayar 314 and F5, being obtained result of hybridization of these parents and the favoured lines, being selected from the back cross as hybrid generations, were used as materials. In the study, some agronomic and earliness properties of favoured lines were determined the change limits of these properties. In the result of the study, it was determined that 18.10% of examined material have longer plant height, 36.10% of examined material situated in earliness group and first node number of sympodial branch was low 12.38% of examined material number of sympodial branch and 11.43% of examined material's number of boll was high. It was also determined that 12.8% of material first hand seed yield cotton was high and situated in earliness group and 16.19% of material was the generous group in terms of cotton seed yield.Öğe Diyarbakır ekolojik şartlarında farklı organik içerikli gübreler ile yetiştirilen keten (Linum usitatissimum L.) çeşitlerinin bazı besin bileşenlerinin belirlenmesi(Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2024) Bayram, Şilan Çiçek; Başbağ, Sema; Yalınkılıç, Nazlı AybarFonksiyonel bir gıda olarak kabul edilen keten tohumunun önemi, besin değerinin yüksek olması ve kullanım alanının çeşitliliği gibi nedenlerden dolayı giderek artmaktadır. Bu araştırmada, farklı organik gübreler kullanılarak yetiştirilen keten çeşitlerinin, bazı teknolojik özelliklerini kapsamlı bir şekilde değerlendirmek amaçlanmıştır. Diyarbakır ekolojik şartlarında iki yıl (2022, 2023) süre ile yürütülen çalışmada, Kara Kız, Sarı Dane ve Beyaz Gelin keten çeşitleri materyal olarak kullanılmıştır. Denemede, hayvan gübresi, deniz yosunu, hümik asit ve solucan gübresi kullanılmıştır. Çalışma, Dicle Üniversitesi İyi Tarım Uygulamaları sahasında, tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme deseni uyarınca 4 tekerrürlü olacak şekilde yürütülmüştür. Deneme bulgularına göre; ham yağ oranının 2022 yılında % 32,05-36,12 ve 2023 yılında % 32,37-36,49 arasında değiştiği, protein oranının 2022 yılında %.23,29-24,67, 2023 yılında %23,11-24,18 arasında değiştiği, kül oranının 2022 yılında %3,22-3,32 ve 2023 yılında % 3,29-3,48 arasında değiştiği, karbonhidrat oranının 2022 yılında % 8,67- %8,90 ve 2023 yılında % 8,72- % 8,92 arasında değiştiği, nem oranının 2022 yılında % 6,85- %7,14 ve 2023 yılında % 6,83- % 7,17 arasında değişim gösterdiği saptanmıştır. Organik içerikli gübrelemenin ketende kalite parametrelerinde olumlu etki yaptığı, kullanılan gübre yöntemi bakımından solucan gübresi ve hayvan gübresinin diğer gübrelere kıyasla daha iyi sonuçlar verdiği saptanmıştır. Çeşit yönünden Beyaz Gelin çeşidinin bölgede tercih edilmesi önerilmektedir.Öğe Erkenci pamuk genotiplerinde verim ve erkencilik parametreleri arası ilişkilerin korelasyon ve path analizi ile belirlenmesi(Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi, 2015) Ekinci, Remzi; Başbağ, SemaBu çalışma, 2011-2012 yıllarında, bazı erkenci pamuk genotiplerinin, verim ve verim parametrelerini belirlemek amacıyla, tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü deneme alanında, yürütülmüştür. Çalışmada 10 adet erkenci pamuk (Gossypium hirsutum L.) genotipi (ADÜ Erkenci, BATEM Erkenci, Berke, Chirpan-632, Dicle-2002, Fantom, NP ÖZBEK100, NMCHBC1/4, OTBAŞ Erkenci ve Paum-15) bitki materyali olarak kullanılmıştır. Denemede kullanılan pamuk genotiplerinde çiçeklenme gün sayısı (gün), ilk el kütlü pamuk oranı (%), koza sayısı (adet/bitki), çırçır randımanı (%), tek koza kütlü ağırlığı (g) ve kütlü pamuk verimi (kg/da) özellikleri incelenmiştir. Çalışmada, incelenen tüm özelliklerde yıllar arasında fark saptanamaz