Yazar "Arslan, Rahile" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Depolama Sıcaklığı ve Süresinin Serum Lityum ve Total Valproik Asit Düzeylerinin Ölçüm Sonuçlarına Etkisi(2014) Arslan, Rahile; Çolpan, Leyla; Toprak, Gülten; Yüksel, Hatice; Kaplan, İbrahim; Evliyaoğlu, OsmanAmaç: Lityum ve valproik asit psikiyatrik ve nörolojik hastalıklarda kullanılan ilaçlardandır. Tedavi aralı- ğının darlığı ve oldukça geniş yan etkisinden dolayı bu ilaçların serum düzeylerinin doğru ölçümleri önemlidir. Laboratuvarda veya laboratuvara numuneleri teslim sürecinde teknik sorunlar nedeniyle numunelerin analizi gecikebilmektedir. Sorun aynı gün çözülemiyorsa, buzdolabında bekleme süresi uzayabilir. Numunelerin uzun süreli ve uygunsuz sıcaklıkta depolanmasının yanlış sonuçlara neden olabileceği bilinmektedir. Bu çalışmada, depolama sıcaklığı ve süresinin lityum ve total valproik asit düzeylerinin, stabilitesine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma için lityum ve valproik asit kullanan 15'er hastadan alınan numuneler üçe ayrıldı. Birinci numuneler, hemen çalışıldıktan sonra oda sıcaklığında (24°C -26°C) 24 saat bekletilip tekrar çalışıldı. Hemen çalışılan örnekler bazal değer olarak kabul edildi. İkinci numuneler, +4°C'de saklandı 24 ve 48 saat sonra çalışıldı. Üçüncü numuneler ise -20°C'de 1 ay bekletildikten sonra çalışıldı. Çalışma enzimle birleştirilmiş immunoassay tekniği (EMIT) ile çalışıldı. Sonuçlar Wilcoxon testi ile karşı- laştırıldı. Bulgular: Lityum düzeylerinde hemen çalışılan ve -20°C'de 1 ay bekletildikten sonra çalışılan örnekler arasında (p=0.003) (değişim değeri %14.28); hemen çalışılan ve oda sıcaklığında (24°C -26°C) 24 saat bekletilip çalışılan örnekler arasında (p=0.001) (değişim değeri %47.14) istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı. Diğer sonuçlarda ise anlamlı bir farklılık gözlenmedi. Valproik asit düzeylerinde de aynı şekilde; hemen çalışılan ve -20°C'de 1 ay bekletildikten sonra çalışılan örnekler arasında (p=0.015) (değişim değeri %15.78) istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı. Diğer sonuçlarda anlamlı bir farklılık yok idi. Sonuç: Lityum içeren serum örnekleri hemen çalışılamayacağı zaman +4°C'de 2 güne kadar saklanabilir. Ancak örnekler oda sıcaklığında bekletilmemeli veya dondurulmamalıdır. Valproik asit örnekleri ise oda sıcaklığında 1 gün bekletilebilir veya +4°C'de 2 güne kadar saklanabilir, ancak örnekler dondurulmamalıdırÖğe Diyalizin kardiyovasküler belirteçler üzerine etkisi(2017) Arslan, Rahile; Çolpan, LeylaKronik böbrek hastalığı (KBH), böbrek parankiminde kronik inflamatuar ve dejeneratif değişikliklerin ortaya çıktığı bir hastalık grubudur. Kronik böbrek yetmezliği (KBY) ise, kronik böbrek hastalıklarının ilerlemesiyle ortaya çıkan bir tablodur. KBY tedavisinde konservatif tedavi ve renal replasman tedavilerinden faydalanılmaktadır. Kardiyovasküler hastalıklar (KVH), KBH’ın tüm evrelerinde ve renal replasman tedavisi alan hastalarda en önemli mortalite ve morbidite nedenidir. Çalışmamızda; hemodiyaliz (HD) öncesi ve sonrası plazma NT-proBNP, TnI, CK-MB düzeylerini değerlendirerek tek bir HD seansının sık kullanılan kardiyovasküler belirteçler üzerine etkisini araştırmayı amaçladık. Bu çalışmaya 78 hemodiyaliz hastası ve 30 sağlıklı kontrol dahil edildi. Çalışmaya başlamadan önce hastaların demografik verileri ve diyaliz bilgileri kaydedildi. Tüm katılımcılar için kan örnekleri lityum heparinli tüpe alındı ve plazma NT-proBNP, TnI, CK-MB düzeyleri immünassay yöntemlerle ölçüldü. Hasta ile kontrol grubu arasında demografik veriler açısından anlamlı fark saptanmadı. Plazma NT-proBNP, TnI, CK-MB düzeyleri kontrol grubunda sırasıyla (x̄ ± SD) 80.40±24.92 ng/L, 0.005±0.06 ng/ml, 2.21±1.24 ng/ml olarak bulundu. Hasta grubunda diyaliz öncesi plazma NT-proBNP, TnI, CK-MB düzeyleri sırasıyla 10765.71±8525.20 ng/l, 0.0142±0.0174 ng/ml, 2,21±1,24 ng/ml olarak bulunurken; diyaliz sonrasında sırasıyla 8816.58±7715.65 ng/l, 0.0278±0.0304 ng/ml, 2.41±1.69 ng/ml olarak bulundu. Plazma NT-proBNP ve TnI düzeyleri, hasta grubunda kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksekti (p<0,05) Plazma CK-MB düzeylerinde kontrol ve hasta grubu arasında anlamlı fark bulunmadı (p>0,05). Diyaliz sonrasında diyaliz öncesine göre; plazma NT-proBNP düzeylerinde anlamlı azalma (p<0,05), TnI düzeylerinde anlamlı artış bulunurken (p<0,05), CK-MB konsantrasyonlarında anlamlı değişiklik saptanmadı (p>0,05). Sonuç olarak, hemodiyaliz işleminin; miyokardın perfüzyonunda azalmaya neden olarak, mikroinfarktlar oluşmasına ve kardiyak troponin seviyelerinin yuksek seyretmesine neden olduğunu düşünmekteyiz. HD sonrası, öncesine gore TnI değeri yükselen özellikle KVH için ek risk faktörüne sahip olan hastaların yakın ve uzun dönem KVH açısından daha sıkı takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Anahtar Sözcükler: Kronik Böbrek Yetmezliği, Kardiyovasküler Hastalık, NT-proBNP, TnI, CK-MB