Yazar "Asan, Hilal Surmuş" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Contents of phenolic and flavonoid compounds in Isatis demiriziana Mısırdalı: an endemic to the Southeast(2017) Çalar, Nazan; Karakaş, Özgür; Asan, Hilal Surmuş; Yılmaz, Mustafa Abdullah; Onay, AhmetIsatis demiriziana Mısırdalı bitkisi antikanserojen, antioksidan ve başka koruyucu özelliklere sahip olan çok sayıda bileşik içermektedir. Bu çalışmada, I. demiriziana'nın vejetatif (yaprak ve kök) ve tam çiçeklenme (çiçek, yaprak ve kök) dönemlerinde hasat edilen bitki örneklerinin flavonoid ve fenolik içerikleri LC-MS/MS ile tespit edildi. Çalışılan 27 bileşik arasında, örneklerin metanolik ekstraktlarında malik asit miktarı en fazla düzeyde bulundu ve vejetatif köklerdeki malik asit miktarı (30124,37 µg g-1 kuru ekstrakt) en yüksek orana sahipti. Ayrıca kök ekstraktlarında büyük miktarda salisilik asit ve p-kumarik asit tespit edildi. Bu çalışma, I. demiriziana'nın fenolik ve flavonoid içerikleri üzerine yapılmış ilk detaylı çalışmadır. Bu çalışmanın sonuçlarına dayanılarak, ileriki çalışmalarda fenolik ve flavonoid bileşiklerin üretiminde bir ek kaynak olarak başvurulabilirÖğe Contents of phenolic and flavonoid compounds in Isatis demiriziana Mısırdalı: an endemic to the Southeast Anatolia, Turkey(Ersin YÜCEL, 2017) Karakaş, Özgür; Yılmaz, Mustafa Abdullah; Asan, Hilal Surmuş; Onay, Ahmet; Çalar, NazanIsatis demiriziana Mısırdalı plant contains a number of compounds which has anticarcinogenic, antioxidant and other preventive effects. In this study, the flavonoid and phenolic contents in the plant samples harvested in the vegetative leaf and root and full flowering season flower, leaf and root were determined by LC-MS/MS. Among the 27 compounds studied, malic acid was found to be the most abundant compound in the methanolic extracts of samples and the amount of malic acid of vegetative root extracts were the highest 30124,37 µg g-1 dry-extract . Moreover, it was also determined considerable amount of salicylic acids and p-coumaric in the root extracts. This study is the first detailed study on the phenolic and flavonoid compounds of I. demiriziana. Based on the findings of this study, in further researches might be refered as an additional source in production of phenolic and flavonoid compoundsÖğe Cuscuta babylonica Aucher (Küsküt) parazitliğinin Alhagi maurorum ’un fenolik bileşikleri üzerine etkisi(2018) Asan, Hilal Surmuş; Özen, Hasan ÇetinParazit bitkiler, yeryüzünde konuk oldukları bitkilerin yaşamlarını sınırlandıran türlerdir. Küsküt türleri, yaprak ve kökleri olmayan tam parazit bitkilerdir. Bu bitkiler, su ve besin elementlerini özelleşmiş beslenme yapıları olan hostoryumları aracılığıyla diğer bitkilerden elde ederler. Parazit bitkiler konukçularıyla benzer hormonal mekanizmalar içerdikleri için hem onları etkilerler hem de onlardan etkilenirler. Parazit bitkilerin saldırısına uğrayan konukçu bitki, en etkin savunma maddeleri olan çeşitli fenolik bileşikler sentezler. Alhagi, Fabaceae familyasından Asya, Avusturalya ve Avrupa’nın çoğu ülkesinde geniş dağılım gösteren bir bitki cinsidir. Alhagi’nin farklı kısımları, antioksidant, kardiyovasküler, antiülser, diare önleyici, ateş düşürücü, anti romatizmal, antibakteriyel, antifungal gibi geniş bir biyolojik aktiviteye sahiptir. Bu çalışmada patojen Cuscuta babylonica Aucher (Cuscutaceae) enfeksiyonunun Alhagi maurorum bitkisinin fenolik bileşik içeriğinde