Yazar "Çiftçi, Taner" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Airway management in a pediatric patient with post-burn neck contracture using i-gel(Modestum Publishing Ltd., 2014) Çiftçi, Taner; Daşkaya, Hayrettin; Selçuk, Caferi Tayyar; Durğun, Mustafa; Salık, Fikret; Yıldırım, Mehmet BeşirBoyunda var olan yanık sonrası gelişmiş kontraktürler, hava yolu yönetiminde ciddi problemlere yol açabilmektedir. Bu olguda alev yanığı sonrasında ciddi boyun kontraktürüne bağlı gelişen ekstansiyon kısıtlılığı ve kısıtlı ağız açıklığı olan 12 yaşındaki erkek çocuk hastadaki zor hava yolu yönetimi sunulmuştur. Hastada no:2.5 i-gel supraglottic airway ile ventilasyon sağlandı. Bu yeni hava yolu aracı hava yolu yönetimi zor olan asimetrik hava yolu olan olgularda uygundur.Öğe Alt ekstremite cerrahisinde uygulanan kombine femoral siyatik sinir bloğu deneyimlerimiz(Modestum Publishing Ltd., 2011) Çelik, Feyzi; Tüfek, Adnan; Yıldırım, Zeynep Baysal; Tokgöz, Orhan; Karaman, Haktan; Alemdar, Celil; Atiç, Ramazan; Çiftçi, Taner; Kavak, Gönül ÖlmezAmaç: Bu çalışmada alt ekstremite cerrahisinde uygulanan kombine femoral - siyatik sinir bloğunun etkinliğinin araştırılması amaçlandı. Gereç ve yöntem: Alt ekstremite cerrahisi geçiren, ASA I-III grubu, 18-70 yaş arası kombine femoral - siyatik sinir bloğu uygulanmış hastalar retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya 110 hasta dahil edildi. Hastalar kullanılan lokal anestezik ilaçlara göre dört gruba ayrıldı. Grup I: 30 ml %0.5 Bupivakain + 10 ml %0.9 NaCl, Grup II: 30 ml %0.5 Levobupivakain + 10 ml %0.9 NaCl, Grup III: 30 ml %0.5 Levobupivakain + 10 ml %2 Prilokain HCl, Grup IV: 20 ml %0.5 Bupivakain + 20 ml %2 Prilokain HCl. Hastaların demografik özellikleri, klinik tanıları, kullanılan lokal anestezik dozu ve volümü, tekniğin uygulanma süresi ve cerrahi sure, blok başarı oranları, girişim öncesi ve sonrası hemodinamik parametreler, postoperatif ilk analjezik ihtiyaç zamanı ve postoperatif ilk 24 saatlik analjezik tüketim miktarı, işlem esnasında ve sonrasında gelişen komplikasyonlar, hasta ve cerrahi memnuniyet verileri kaydedildi. Bulgular: Hastaların demografik özellikleri benzer bulundu. Cerrahi anestezi ve postoperatif analjezi kalitesi açısından gruplar arasında farklılık bulunmadı. En sık ayak bileği cerrahisi nedeni ile kombine femoral - siyatik sinir bloğu uygulanmıştı. Hastalara uygulanan faklı doz lokal anesteziklerle yeterli anestezi sağladığı görüldü. İşlem başarısı %96 olarak bulundu. Sonuç: Alt ekstremite cerrahisinde uygulanan kombine femoral - siyatik sinir bloğunun %96 başarıyla uygulandığı, yeterli düzeyde anestezi oluşturduğu ve postoperatif dönemde ortalama 426 dk analjezi sağladığı görüldü.Öğe Amyand hernisi: Olgu sunumu(2011) Çiftçi, Taner; Taşkesen, Fatih; Arıkanoğlu, Zülfü; Okudan, Murat; Egeli, TufanHerni kesesi içinde akut apandisit ilk defa Claudius Amyand tarafından tanımlanmış olup Amyand hernisi olarak bilinir. Bütün kasık fıtığı olgularının yaklaşık % 1’in de saptanmaktadır. Bu çalışmada 24 yaşında erkek inguinal herni tanısı ile intraoperatif herni kesesi içinde apendiks vermiformis bulunan Amyand hernisi olgumuzu sunduk. Amyand hernisi preoperatif tanısı zor olup nadir görülen bir inguinal herni şeklidir.