Yazar "Alyan, Ömer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut miyokard infarktüsünde prekordiyal ve inferior derivasyonlarda eşzamanlı ST-segment yükselmesi(2007) Alyan, Ömer; Topaloğlu, Serkan; Metin, Fatma; Kaçmaz, FehmiT-segment yükselmesi, akut miyokard infarktüsünde (AMİ) prekordiyal ya da inferior derivasyonlarda en sık görülen elektrokardiyografi (EKG) bulgusudur. Bu hastalarda derivasyonların her ikisinde de görülen ST-segment yükselmesi ise nadir bir durumdur. Acil serviste çekilen EKG’de DI, aVL, V1-6 derivasyonlarında ST-segment yükselmesi ve inferior derivasyonlarda resiprokal değişiklikler görülen 48 yaşında erkek hasta anterior AMİ tanısıyla yatırıldı. Kateter laboratuvarına alınmadan önce çekilen ikinci EKG’de anterior derivasyonlardaki ST-segment yüksekliğinin izoelektrik hata yaklaştığı, ancak D2, D3 ve aVF derivasyonlarında devam ettiği görüldü. Koroner anjiyografide, sol ön inen koroner arterde %95 darlık ve distalde tam tıkanıklık, sağ koroner arterde ise kritik olmayan darlıklar görüldü. Sol ön inen koroner artere çıplak stent yerleştirildi; distaldeki lezyon ise balonla genişletildi. Hasta yatışının yedinci gününde taburcu edildi.Öğe Akut romatizmal ateşli çocuklarda klinik ve laboratuvar bulguların geriye dönük olarak incelenmesi: Reaktivasyon ve koruyucu tedaviye uyumunun araştırılması(2012) Mermutoğlu, Nihat; Fidan, Mücahit; Taşkesen, Mustafa; Alyan, Ömer; Taş, Mehmet Ali; Şen, Velat; Gözü, Ayfer PirinçoğluAmaç: Bu çalışmada, akut romatizmal ateşli (ARA) hastaların klinik ve laboratuvar özellikleri, ekokardiyografik bulguları geriye dönük olarak incelendi, reaktivasyon ve penisilin koruyucu tedavi uyumu araştırıldı.Çalışma planı: ARA tanısı alan 255 hastanın (143 erkek, 112 kız; ort. yaş 10.1±2.7 yıl), cinsiyet, yaş, klinik ve laboratuvar özellikleri, ekokardiyografik bulguları yanı sıra reaktivasyonu ve penisilin koruyucu tedavisine uyumları incelendi.Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların hastanede kalma süreleri 13.3±4.3 gün idi. ARA öyküsü olan hasta sayısı 94 idi. Majör bulgular, hastaların 233’ünde artrit, 166’sında kardit, 14’ünde Sydenham koresi ve 2’sinde subkütan nodüldü. Artrit ve kardit birlikteliği 151 hastada görüldü, hiçbir hastada eritema marjinatum görülmedi. Minör bulgular ateş (n=246) ve artralji idi (n=15). Hastaların 94’ünde boğaz kültürü pozitifti, antistreptolizin-O 124 hastada yüksek bulundu. İzole mitral kapak tutulumu 205 hastada saptandı, hem mitral hem de aort tutulumu 118 hastada görüldü.Sonuç: ARA ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Kötü prognozun önlenmesi için erken tanı ve tedavinin yanı sıra uygun koruyucu tedavinin önemi de vurgulanmalıdır.Öğe Clinical and electrocardiographic variables associated with increased risk of complete atrioventricular block in acute inferior myocardial infarction(2009) Özdemir, Özcan; Alyan, Ömer; Keleş, Telat; Bozkurt, Engin; Durmaz, Tahir; Erdoğan, Kemal E.Atriyoventriküler (AV) blok akut inferior miyokard enfarktüsünün (ME) sık komplikasyonrında biridir ve bu nispeten sık görülen kompkasyon yüksek mortaliteye neden olması olayısıyla klinik olarak büyük önem taşır. Bu alışmada akut inferior ME seyrinde görülebilen riyoventrikülertam blok gelişimi ile ilişkili olalecek klinik faktörler ve elektrokardiyografik parametreler araştırılmıştır.AV tam blok gelişen 79 