meydana getirdiği değişiklikler LC-MS/MS analizleri kullanılarak incelenmiştir. Analizler sonucunda, küsküt enfeksiyonunun klorogenik asit (67.64 kat), apigenin (23.18 kat) ve kuersetin (6.75 kat)içeriklerinde önemli bir artışa neden olurken, bunun yanında hiperosid (3.94 kat), naringenin (2.92 kat), p-kumarik asit (2.28 kat), kuinik asit (2.08 kat), kumarin (1.74 kat), tr- caffeik asit (1.61 kat), salisilik asit (1.40 kat), 4-OH benzoik asit (1.36 kat), malik asit (1.109 kat) ve hesperidin (1.08 kat) bileşiklerinde de artış olduğu ortaya çıkarılmıştır. Protokateşuik asit miktarında 36.34 kat gibi kaydadeğer bir düşüş gözlenirken, yine kaemferol (5.04 kat), gallik asit (2.58 kat), vanillin (1.54 kat), tr-akonitik asit (2.41 kat), tannik asit (2.11 kat), rosmarinik asit (1.88 kat), rutin (1.044 kat) gibi bileşiklerin miktarında da düşüşe neden olmuştur. Hesperetin(0.268) ise sadece, enfekte olmuş bitkilerde tesbit edilmiştir. Enfekte olmadan önce ve enfeksiyon sonrası yapılan analiz sonuçları küsküt enfeksiyonunun Alhagi bitkisinin fenolik bileşen içeriğinde önemli değişimlere neden olduğunu ortaya koymuştur.Öğe Diyarbakır ekolojik koşullarında bazı kekik türlerinin agronomik ve uçucu yağ değerlerinin incelenmesi(Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği, 2020) Asan, Hilal Surmuş; Ekinci, RemziBu çalışma, Diyarbakır ili ekolojik koşullarında Thymbraspicata var. spicata, Satureja hortensis L. ve Origanumsp. kekik türlerinin agronomik ve uçucu yağ değerlerininbelirlenmesi amacı ile yapılmıştır. Deneme 2017-2020yılları arasında Dicle Üniversitesi Tıbbi ve Aromatik bitkilerAraştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü uygulamaalanında yürütülmüştür. Çalışmada bitki boyu (cm), bitkiçapı (cm), yeşil herba verimi (kg da-1), drog herba verimi(kg da-1), drog yaprak verimi (kg da-1), drog yaprak/saporanı (%), uçucu yağ oranı (%) ve uçucu yağ miktarı (l da1) özellikleri incelenmiştir. Diyarbakır ekolojik koşullarındaSatureja hortensis L. türünün, Origanum sp. türüne göredaha küçük habitusa sahip olmasına rağmen daha yüksekdrog, yaprak verimleri, yağ oranı ve yağ verimlerinesahip olması, bu türün Diyarbakır ekolojik koşullarındayetiştirilmesinin önemli olduğunu göstermiştir. Uçucu yağverim ve agronomik özellikler arasındaki korelasyonlarınönemli olduğu ancak korelasyon sonuçları ile doğrudan vedolaylı etkiler arasında farklılıklar olmadığı bulunmuştur.Bu durumda, korelasyon çalışmalarında doğrudan ve dolaylıetkilerin dikkate alınmaması gerektiği önerilmektedir.Öğe Effect of BAP on total hypericin production in shoot cultures of Hypericum scabroides: An endemic species in the Eastern Anatolia region of Turkey(Foundation for Enviromental Protection and Research, 2015) Asan, Hilal Surmuş; Özen, Hasan Çetin; Onay, Ahmet; Asan, NurettinBackground: Due to the therapeutic importance of hypericin, a number of Hypericum species are being investigated. The aim of this study was to determine the effect of various BAP (6- benzylaminopurine) concentrations on seed germination, shoot proliferation, and total hypericin in a tissue culture of Hypericum scabroides which is endemic to the Eastern Anatolia region, Turkey. Material and Methods: Hypericum scabroides specimens were collected from Eastern Anatolia (Elazig, Turkey). The effects of various BAP concentrations (0.0 (control), 0.5, 1.0, and 2.0 mg/L) on seed germination, shoot multiplication, and the accumulation of total hypericin were