iken, çiçeklenme gün sayısı, ilk el kütlü pamuk oranı, çırçır randımanı, tek koza kütlü ağırlığı ve kütlü pamuk verimi özellikleri yönünden materyal olarak ele alınan genotipler arasında, kütlü pamuk verimi özelliği yönünden ise yıl*genotip arasında istatistiksel olarak önemli farklılıkların olduğu saptanmıştır. İki yıllık ortalamalara göre çiçeklenme gün sayısı yönünden Chirpan-632; kütlü pamuk verimi yönünden Berke, Dicle 2002 ve Fantom pamuk çeşitleri aynı grupta ve ilk sırada yer almıştır. Çalışmada, çiçeklenme gün sayısı ile ilk el kütlü pamuk oranı (r=0.6404**) arasında istatistiki olarak önemli ve pozitif ilişkiler saptanırken, kütlü pamuk verimi ve ilk el kütlü pamuk oranı arasında negatif; tek koza kütlü ağırlığı arasında pozitif ilişkiler saptanmıştır.Öğe Evaluation of the support given to economic investments in Diyarbakir(Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015) Akın, Songül; Tutkun, Muhittin; Başbağ, Sema; Ekinci, RemziWith its agricultural potential and geographical position, Diyarbakir is a city appropriate to the development of agriculture and agricultural industry. Such a potential is certainly important, but putting this potential into effect is much more important. It is an undeniable fact that support and incentives provided by various corporates are influential on good use of this potential. The present study investigated the industrial distribution of the supports provided by various corporates in Diyarbakir between 2005 and 2012, the level of use of the subsidies, the problems experienced during the use of the subsidies, and the areas of activity intended to be primarily supported in future. This study was conducted with the help of Agricultural Investments Research and Development Project with the reference number of TRC-11-DFD applied by Diyarbakir Chamber of Commerce within the framework of the Direct Activity Support Program executed by Karacadağ Development Agency in 2011.Öğe Evaluation of the Support Given to Economic Investments in Diyarbakir(2015) Tutkun, Muhittin; Başbağ, Sema; Eren, Hanefi; Akın, Songül; Ekinci, RemziDiyarbakır tarımsal potansiyeli ve sahip olduğu coğrafi konum itibariyle, tarım ve tarıma dayalı sanayinin gelişmesine uygun bir ildir. Potansiyele sahip olmak oldukça önemlidir fakat bu potansiyelin harekete geçirilmesi daha çok önemlidir. Bu potansiyeli harekete geçirme noktasında çeşitli kurumların sağladıkları teşvik ve desteklerin etkili olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Bu çalışmada, 2005-2012 yılları arasında Diyarbakır ilinde faaliyet gösteren çeşitli kuruluşların sağladıkları desteklerin sektörel dağılımları, desteklerden faydalanma düzeyleri, desteklemelerden faydalanmada yaşadıkları sorunlar ve bu sorunların dereceleri, gelecekte öncelikli olarak destelenmesi istenilen faaliyet alanları araştırılmıştır. Bu araştırma Karacadağ Kalkınma Ajansı tarafından yürütülen 2011 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği Programı çerçevesinde, Diyarbakır Ticaret Borsası tarafından uygulanan TRC2-11- DFD referans numaralı Tarımsal Yatırımları Araştırma ve Geliştirme Projesi nden faydalanarak hazırlanmıştır.