Yazar "Atuğ, Fatih" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Komplike olmayan üreteroskopik litotripsilerden sonra üreteral stent yerleştirilmesi gerekli midir?(Turkish Association of Urology, 2006) Atuğ, Fatih; Akay, Ferruh; Akkuş, Zeki; Örgen, Sait; Alar, Salih; Şahin, HayrettinBu çalışmada komplike olmayan üreteroskopik litotripsilerden sonra üreteral stent yerleştirilen ve yerleştirilmeyen hastaların sonuçlarını karşılaştırdık. Bu çalışmada 1996 ile 2004 yılları arasında üreteroskopik litotripsi uygulanan 367 hasta retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Hastalar iki gruba ayrıldı; ilk grupta stent takılan (4.8 F çift J stent) 236 hasta, ikinci grupta ise stent takılmayan 131 hasta, üreteroskopi sonuçları ve taşsızlık oranları açısından incelendi. Üreteroskopi işlemi standart olarak 8.5 F rigid üreteroskop ile yapıldı. Litotripsi işleminde ise pnömotik litotriptör kullanıldı. Hastaların ortalama yaşı stent takılan grupta 40.1 yıl (22-76) ve stent takılmayan grupta ise 37.8 yıl (19-65) olarak saptandı. Ortalama taş boyutu ise sırasıyla 9.1 mm (4-21) ve 7.8 mm (3-17) olarak saptandı. Ameliyat sonrası yapılan kontrollerde hastalar taşsızlık oranları açısından incelendiğinde stent takılan grupta %92.4, takılmayan grupta %90.8 olarak saptandı. Ameliyat süresi stent takılan grupta (ort 51.4, dk:30-110), takılmayanlara (ort 40.2, dk: 25-70) göre daha uzun olarak saptandı. Hastalar sık idrara çıkma, göğüs ağrısı, sıkışma hissi, disüri gibi şikayetler açısından incelendiğinde, stent takılan grupta şikayetlerin belirgin olarak artmış olduğu saptandı. Pnömotik litotripsi uygulanan komplike olmayan üreteroskopilerden sonra stent takılması gerekli olmadığını düşünmekteyiz. İstenmeyen yan etki olmayan litotripsilerden sonra rutin olarak stent yerleştirilmesi ameliyat süresini uzatmakta, maliyeti arttırmakta ve hasta morbiditesini arttırmaktadır.Öğe Tekrarlayan üriner sistem kalsiyum taşlarının metabolik değerlendirilmesi ve medikal yaklaşımlar(2006) Canoruç, Naime; Atuğ, FatihÜriner traktus’ta tekrarlayan taşların oluşumu önemli ve yaygın bir problemdir. Taşların medikal tedavisindeki en önemli faktör, doğru metabolik tanının konmasıdır. Maalesef, tekrarlayan taş hastalarının önemli bir kısmında uygun metabolik değerlendirme yapılmamaktadır. Diyet düzenlemeleri, halen tedavinin en önemli kısımlarından birini oluşturmaktadır. Son yapılan çalışmalar, tekrarlayan kalsiyum taşı olan hastalarda kalsiyum kısıtlamasının faydalı olmadığını belirtmektedir. Yeni çalışmalar, tekrarlayan kalsiyum taşlarının önlenmesinde oksalat, tuz ve hayvansal proteinlerin kıstlanmasının önemine dikkat çekmektedir. Diyet düzenlemeleri ile taş oluşumu kontrol altına alınamadığında veya şiddetli metabolik düzensizlik bulunduğunda farmakolojik tedavi gerekli olabilmektedir.