Yazar "Akçiçek, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Serebrovasküler hastalıklarında S-100 protein, nöron spesifik enolaz düzeylerinin nörolojik defisit ve prognozla ilişkisi(2017) Akçiçek, Ali; Taşdemir, Nebahatİnme, beynin bir bölgesinin, iskemi veya kanama sonucu kalıcı veya geçici olarak etkilenmesi ve/veya beyni ilgilendiren bir ya da daha fazla kan damarlarının primer patolojisi olarak tanımlanır. Tüm inmeler içinde beyin infarktı % 70-80, İntra-Serebral Kanama (İSK) % 7-15 ve Subaraknoid Kanama(SAK) ise % 2-8 oranında görülür. İnme sadece gelişmiş ülkelerde değil, tüm dünyada en önemli mortalite ve morbidite sebeplerinden biridir. CT, MRG ve gibi modern nöroradyolojik görüntüleme teknikleri enfarktüsün ve hemorajinin yerini ve hacmini belirlemede yardımcı olur. Ancak tekrarlanan nöroradyolojik görüntüleme pratik değildir. Beyin hasarlarında S100 protein, NSE, IL-6, myelin bazik protein, glial fibrik asit proteinin kan seviyesini ölçüm tekniği bize daha az riskle daha sık deneme imkanı ve beyin hasarlanmasının ciddiyetini göstermede, hızlı tanı konmasına ve erken tedaviye olanak sağlamaktadır S-100 asidik bağlayıcı bir proteindir. Protein iki alt birimden oluşmuştur (?veß). S-100 ßß yüksek konsantrasyonlarda astrosit ve schwan hücrelerinde bulunur. NSE 2- fosfogliseratı fosfoenol pruvata çeviren glikolitik bir enzimdir. Dimerik ?? formu glial hücreler için spesifiktir. IL-6 farklı dokuların büyümesi ve farklılaşmasını sağlayan, çok çeşitli fonksiyonları bulunan bir sitokindir. IL-6'nın SSS iskemisinden sonra belirgin olarak nöronal hücre kaybını olduğu bölgelerde arttığı çeşitli çalışmalarda gösterilmektedir. Son zamanlarda serum S-100 protein, NSE ve IL-6 düzeyi yükselişi ile çeşitli biçimlerdeki akut beyin hasarlanmaları arasındaki ilişki belirlenmiştir. Serumda NSE ve S100 proteinlerinin ölçümü;Hasara uğrayan dokuların daha çok glial ya da nöronal olduğunun tahmininde, hastalık prognozunun saptanmasında, hasar büyüklüğü ve uygulanacak tedavi stratejisinin belirlenmesinde hastalıkların ayırıcı tanısında tedavi etkinliğinin değerlendirilmesinde önemli bilgiler verir. Çalışmamızda 50 İskemik ve 25 Hemorajik inme hastası alındı Çalışmaya alınan hastalardan hastaneye yatışlarını takip eden ilk 24 saat içersinde 2.günde,3.günde ve 10.günlerde kontrol grubunda ise bir kez serumdan S100 proteini, NSE ve IL-6 değeri ölçülmüştür.Çalışmaya alınan İskemik inme hastaları Bamford ve arkadaşlarının yaptığı Oxfordshire sınıflandırmasına göre lezyon tipleri belirlenmiştir. Çalışmaya alınan 50 iskemik inme hastası; 14 hasta(%28) LACİ,30 hasta(%60) TACİ,3 hasta(%6) PACİ ve 3 hastada(%6) POCS olarak değerlendirildi. Çalışmaya alınan 25 hemorajik inme hastası ise 17 hasta supratentoryal ve 8 hasta infratentoryal olarak değerlendirildi. S-100 Proteini ve NSE analizinde İmmunoassay analizör olan modular analytics E170 de ECLİA kulanıldı. Ölçüm yapılan tüm günlerde NSE, S-100 protein ve IL-6 düzeyleri iskemik ve hemorajik inme hastalarında kontrol gurubuna göre anlamlı düzeyde yüksekti. İskemik inmede en yüksek S100 düzeyi 2. ve 3.günde ölçülmüştür, hemorajik inmeli hastalarda ölçüm yapılan tüm günlerde S100 protein düzeyi yüksek bulunmuş olup, en yüksek düzeyi 3. günde ölçülmüştür. Çalışmamızda TACİ gurubunda en yüksek S100 düzeyleri bulunmuştur. Hemorajik inme geçiren hastalarda ölçüm yapılan tüm günlerde S-100 protein düzeyi yüksek bulunmuştur.En yüksek düzey supratentoryal gurubta tespit edilmiştir. Eks olan iskemik inmeli hastaların taburcu olan iskemik inmeli hastalara göre daha yüksek S-100 protein, NSE ve IL-6 düzeyleri bulunmuştur. Çalışmamızda en yüksek S100 protein düzeyleri NİH skalası 15'den büyük olan hastalarda tespit edilmiştir.En düşük düzey ise NİH skalası 0-1 ile 2-7 arasında olan hastalarda ölçülmüştür. Kötü prognoza sahip hastalarda en yüksek NSE, S100 protein ve IL-6 düzeyleri tespit ettik. S100 protein düzeyi ile enfarktüs boyutu ve uzun dönem nörolojik defisiti belirlemede iyi bir nörobiyokimyasal markır olmakla birlikte enfarkt tanısı için yeterli değildir. S100 protein düzeyindeki zaman içindeki değişimler klinik sonuçlarla iyi bir korelasyon gösterir. Özelikle nörolojik defisit ve serebral hasar artıkça S100 ve NSE düzeyinin belirgin bir biçimde artığını,nörolojik defisiti kötü ve eks olan hastalarda S100 protein, NSE ve IL-6 düzeylerini daha yüksek bulduk. Ayrıca iskemik lezyon ve hemorajilede S100 düzeyinde artış NSE göre daha belirgin olmaktadır.Böylece çalışmamızın sonucunda iskemik ve hemorajik inmelerde nörolojik defisiti tahmin etmede, tedavide ,takip ve prognozda önemli markırlar olduğu, S100 proteinin NSE'ye göre SSS hastalıklarına daha özgül olduğu görülmektedir. Yüksek S100 proteini tespit edilen inmeli hastalarda artmış IL- 6 ile anlamlı bir korelasyon göstermiştir.