Öğe Examination of the fiber quality properties that the cotton grown in Turkey(Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği, 2021) Hacıosmanoğlu, Hikmet; Başbağ, Sema; Ekinci, RemziThis study is carried out for the purpose of examining on the fiber quality of seed cotton samples that received from different places and locations in Turkey. The datas obtained are evaluated on the randomized complete plot design. In 2018, Flash, Gloria and SG 125 varieties were used as material taken from different locations. As a result of the study Gloria has better quality among the other genotypes. Location, genotype and genotype × location interaction, ginning percentage, 100 seed weight, fiber fineness, fiber length, fiber strength and yellowness are important in the Aegean and Çukurova Regions. The longest fibers are from Gloria cultivar in Adana-Doğankent and Adana-Ceyhan locations, while the shortest fibers are from SG 125 cultivar in Aydın-Koçarlı location; the finest fibers were obtained from SG 125 variety in İzmir-Torbalı location.Öğe Farklı damla sulama sistemleri ve sulama yönetiminin pamuk lif verimi, verim öğeleri ve lif kalitesine etkisi(2019) Üzen, Neşe; Temiz, M. Gültekin; Başbağ, Sema; Çetin, ÖnerBu çalışma Diyarbakır koşullarında, 2016-2017 yıllarında, farklı damla sulama sistemleri vefarklı sulama suyu düzeyleri kullanılarak pamuk bitkisinde lif verimi, verim öğeleri ve lifkalite özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Tesadüf bloklarında bölünmüş parsellerdeneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak kurulan denemede ana konuları farklı damlasulama yöntemleri (I1: Yüzey damla (YD), I2: Yüzeyaltı damla 30 cm (YAD), I3: Yüzeyaltıdamla 40 cm) alt konuları ise farklı sulama suyu düzeyleri (K1: 1.25 × ETc (bitki su tüketimi),K2: 1.00 × ETc, K3: 0.75 × ETc) oluşturmuştur. Sulama aralığı 5 gün olarak uygulanmıştır. Lifverimleri 2016 yılında konulara bağlı olarak 1108–1734 kg ha-1 arasında, 2017 yılında ise1117–2457 kg ha-1arasında değişmiştir. En yüksek lif verimleri her iki deneme yılında da I3K1konusundan elde edilmiş olup, ortalama 2085 kg ha-1’dır. Bütün damla sulama sistemlerindesulama suyu arttıkça lif verimi de artmıştır. Benzer şekilde artan sulama suyu ve YD’danYAD’a doğru gittikçe bitki boyunda artış sağlanmış olup en yüksek değer (85.6 cm) I3K1konusundan elde edilmiştir. En yüksek çırçır randımanı değeri ise I3K1 konusundan (% 47.4)elde edilmiştir. Genelde su stresinin artması silkme oranını arttırmıştır. Sulama suyu miktarıarttıkça lif kopma uzaması ve olgunluk indeksi de artmıştır. Farklı damla sulama sistemleri delif kopma dayanıklılığını artırmıştır. Diğer lif kalite parametreleri arasındaki farklılıklaristatistiksel olarak önemli bulunmamıştır. Lif verimi ve diğer özellikler bakımından en iyisonuç I3K1 konusundan elde edilmiş olmasına karşın, optimum su kullanımı göz önünealındığında bitki su tüketiminin tam olarak verildiği ve 40 cm (YAD) derinliğe gömülü sulamasistemi olan I3K2 konusu önerilmiştir.Öğe Farklı tarihlerde uygulanan uç alma işleminin pamuğun verim ve verim unsurları üzerine etkisinin belirlenmesi(2019) Ekinci, Remzi; Yaşar, Mustafa; Başbağ, SemaBu çalışma, Diyarbakır koşullarında pamukta değişik zamanlarda uygulanan uç alma işleminin verim ve verim parametreleri üzerine etkisinin belirlenmesi amacıyla 2012 yılında Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi deneme alanlarında yürütülmüştür. Çalışmada Primera, Deltapine-99, Stonville-453 ve Berke pamuk (Gossypium hirsutum L.) çeşitleri bitki materyali olarak kullanılmıştır. Deneme, Tesadüf Bloklarında Bölünmüş Parseller Deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Uygulama zamanları (Kontrol, ekimden 100, 115, 130 ve 145 gün sonra uç alma) ana parselleri, pamuk çeşitleri ise (Berke, STV-453, DP-499, Primera) alt parselleri oluşturmuştur. Çalışmada ekimden 100 ve 115 gün sonra yapılan uç almanın, kütlü pamuk verimi, koza kütlü ağırlığı, çırçır randımanı, ilk el kütlü oranı özelliklerini artırdığı; bitki boyu ve açmayan koza sayısını azalttığı; 100 tohum ağırlığı özelliğine istatistiki anlamda etkili olmadığı saptanmıştır. İncelenen özellikler arası ilişkiler yönünden, tek koza kütlü ağırlığı ve kütlü pamuk verimi ve çırçır randımanı; ilk el kütlü oranı ile açmayan koza sayısı ve çırçır randımanı arasında pozitif ve önemli; tek koza kütlü ağırlığı ile bitki boyu; bitki boyu ile çırçır randımanı arasında negatif ve önemli ilişkiler belirlenmiştir.