Yazar "Aslan, Esra" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Töre cinayetleri:Diyarbakır'da göç sonrası töre(2017) Aslan, Esra; Okumuş, EjderToplumsal yapıyı düzene koyan ve birçok olumlu işleve sahip gelenekler, dünyanın birçok yerinde uzun bir tarihsel geçmişi olan namus temelli ölüm cezalarının da kaynağı olmuştur. Özellikle toplumsal değerlerden sapmalara karşı çok katı ve kesin cezalar içeren bu gelenekleri ifade eden töreler, akrabalık dayanışmasının yüksek, eğitim oranının düşük düzeyde olduğu, dışa kapalı toplumlarda kendiliğinden oluşan yasalardır. Aile dayanışmasının erkek otoritesini mutlak hale getirdiği bu tip ortamlarda kadın da otorite altında olan ve erkeğin gücünü namus koduyla taşıyan bir varlık konumunda olmuştur. Cinsel saflığı simgeleyen namus olgusu, toplumda aksi yönde bir kanı uyandıracak her durumu, kadını ortadan kaldırmak için meşru bir gerekçe saymıştır. Bir yöntem olarak şiddetin bütün türleriyle ortak bir paydada buluşan namus cinayetleri kadın-erkek eşitsizliğini çok daha acımasız bir halde ortaya koyduğ için ayrı bir anlama sahiptir. Eğitim imkânlarının yaygınlaşması ve artan şehirleşme oranlarıyla bir düşüş eğilimine girse de namus cinayetleri ataerkil kültürün köklü tarihi üzerinde varlığını hala korumaktadır. Bununla beraber gelişen iletişim teknolojileri, yükselen insan hakları ve kadın özgürlüğü bilinci cinayetlerin eskiye oranla daha çok görünür olmasını ve üzerinde daha çok konuşulmasını sağladı. Namus cinayetleri, geleneksel yaşam tarzının sürdüğü dünyanın bazı bölgelerinde olduğu gibi araştırma alanımız olan Diyarbakır’ın da içinde olduğu ülkemizin doğu bölgelerinde bir gelenek olarak varlığını hala korumaktadır. 90’larda başlayan göç sürecinin yaşattıkları ise bir anda şehre dolan insanların geleneksel değerlerinde bir değişimin başlatıcısı olmuştur. Değişimi yetişkinlere göre daha erken yaşamaya başlayan genç kuşağın isteklerinin ortaya çıkardığı birçok durum ilk zamanlar töre cinayetlerini arttırmış; fakat ekonomik ve sosyal destek ortamlarından olmakla birçok sıkıntı yaşayan göçmenlerin değer yargıları da yavaş yavaş aşınmaya, namus cinayetine gerekçe olabilecek çoğu manzara normal hale gelmeye başlamıştır.Öğe ZORUNLU GÖÇ, DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİKLER: DİYARBAKIR'DA KADIN DİNDARLIĞI(2015) Aslan, EsraYaklaşık 25 yıl önce başlayan ve kırsal alandan Diyarbakır kent merkezine doğru yaşananzorunlu göç süreci, binlerce insanı ani ve hazırlıksız biçimde şehre savurmuş; mecburi şehirleşmeve beraberinde artan politikleşme, toplumsal kurallardan rol ve değerlere kadar birçok şeyidönüştürmeye başlamıştır. Bu evrilme hali, sosyal hayatın birçok alanında olduğu gibi dinselhayatta da karşılıklarını bulmuştur. Zorunlu göç, şehirleşme, sosyal değişme gibi birbirinikarşılıklı etkileyen dinamiklerin dinsel hayattaki yansımalarını, değişimin önemli sembolü olankadın cinsi özelinde inceleyen bu çalışma, bu konular etrafındaki teorik tartışmalar eksenindedeğerlendirilen saha çalışması verilerine dayandırılmıştır. Buna göre gündelik hayatın önemlibir bileşenleri olan dinsel algı, tutum ve davranışların kültürle iç içe geçmiş yapısı, şehirleşmeortamının sunduğu yeni imkânlar ekseninde birbirinden farklı dozda görünüm ve anlamlarkazanırken bunu, kültürün ve değişimin en belirgin taşıyıcıları olan kadınlar bağlamında analizedilebilmek uzun süren derinlikli bir anlama çabasını zorunlu kılmıştır. Dinsel hayatın, daha çokanlamak ve yorumlamayı gerektiren yapısı nedeniyle nitel araştırma tekniklerine ağırlık verenbu çalışmada, özellikle derinlikli görüşmeler yoluyla elde edilen hayat hikâyeleri eksenindeDiyarbakırda kadının dinsel hayatla ilişkisi yorumlanmaya çalışılmıştır. Elde edilen veriler,kadınların, sosyal ve politik dönüşümün güçlü birer sembolü olurken geleneksel sürekliliğin deen belirgin taşıyıcıları olduğunu göstermiştir.