Yazar "Ayli, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Avalde eşin rızası sorunu ve rızanın aranmayacağına ilişkin içtihadı birleştirme kararının eleştirisi(Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2019) Üçer, Mehmet; Ayli, AliKefalet sözleşmesi, Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiş, kişisel teminat amacı taşıyan sözleşmelerdendir. İvazsız olan bu sözleşmede kefil, borçlunun borcunu ifa etmemesi durumunda sorumluluk almaktadır. Çoğunlukla hatır ilişkilerine dayanan bu sözleşme sebebiyle kefiller, çoğu zaman bir menfaatleri olmadığı halde, borcu ifa etmek zorunda kalmakta ve borçluya rücu ettiklerinde, herhangi bir şey elde edememektedirler. Bu durum borçlu ile birlikte ailesinin de önemli zorluklarla karşı karşıya kalmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple Kanun Koyucu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda kefili koruyucu nitelikte getirdiği pek çok düzenlemenin yanı sıra, kefalette eşin rızasının da aranmasını şart koşmuştur. Bununla yetinmeyerek, TBK m. 603 hükmüyle, bu koruyucu hükümlerin, kefalete benzeyen diğer hukukî işlemlere de uygulanmasını emretmiştir. Türk Ticaret Kanununda düzenlenen aval kurumunun da, bu kapsamda olup olmadığı, gerek doktrinde, gerekse yargısal içtihatlarda sürekli tartışılmıştır. Yargıtay, 2018 yılında içtihatları birleştirdiği kararında, aval kurumunun TBK m 603 kapsamında değerlendirilemeyeceğini ve eşin rızasının aranmasına gerek olmadığına hükmetmiştir. Bu çalışmada, her iki kurum ele alınmış ve Yargıtay‟ın sözü edilen kararı kapsamlı bir şekilde değerlendirilmiştir. Kanunun özü ve amacı dikkate alındığında, Yargıtay‟ın gerekçelerinin tatmin edici olmadığı ve avalde de eşin rızasının aranması gerekeceği sonucuna ulaşılmıştırÖğe Çekte bedelsizlik iddiası ve açılabilecek dava(Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2018) Ayli, Ali; Üçer, MehmetBedelsiz çek kavramı ya da çekte bedelsizlik kavramı, kanunî bir kavram olmayıp, uygulamada ve özellikle Yargıtay kararlarıyla oluşmuş bir kavramdır. Bu kavram ile temel borç ilişkisindeki karşı edimin yerine getirilmediği ifade edilmektedir. Karşı edimin yerine getirilmemesi nedeniyle çek de bedelsiz hale gelmektedir. Bu durumda borçlu menfi tespit davası açmak suretiyle borçlu olmadığını tespit ettirebilir. Yalnızca temel borç ilişkisinin tarafı olarak senet lehtarı olmuş kişiye karşı açılabilecek bu davanın temelinde ise, sebepsiz zenginleşme iddiası yer alırÖğe Çekte düzenleme tarihi ve önemi(Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2014) Ayli, Ali; Yardımcıoğlu, DidemÜlkemizde çek kullanımı oldukça yaygındır. Özellikle 19.03.1985 tarihli ve 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’un, 14.12.2009 tarihli ve 5941 sayılı Çek Kanunu ile değiştirilmesi sonrasında getirilen yenilikler, çekin gündemde daha fazla yer bulmasını sağlamıştır. Hatta yeni Çek Kanunu, yürürlüğe girmesinden çok kısa bir süre sonra Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile tekrar değişikliğe uğramış ve dikkatleri çek konusuna daha da bir çekmiştir.Öğe ÇEKTE DÜZENLEYENİN İMZASININ ŞEKLİ, YERİ VE ÖNEMİ(2017) Ayli, AliÇekin önemli şekil şartlarından biri de düzenleyenin imzasıdır. Bu nedenledüzenleyen imzasının çekin neresinde bulunması gerektiği, şekli ve temsilci imzasıylabir çekin düzenlenebilip düzenlenemeyeceği hususları önem arz etmektedir. Zira usulü-ne uygun atılmış bir imza kişiyi düzenleyen sıfatıyla sorumlu kılabileceği gibi, senetmetnini kapsamayan bir imza veya bu hususta yetkili biri tarafından atılmayan imzasorumluluk doğurmayacaktır.Öğe Türk sigorta hukukunda rizikoyu ağırlaştırmama ve sözleşmenin süresi içindeki riziko değişikliklerini ihbar yükümlülükleri(2011) Ayli, Ali[Abstract Not Available]