Öğe Gelişme engelleyicisi paclobutrazol'un pamukta erkenciliğe etkisi ile solgunluk hastalığı (Verticillium dahliae Kleb.) arasındaki ilişkinin araştırılması(2001) Sağır, Abuzer; Başbağ, Sema; Temiz, Mefhar; Çimen, İsmailDicle Havzasında, pamuk, ürün gelirinin diğer tarla bitkilerine göre daha fazla olması nedeniyle tercih edilmekte ve münavebe yeterince yapılamadan arımı süregelmektedir. Bunun sonucunda da Pamuk Solgunluk Hastalığı (Verticillium dahliae Kleb) sorun olmaktadır. Yine aynı bölgede, pamuk lasadının yağışlı ve soğuk günlere sarkması nedeniyle verim ve kalitede iüşüşler görülmektedir.Bu çalışmada; gelişme engelleyicisi Paclobutrazol'un söz konusu hastalık etmeni ile bulaşık pamuk ekili arazide uygulanmasıyla erkenciliğin arttırılması ve solgunluk hastalığının azaltılmasıyla verim artışı amaçlanmıştır. 1998 yılında,Nazilli 87 ;1999 yılında ise, Sure-Grow SG 501 pamuk çeşitlerinde kimyasalın verilme dozu ve verilme zamanı belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada, retardantın erkenciliği artırmada ve hastalığı azaltmada etkili alduğu, lif kalite özelliğine herhangi bir olumsuz etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Inhibitorün, erken verilmesi ve doz artışı durumunda hastalığı azaltmada daha etkili olduğu ancak aşırı bodurluk ve dejenerasyonla verim kaybına neden olduğu ortaya çıkarılmıştır. Hastalık ve erkencilik açısından en uygun verilme zamanı ikinci sulama ile üçüncü sulama arasındaki süre olarak belirlenmiştir. Sözü edilen engelleyicinin bitki habitusunu küçültücü etkisinden yararlanılarak birim alana daha fazla bitkinin yerleştirilmesi düşünülmüş ve bu doğrultuda 2000 yılında, Maraş 92 pamuk çeşidinde, ikinci sulamadan sonra topraktan metre kareye 0.05 gram dozun pamuk işçiliğinde önemli bir yer tutan seyreltmenin yapılmadan verilmesiyle verimde yaklaşık %48 artış sağlanmıştır. Sonuç olarak , Paclobutrazol'un 0.05g/$m^{2}$ dozunun, pamukta seyreltme yapılmadan (birim alana daha fazla bitki ile) ikinci sulamadan sonra, bitki boyu 40-50 cm'ye ulaştığında, verilmesi uygun görülmüştür.Öğe Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Yetiştirilen Bazı Pamuk (Gossypium hirsutum L.) Çeşitlerinde Lif Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi(Mevlüt AKÇURA, 2022) Hacıosmanoğlu, Hikmet; Başbağ, Sema; Ekinci, RemziBu çalışma, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde farklı lokasyonlardan toplanan kütlü pamuk örneklerinin lif kalite özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Elde edilen veriler, tesadüf parselleri deneme desenine göre değerlendirilmiştir. 2018 yılında Güneydoğu Anadolu Bölgesinin farklı lokasyonlarından alınan DP 396, Lider, ST 468 çeşitlerine ait kütlü pamuklar materyal olarak kullanılmıştır. Elde edilen veriler sonucunda lokasyon, çeşit ve çeşit × lokasyon interaksiyonlarının lif inceliği, kısa lif içeriği ve lif elastikiyeti üzerine %1 düzeyinde önemli etkisinin olduğu belirlenmiştir. En yüksek çırçır randımanı, Urfa-Viranşehir lokasyonunda DP 396 (%43.55) ve ST 468 (%43.55) çeşidinde, en düşük ise Diyarbakır lokasyonunda ST 468 çeşidinde (%38.50) saptanmıştır. En uzun lifler Urfa-Viranşehir lokasyonunda Lider (29.75 mm) ve ST 468 (29.75 mm) çeşitlerinden, en kısa lifler ise Diyarbakır lokasyonunda Lider çeşidinden (27.38 mm) elde edilmiştir.