Yazar "Ünlü, Gülten" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ağız içine sürmüş submandibular sialolitiazis: Olgu sunumu(2006) Ünlü, Gülten; Yaman, Ferhan; Atılgan, SerhatTükürük bezi taşları, tükürük bezi hastalıklarının genel bir sebebi olup herhangi bir tükürük bezinde ve her yaşta oluşabilmektedir. Bununla birlikte sialolit-lerin büyük bir kısmı (yaklaşık %85'i) submandibular bezlerde kendini gösterir. Sialolitiazis, tükürük bezi veya kanalını etkileyen ağrılı rekürrent şişlikler ile seyredebilen nispeten yaygın olmayan bir durumdur. Bu çalışmada ağız içine sürmüş submandibular sialolitiazisli olgu ve cerrahi tedavisi tartışılmıştır.Öğe Esthetic and functional reconstruction of patient with maxillary and mandibular bone loss due to traffic accident(2013) Ayna, Emrah; Başaran, Emine Göncü; Ünlü, Gülten; Özdemir, Eylem; Toprak, Derya GündüzDiş kaybından sonra kemik ve yumuşak doku kaybı en sık görülen sorunlardan biridir ve yapay dişlerin boyunun normalden uzun yapılmasına neden olur. Büyük miktarda kemik kaybında, implantı uygun poziyonda yerleştirmek için vertikal ve horizontal sırtların yükseltilmesinde bir miktar greft kullanılabilir. Ağız içi ve ağız dışı bölgelerden alınan otojen blok greftler olumlu sonuçlar vermektedir. Allogreftler ise genellikle, kemik sırtı yükseltme amacı ile kullanılır. Bu vakada trafik kazası sonucu maksiller ve mandibular kemik kaydına uğramış 21 yaşında erkek hastanın tedavisi anlatılmaktadır. Maksilla ve mandibulayı yükseltmek için bir allograft kullanılmıştır. 5 aylık iyileşme sürecinden sonra kemikte yeterli oluşum sağlanmış ve implantlar yerleştirilmiştir. 4 ay sonrada implant üstü protezler yapılmıştır.Öğe Gecikmiş bilateral mandibular kondil fraktürünün tedavisi: Olgu raporu sunumu(2008) Ünlü, Gülten; Atılgan, Serhat; Yaman, FerhanÇocuklarda kondu fraktürlerinin tedavisi özellik gösterir ve bu tür fraktürlerin uygun tedavisi uzun zamandan beri tartışma konusu olmuştur. Tedavi alternatifleri olarak; intermaksil-ler fiksasyon (IMF) ile birlikte intra-osseoz fiksasyon, IMF ile birlikte immobilizasyon, erken hareket ve normal yemek yeme alışkanlığını vurgulayan immobilizasyonsuz tedavi seçenekleri sıralanabilir, "primum nü nocere " prensibi ile splintleme yoluyla konservatif non-invaziv tedaviyi, fraktürün cerrahi tedavisine tercih ettiğimiz bilateral kondu fraktürü olan olgumuzun tedavi şeklini ve sonuçlarını tartışmayı amaçladık.Öğe Occult hepatitis B infection in Turkish HIV-infected patients: A multicentre, retrospective, cross-sectional study, Schindler study(Wiley-Hindawi, 2021) Ünlü, Gülten; Yıldız, Yeşim; Ören, Meryem Merve; Çabalak, Mehmet; Mete, Özlem; Kömür, Süheyla; Yıldırım, Figen; İnan, Dilara; Toplu, Sibel Altunışık; Akhan, Sıla; Karaşahin, Ömer; Kalkan, İrem Akdemir; Demir, Yakup; Ayhan, Merve; Karaoğlan, İlkay; Taşova, Yeşim; Bayındır, Yaşar; Dal, Tuba; Çelen, Mustafa KemalObjective Occult hepatitis B infection (OHBI) appears to have a higher prevalence in populations at high risk for hepatitis B virus (HBV) infection with concomitant liver disease. The aim was to assess the prevalence of OHBI in a sample of human immunodeficiency virus -1 positive and HBV surface antigen-negative (HIV-1+/HBsAg-) Turkish patients. Methods Ten centres in Turkey were included in the study. Patients were selected on the basis of a power calculation with a known population size of HIV-positive patients and a reported prevalence of OHBI. Gender, age, occupation, place of residence, treatment and clinical status, and laboratory results, including