hasta ile AV blok izleneyen randomize 119 akut inferior ME'lü hasta karşılaştırılmıştır. AV tam blok gelişen hastalarda başvurudaki ortalama kan basıncı, trombolitik tedavi oranları ve ejeksiyon oranları düşük, hipernsiyon, senkop, zirve kreatin kinaz (CK-MB) düzeyleri, 3 damar hastalığı, ventriküler aritmi ve hastane içi mortalite oranları daha yüksek olarak bulunmuştur. Akut inferior ME'lü 65 ve üzerindeki hastalarda AV tam blok gelişmini 2.2 kat daha yüksektir. Ayrıca, RV4'de 1 mm'nin üzerinde ST yükselmesi AV tam blok gelişmini 3.7 kat, DIII'de 2.75 mm'nin üzerinde ST yükselmesi 12.3 kat, DIII'deki ST yüksekliğinin DII'dekine oranının 1.5'den fazla olması 3.7 kat artırırken trombolitik tedavi AV tam blok gelişimini 3.2 kat azaltmaktadır.Sonuç olarak, başvurudaki basit elektrokardiyografik ölçümler AV tam blok gelişimi için tarama testi olarak ve yüksek riskli hastaların belirlenmesinde kullanılabilir. Bu hastalar daha kararsız klinik durumlar açısından dikkatle izlenmeli veya profilaktik kalp pili yerleştirilmesi açısından değerlendirilmelidir.Öğe Comparative diagnostic accuracy of serum levels of neutrophil activating peptide-2 and pentraxin-3 versus troponin-I in acute coronary syndrome(AVES Yayıncılık, 2011) Üstündağ, Mehmet; Orak, Murat; Güloğlu, Cahfer; Sayhan, Mustafa Burak; Alyan, Ömer; Kale, EbruObjective: We measured the levels of neutrophil activating peptide-2 (NAP-2) and pentraxin-3 (PTX-3) in acute coronary syndromes (ACS) patients and compared their diagnostic accuracy with cardiac troponin I (cTnI). Methods: We conducted a prospective cohort study to determine the diagnostic accuracy of PTX-3, NAP-2 and cTnI for the prediction of ACS. Consecutively eighty-three patients with sudden chest pain admitted to Dicle University Emergency Department within the first six hours of symptom onset were included in our study. Mean serum levels of PTX-3, NAP-2 and cTnI were compared between control and patient groups and ACS subgroups. Their sensitivities and specificities in early diagnosis of ACS were identified. Receiver operating characteristic (ROC) analysis was used to assess the diagnostic validity of the markers, and areas under the ROC curve (AUC) were compared. Results: In the patient group, mean serum concentrations of NAP-2 (53.03+22.77 ng/ml) and PTX-3 (1.73+0.82 ng/ml) were considerably higher than those of the control group (24.54+9.50 and 0.50+0.39 ng/ml, respectively) (p<0.01). When compared with the control group, PTX-3 levels of all three ACS subtypes (unstable angina pectoris (USAP) - 1.62+0.41 ng/ml, non-ST elevation myocardial infarction (NSTEMI) -1.63+0.31 ng/ml and ST-elevation myocardial infarction (STEMI) - 1.75+0.89 ng/ml) were higher, whereas NAP-2 levels were higher in USAP (56.29+22.60 ng/ml) and STEMI (52.05+20.99 ng/ml) patients (p<0.01). For diagnosing ACS within the first six hours of presentation, PTX-3 sensitivity was 98.5% and specificity was 92.3%, and NAP-2 sensitivity - 98.1% and specificity - 41.3%. The ROC curve AUC values were: 0.962 for PTX-3 (95% CI 0.802 - 1.073), 0.840 for NAP-2 (95% CI 0.684 - 0.991), and 0.683 for cTnI (95% CI 0.610 - 0.940). Conclusion: Pentraxin-3 is a sensitive and specific marker for ACS diagnosis when compared with cardiac markers in patients admitted to the emergency department (ED) within the first six hours of onset of chest pain.