Öğe İleri pamuk (G. hirsutum l.) hatlarının biplot analiz yöntemi ile değerlendirilmesi(Yuzuncu Yil University Journal of Agricultural Sciences, 2020) Mizrak, Ramazan; Ekinci, Remzi; Başbağ, SemaThis study was carried out in randomized block design with 3 replications 9 cotton lines (Line 1-9) and 3 standard cotton varieties (ST4-68, BA-119, and DP-396) were used as material in Diyarbakır Central and Bismil ecological conditions in 2018. There were examined single boll weight (g), cotton seed yield (kg da-1), 100 seed weight (g), gin output (%), fiber length (mm), fiber fineness (mic.), fiber strength (gr tex-1), spinning consistency index in this study. Inter-feature correlation analysis and biplot analyzes were performed for the examined. Considering all investigated traits, Line-9, Line-7, Line-3, Line-1, ST-468 and Line-2 genotypes were suitable and satisfactory for the ecological location of Diyarbakır. However, only the Line-8 genotype is recommended for the Bismil location as it is a suitable and satisfactory genotype. Line-8 genotype stability was determined as the lowest genotype. It was concluded that biplot analysis produced very good information in examining the genotype x location relationship and the performance of new lines in different and more location conditions.Öğe Investigation of Germination and Early Seedling Development of Some Flax (Linum usitatissimum L.) Seeds Under Salt Stress(2024) Bayram, Şilan Çiçek; Yalınkılıç, Nazlı Aybar; Başbağ, SemaSalinity, one of the abiotic stress factors, causes various physiological damages in plants. Salt stress significantly affects plant growth and development. One of the ways to reduce the negative effect of salt stress, which has a limiting effect on plant growth, is to determine the tolerance level of plants. This study was carried out under controlled conditions in order to examine the effect of salt stress on the germination of flax plant, which is one of the important industrial plants with various usage areas around the world. In this study, 3 flax varieties (Somme, Midin and Norman) and 4 salt concentrations (control, 50 mM, 100 mM and 200 mM) were used. In this experiment, germination rate, radicle length, plumula length, seedling length and seedling fresh weight characteristics of seeds under salt stress were examined. Statistically significant differences were detected between all the properties examined in the study, both among the cultivars and the salt doses. The study revealed that the control (pure water) group obtained the highest values in all the examined properties, but these values significantly decreased as the salinity severity increased. It was determined that the 200 mM salt dose significantly affected the germination of flax. ‘Somme’ flax variety was the most tolerant variety against salt doses in terms of the properties examined. Muş Alparslan Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi, Bitkisel Üretim ve Teknolojileri Bölümü, Muş, TürkiyeÖğe Investigation of the yield and quality parameters of some sugar beet (Beta vulgaris subsp. vulgaris var. altissima) varieties growed in Muş ecological conditions(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2024) Yalınkılıç, Nazlı Aybar; Bayram, Şilan Çiçek; Başbağ, Sema; Bayram, AliSugar beet, one of the most important sources of sucrose, is one of the strategic products of the agriculture-based industry in the world and in Turkey. This research was conducted in 4 replications in 2022 and 2023, according to the randomized block trial design, to examine the yield and quality parameters of some sugar beet varieties in the ecological