Yazar "Ünal, Ahmet Ufuk" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından Türk Ceza Kanunu kapsamında raporları düzenlenmiş olan iş kazası olgularının değerlendirilmesi(Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2023) Ünal, Ahmet Ufuk; Gök, Ertuğrulİş kazası nedeniyle yaralanan vakaların; sosyodemografik özelliklerini, uğradıkları kaza türlerini, yaralanan şahısların çoğunlukla hangi sektörlerde çalıştıklarını, kaza sonucu oluşan yaralanmaların Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında nasıl değerlendirildiğini incelemek; yöresel ölçekte güncel bilgileri ortaya koyup, daha riskli alanları tespit edip, iş kazasını engellemek için alınacak önlemlere ve akademik literatürümüze kılavuzluk etmek hedeflenmiştir. Çalışmamızda 1 Ocak 2018-1 Temmuz 2022 tarihleri arasındaki dört buçuk yıllık zaman diliminde Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalında adli raporları düzenlenmiş olan toplam 5803 adet adli olguya ait adli raporlar retrospektif olarak incelenmiştir. Bu olgular içerisinde iş kazası olduğu bildirilen veya iş kazası sonucu yaralandığı düşünülen kaza orijinli vakalar seçilmiş ve Türk Ceza Kanunumuz kapsamında raporları düzenlenen dosyaların analizlerinde SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows (IBM Corp., Armonk, ABD) 21.0 istatistik programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Çalışmaya dahil edilen 173 olguya ait raporlar değerlendirildi. Olguların %97,7'sinin erkek, yaş ortalamasının 34,26±11,48 yıl olduğu (min.=12, max.=66) saptanmıştır. İş kazaları, en fazla günler içerisinden pazartesi gününde (%20,2), aylar içerisinden haziran ayında (%11,0), mevsimler içerisinden ilkbahar mevsiminde (%30,1) gerçekleştiği görülmüştür. İş kazaları en fazla inşaat sektöründe (%24,3) ve fabrika/atölye üretim sektöründe (%13,9) çalışanlarda meydana gelmiştir. Yaralanmaların en sık yüksekten düşme (%23,7), ikinci sıklıkta iş makinesine sıkışma-ezilme (%19,1) nedeniyle meydana geldiği bulunmuştur. Olgularda en sık üst ekstremitenin yaralandığı (%59,5), onu alt ekstremite yaralanmasının (%32,9) izlediği görülmüştür. Meydana gelen yaralanmaların; %85,6'sının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığı, %36,4'ünde yaşamsal tehlike oluşturacak nitelikte olduğu tespit edilmiştir. Vakaların %57,2'sinde kemik kırığı oluştuğu, kemik kırığı oluşan 99 olguda kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi sınıflandırıldığında en sık etkinin "ağır" düzeyde (%61,7) olduğu saptanmıştır. Çalışanların yaralanmasına neden olan iş kazalarının büyük bir kısmının alınacak tedbirlerle önlenebilir olduğunu düşünmekteyiz. İş kazalarının yaşanma oranlarının düşmesi ile iş kazaları sonucu ortaya çıkan toplam maliyet de düşecektir. İş kazalarını engellemek için alınacak tedbirlerin maliyeti ile harcanan emek ve zaman, iş kazaları sonucu oluşacak maliyetten, harcanacak emek ve zamandan çok daha az ve kolay olduğu unutulmamalıdır.Öğe Çocuk istismarında bir risk faktörü olarak ailenin en küçük çocuğu olma(Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık, 2021) Uysal, Cem; Yüksel, Tuğba; Aktar, Fesih; Sula, Bilal; Özdemir, Yusuf; Esen, Mustafa; Ünal, Ahmet UfukÇocuk istismarı, önemli bir halk sağlığı problemi olmaya devam etmektedir. Genellikle çocuğun en yakınları tarafından yapılan, bu nedenle tespit edilmesi ve tedavisi zor olan çocuk istismarı, uzun dönemde ciddi toplumsal problemlere neden olmaktadır. Bu yazıda, fiziksel ve duygusal istismarın bir arada görüldüğü 25 aylık kız çocuğu sunularak, ailede en küçük çocuk olmanın diğer faktörlerle birlikte değerlendirilerek, çocuk istismarı üzerinde etkisi tartışılmıştır. Hastaneye başvuran veya adli makamlarca gönderilen olgularda, çocuk istismarının ortaya çıkarılabilmesi, engellenebilmesi ve mağdur çocukların rehabilitasyonlarının yapılabilmesi için hastane aşamasında yapılması gerekenler, ilgili klinik branşlardan oluşan multidisipliner ekiplerin kurulması ve risk altındaki çocukların iyi tanımlanmasıdır.