determined using tissue cultures of H. scabroides. Murashige and Skoog (MS) medium was used for germination and shoot cultures. Measurements of total hypericin were taken using a UV spectrophotometer. Results: The best germination rate (59.2%) was obtained using hormone-free MS medium (control group). Apical tips of freshly germinated seedlings were proliferated on the MS medium supplemented with various BAP concentrations (0.5, 1.0, and 2.0 mg/L) and the control group (without BAP). The highest number of shoots (42.7 shoot/explant) and longest shoot length (2.50 cm) were obtained on MS medium supplemented with 2.0 mg/L BAP. Total hypericin was found in trace amounts and it was found that the total hypericin was not affected by the concentration of BAP. Conclusions: Our results showed that increasing concentrations of BAP stimulated shoot multiplication but did not affect seed germination rates or total hypericin in in vitro cultures of H. scabroides.Öğe The effect of cuscuta babylonica aucher (Cuscuta) parasitism on the phenolic contents of carthamus glaucus bieb.subsp. glaucus(Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016) Asan, Hilal Surmuş; Özen, Hasan ÇetinCuscuta species are holoparazit plants which obtained all need water and organic material from host plants. The host plants are generally synthesized a variety of phenolic compounds in response to attack of parasitic plants. In this study, the plant Carthamus glaucus Bieb. subsp. glaucus (Compositae) used as host plant is an important plant that contains several compounds inhibit the STAT-3 gene is directly related to prostate cancer. In the study it was investigated that the effect of Cuscuta babylonica parasitism phenolic compounds of C. glaucus. The phenolic compounds of infected and uninfected C.glaucus plants analysed by LC/MS-MS. The results indicated a rise in phenolic contents that known as defense chemicals quinic acid, gallic acid, tr-caffeic acid, hyperoside, quercetin, and naringenin with dodder infestation. Besides in the content of tr-aconitic acid, vanillin, hesperidin, 4-OH-benzoic acid, salicylic acid and kaempferol decreased after dodder infestation.Öğe The Effect of cuscuta babylonica Aucher on chemical compounds of Lice tomato(Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörlüğü, 2020) Özen, Hasan Çetin; Savaşçı, Servan; Asan, Hilal Surmuş; Kızmaz, VeysiTomato (Lycopersicon esculentum L.) is one of the most widely used products in nutrition. But this plant suffers significant loss of yield due to parasitic plant infection. Dodder (Cuscuta spss.), a flowering plant belonging to the Convolvulaceae family, is one of the most harmful parasites for tomatoes. Although some tomato varieties have developed resistance to this, Cuscuta is the most important disease that has a negative impact on tomato yield. In this study, it was investigated that how Lice tomato is affected by Cuscuta babylonica Aucher infection and whether it develops resistance to it. For this purpose, following Cuscuta infection, the amount of fatty acids, calcium (Ca2+) and some phenolic compounds in the leaves of the tomatoes were investigated. The results of the study showed that the Cuscuta infection increased the amount of 16:1, 18:0 and 18:1 fatty acids, Ca2+ and some phenolics such as chlorogenic acid, rutin, quercetin and salicylic acid which are effective in defense against pathogens.