Yazar "Aytekin, Sema" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Biotinidase Deficiency Accompanying Hair Changes and Periorificial Lesions: A Case Report(Galenos Yayincilik, 2011) Ayhan, Erhan; Kivrak, Abdullah; Aytekin, SemaBiotinidase deficiency is impairment of biotin metabolism characterized by various dermatological, ophthalmic and neurological symptoms. Autosomal recessive trait is a disorder. Skin findings such as alopecia, periorificial dermatitis and seborrhoeic dermatitis lesions are seen. Clinical signs improved dramatically with biotine treatment. We presented a 6-year-old male patient with periorificial lesions, alopecia and microscopic hair shaft defects.Öğe Clinical practice guidelines for the diagnosis and treatment of cutaneous leishmaniasis in Turkey(Wiley, 2018) Uzun, Soner; Gurel, Mehmet S.; Durdu, Murat; Akyol, Melih; Karaman, Bilge Fettahlioglu; Aksoy, Mustafa; Aytekin, SemaBackground Cutaneous leishmaniasis ( CL) is a vector- born parasitic disease characterized by various skin lesions that cause disfiguration if healed spontaneously. Although CL has been endemic for many years in the southern regions of Turkey, an increasing incidence in nonendemic regions is being observed due to returning travelers and, more recently, due to Syrian refugees. Thus far, a limited number of national guidelines have been proposed, but no common Turkish consensus has emerged. Objectives The aim of this study was to develop diagnostic and therapeutic guidelines for the management of CL in Turkey. Methods This guideline is a consensus text prepared by 18 experienced CL specialists who have been working for many years in areas where the disease is endemic. The Delphi method was used to determine expert group consensus. Initially, a comprehensive list of items about CL was identified, and consensus was built from feedback provided by expert participants from the preceding rounds. Results Evidence- based and expert- based recommendations through diagnostic and therapeutic algorithms according to local availability and conditions are outlined. Conclusion Because CL can mimic many other skin diseases, early diagnosis and early treatment are very important to prevent complications and spread of the disease. The fastest and easiest diagnostic method is the leishmanial smear. The most common treatment is the use of local or systemic pentavalent antimony compounds.Öğe Conjunctival impression cytology and bulbar surface epithelium changes in patients with psoriasis(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2007) Söker, Sevda; Çakmak, Sevin; Aytekin, Sema; Nergiz, YusufIn this study, we evaluated bulbar surface epithelium changes with conjunctival impression cytology (IC) in patients with psoriasis. Our study group consisted of 32 psoriatic patients (64 eyes), who were followed up at Dermatology Department of Dicle University Hospital. Control group comprised 32 healthy volunteers (64 eyes) who had no abnormality on routine ophthalmological examination and were in the same age and sex distribution. Specimens for conjunctival IC were obtained with a cellulose acetate filter paper from the upper bulbar conjunctiva and fixed with 70 % ethyl alcohol, 37 % formaldehyde and 20:1:1 glicial asetic acid solution. Specimens were stained with periodic acid Schiff’s and Hematoxylin-eosin. The grades of Nelson system were evaluated with light microscopy. Of the patients with psoriasis, 39 % had grade 0, 36 % grade I, and 25 % grade II conjunctival IC differentiation compared with 78, 22, and 0 %, respectively in the control group (p< 0.001). Snake-like appearance of nuclear chromatin in conjunctival epithelial cells was demonstrated in 3 % of eyes in group I but in no eyes in group II. In conclusion, we showed that there could be early conjunctival changes and squamose metaplasia as well as increased goblet cell density in patients with psoriasis when compared with control group.Öğe The Demonstration of Changes in Bulbar Conjunctiva Surface Epithelium in the Psoriatic Patients Treated With PUVA(Amer Soc Contemporary Medicine Surgery & Ophthalmology, 2008) Soker, Sevda; Nergiz, Yusuf; Cakmak, Sevin; Bahceci, Selen; Aytekin, SemaWe investigated the effects of disease itself and PUVA treatment on surface epithelium of conjunctiva in psoriatic patients (PP) before PUVA and after PUVA therapy and in 32 healthy volunteers. Squamous metaplasia was detected in PP both before and after PUVA therapy. We concluded that PUVA treatment applied together with preventive measures, would lead to less severe ocular side effects.