Yazar "Özer, Törün" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe An 8 month clinical trial of bond failues with four different types of orthodontic adhesives(2006) Başaran, Güvenç; Özer, Törün; Hamamcı, OrhanIn this study the bonding survival of total etching and self etching composite resins (Rely-a-Bond, Kurasper F, Ideal 1, Prompt L pomp with Transbond XT) for orthodontic purposes were compared. A sample of 20 patients were treated with fixed appliances. The treatment group consisted of 10 girls and 10 boys who were 16–19 years old. A split mouth technique was used. The patients were followed for a period of 8 months. Bond failures were recorded in each patient's special record, with the time of bond failure identified as the date when bond failure was noticed. Bond failure rates and the corresponding bracket survival curves were plotted using the Kaplan-Meier product limit estimate. Bracket survival distributions were then compared with a student t test. The type of the bonding agent did not influence the bracket survival rate significantly (p >.05). In conclusion, Self etching primers could be used as an alternative to conventional etching adhesive systems.Öğe Bukkal koridorların gülümseme estetiğine etkisinin değerlendirilmesi(2011) Veli, İlknur; Özer, Törün; Gündüz, Seher Arslan; Genç, Celal; Başaran, GüvençAmaç: Bu çalışmanın amacı, bukkal koridorların gülümseme estetiği üzerindeki etkisinin araştırılmasıdır. Bireyler ve Yöntem: Bu amaçla, aşağıdaki kriterlere sahip 10 birçy çalışma kapsamına alınmıştır; estetik gülümsemeye sahip olmaları, aşırı dişeti görünümüne sahip olmamaları, 18-30 yaş arasında olmaları ve eşit cinsiyet dağılımı olması. Değişkenleri sınırlandırmak ve sonuçların etkilenme miktarını azaltmak amacıyla sadece yukarıdaki kriterlere sahip bireylerin perioral fotoğrafları kullanılmıştır. Bir fotoğraf düzenleme yazılımıyla 5 farklı boyutta bukkal koridor oluşturularak farklı gülümseme genişlikleri elde edileli ve dar gülümseme, orta dar gülümseme, orta gülümseme, orta geniş gülümseme ve geniş gülümse olarak sınırlandırılan bukkal koridorlar değerlendirme kapsamına alındı. Bireylerin değiştirilmiş 5 adet fotoğrafı, her biri 10 kişiden oluşan ve ortodontist, protez uzmanı, pratisyen diş hekimi, diş hekimi olmayan ve ressamlardan kurulmuş jüri gruplarına gösterilmiştir. Bu kişilerden kendilerine gösterilen fotoğrafları 1 den 5 e kadar puanlamaları istenmiştir. Sonuçların istatistiksel analizleri amacıyla, ANOVA ve Tukev testleri kullanılmıştır. Bulgular: lüm gruplar gülümseme fotoğraflarını aynı şekilde değerlendirmiştir. Buna göre, en etkileyici gülümsemenin geniş gülümseme olduğu en az estetik olanınsa dar gülümseme olduğu bulunmuştur. Tüm grupların değerlendirmeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Sonuç: Bu sonuçlar, ortodontik tedavi sonunda estetik gülümseme elde etmek için klinisvenin geniş bukkal koridorlar oluşturmaktan kaçınması gerektiğini göstermektedir. (Türk Ortodonti Dergisi 2011 £4:47-56)Öğe Çift taraflı dudak-damak yarıklı bebeklerde cerrahi öncesi ortopedi (Bölüm 2)(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2007) Özer, Törün; Kama, Jalen DevecioğluBu derlemenin amacı çift taraflı dudak damak yarıklı bebeklerde uygulanan cerrahi öncesi maksiler ortopedi yöntemini tanıtmaktır. Bu yöntem sayesinde ameliyat öncesinde dudaklar, burun ve alveoller şekillendirilerek mevcut anomali azaltılmaktadır. Böylece ameliyat sonrasındaki sonuç daha başarılı olmaktadır.Öğe Comparison of two different types of molar distalization appliance(Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2024) Oruç, Kamile; Kama, Jalan Devecioğlu; Özer, TörünAims: The aim of this study was to examine the clinical efficacy of Modified Veltri (MV) and first class (FC) appliances, to investigate the effect on skeletal teeth and soft tissues in the patients and to compare the findings obtained. Methods: The study included 40 individuals aged between 12 and 16 years with class II malocclusion (ANB <6o ), dental crowding not requiring extraction, and no congenital tooth deficiency. MV and FC appliances were applied to 20 and 20 individuals, respectively. At the beginning of the study, at the end of distalization and three months after the reinforcement appliance was applied, cephalometric X-rays and plaster models were taken from the individuals and analyzed. The statistical significance of the changes that occurred during the distalization and reinforcement periods were evaluated by independent student’s t test for each group, and the significance between the groups was checked by paired Student’s t test. Results: In the MV and FC groups, molar distalization was achieved in a similar time (4.29±0.97, 4.20±0.86). Skeletal changes were observed only in the MV group in SNB, ANB, SNGoGn, FMA (p<0.05) and B-PTV (p<0.01) values. In the first molar tooth, the MV group showed -2.16 mm distalization, 1.88 mm intrusion and 5.21o distal tipping, while the FC group showed -2.42 mm distalization and 1.19o distal tipping. During the consolidation period, 1.13 mm recurrence of distalization was observed in the MV group. In the MV group, overjet increased by 2.28 mm and overbite decreased by 1.89 mm. In the FC group, the overjet increased by 1.32 mm and the overbite decreased by 0.94 mm. After soft tissue distalization, Lu-E and Li-E values decreased by 1.45 mm and 1.01 mm in the MV group and by 1.38 mm and 1.30 mm in the FC group. Conclusion: In this study, although MV and FC appliances provided a similar amount of distalization in a similar amount of time, recurrence was observed in the MV group during the reinforcement period. In addition, loss of anchorage was observed more in the MV group. Anchorage loss should be considered in the clinical application of MV and FC appliances.Öğe İkİ kendinden kilitli braketin bağlanma direncinin konvansiyonel bir braketle karşılaştırılması(2009) Özer, Törün; Başaran, GüvençBu çalışmanın amacı farklı taban dizaynı na sahip konvansiyonel braket ile 2 farklı kendinden kilitli braketin makaslama yapışma kuvvetlerinin karşılaştırılması dır. Çalışmada herhangi bir çatlağı ya da çürüğü olmayan ve ortodontik nedenlerle çekilmiş 90 adet premolar diş kullanılmı ştır. Dişler rasgele 3 gruba ayrılmıştır. Grup 1’de konvansiyonel braketler (Synergy, Rocky Mountain Orthodontics, Denver, Colorado, ABD) kullanılırken Grup 2 ve grup 3‘te kendinden kilitli braketler kullanılmıştır. [Sırasıyla (Smart Clip, 3MUnitek Monrovia, Kaliforniya, ABD) ve (Time 2, American Orthodontics, Sheboygan, Wisconsin, ABD)]. Synergy, Smart Clip ve Time 2 braketleri için belirlenen ortalama makaslama yapışma kuvvetleri sırasıyla 18,2±4,4, 18,7±4,6 ve 17,7±5,1 MPa’dır. Genel olarak, her 3 braketin ARI skorlarında gösterildiği gibi diş yüzeyinde daha fazla miktarda adeziv kalmaktadır. Farklı taban dizaynına sahip her 3 braket de, 1 konvansiyonel ve 2 kendinden kilitli braket, in vitro ortamda klinik olarak kabul edilebilecek ortalama makaslama yapışma kuvvetleri göstermiştir. Kırılma yeri genelde rezin braket arasında olmuştur. (Türk Ortodonti Dergisi 2009;22:37-44)Öğe Lazerle farklı güç ve açılarda yapılan mine pürüzlendirmesinin bağlanma dayanımına etkisi(2009) Başaran, Güvenç; Özer, Törün; Kama, Jalan DevecioğluÇalışmamızda farklı açılarda lazer ışınlarının, mine yüzeyine farklı güç çıkışlarıyla uyguIandığında makaslama'bağ dayanımının ölçülmesi ve yüzey özelliklerini incelemeyi amaçladık.Araştırmada 90 adet çekilmiş insan premolar dişi kullanılmıştı. Dişler Erbium, Chromium; Yttrium, Scandium, Gallium, Gamett (Er,Cr:YSGG) lazer ile 3 farklı güç çıkışı (], 1.25 ve 1.5 watt., 140 [im, 20 Hz) ve 2 farklı ışın açısında (45° ve 90°) pürüzlendirilmişti.Gruplar araşmda makaslama bağlanma kuvvetleri ve Artık Adeziv Index (ARI) açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktur.(p>.05) Lazer ışın açılanması-nın, bu güç çıkışlarında bir fark oluşturmadığı gözlemledi. 1 watt 90-"lik açılandırma haricinde, tüm diğer güç çıkışları her iki lazer ışın açılanmasında benzer püruzlendirme biçimi oluşturdu. Ortodontfk amaç için pürüzlendirik rnede Er,CnYSGG lazer başlığının diş minesinde farklı açılarla kullanılmasının önemi yoktur. (Türk Ortodonti Dergisi 2009;22:124-133)Öğe Ortodontik vakalarda farklı yöntemlerle kanin distalizasyonunun etkilerinin incelenmesi(2016) Özer, Törün; Şahin, SemraOrtodontik amaçlı diş çekimlerinden sonra kaninlerin bölümlü veya devamlı arklarla distalizasyonu gereklidir. Devamlı arklarla kanin distalizasyonunda ni-ti coil springler, günümüzde çok tercih edilen yöntemlerden biridir. Biz de çalışmamızda aslında bir bölümlü ark mekaniği olan hybrid retraktörün kanin diş distalizasyonundaki etkinliğini ni-ti coil springlerle karşılaştırmayı amaçladık. Kliniğimize tedavi için başvuran ve çekimli ortodontik tedavi yapılması planlanan hastalar tedavi kapsamına alındı. Üst ve alt çenelerde birinci premolar dişlerinin çekimi sonrasında, 0.018x0.022 inch slotlu Roth tipi straight wire braketler kullanılarak, 0.016x0.022 paslanmaz çelik tele kadar seviyelendirme işlemleri tamamlandı. Kanin distalizasyonu öncesinde ve sonrasında 20 şerli iki grup olmak üzere toplam 40 hastadan, 80 adet lateral sefalometrik film ve ortodontik model alınarak incelendi. Elde edilen verilerin istatistiksel olarak grup içi ve gruplar arasında karşılaştırılmaları yapıldı. Bunların sonucunda, her iki grubun distalizasyon miktarlarının yaklaşık olarak aynı oranda olduğu belirlendi. Buna karşılık Hybrid retraktör uygulanımında, üst kanin dişlerde distalizasyon sırasında ni-ti coil springlere göre distopalatinal rotasyonların önemli ölçüde az olduğu ve her iki çenede de daha paralel diş hareketi sağlandığı gözlemlendi. Ayrıca her iki retraktörün de aynı ölçüde ankraj kaybı oluşturduğu saptandı.