Öğe Elicitors enhanced the production of bioactive compounds in shoot cultures of Hypericum amblysepalum(Institute of Botany and Botanical Garden "Jevremovac", University of, 2023) Asan, Hilal SurmuşIn this study, we examined the effects of elicitors MeJA (Methyl jasmonate) and JA (Jasmonic acid) (50, 100, and 200 µM) on the growth and production of 15 phenolic compounds in shoot cultures of Hypericum amblysepalum using the LC-MS/MS method. The biomass production increased on shoots elicited with 50 µM JA and MeJA. However, higher concentrations of these elicitors had a negative effect on the growth of the shoot cultures, while simultaneously resulting in an increase in the secondary metabolite content. The elicitor MeJA (especially 200 µM MeJA) was more effective in terms of increasing the phenolic compound contents. The highest amounts of rutin (2.8 fold), astragalin (2.4 fold), protocatechuic acid (2.4 fold), hesperidin (2 fold), pseudohypericin (1.9 fold), chlorogenic acid (1.4 fold), and hypericin (1.9 fold) were obtained from the shoots elicited with MeJA (200 µM). In addition, the application of elicitor JA 200 µM increased the amount of luteolin (2 fold), quercitrin (1.9 fold), apigetrin (4 fold), apigenin (2.9 fold), and hyperoside (1.3 fold). The current study revealed that specific secondary plant metabolites can be regulated by exogenous elicitors in shoot cultures of H. ambysepalum, thus highlighting their promise as a very valuable source of raw materials for the pharmaceutical industry.Öğe Enhanced production of anticancer triterpenoids in optimized Pistacia lentiscus L. callus cultures via methyl jasmonate and silver nitrate elicitation(Elsevier B.V., 2023) Tilkat, Engin; Süzerer, Veysel; Asan, Hilal Surmuş; Ertaş, Abdulselam; Demir, Elif; Yılmaz, Mustafa Abdullah; Hoşer, Ayşe; Onay, AhmetPistacia lentiscus L. is a traditional medicinal plant from the Mediterranean region with a long history of use. Elicitor-based strategies have proven effective in enhancing the production of secondary metabolites (SMs) with therapeutic potential in callus cultures. In addition, optimizing callus cultures is crucial for the synthesis and stability of SMs production. In this study, we have successfully established practical and optimized callus cultures from the leaves and roots of the mastic tree. Full-strength Murashige and Skoog (MS) medium gave the highest callus growth, with the combination of 2,4-dichlorophenoxyacetic acid and kinetin (each at 1 mg/l) giving the most favourable results for both explant types (80 % and 84 % callus induction, respectively). Optimal culture conditions were determined to be a sucrose concentration of 15 g/l, a pH of 5.8, a temperature of 25 °C and light intensities of 20 μmol m−2 s−1 for roots and 80 μmol m−2 s−1 for leaves. It is interesting to note that methyl jasmonate (MeJA) positively affected callus biomass, whereas silver nitrate (AgNO3) had the opposite effect. Elicitation with AgNO3 and MeJA significantly enhanced the biosynthesis of anticancer triterpenoids, particularly ursonic acid (UA), ursolic acid (ULA), masticadienolic acid (MDLA), and oleanonic acid (ONNA). Liquid Chromatography-Mass Spectrometry (LC-MS/MS) analysis revealed a remarkable 26.71-fold and 3.4-fold increase in UA content in leaf and root calli treated with AgNO3, respectively. It is noteworthy that ULA, MDLA and ONNA were not present prior to elicitation but were detected after elicitation. The accumulation of anticancer triterpenoids in callus cultures generated from various P. lentiscus L. explants is first demonstrated in our research. In addition, this research demonstrates a structured methodology for the enhancement of the accumulation of anticancer triterpenoids during callus culture.