Yazar "Akdeniz, Sevinç" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 2006-2016 yılları arasında kliniğimize başvuran künt karaciğer travmalı hastaların demografik klinik ve laboratuvar sonuçlarının incelenmesi(2018) Akdeniz, Sevinç; Okur, Mehmet HanifiGiriş ve Amaç: Bu çalışma, Aralık 2006 – Aralık 2016 tarihleri arasında kliniğimize başvuran künt karaciğer travmalı hastaları tanısı almış hastaları geriye dönük tarayarak; organ yaralanmalarında uyguladığımız tanı, takip ve tedavi süreci içerisindeki değişiklikleri gözden geçirerek, demografik, klinik ve laboratuvar deneyimimizi değerlendirilmeyi amaçlandı.Gereç ve Yöntem: Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisine başvuran Karaciğer travması nedeniyle takip ve tedavi edilen 190 hasta retrospektif olarak incelendi ve çalışmaya dahil edildi. Hastaların yaş ve cinsiyet gibi demografik özelliklerinin yanı sıra, tedavi öncesi yaralanma mekanizması, radyolojik yöntemlerle yaralanmanın derecesi (MediCalc®) (Amerikan Travma Cerrahları birliği organ yaralanması skor sistemi), tedavi şekli, yoğun bakımda yatış süresi, eşlik eden yaralanmalar ve mortalite oranları, Pediatrik travma skorları değerlendirildi. Çalışma verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metotların (Frekans, Yüzde, Ortalama, Standart sapma) yanı sıra normal dağılımın incelenmesi için Kolmogorov - Smirnov dağılım testi kullanıldı. Niteliksel verilerin karşılaştırılmasında ise Pearson Ki-Kare testi ve Fisher Exact test kullanıldı. Niceliksel verilerin karşılaştırılmasında iki grup durumunda, normal dağılım gösteren parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında Bağımsız örnekler (İndependent samples) t testi kullanıldı. Bulgular: Çocuk hastaların %73,2’si erkek (139), %26,8’inin (51) kız olduğu görüldü. Çocuk hastaların %49,5’inin (94) 4-8 yaş arasında, %22,1’inin (42) 9-12 yaş ve %21,6’sının da (41) 0-3 yaşında olduğu saptandı. Hastaneye başvuru şikâyetlerinin %57,6’sının yüksekten düşme, %39,5’inin araç dışı trafik kazası, %2,6’sının araç içi trafik kazası ile yaralandığı saptandı. Hastaların %73,2’sine kan transfüzyonu yapılmadığı ve %26,8’ine de kan transfüzyonu takviyesi yapıldığı saptandı. Hastaların %4,2’sinde komplikasyon geliştiği ve %94,7’sinin de komplikasyon gelişmediği saptandı. 190 hastanın %1’inin de (2) ex olduğu görüldü. AAST sınıflamaları incelendiğinde; %25,8’inde grade derecesi olmadığı saptandı. Hastaların %23,7’sinde Grade 3, %21,1’inde Grade 4, %15,3’ünde Grade 2, %10,5’inde Grade 1 derecesi saptandı. Araştırmaya katılan bütün çocuk hastalara ilişkin biyokimyasal değerlerden ALT ve AST için yatış ile Taburcu ortalamaları arasında anlamlı fark olup olmadığı araştırıldı. Buna göre ALT yatış ile ALT Taburcu arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık vardır (p<0,001). ALT yatış ortalaması 393,12 iken ALT taburcu 172,14 gerilemiştir. Diğer yandan AST yatış ile AST taburcu arasında da istatistiksel olarak anlamlı farklılık belirlendi (p<0,001). AST yatış ortalaması 582,85 hesaplanırken bu oran AST taburcu için 179,89 gerilediği görüldü. Yaralanma şekli ile yaş arasında bir ilişkinin olup olmadığı ki kare testi ile araştırıldı. Yapılan test sonucuna göre yaralanma şeklinin çocukların yaşına göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdiği saptandı (p<0,05). Buna göre genel olarak yaş artıkça toplam yaralanma sayısında bir azalma görülmektedir. En fazla yaralanma 4-8 yaş arasında görülürken, en az yaralanma 13-17 yaş arasında olduğu görüldü. Yüksekten düşme ve araç dışı trafik kazası yine en fazla 4-8 yaş arasında görüldü. Bilgisayarlı tomografi’si çekilen çocuk hastalar ile Ultrasonografi uygulananlar arasında bir ilişkinin olup olmadığı araştırıldı. Buna göre Batın USG ile BT arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır (p<0,05). Batın BT’si olmayan hastaların %93,2’sine USG uygulandığı görüldü. AAST ile kadran sıvıları arasında bir ilişkinin olup olmadığı ki kare testi ile araştırıldı. Yapılan test sonucuna göre AAST çocukların kadran sıvılarına göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdiği saptandı (p<0,05). Sonuç: Çocukluk yaş grubunda yüksekten düşme, trafik kazası, üzerine cisim düşme sonucunda oluşan travmaların tedavisi çoğu zaman konservatif ve cerrahi tedavi ile mümkündür. Erişkin yaş grubuna göre vücut yüzeylerinin küçük olması, esnek iskelet sistemine sahip olması dolayısı ile morbidite ve mortlite daha düşüktür. Çocuklar yüksekten düşmeye daha fazla maruz kaldıkları için olası travmaya bağlı morbidite ve mortaliteyi en aza indirmek için ailelerin eğitilmesi ve daha güvenli oyun ortamlarının hazırlanması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Künt, Karaciğer, Travma, Demografik, Klinik, LaboratuvarÖğe Hydronephrosis associated with a huge ovarian mature cystic teratoma in a 16-year-old girl: A case report(2020) Alabalik, Ulas; Okur, M.Hanifi; Akdeniz, SevinçWe report the case of a 16-year-old female with a huge mass (40 × 30 × 40 cm) on the left ovary,causing mild bilateral hydronephrosis. Ultrasonography and computed tomography allowed us todiagnose this condition and showed an associated uretero-hydronephrosis. A unilateral salpingooophorectomy was performed on the left ovary, and final pathology revealed a mature cysticteratoma. The patient did not experience any problems in the follow-up six months later, and herhydronephrotic appearance disappeared