conditions of Muş province. The plant material of the study consisted of Orthega, Molly, Ludmilla and Bernache sugar beet varieties. In the experiment, plant characteristics such as root length, leaf weight, root diameter, root weight, total plant weight, root yield, sugar yield, dry matter ratio and polar sugar ratio were examined. According to the data obtained from the study; while a statistically significant difference of 5% was detected between the varieties in terms of root length and leaf weight, a difference of 1% was observed in terms of root diameter, root weight, total plant weight, root yield, sugar yield, dry matter ratio and polar sugar ratio. Measurement averages obtained in the study as follows, root diameter 12.86-11.53 cm, root length 18.91-16.78 cm, root weight 1 256 - 663.24 g, leaf weight 243.18-176.49 g, total plant weight 1 577 - 1 185 g, root yield 6 729 – 4 880 kg da-1, dry matter rate 24.90-20.56% and polar sugar rate varied between 18.81-16.66%. Orthega and Ludmilla varieties have been determined for both root yield and sugar yield in ecological conditions of Muş province compared to the other varieties tested.Öğe Kısıntılı sulamanın pamuğun (G. hirsutum l.) bazı morfolojik özelliklerine etkilerinin belirlenmesi(Centenary University, 2019) Ekinci, Remzi; Başbağ, SemaThis study was conducted to investigate the effects of different field capacity saturation degrees (FCSD) on some morphological characteristics of cotton varieties. The experiment was established as split-plot in RCBD with three replications at Dicle University Faculty of Agriculture in 2014-2015. The main parcels, FCSD (100%, 80%, 60%, and 40%) and the sub parcels were cotton varieties (Stoneville-453, GW-Teks, and Deltaopal). In the study, the traits such as plant height (cm), stem diameter (cm), root length (cm), leaf area index, and height/nod ratio and cotton seed yield (kg.da-1) were investigated. According to the average of 2014-2015, the main root length values of cotton varieties were between 40.25 cm (GW-Teks) and 43.52 cm (Stoneville-453); the main root length values of different FCSD applications ranged from 31.15 cm (100%) to 49.59 cm (20%). Cotton varieties in terms of cotton seed yield were changed between 301.42 kg.da-1 (GW-Teks) and 335.71 kg.da-1 (Stoneville-453); in different FCSD applications, ranged from 146.04 kg da-1 (20%) to 506.38 kg.da-1 (80%) Negative correlation was found between drought stress conditions and main root length trait; positive correlation was found between traits such as plant height, height/nod ratio, stem diameter, leaf area indexÖğe Muş ekolojik koşullarında yetiştirilen bazı şeker pancarı (Beta vulgaris subsp. vulgaris var. altissima) çeşitlerinde verim ve kalite parametrelerinin incelenmesi(2024) Aybar Yalınkılıç, Nazlı; Bayram, Şilan Çiçek; Başbağ, Sema; Bayram, AliEn önemli sakkaroz kaynaklarından biri olan şeker pancarı, dünyada ve Türkiye’de tarıma dayalı sanayinin stratejik ürünlerinden biridir. Bu araştırma Muş ili ekolojik koşullarında bazı şeker pancarı çeşitlerinin verim ve kalite parametrelerini incelemek amacıyla 2022 ve 2023 yıllarında tesadüf blokları deneme deseni uyarınca 4 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Çalışmanın bitkisel materyalini Orthega, Molly, Ludmilla ve Bernache şeker pancarı çeşitleri oluşturmuştur. Denemede kök boyu, yaprak ağırlığı, kök çapı, kök ağırlığı, toplam bitki ağırlığı, kök verimi, şeker verimi, kuru madde oranı ve polar şeker oranı gibi bitkisel parametreler incelenmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen verilere göre; kök boyu ve yaprak ağırlığı açısından