Öğe Diyarbakır Dicle ilçesi Dedeköy ve Durabeyli'de kutanöz leishmaniasis olgularının incelenmesi(2004) Ertem, Melikşah; Acemoğlu, Hamit; Aytekin, Nevzat; Aytekin, Sema; Akpolat, NezahatDicle Üniversitesi Hastanesi Dermatoloji Anabilim Dalı'na 2001 yılında çoğunluğu Diyarbakır'ın Kuzeydoğusunda bulunan iki köy olan Durabeyli ve Dedeköy'den gelen kutanöz leishmaniasis olgularında saptanan artış salgın olarak yorumlanmış ve olguların değerlendirilmesi amacıyla iki aşamada gerçekleştirilen bu çalışma planlanmıştır. Bu köylerde anonsla, muayeneye gelen 78 kişinin lezyonundan alman örneklerde giemsa boyama ile parazitolojik inceleme yapılmış, ayrıca olası diğer olguları saptamak amacıyla bu köylerde yaşayanlardan 443'ü dermatolojik olarak muayene edilmiştir. Alınan 78 örnekten yapılan Giemsa boyalı preparatların 20'sinde (%25.6) Leishmania amastigotları görülmüştür. Köylerde yapılan incelemelerde 443 kişinin 101'inde (%22.79) skar yada lezyon saptanmıştır. Bu 101 kişinin 44'ünde skar, 57'sinde lezyon olduğu, ilk olguların ise 30 ay önce başladığı ve giderek sayıda artma olduğu tesbit edilmiştir. Bu salgının bireylerin yaşama koşullarından, GAP sulama ve tarım projesinden kaynaklanabileceğini akla getirmiştir. Ancak elimizdeki veriler görülen salgını sulu tarıma bağlamaya yetecek düzeyde değildir. Çalışmamızdan 30 ay önce ilk çıkan olguların çok azına tedavi uygulanmıştır. Bu salgında tedavi edilmemiş olguların varlığı etkili olabileceği düşünülmüştür. Köylerden KL'in endemik olduğu Şanlıurfa gibi bir ile mevsimlik işçi olarak gitmediği belirlenmiştir.Öğe Effect of acitretin on recalcitrant warts(1998) Aytekin, Sema; İnalöz, H. Serhat; Civaş, Ekrem; Akdeniz, Sedat; Harman, MehmetThe efficacy of acitretin treatment was evaluated in 2 patients with multiple recalcitrant warts and psoriatic erythroderma. The daily dose of acitretin was initially 50 mg per day, orally. In both patients the warts impressively regressed during the treatment. Almost complete resolution was achieved after 3 months of acitretin therapy, but the termination of the treatment resulted in a total relapse within the following 12 weeks.Öğe Giant pilomatrixoma(2002) Aşkar, İbrahim; Aytekin, Sema; Büyükbayram, HüseyinPilomatrixoma is most commonly seen in the head and neck region, occurring in the first two decades of life. It varies from 0.5 cm to 3 cm in diameter. Pilomatrixoma differentiates toward hair cells. Treatment of choice is excision. A 42-year-old woman presented with a giant painful pilomatrixoma, 5 cm in diameter, in the forearm. It had gradually grown larger over a period of years. Physical examination revealed a painful, red-brown colored, ulcerative, mobile mass, 50 mm in diameter, with surrounding hyperemia. Histopathological examination of the specimen provided the diagnosis of "pilomatrixoma". The mass was totally excised, and the resultant tissue defect was repaired with a full-thickness skin graft from the inguinal area. Two years later, there was no recurrence and the postoperative scar was cosmetically acceptable. Generally, there is no recurrence if the pilomatrixoma is totally resected. The case presented in this paper is of interest because the lesion had a large diameter, appeared in the fourth decade, and had a "faceted stone" appearance with perforation of the overlying skin. It is important to differentiate this lesion from a pilomatrix carcinoma.Öğe Human papillomavirus enfeksiyonlarında interferon alfa 2A etkinliğinin araştırılması(2018) Aytekin, SemaVerrukalar, spontan iyileşme gösterebilen derinin selim papilomlarıdır. Tedavilerinde bir çok yöntem vardır. Son yıllarda interferonların verrukaların tedavisindeki etkinliği Çizerine bir çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada, interf eronların verrukalardaki etkinliğini değerlendirmek amacıyla toplam otuz verrukalı (v. vulgaris, v. plantaris, periungual verru, anogenital verru, EV) hastaya interferon alfa 2a 3 MIü /gün (toplam 27 MIü) haftanın 3 günü 3 hafta süre ile subkutan uygulandı. Yirmi verrukalı (V. Vulgaris, V. Plantaris) hastaya ise plasebo aynı sürede subkutan uygulandı. Tedavi bitiminden altı hafta sonra yapılan değer lendirmede interferon uygulanan hastaların V.56,6'sında tam iyileşme, '/.26, 6 'sında kısmi iyileşme, '/.13,3'ünde ise tedavi başarısız bulunup */.3,3'ünde ilerleme gözlendi. Plasebo grubunda ise hastaların '/.40'ında tam iyileşme, 7.30 'unda kısmi iyileşme görülürken 7.30 vakada tedavi başarısız bulundu. Her iki hasta grubu arasındaki farklılığın istatistiksel olarak önemli olmadığı saptandı (p>0,05). Verrülerin tedavisinde tek ve etkin bir yöntemin olmaması nedeniyle özellikle spontan iyileşme göstermeyen ve diğer tedavi yöntemlerine cevap alınamayan olgularda interf eronlar alternatif tedavi yöntemi olarak seçilebilir.