Yazar "Özdemir, Eylem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Esthetic and functional reconstruction of patient with maxillary and mandibular bone loss due to traffic accident(2013) Ayna, Emrah; Başaran, Emine Göncü; Ünlü, Gülten; Özdemir, Eylem; Toprak, Derya GündüzDiş kaybından sonra kemik ve yumuşak doku kaybı en sık görülen sorunlardan biridir ve yapay dişlerin boyunun normalden uzun yapılmasına neden olur. Büyük miktarda kemik kaybında, implantı uygun poziyonda yerleştirmek için vertikal ve horizontal sırtların yükseltilmesinde bir miktar greft kullanılabilir. Ağız içi ve ağız dışı bölgelerden alınan otojen blok greftler olumlu sonuçlar vermektedir. Allogreftler ise genellikle, kemik sırtı yükseltme amacı ile kullanılır. Bu vakada trafik kazası sonucu maksiller ve mandibular kemik kaydına uğramış 21 yaşında erkek hastanın tedavisi anlatılmaktadır. Maksilla ve mandibulayı yükseltmek için bir allograft kullanılmıştır. 5 aylık iyileşme sürecinden sonra kemikte yeterli oluşum sağlanmış ve implantlar yerleştirilmiştir. 4 ay sonrada implant üstü protezler yapılmıştır.Öğe Farklı yüzey hazırlıklarının porselen kompozit rezin bağlantısı üzerine etkisinin in-vitro araştırılması(2007) Nigiz, Remzi; Zortuk, Mustafa; Özdemir, EylemAmaç: Bu çalışmada metal destekli porselen yapıda oluşan kırılma ve kopmalarda, üç farklı yüzey hazırlama işlemi ile birlikte bağlayıcı ajan ve adeziv rezin kullanılarak yapılan onarımlarda, makaslama tipi kuvvetlere karşı bağlanma direnci in-vitro olarak incelendi. Gereç ve Yöntem: Çalışmada Cr-Co alaşımından 10 mm çapında, 2 mm kalınlığında toplam 30 adet disk hazırlandı. Hazırlanan diskler üzerine 2 mm kalınlığında porselen uygulandı. Hazırlanan örnekler her biri 10’ar örnek içeren üç gruba ayrıldı. Porselen yüzeylere üç farklı hazırlık işlemi uygulandı : (1) Alüminyum oksitle kumlama (50mm), (2) % 40 fosforik asitle dağlama, (3) kumlama+asitleme. Hazırlanan yüzeylere bağlayıcı ajan kullanılarak 3mm çapında 5 mm yüksekliğinde kompozit rezin uygulandı. Örnekler distile suda bekletildi. Örneklerin kesme tipi kuvvetler karşısındaki bağlantı direnci (megapascals) ölçüldü ve kırık tipleri değerlendirildi. Bulgular: Örneklerin hemen tamamında koheziv tipte kırık gözlendi. Porselen gruplarda en yüksek bağlantı değeri 17.7 ± 3,2 MPa ile kumlama ve 17.7 ± 2,2 MPa ile kumlama+asitleme yapılan grupta elde edilirken, en düşük değer ise 7,2 ± 3,2 MPa ile kumlama ve 7,2± 2,7 MPa ile asitleme yapılan gruplarda kaydedilmiştir. Sonuçlar: Ortalamada en yüksek bağlantı değeri 12.3 MPa ile kumlama-asitleme yapılan grupta elde edildi. Farklı yüzey hazırlıkları uygulanan örnekler arasında ortalama bağlantı değeri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmedi (p>0,05).Öğe Farklı yüzey hazırlıklarının porselen meteryalinin bağlantı direncine olan etkilerinin incelenmesi(2017) Özdemir, Eylem; Niğiz, RemziMükemmel biyouyumluluğa sahip porselen materyali, metal-porselen restorasyonlara yüksek estetik özellik kazandırmak amacıyla yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Porselen restorasyonların uzun yıllar hizmet verebilmesine karşın, porselen bünyesinde kırılmalar meydana gelebilmektedir. Başarısızlığa uğramış bir restorasyonun yerinden çıkarılması ekonomik nedenlerden ve restorasyonun kompleks yapısından dolayı pratik bir çözüm olmamaktadır. Bu gibi durumlarda porselen restorasyonun ağız içinde restoratif bir materyalle tamiri en pratik çözüm olarak akla gelmektedir. Bu çalışmada metal destekli porselen yapıda oluşan kırılma ve kopmalarda, üç faklı yüzey hazırlama işlemi ile birlikte bağlayıcı ajan ve adeziv rezin kullanılarak yapılan onarımlarda, makaslama tipi kuvvetlere karşı bağlanma direnci in-vitro olarak incelendi. Çalışmamızda kırılma tipleri porselen örneklerden oluşan birinci grupta örneklerin hemen tamamında koheziv tipte kırık gözlendi. Ortalamada en yüksek bağlantı değeri 12.3 MPa ile kumlama+asitleme yapılan grupta elde edildi. İkinci gruptaki metal örneklerde ise kırılmaların büyük çoğunluğu adeziv tipte oluştu ve ortalamada en yüksek bağlantı değeri 15 MPa ile kumlama yapılan grupta elde edildi. Metal ve porselen yüzeylerden oluşan örneklerin bulunduğu üçüncü grupta ise büyük oranda kombine tipte kırıklar gözlendi. Oluşan kopmalar porselen bünyesinde koheziv, metal bölgesinde ise adeziv kırılmalara neden oldu. Bu grupta ortalamada en yüksek bağlantı değeri 12.2 MPa ile kumlama ve asitleme yapılan gruplardan elde edildi. Tüm gruplarda farklı yüzey hazırlıkları uygulanan örnekler arasında ortalama bağlantı değeri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmedi.Öğe Ön dişlerinde mine defektleri bulunan üç hastanın kompozit ve porselen laminate veneerler kullanılarak estetik rehabilitasyonu (olgu raporu)(2009) Agüloğlu, Süleyman; Özdemir, Eylem; Değer, YalçınÖn grup dişlerdeki erozyona bağlı defektlerin ve renklenmelerin giderilmesi amacıyla laminate veneer uygulamaları, daha az invaziv ve konservatif bir tedavi yaklaşımı olarak oldukça popüler hale gelmiştir. Seramik laminate veneerler; estetik, biyouyumlu, stabil, tedavi sonuçları tahmin edilebilir ve gingival iritasyon yaratma riski minimal olan restorasyon seçenekleridir. Estetik ve uygulama kolaylığı olan direkt veya indirekt kompozit rezinlerin ise renklenme, mikrosızıntı, düşük aşınma direnci ve plak tutulumu nedeniyle, mine ile sınırlı lezyonlarda kullanımları önerilmektedir.