Öğe Complete atrioventricular block and syncope during acute pulmonary thromboembolism: A case report(2007) Alyan, Ömer; Özdemir, Özcan; Topaloğlu, Serkan; Kaçmaz, FehmiAkut pulmoner tromboembolizmde sağ dal bloku, T dalga ve ST-segment değişiklikleri en yaygın görülen elektrokardiyografi (EKG) bulgularıdır. Tam atriyoventriküler blok ise sadece bir olguda bildirilmiştir. Altmış üç yaşında kadın hasta tekrarlayan senkop atakları ve ani başlayan dispne ile başvurdu. Yatış EKG’sinde tam atriyoventriküler blok saptandı. Daha önce benzer semptomları olmayan hastanın üç ay önce çekilen EKG’si tamamen normal idi. Hastaya femoral venden geçici pacemaker takıldı. Fizik ve laboratuvar bulguları nedeniyle akut pulmoner emboliden şüphelenilen hastaya yapılan pulmoner arter anjiyografisinde sağ pulmoner arter proksimalinin neredeyse tamamen tıkalı olduğu görüldü. Koroner arterler ise normal bulundu.Streptokinaz infüzyonu ile trombolitik tedavi ve arkasından standart heparin infüzyonu ile klinik düzelme sağlandı ve atriyoventriküler blokun çözüldüğü görüldü. Hasta 15 gün sonra, oral warfarin tedavisi verilerek taburcu edildi.Öğe Heart rate variability in patients with metabolic syndrome(2009) Alyan, Ömer; Durmaz, Tahir; Özdemir, Özcan; Geyik, Bilal; Kaçmaz, FehmiSMetabolik sendrom (MetS) çeşitli metabolik ozuklukların bir arada bulunması ile karakterize rtmış diabetes mellitus ve kardiyovasküler astalık gelişimi ile birliktelik gösteren bir klinik endromdur. Kalp hız değişikliği (KHD) artmış ardiyak mortalite riskini belirlemekte yaygın arak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, MetS'lu astalarda KHD ve KHD'i etkileyen faktörleri aştırmak amaçlanmıştır. Çalışmaya 56 hasta (20 erkek, 36 kadın) alınıştır. C-reaktif peptid (CRP) ve açlık kan şekeri AKŞ) MetS'lu hastalarda yüksek bulunmuştur. etS'lu hastalarda, KHD parametrelerinden ortalaa kalp hızı (OKH), LF ve LF/HF oranı yüksek; DNN, RMSSD, PNN50 ve HF değerleri düşük ulunmuştur. Korelasyon analizinde SDNN'nin bel evresi (BÇ) (r=-0.4, p=0.001) ve AKŞ (r=-0.3, =0.03) ile; LF'nin BÇ (r=0.6, p=0.001) ve AKŞ =0.5, p=0.001) ile; HF'nin BÇ (r=-0.4, p=0.003), RP (r=-0.3, p=0.02) ve AKŞ (r=-0.4, p=0.04); F/HF'nin ise BÇ (r=0.6, p=0.001), CRP (r=0.3, p=0.01) ve AKŞ (r=0.6, p=0.001) ile ilişkili olduğu görülmüştür. Regresyon analizinde ide SDNN'yi etkileyen bağımsız değişkenin BÇ (ß=-0.4, p=0.02); LF/HF oranını etkileyen bağımsız değişkenlerin ise BÇ (ß=0.4, p=0.01) ve AKŞ (ß=0.3, p=0.02) olduğu bulunmuştur.Sonuç olarak, MetS'lu hastalarda KHD azalmış, sempatetik aktivite artmış ve sempatovagal denge bozulmuştur. MetS kriterlerinden bir çoğunun KHD parametreleri ile ilişkili olduğu görülmüşse de KHD'ni etkileyen bağımsız değişkenlerin bel çevresi ve açlık kan şekeri olduğu saptanmıştır. Azalmış KHD ve bozulmuş sempatovagal dengenin MetS'lu hastalarda artmış ani ölüm riskiyle ilişkili olabileceği düşünülmüştür.