Öğe Kutanöz layşmanyaziste tedavi yaklaşımları(2009) Aytekin, SemaKutanöz layşmanyazis (KL), layşmanya genusundan bazı parazitlerle oluşan tropikal bir hastalıktır. Ülkemizde, KL’in sıklıkla etkeni L. mayor ve L. tropika olup çok farklı klinik görünümleri vardır. KL’de tedavide amaç, mukozal yayılımı önlemek, iyileşmeyi hızlandırmak ve skar gelişimini önlemektir. Topikal paromomisin, kriyoterapi, lokalize kontrollü ısı, karbondioksit lazer veya intralezyonel beş değerli antimon kullanımı gibi lokal ve fiziksel tedaviler etkilidir. İntralezyonel antimon kullanımı halen en iyi tedavi seçeneğidir. Dünya Sağlık Örgütü lezyon kenarından lezyon içine lezyon beyazlayana kadar injeksiyonu önerir. Büyük, çok sayıda, dirençli, rekürren lezyonlarda sistemik antimonaller kullanılmalıdır. Antimonal tedaviye cevap vermeyen lezyonlar için antimon ile allopürinol ve pentoksifilin gibi ilaç kombinasyonları kullanılmalıdır.Öğe Kyrle's disease in diabetes mellitus and chronic renal failure [4](1998) Harman, Mehmet; Aytekin, Sema; Akdeniz, Sedat; Derici, M.[No abstract available]Öğe Serum levels of malonyldialdehyde (MDA) and paraoxonase activities in patients with Behcet's disease(Pergamon-Elsevier Science Ltd, 2009) Isik, Birgul; Aytekin, Sema; Balci, Gokcen[Abstract Not Available]Öğe Tinea kapıtıs profunda: Retrospektif değerlendirme(2014) Aytekin, Sema; Ayhan, ErhanAmaç: Tinea kapitis profunda (TKP),pürülan akıntı ve bölgesel lenfadenopatinineşlik ettiği süpüratif, ağrılı nodüller ilekarakterizedir. Sosyoekonomik düzeyidüşük ve kalabalık yaşayan ailelerde dahasık görülür. Kliniğimizde yatarak tedavigören tinea kapitis profundalı hastalarıinceleyerek bölgemizde görülen olgulardaklinik, demografik ve çevresel özeliklerideğerlendirmeyi amaçladık.Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde TKP tanısıile yatarak tedavi gören, yaşları 2-11arasında değişen 27 (13 kız, 14 erkek) hastaretrospektif olarak incelendi. Demografik,klinik ve çevresel özellikler kaydedildi.Sonuçlar SPSS 16.0 istatistik yazılımı ileanaliz edildi. Bulgular: Onüç hasta kız, 14 hasta erkekolup yaş ortalamaları 6.04 ± 2.50 idi. Hastalıksüresi 15 gün ile 4 yıl arasında değişmekteydi.Lezyon sayı ortalaması 3.74±3.9 idi.Ondokuz hastada (% 70) hayvanlarlatemas hikayesi vardı. Hayvanlarla temasıolanların lezyon sayı ortalaması 4.63±4.4,olmayanların ise 1.62±0.74 1.62± idi (p:0.104). Ondört hastada (%51.8) lezyonlarınbaşlangıcı ilkbahar mevsimi içindeydi (p:0,015). Beş hastada (%18.5) id reaksiyonuvardı. İd reaksiyonu sadece hayvanlarla teması olanlarda saptandı. İd reaksiyonu ilelezyon sayı ortalaması arasında anlamlı birilişki görüldü (p:0,002 ). Bir hastada miyazisgözlendi. Sonuç: Tinea kapitis profundalı hastalarınçoğunda hayvanlarla temas hikayesisaptandı. Hayvanlarla temas hikayesiolanlarda id reaksiyonu ve lezyon sayısınınarttığı saptandı. Bu çalışmada erkekçocukların oranı diğer çalışmalara göre dahaaz sıklıkta saptandı. Bu durum bölgemizdetinea kapitis süperfisyalisin, profundayailerlemeden önce erkek çocukların sağlıktandaha öncelikli yararlanması ve daha erkentedavi almaları nedeniyle olabilir.Öğe Treatment Approaches for Cutaneous Leishmaniasis(Deri Zuhrevi Hastaliklar Dernegi, 2009) Aytekin, SemaCutaneous leishmaniasis (CL) is a widespread tropical infection caused by numerous different species of Leishmania protozoa. In our country, CL is due frequently to L. major and L. tropica. Its clinical presentation is extremely diverse. Treatment of CL aims to prevent mucosal invasion, to accelerate the healing of skin lesions, and avoid disfiguring scar. Local and physical treatment modalities including topical paromomycin, cryotherapy, localized controlled heat, carbon dioxide laser therapy, or pentavalant antimonals can be effective against. Intralesional antimonals are still the drug of choice may patients. WHO recommends an injection of drug under edges of the lesions and the entire lesion until the surface has blanched. Parenteral antimonials are useful for large, persistent or recurrent lesions. Combinations with other drugs such as allopurinol, pentoxifylline must be used for antimony unresponsive lesions. (Turkderm 2009; 43: 44-7)