çeşitler arasında istatistiksel olarak %5 düzeyinde önemli farklılık saptanırken kök çapı, kök ağırlığı, toplam bitki ağırlığı, kök verimi, şeker verimi, kuru madde oranı ve polar şeker oranı açısından %1 düzeyinde farklılık görülmüştür. Çalışmada kök çapının 12.86-11.53 cm, kök boyunun 18.91-16.78 cm, kök ağırlığının 1 256-663.24 g, yaprak ağırlığının 243.18-176.49 g, toplam bitki ağırlığının 1 577 - 1 185 g, kök veriminin 6 729 - 4 880 kg da-1, kuru madde oranının %24.90-20.56, polar şeker oranının ise %18.81-16.66 arasında değiştiği saptanmıştır. Orthega ve Ludmilla şeker pancarı çeşitlerinin hem kök verimi hem de şeker verimi açısından Muş ili ekolojik şartlarında çalışmada kullanılan diğer çeşitlere kıyasla daha iyi sonuçlar verdiği belirlenmiştir.Öğe Okra ve normal yapraklı pamuklarda (Gossypium hirsutum L.) bazı fizyo-morfolojik oluşumların verim ile olan ilişkileri(2008) Gencer, Oktay; Ekinci, Remzi; Başbağ, SemaPamukta yaprağın şekli, büyüklülüğü, sayısı ve alanı bitkinin fotosentetik faaliyetlerini ve dolayısıyla verimliliğini etkileyen faktörlerdendir. Çalışmada, okra ve normal olmak üzere iki farklı yaprak şekline sahip dört pamuk (Gossypium hirsutum L.) çeşidinde yaprak sayısı, ortalama tek yaprak alanı, yaprak alanı indeksi, yaprak klorofil miktarı, bitki boyu ve kütlü pamuk verimi özellikleri incelenmiştir. Okra ve normal yapraklı çeşitlerde, incelenen özelliklerin kütlü pamuk verimi ile olan ilişkileri, korelasyon analizleri yapılarak belirlenmiştir. Normal yapraklı çeşitler, ortalama tek yaprak alanı, yaprak alan indeksi, bitki boyu, meyve dalı sayısı ve kütlü verimi yönünden daha iyi sonuçlar vermişlerdir. En yüksek yaprak klorofil değeri, 50.54 ile Maraş 92 çeşidinden en düşük ise 46.44 ile Dicle 2000 çeşidinden elde edilmiştir. Kütlü pamuk verimi yönünden Maraş 92 pamuk çeşidi, 509.93 kg.da-1 ile en yüksek değere, Siokra ¼ okra yapraklı pamuk çe?idi ise 365.56 kg.da-1 ile en düşük değere sahip olmuştur. incelenen özellikler arası ilişkilerde ise, pamuk kütlü verimi ile yaprak sayısı arasında olumsuz ve önemli; yaprak alanı indeksi ile olumlu ancak önemsiz ilişkiler saptanmıştır.Öğe Pamuk bitkisinin F 1 döl kuşağında birinci el kütlü pamuk oranı özelliğinin genetik analizi(Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi, 2015) Ekinci, Remzi; Başbağ, Sema; Gencer, OktayÖzet: Bu araştırma, altı pamuk genotipi ve bunların yarım diallel melezlerinden oluşan populasyonun birinci el kütlü pamuk oranı özelliğinin genetik yapısını araştırmak amacı ile yürütülmüştür. Çalışmada, Paum-15, Stoneville-453, Fantom, Nazilli-84S, Delcerro ve Giza-45 genotipleri ebeveyn olarak kullanılmıştır. Araştırma GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü deneme alanlarında 2010 ve 2011 yıllarında yürütülmüştür. Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Çalışmada verilerin analizi, Jinks-Hayman tipi diallel analiz yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Jinks-Hayman diallel analiz yöntemi ile incelenen birinci el kütlü pamuk oranı özelliği üzerine hem eklemeli hem de dominant genlerin etkili olduğu; dominantlığın, eksik dominantlık düzeyinde olduğu; özelliği artırıcı allellerin, dominant olduğu; genlerin genellikle aynı yönde etkili; incelenen birinci el kütlü pamuk oranı özelliğinin yönetiminde resesif allel gen frekansının, dominant allel gen frekansından daha fazla ve eklemeli gen varyansının, dominant gen varyansından daha etkin olduğu; dar ve geniş anlamda kalıtım derecesinin yüksek olduğu (h²d=0.514, h²g=0.915); özelliğin geliştirilebilmesi için erken döl kuşaklarında yapılacak seleksiyonun başarı şansının yüksek olduğu belirlenmiştir.