immunodeficiency panel, antibody tests, hemogram, biochemistry, and coagulation studies were evaluated retrospectively. Results The number of HIV-infected patients followed in these centres was 3172 and the sample population numbered 278. All 278 were HBsAg negative. The mean age of the sample was 37.2 +/- 13.1 years and 235 (84.5%) were male. All but one patient (99.6%) had been treated with antiretroviral therapy. Of the 278 patients, 169 (60.6%) were positive for Anti-HBs and 125 (44.8%) were positive for Anti-HBc IgG. HIV RNA was detected in 203/278 (73%) of the patients. Four HBV DNA (1.4%) were diagnosed with OHBI. There was no significant difference in hemogram, hemoglobin or bilirubin concentrations in those with OHBI compared with the other patients. Conclusion In a representative sample of HIV+ patients from 10 Turkish centres, the prevalence of OHBI was found to be 1.4%. In HIV positive patients, it is important to identify those with OHBI for optimal clinical management and prognosis.Öğe Oral myiasis caused by hypoderma bovis larvae in a child: a case report(2000) Erol, Behçet; Ünlü, Gülten; Balcı, Kadri; Tanrıkulu, RezzanMyiasis is the invasion of living tissue of humans and other mammals by the eggs or larvae of flies of the order of Diptera. It occurs mainly in the tropic, and is associated with inadequate public and personal hygiene. Oral myiasis in humans appears to be rare. This article records a case of oral myiasis caused by larvae of Hypoderma bovis. Two different pathologic soft tissue sockets were observed in the vestibular sulcus at the level of the both deciduous laterals along the deep upper lip tissues.Öğe Paraformaldehitin neden olduğu gingival ve mandibular kemik nekrozu (Olgu sunumu)(2006) Yaman, Ferhan; Atılgan, Serhat; Ünlü, GültenParaformaldehit içeriğinin uzun süreli uygulamasının veya dokulara sızmasının periodontal dokularda şiddetli hasara sebep olduğu iyi bilinmesine rağmen bu madde, hala bazı diş hekimleri tarafından diş devitalizasyonunda kullanılmaktadır. Paraformaldehit içerikli devitalizasyon maddeleri sert ve yumuşak dokularla temasa geçtiği zaman aşırı derecede toksik ve karsinojeniktir. Çalışmamızda, bilateral molar dişlere devitalizasyon amaçlı yerleştirilen ve uzun süre ağızda bırakılan formaldehitin oluşturduğu gingival ve mandibular kemik nekrozu vakası sunulup tartışılmaktadır. Bu vakada, hastanın yaşam kalitesini etkileyen ve restoratif olasılıklarını sınırlandıran mandibuladaki şiddetli gingival ve alveoler kemik kaybı gösterildi.Öğe Renal transplantasyonlu hastada siklosporin tedavisine bağlı gingival hiperplazi: Bir vaka raporu(2001) Ünlü, Gülten; İpek, FikretSiklosporin, kortikosteroidler ve sitotoksikler gibi konvasyonel ilaçlardan daha iyi tolere edildiğinden dolayı böbrek, karaciğer, kalp ve diğer organ transplantasyonunda sıklıkla kullanılan immünosupresif ilaçtır. Siklosporinin organ transplantasyonunda başarıyla kullanılmasına rağmen bir çok yan etkileri vardır. En önemli yan etkilerinden biri gingival hiperplazidir. Bu durum kötü estetik, yeme güçlüğü ve kötü ağız kokusu ile birliktedir. Bu makalede renal transplantasyon yaptırmış olan 25 yaşındaki erkek hastada siklosporin tedavisine bağlı gingival hiperplazi olgusu sunulmuştur. Hastaya antibiyotik baskısı altında 2 seansta gingivektomi operasyonu uygulandı. Cerrahi işlemden sonra oral durum memnuniyet vericiydi. Oral hijyen önerisinde bulunulan ve her ay kontrolü yapılan hastamızın operasyon sonu 8. ayda periodontal dokuların sağlıklı olduğu, nüksün görülmediği gözlendi.