Yazar "Aybak, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Acquired inhibitors to coagulation factors in a male patient with systemic lupus erythematosus: A case report and review of the literature(2012) Erdem, Özgür; Ayyıldız, Orhan; Aybak, MehmetAkkiz koagülasyon faktör inhibitörleri nadirdir ancak koagulasyon faktörlerinin disfonksiyonu veya otoümmün baskılanma nedenli akkiz kanama diyatezi yaşamı tehdit edebilir. Bu hastalıkla ilişkisiz olarak daha sık yaşlı hastalarda ortaya çıkar. Akkiz koagulasyon inhibitörleri aynı zamanda Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) ile ilişkili olarak da meydana gelebilir. SLE, 2. ile 4. dekat arasındaki kadınlarda sıktır. Bu olguda faktör II, VIII, IX, X ve von Willebrand faktöre (vWF) karşı akkiz inhibitör gelişen 22 yaşında SLEli bir erkek hasta sunulacaktır.Öğe Acquired Inhibitors to Coagulation Factors in a Male Patient with Systemic Lupus Erythematosus: A Case Report and Review of the Literature(Akad Doktorlar Yayinevi, 2012) Erdem, Ozgur; Ayyildiz, Orhan; Aybak, MehmetAcquired coagulation inhibitors are rare but acquired bleeding diathesis caused by autoimmune depletion or dysfunction of coagulation factors can be life-threatening. This occurs most frequently in elderly patients who lack disease associations. Acquired coagulation inhibitors may also arise in association with systemic lupus erythematosus (SLE). The groups of patients who suffer from SLE most frequently are women in their 2nd to 4th decade. In this case, we present a 22-year-old man with systemic lupus erythematosus who developed an acquired inhibitory to factor II, VIII, IX, X and von Willebrand factor (vWF).Öğe Streptozotosin ile oluşturulan deneysel diyabette melatonin'in olası koruyucu etkisinin araştırılması(Modestum Ltd., 2014) Yüzüak, Hakan; Aybak, MehmetAmaç: Bu deneysel çalışmada streptozotosin ile oluşturulmuş deneysel diyabette, melatoninin karaciğer dokusunda glikoz metabolizmasını düzenleyen enzimler üzerindeki koruyucu etkisini araştırmayı amaçladık. Yöntemler: Bu deneysel çalışmada dört aylık erkek Wistar albino sıçanlar kullanıldı. Çalışmamız için her grupta yedi hayvan olmak üzere dört grup oluşturuldu. Sıçanlar; kontrol grubu, diyabet grubu, melatonin koruyucu grup, melatonin tedavi grubu şeklinde gruplandırıldı. Melatonin koruyucu gruba streptozotosin uygulanmasından yedi gün öncesinden başlanılarak her gün saat 18.00'da, melatonin tedavi grubuna ise streptozotosin uygulandıktan sonra yedi gün süresince her gün saat 18.00'da melatonin uygulandı. Diyabet grubuna sadece streptozotosin tek doz uygulandı. Kontrol grubuna herhangi bir işlem yapılmadı. Çalışma sonunda sıçanların kalbinden kan alınarak sakrifiye edildi. Sakrifiye işlemi öncesinde açlık kan şekerleri ölçüldü. Alınan karaciğer örneklerinde Hekzokinaz, Pirüvat Kinaz, Glikoz - 6- Fosfataz, Fruktoz - 1,6- Bifosfataz, Glikoz -6- Fosfat Dehidrogenaz düzeyleri ölçüldü. Bulgular: Sıçanların kontrol ve deney grupları arasında tüm parametreler açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı. Melatonin koruyucu grup, araştırılan parametrelerimizin kontrol grubu değerlerine döndürmeye yardımcı olmuş ve sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Melatonin tedavi grubu da etkisini olumlu yönde göstermiş fakat istatistiksel olarak anlamlı sonuç vermemiştir.Sonuç: Streptozotosin ile oluşturulan deneysel diyabette, karaciğer dokusunda glikoz metabolizması ile ilgili enzimler üzerinde melatoninin koruyucu etki gösterdiği söylenebilir.