Öğe Transrektal ultrason eşliğinde yapılan prostat biyopsisinde midazolam kullanımı: Sedasyon ve retrograd amnezinin etkileri(2005) Akay, Öztürkmen Hatice; Akay, Ferruh; Ekşioğlu, Ali; Atuğ, FatihTransrektal ultrason eşliğinde yapılan prostat biyopsileri, hastaların bir çoğu tarafından ağrılı ve psikolojik açıdan oldukça travmatik bir işlem olarak tanımlanmaktadır. Bu çalışmada transrektal prostat biyopsisi yapılacak olan hastalarda midazolamın uygulanabilirliğini ve hastalarda oluşturduğu retrograd amnezinin etkilerini araştırdık. Transrektal prostat biyopsisi yapılan 52 hastaya işlem öncesinde maksimum doz 5 mg olacak şekilde intravenöz midazolam (70 mcg/kg) verildi. İşlem esnasında hastanın ağrı derecesi, sedasyon derecesi, yan etkiler ve retrograd amnezi hem işlemi yapan doktor tarafından hem de işlem bittikten iki saat sonra hasta tarafından doldurulan soru formları ile değerlendirildi. Hastaların %96'sında retrograd amnezi oluştuğu saptandı. Amnezi oluşan hastaların tamamı ultrason probunun rektuma yerleştirilişini veya biyopsi işlemini hatırlamadılar. 52 hastanın tamamında Ramsey sedasyon skalasına göre orta derecede sedasyon oluştuğu saptandı. Hastaların ortalama vizüel ağrı skoru (VAS); 1.96±0.69 olarak saptandı. Hastaların %85'i gerekirse ikinci bir biyopsi işlemini aynı şartlar altında yaptırabileceklerini belirttiler. Bu çalışmada midazolamın sedatif ve amnestik etkilerinden dolayı hastalarda azalmış anksiyete, düşük ağrı skorları ve yüksek oranda hasta memnuniyeti oluştuğunu saptadık. Bunun neticesinde olası ikinci biyopsilerin hastalar tarafından yüksek oranda kabul edileceğini tespit ettik. Sedatif özelliğinin yanı sıra oluşturduğu retrograd amnezi ile hastalarda psikolojik travmayı da azaltan midazolam, transrektal ultrason eşliğinde yapılan prostat biyopsilerinde uygun bir ilaç olarak kullanılabilir.Öğe Üreter üst uç taşlarının üreteroskopik tedavisinde stone cone kullanımı(2005) Bircan, M. Kamuran; Atuğ, Fatih; Akay, Ali Ferruh; Alar, Salih; Yamış, SaitRetrograde taş migrasyonu üreteroskopik litotripsi esnasında proksimal ureter taşlarının %40-50'sinde görülebilmektedir. Taşın tamamı böbreğe geri kaçabildiği gibi litotripsi esnasında kırılan taş parçaları da migrasyona uğrayabilmektedir. Taşın migrasyonunu ve geriye kaçmasını engellemek amacıyla geliştirilmiş olan stone cone tm kateter bu amaçla kullanılabilmektedir. Bu çalışmada stone cone'un proksimal ureter taşlarının üreteroskopik tedavisindeki etkinliğini araştırdık. Bu çalışmada 2003-2004 yılları arasında proksimal üreter taşı olan 22 hastaya üreteroskopik litotripsi işleminden önce stone cone uygulandı. Hastaların ortalama yaşı 33.6 ±0.6 (19-59) yıl, ortalama taş boyutu 9.6±1.4 (8-21) mm olarak saptandı. Stone cone 22 hastada başarıyla yerleştirildi', bu hastaların 14'ünde skopi eşliğinde sistoskopik olarak, 8'inde ise üreteroskopik olarak yerleştirildi. Ortalama operasyon süresi 55±16 dakika (35-80) olarak saptandı. Üreteroskopi işleminde 8.5 F semirigid üreteroskop kullanıldı. Hastaların tamamında pnomotik litotriptör ile litotripsi uygulandı.Stone Cone™ tarafından ureter içerisinde tutulan taş parçaları tripot ve basket kateter kullanılarak güvenle alındı. Hastaların hiçbirinde taşın tamamının böbreğe geri kaçışı görülmedi, sadece 1 hastada (%4.5) 3 mm'lik bir taş parçasının böbreğe geri kaçmış olduğu görüldü. Stone Cone 'nun proksimal ureter taşlarının böbreğe geri kaçmasını engellemede ve litotripsi ile kırılmış olan taş parçalarının üreter içerisinde tutulup alınmasında etkili ve faydalı olduğunu düşünmekteyiz.