Yazar "Açar, Abdullah" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Behçet hastalığına bağlı psödotümör serebride kraniyal manyetik rezonans görüntülemesinde optik sinir kılıfında sıvı artışı(2011) Tamam, Yusuf; Uzar, Ertuğrul; Ekici, Faysal; Şahin, Alparslan; Açar, Abdullah; Taşdemir, NebahatPsödotümör serebri Behçet hastalığında ender görülen bir durumdur. Optik sinir kılıfında genişleme ve optik sinir etrafında subaraknoid aralıkta sıvı artışı, psödotümör serebrili hastalarda nadir gözlenen manyetik rezonans (MR) bulgularıdır. Bildiğimiz kadarıyla Behçet hastalığına bağlı psödotümör serebride bu bulgular literatürde bildirilmemiştir. Bu tür olgularda lumboperitoneal şant cerrahisi medikal tedaviye yanıt alınamadığında ve görme semptomları varlığında uygulanabilmektedir. Bu yazıda, ilgili radyolojik ve klinik bulgular tartışıldı ve tedavi yöntemleri kısaca gözden geçirilmiştir.Öğe Fibromusküler displaziye bağlı serebral enfarkt olgusu(2013) Tamam, Yusuf; Açar, Abdullah; Tay, ArzuServikosefalik Fibromusküler displazi çoğunlukla asemptomatiktir. Kadınlarda daha sık olup çoğunlukla rastlantısal olarak otopside ya da anjiyografide tanı konulur. Karotis arterin en sık ekstrakranial karotis arter bölgesinde saptanır. Şuur kaybı, sağ yan güçsüzlüğü yakınması ile kabul edilen, inme ön tanısı ile yatırılan 21 yaşındaki erkek hasta nörogörüntüleme bulguları ışığında servikosefalik fibromusküler displazi olarak tanınmıştır. Nadir görülen servikosefalik Fibromusküler displazin genç inmeli hastalarda inmenin bir nedeni olarak akılda tutulmalı ve ayırıcı tanıda dikkate alınmalıdır.Öğe İntraserebral kanamalı hastalarda serum fibroblast büyüme faktörü düzeyleri(2011) Ölmez, Cüneyt; Evliyaoğlu, Osman; Uzar, Ertuğrul; Arıkanoğlu, Adalet; Çevik, Mehmet Uğur; Yücel, Yavuz; Açar, AbdullahAmaç: İntraserebral kanama inmenin en ölümcül alt tiplerinden birisidir. Beyinde bazik fibroblast büyüme faktörünün (bFGF) anjiogenik, nörotropik ve damar genişletici özellikleri nedeniyle çok sayıda nörolojik hastalıkta bFGF’nin rolü araştırılmıştır. Şu ana kadar intraserebral kanamalı hastaların serumunda bFGF’yi araştıran sadece bir çalışma vardır. Bu çalışmanın birinci amacı intraserebral kanamalı hastaların serumunda bFGF artışı olup olmadığını araştırmaktır. Ayrıca ikinci amacımız intraserebral kanamalı hastalarda serum bFGF ile klinik durumla ilişkisini araştırmaktı. Gereç ve yöntem: Akut dönemde 30 intraserebral kanamalı hastada serum bFGF seviyelerini ölçtük. Yaş ve cinsiyet yönünden benzer 30 sağlıklı kişi kontrol grubuna dahil edildi. ELİSA yöntemiyle serumda bFGF ölçüldü. Bulgular: Serum bFGF seviyeleri intraserebral kanamalı hastalarda (12.89±3.23 ng/ml) kontrol grubuna (5.28±1.75 ng/ml) göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulundu (p=0.001). İntraserebral kanamalı (İSK) hastalarda ölenlerle (n=13) sağ kalanların (n=17) serum bFGF düzeyi benzerdi (13.49±4.13 ng/ml; 12.43±3.43 ng/ml, p>0.05). Ventriküle açılım gösteren (n=15) İSK’li hastalarla ventriküle açılım göstermeyen (n=15) hastaların bFGF düzeyi arasında fark bulunmadı (13.54±3.92 ng/ml; 12.24±2.29 ng/ml, p>0.05). İntraserebral kanamalı hastalarda serum bFGF düzeyi ile hematom hacmi, Glaskow koma skalası ve uluslar arası inme skalası arasında ilişki bulunmadı (p>0.05). Sonuç: İnsanlarda intraserebral kanamadan sonra artmış bFGF nöron koruyucu ve anjiogeneze neden olan mekanizmalardan birisi olabilir. Klin Deney Ar Derg 2011; 2 (3): 282-286.