Öğe Hypericum retusum Aucher’in hücre süspansiyon kültürlerinin optimizasyonu ve fenolik bileşen içeriğinin incelenmesi(Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2017) Asan, Hilal Surmuş; Çetin, Özen Hasan; Onay, AhmetHypericum retusum tıbbi bitki olarak potansiyel bir öneme sahiptir. Bu çalışmada, 6-benziladenin (BAP) ve kinetin (KİN)'in 2,4-diklorofenoksiasetik asit (2,4-D) ile kombinasyonlarının, farklı sukroz konsantrasyonlarının (15, 30 ve 50 g L-1), farklı ışık uygulamalarının (Sürekli karanlık, Sürekli aydınlık ve kontrol) ve farklı başlangıç pH değerlerinin (pH 4.5, 5.8 ve 6.5), H. retusum' un hücre süspansiyon kültürlerinde biyokütle birikimi ve farmakolojik olarak önemli beş adet fenolik bileşiğin (hiperisin, hiperosid, klorogenik asit, kuersetin ve psödohiperisin) miktarları üzerine etkisini araştırdık. Verilerimiz, H. retusum' un hücre süspansiyon kültürlerinde en iyi biyokütle birikiminin, 0.5 mg L-1 KİN+ 1.0 mg L-1 2,4-D ve 30 g L-1 ilaveli MS besi ortamında, pH'sı 5.8 ve sürekli karanlık şartlar altında olan ortamdan elde edildiğini ortaya koymuştur. En yüksek fenolik bileşik içeriği, 0.1 mg L-1 BAP+ 0.5 mg L-12,4-D ve 15 g L-1 sukroz ilaveli ve pH'sı 4.5 olan ortamdan elde edilmiştir. Farklı ışık uygulamalarına tabi tutulan kültürlerdeki fenolik bileşen içeriği ise uygulamalar arasında farklılık göstermiştir. Bu çalışmayla, H. retusum için, fenolik bileşiklerin geniş ölçekli üretimi için muhtemel bir teknoloji sunan yeni bir hücre süspansiyon kültür sistemi geliştirdik.Öğe Phenolic compound contents of hypericum species from Turkey(Springer Singapore, 2020) Asan, Hilal Surmuş; 0000-0001-5336-974XHypericaceae is a small cosmopolite dicot family of tree, shrub, and herb. Hypericum is the largest genus of Hypericaceae comprising of about 484 species throughout the world. In Turkey, Hypericum is represented by 96 species, 104 taxa in which 45 of them are endemic. The genus Hypericum is known worldwide with its wide folk medicinal usage. The extracts of Hypericum perforatum L., the most abundant and well-known species, are now widely used in Europe as a drug for the treatment of mild-to-moderate depression. In Turkish traditional medicine, Hypericum L. species have been known under the names “kantaron, peygamber çiçeği, kılıçotu, kanotu, kuzukıran, and binbirdelik otu” and used for the treatment of burns, wounds, bacterial and viral infections, hemorrhoids, diarrhea, and ulcers. The pharmacological studies revealed that this species has antitumor, antidepressant, anti-inflammatory, anti-microbial, anti-viral, anti-nociceptive, and wound healing activity. The value of Hypericum plants has been mainly attributed to the phytochemicals, namely naphthodianthrones (e.g., hypericin and pseudohypericin), acylphloroglucinol derivatives (e.g., hyperforin and adhyperforin), flavonoids (e.g., quercetin, quercitrin, hyperoside, and biapigenin), n-alkanes, tannins, xanthones and essential oils they possess. Due to their phytochemical composition and waste usage in traditional folk medicine, many studies were made on biological activities of different species extracts of Hypericum in Turkey and the world. Turkey is an important prevalence center of Hypericum species. This review will investigate the phenolic compound contents of Hypericum species in Turkish flora.