Öğe Suppressive effect of oral pyridoxine hydrochloride on platelet aggregation in essential hypertension(1995) Aybak, Mehmet; Işıkakdoğan, Abdurrahman; Yılmaz, M. Emin; Denli, Orhan; Ayyıldız, OrhanAğızdan alınan piridoxin hidroklorürün hipertansif trombosit fonksiyonu üzerine olan etkisi in vitro olarak incelendi. Çalışma yaşları 24-62 arasında değişen(46±9.72), 11 erkek, 7 kadından oluşmak üzere 18 esansiyel hipertansiyonlu ve 8 erkek, 4 kadından oluşmak üzere, yaşları 23-58 arasında değişen (43±7.8 yıl) 12 normal tansiyonlu bireyde kontrol grubu olmak üzere oluşmaktaydı. Normal tansiyonlu bireylerle karşılaştırıldığında hipertan¬siyonlu bireylerde sistolik ve diyastolik kan basıncı ciddi olarak daha yüksekti (p<0.001). Aynı zaman¬da, hipertansiyonlu hastalarda trombositler, ça¬lışmaya başlarken, normal tansiyonlu hastalardaki trombositlere göre adenozin 5'-difosfata CADP) daha duyarlı idi(p<0.05). Diğer taraftan, trombosit sayısı, kanama ve pıhtılaşma zamanı açısından her iki grupta anlamlı fark yoktu. Pridoksin tedavi¬sinden 4 hafta sonra, ADP ve epinefrinin neden olduğu agregasyon sırasıyla %15 (p<0.01) ve % 12 (p<0.05) oranında azalmaktaydı. Ayrıca, pridoxin kanama ve pıhtılaşma zamanını uzatmaktaydı, an¬cak bu uzama fizyolojik sınırlar içindeydi. Trombo¬sit sayısı üzerine etkisi yoktu. Bu gözlemler, pri-doksinin trombosit sayısı üzerine etkisinin olmadı¬ğını ve yalnızca esansiyel hipertansiyonlu hastalar¬da trombosit agregasyonu inhibe etmediğini, aynı zamanda da kanama ve pıhtılaşma zamanını uzat¬tığına güçlü bir şekilde işaret etmektedir. [Turk JMed Res 1995; 13(6):189-193]Öğe Vitamin B6'nın trombosit agregasyonuna etkisi(2017) Aybak, Mehmet; Şermet, AbdurrahmanBu çalışmada vitamin B6'nın trombosit agregasyonuna etkisi araştırıldı. Yaşları 19-24 arasında değişen 24 sağlıklı erkek de nek eşit sayıda iki guruba ayrıldı. Deney gurubuna 5ıag/kg/gün vi tamin B6 tek doz halinde oral olarak 4 hafta süreyle uygulandı. Kontrol gurubuna plasebo verildi. ADP ile oluşan trombosit agregasyonuna kontrol gurubunda plasebonun herhangi bir etkisi görülmedi. Vitamin B6 uygulanan deney gurubunda ise trombositlerin ADP'ye cevabı %48 oranında azaldığı belirlendi (P<0, 001 ). Vitamin B6 tedavisi trombositlerin epinefrine cevabını da etkiledi. Kontrol gurubunda tedavi öncesi ve sonrasında trombosit lerin epinefrine duyarlılığı önemli bir değişiklik göstermediği halde deney gurubunda tedavi sonrası trombositlerin epinefrine karşı agregasyon cevabı %41 oranında azaldı (P^O,001 ). Kanama ve pıhtılaşma zamanı vitamin B6 tedavisinden etkilen di. Kontrol gurubunda kanama zamanı plasebo uygulmadan önce 78,75 £, 9,32 saniye.plasebo uygulandıktan sonra 80,00 +_ 9,77 sa niye olarak belirlendi. Deney gurubunda tedavi öncesi 79,58 ^ 10,13 saniye olan kanama zamanı tedavi sonrasında 110,00 +. 6,26 saniye olarak belirlendi. Bu bulgular 4 haftalık vitacin B6 teda visinin kanama zamanını önemli ölçüde artırdığını göstermektedir. (P<0,001). Kontrol ve deney güruhları arasında tronbosit sayıları yö nünden önemli bir farklılık bulunmadı. Böylece vitanin B6'nın trombosit sayısını etkilemeden agregasyonu azaltarak kanama zama nını uzattığı kanısındayız. Bununla birlikte pıhtılaşma zamanının -63- vitamin B6 tedavisi ile anlamlı olarak uzadığı deney gurubu sonuç larından anlaşılmaktadır. Serum total lipid ve total kolesterol düzeylerinin farmako lojik dozda vitamin B6 ile önemli ölçüde azaldığı, HDL-Kolesterol düzeyinin ise anlamlı olarak yükseldiği belirlendi ( P^.0, 001 ). Çalışmamızda vitamin B6'nın serum çinkosunu etkilediği gö rüldü. Vitamin B6 alan deney gurubunda serum çinko düzeyi önemli ölçüde arttı(P^.O,001). Sonuç olarak vitamin B6'nın trombosit agregasyonunu inhibe edici nitelikte olduğu ve bu etkisini trombosit fonksiyonlarını doğrudan ilgilendiren plazma lipidleri ile plâzma çinkosunun düze yini değiştirerek gösterdiği kanısına varıldı.