Öğe Koroner İçi Trombüsün Tirofiban Tedavisi ile Tam Çözülmesi(2008) Alyan, Ömer; Altıntaş, Bernas; Karahan, Zülküf; Alan, Sait; İyem, HikmetAkut koroner sendrom (AKS) genellikle yırtılan aterosklerotik plağın üzerinde oluşan koroner içi trombusla birliktedir. Kliniğimize 59 yaşında bir bayan hasta sternum üzerinde baskı şeklinde bir rahatsızlık hissi ile başvurdu. Üç gündür istirahatte göğüs ağrısı olduğu öğrenildi. Başvuru elektrokardiyografi (EKG)'sinde DII,DIII ve aVF derivasyonlarında minimal ST segment yüksekliği, QS ve T dalga negatifliği ve V3-6 derivasyonlarında T negatifliği vardı. Yapılan koroner anjiyografisinde sağ koroner arterindistal kısmı yoğun trombüsle tam tıkalı olduğu görüldü. Yoğun trombüsten dolayı perkütan koronergirişim düşünülmedi. Daha sonra 0.4?g/kg/dakika 30 dakika yükleme dozu takiben 0.1?g/kg/dakikagidecek şekilde 72 saat tirofiban tedavisine başlandı. Yedinci günde yapılan kontrol anjiyografisindekoroner içi trombüsün tamamıyla çözüldüğü görüldü.Öğe Sigara içenlerde artmış yüksek duyarlıklı C-reaktif protein düzeyleri ve bozulmuş otonomik aktivite(2008) Özdemir, Özcan; Karadede, Aziz; Taşkesen, Tuncay; Alyan, Ömer; Karahan, Zülküf; Alan, Sait; İlkay, ErdoğanAmaç: Bu çalışmada, sigara içenlerde yüksek duyarlıklı C-reaktif protein (hs-CRP) düzeylerinin, kalp hızı değişkenliği kullanılarak, otonomik aktivite ile ilişkisi araştırıldı. Çalışma planı: Çalışmaya, 66’sı (35 kadın, 31 erkek; ort. yaş 36) sigara içen, 70’i (43 kadın, 27 erkek; 34) sigara içmeyen toplam 136 sağlıklı kişi alındı. Tüm bireylerden kan örnekleri alındı. Ayrıca, kalp hızı değişkenliğinin değerlendirilmesi için 24 saat süreyle üç kanallı Holter izlemesi yapılarak, ortalama kalp hızı, bütün NN intervallerinin standart sapması (SDNN), 5 dakika ortalama NN intervallerinin standart sapması (SDANN), ardışık NN aralıkları farklılıklarının kareleri toplamının karekökü (RMSSD), yüksek frekans (HF), düşük frekans (LF) değerleri ölçüldü ve LF/HF oranı hesaplandı. Bulgular: Sigara içen grupta, sigara içme süresi ortalama 13.6±8.2 yıl (dağılım 3-45 yıl), bir günde içilen sigara sayısı ortalama 16.3±7.1 (dağılım 5-40 adet) idi. Sigara içenlerde, ortalama kalp hızı, hs-CRP ve fibrinojen düzeyleri, ortalama trombosit hacmi, beyaz küre sayısı, LF ve LF/HF oranı anlamlı derecede daha yüksek; SDNN, SDANN, RMSSD ve HF anlamlı derecede daha düşük bulundu. Sigara içen grupta hs-CRP ile bir günde içilen sigara sayısı, sigara içme süresi, fibrinojen düzeyi, ortalama trombosit hacmi, beyaz küre sayısı, LF ve LF/HF oranı arasında anlamlı pozitif ilişki; HF, SDNN ve SDANN ile ise anlamlı negatif ilişki bulundu. Bir adet sigara içme bile hs-CRP düzeyini akut olarak 0.07 kat artırmaktaydı (p<0.0001). Lineer regresyon analizinde, bir günde içilen sigara sayısı (=0.52, p=0.011) ve sigara kullanım süresinin (=0.073, p<0.0001) hs-CRP düzeyini bağımsız olarak etkilediği görüldü. Sonuç: Sigara sağlıklı bireylerde, hem sempatovagal dengeyi bozar, hem de hs-CRP düzeyini artırır. Sigara içenlerde bu iki durum birlikte, daha fazla kardiyovasküler olay gelişimine katkıda bulunabilir.Öğe Subaortik darlık semptomlarına yol açan, interventriküler septum yerleşimli kardiyak kist hidatik: Olgu sunumu(2007) Karahan, Zülküf; Karadede, Aziz; Alyan, ÖmerKırk dört yaşında erkek hasta egzersiz sırasında nefes darlığı yakınmasıyla başvurdu. Transtorasik ikiboyutlu ekokardiyografide interventriküler septumun bazal bölgesinde 4.5x8 cm boyutunda kist hidatikle uyumlu kitle izlendi. Renkli Doppler ekokardiyografide bu bölgede türbülans akım ve hafif aort ve hafif mitral yetersizliği görüldü. İndirekt hemaglutinasyon inhibisyon testi pozitifti. Hasta cerrahi tedavi önerisini kabul etmedi. Bir ay sonra, hastanın başka bir merkezde kist hidatikle ilgili ameliyat sırasında öldüğü öğrenildi.