Öğe Pistacia lentiscus L.’un In Vitro Sürgün, Kallus ve Hücre Süspansiyon Kültürlerinde Antikanser Aktivite Gösteren Kimyasal Bileşenlerin Üretilmesi(2018) Onay, Ahmet; Yılmaz, Mustafa Abdullah; Ertaş, Abdulselam; Tilkat, Engin; Asan, Hilal SurmuşSekonder metabolitler, bitki savunma sisteminde önemli işlevleri olan, aynı zamanda insan sağlığı açısından da birtakım biyolojik aktivite ve koruyucu işlevlere (antimikrobiyal, antifungal, anti-kanser, anti-inflamatuar, antiaterojenik, antitümöral, antiproliferatif ve proapoptotik aktivite) sahip organik kimyasallardır. Projemizin amacını, sakız ağacı (P. lentiscus L.)’nın jüvenil (kök, gövde ve yaprak) ve olgun (dişi ve erkek) gövde ve yapraklarından elde edilen kallus ve hücre süspansiyon kültürlerinin optimizasyonu için protokollerin geliştirilmesi, sürgün ile optimize edilmiş kallus ve hücre süspansiyon kültürlerine faklı fiziksel ve kimyasal elisitör uygulamaları ile bitkinin çeşitli kısımlarında bulunan triterpen yapıdaki antikanser bileşenlerin miktar ve çeşitlerinin arttırılması, bu kısımlardan hazırlanan ekstrelerin kanserli hücre hatları üzerindeki etkilerinin ortaya çıkarılması ve biyolojik aktivitelerinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Bu bağlamda öncelikle sakız ağacına ait tohumlar başarılı bir şekilde çimlendirilmiş, jüvenil ve olgun dişi ve erkek sürgünlerin proliferasyonu ise 1 mg/l BAP, 0.5 mg/l GA3 ile destekli MS besi ortamında gerçekleştirilmiştir. Aksenik stok materyallerden, yaklaşık 1 cm uzunluğunda alınan sürgünler, biyotik ve abiyotik olmak üzere 25 farklı elisitör uygulamasına tabi tutulmuştur. Test edilen elisitasyon çalışmalarında 4 mg/l AgNO3 uygulamasının Ursolik Asit (2.915 ppm) gibi triterpenoitlerin miktarlarında belirgin derecede artış sağladığından ve 1 mg/l MeJA uygulamasının ise kontrol grubunda tespit edilemeyen farklı triterpenoitlerin oluşumuna (Oleonolik Asit ve Mastikadienolik Asit) yol açtığından, bu iki elisitör optimizasyon protokolleri tanımlanmış jüvenil ve olgun kallus ve süspansiyon kültürlerine de uygulanmıştır. Kallus kültürlerinin optimizasyon çalışmalarında farklı BBD, karbon tipi ve konsantrasyonları, farklı pH, farklı ışık yoğunluğu, farklı sıcaklık ile farklı besiyeri tiplerinin test edildiği çalışmada 1mg/l KIN ve 1 mg/l 2,4-D içeren 1/1 kuvvetinde MS besi ortamının optimum kallus oluşumu ve gelişimi için en iyi sonuçlar verdiği tespit edilmiştir. Kallus kültürleri optimizasyonu çalışmalarında test edilen tüm parametrelere ilave olarak farklı çalkalama hızlarının etkisinin de test edildiği süspansiyon kültürlerinin optimizasyonu çalışmalarında ise, sonuç olarak en yüksek PHH, taze ve kuru ağırlık sonuçları; 25°C sıcaklık, 95 rpm çalkalama hızı, pH 5.8 ile 30 gr/l sükroz destekli MS besi ortamından elde edilmiştir. Optimize edilmiş kallus ve süspansiyon kültürlerine en başarılı elisitör tip ve konsantrasyonları (1 mg/l MeJA ve 4 mg/l AgNO3) uygulanmış ve sürgün kültürlerine benzer olarak triterpen içeriği ve çeşidinin arttığı tespit edilmiştir. Kalitatif ve kantitatif analizler sonucunda ise, projemiz kapsamında ilk kez sürgün, kallus ve süspansiyon kültürlerine uygulanan elisitör uygulamaları arasından en iyi sonuç veren ekstrelere ait antioksidan (CUPRAC, DPPH ve ABTS) ve Antikolinesteraz (Asetil ve Bütirilkolinesteraz) enzim aktiviteleri bakımından sırasıyla ?-TOC, BHT ve Galantaminden yüksek sonuçların bulunduğu tespit edilmiştir. MTT bakımından ise en iyi sonucu, 4 mg/l AgNO3 uygulanmış sürgün kültürü kökenli gövde ekstreleri ve kültürün 7. gününde 48 saat süresince 1 mg/l MeJA uygulanmış kök kökenli süspansiyon hücre ekstrelerinin verdiği tespit edilmiştir. İleri hücre testleri sonuçlarına göre test edilen örneklerin genel anlamda MCF7 göğüs kanser hücre hatları üzerinde farklı aktiviteler sergilediği, ancak örneklerin kendi aralarında değerlendirildiğinde ise, test edilen tüm örnekler arasında en iyi sonucu, 4 mg/l AgNO3 uygulanmış sürgün kültürü kökenli gövde ekstreleri ve kültürün 7. gününde 48 saat süresince 1 mg/l MeJA uygulanmış kök kökenli süspansiyon hücre ekstrelerinin verdiği tespit edilmiştir.Öğe The effect of Cuscuta babylonica Aucher Cuscuta parasitism on the phenolic contents of Alhagi maurorum(Ersin YÜCEL, 2018) Asan, Hilal Surmuş; Özen, Hasan ÇetinParasitic plants are restrict the lives of earth plants. Cuscuta species are holoparasitic plants without leaves or roots. Water and nutrients are transferred through the haustorium from the vascular system of the host into the parasite. Parasitic plants are affected by host plant physiology because of similar hormonal pathways between parasite and host plants. Host plant secretes various phenolic compounds, as a response to parasitic plant. Alhagi, a plant genus from family Fabaceae, is widely distributed in many countries of Asia, Australia ve Europe. Abroad range of biological activities such as antioxidant, cardiovascular, antiulcer, antidiarrheal, antipyretic, anti-inflammatory, anti-rheumatic, antibacterial ve antifungal have been ascribed to different parts of Alhagi. In this study it is determined that the infection of Cuscuta babylonica Aucher Cuscutaceae on the phenolic compound changes of Alhagi maurorum by LC-MS/MS anlysis. As our results, it is revealed that the Cuscuta infection lead to an important increasing on the amount of chlorogenic acid 67.64 fold , apigenin 23.18 fold and quercetin 6.75 fold , besides improved the amount of hiperoside 3.94 fold , naringenin 2.92 , p-cumaric acid 2.28 fold , quinic acid 2.08 fold , coumarin 1.74 fold , trcafeic acid 1.61 fold , salicylic acid 1.40 fold , 4-OH benzoic acid 1.36 fold , malic acid 1.109 fold ve hesperidin 1.08 fold . The amount of kaemferol 5.04 fold , gallic acid 2.58 fold , vanillin 1.54 fold , tr-akonitic acid 2.41 fold , tannic acid 2.11 fold , rosmarinic acid 1.88 fold , and rutin 1.044 fold decreased when it is observed an significant decline the amount of protocatecholic acid 36.34 fold . Hesperetin is found only infected samplesÖğe The Studies on The endemic Hypericum Species from Turkey(Batman Üniversitesi, 2019) Asan, Hilal SurmuşThe genus Hypericum (Hypericaceae), inclusive about 450 species, has spread in various parts of the world. The members of this species have been used for centuries as traditional medicinal plants. Turkey is an important gene center for the genus Hypericum which represented by nearly 100 taxa grouped under 19 sections. Among them, 45 species are endemic. The genus is known as “sari kantaron, kantaron, binbirdelik otu, mayasil otu” and used the treatment of burns, wounds, haemorroids, diarrhorea and ulcers in Turkish traditional medicine. Thanks to this study was collected together the studies on endemic Hypericum species in Turkey.