Öğe Aort patolojilerinin endovasküler tedavisinde anestezi yönetimi(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2014) Güzel, Abdulmenap; Doğan, Erdal; Karaman, Haktan; Aycan, İlker Öngüç; Çelik, Feyzi; Çiftçi, Taner; Demirtaş, SinanAmaç: Bu çalışmamızda torakal ve abdominal aort patolojilerin endovasküler tedavisinde uyguladığımız anestezi yöntemlerini karşılaştırmayı ve literatür eşliğinde tartışmayı amaçladık. Yöntemler: Çalışmamız aort anevrizması ve aort disseksiyonu tanısı ile endovasküler tedavi uyguladığımız toplam 20 hastanın geriye dönük değerlendirilmesiyle gerçekleştirilmiştir. Hastaların demografik özellikleri, Amerikan Anestezi Derneği (ASA) skorları, laboratuar değerleri, eşlik eden hastalıklar, sigara kullanımı, ejeksiyon fraksiyonu, aort patolojisinin yeri ve tipi kaydedildi. Ayrıca uygulanan cerrahi işlem, anestezi yöntemleri, operasyon sırasında kullanılan kristalloid, kolloid ve kan ürünleri miktarları, anestezi ve cerrahi süresi, komplikasyonlar ve müdahaleler, yoğun bakım ünitesi ve hastanede kalış süreleri ile mortalite oranları kaydedildi. Tüm olgulara standart anestezi monitörizasyonu yapıldı. Bulgular: Toplam 20 (E=15, K=5) olgu çalışmamıza dahil edildi. Olgularımızın 16’sı ASA 3 ve 4’ü ASA 4 risk grubundaydı. Torakal endovasküler aort tamiri (TEVAR) uygulanan hastalarımızın tümüne genel anestezi verilirken abdominal endovasküler aort tamiri (EVAR) uygulanan hastalarımızdan 7 olguya rejyonel, 6 olguya genel anestezi ve bir olguya da sadece sedoaneljezi verilmiştir. EVAR uygulanan hastaların 8’inde HT varken TEVAR uygulanan hastalarımızın hepsinde HT mevcuttu. Gruplar arasında kan ve kan ürünleri transfüzyonu, preoperatif ve postoperatif hemoglobin, hematokrit, üre ve kreatin değerleri açısından istatiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmadı. Sonuçlar: EVAR ve TEVAR uygulamalarında genel anestezi, rejyonel anestezi, sedoanaljezi eşiliğinde lokal anestezi hastanın durumuna ve işlem yapılacak alana bağlı olarak başarılı bir şekilde uygulanabilmektedir.Öğe Comparison of the hemodynamic effects of etomidate between hypertensive and normotensive patients(2014) Demir, Mustafa; Çiftçi, Taner; Toptaş, Mehmet; Uzman, Sinan; Daşkaya, Hayrettin; İnal, Ferda Yılmaz; Gün, YavuzAmaç: Etomidat ile anestezi indüksiyonunun hipertansif ve normotansif hastalarda hemodinamik etkilerini karşılaştırmayı amaçladık. Yöntemler: Etik komite onayı ve hastaların yazılı ve sözlü onamları alındıktan sonra genel anestezi altında çeşitli elektif cerrahi girişim uygulanacak olan 40 ardışık ASA I-II hasta çalışmaya alındı. Hastalar rastgele 2 gruba ayrıldı: Grup H (Hipertnasif hastalar), Grup N (Normotansif hastalar). Hastalar anestezi indüksiyonundan önce fentanil ve midazolam ile premedike edildi. Anestezi indüksiyonu etomidat 0.3 mg/kg ve rokuornyum 0.6 mg/kg ile yapıldı. Arteriyal basınçlar ve kalp hızı şu zamanlarda ölçüldü: kontrol, entübasyon öncesi ve entübasyondan 1, 3, 5 dakika sonra. Grup ayrımından habersiz bir anestezist tarafından miyoklonik hareketler ve hemodinamik parametreler kaydedildi.Bulgular: Hemodinamik parametreler tüm dönemlerde hipertansif hastalarda daha yüksekti fakat kabul edilebilir klinik sınırlar içindeydi.Sonuç: Ne hipertansif ne de normotansif hastalarda anestezi indüksiyonunda etomidatla hemodinamik instabilite yoktu.Öğe Septoplasti operasyonlarında preoperatif ve postoperatif anksiyetenin postoperatif ağrı ve analjezik ihtiyacına etkisi(2014) Çiftçi, Taner; Toptaş, Mehmet; Daşkaya, Hayrettin; Yılmaz, Yadigar; Vahapoğlu, Ayşe; İnal, Ferda Yılmaz; Durmuş, KasımAmaç: Bu çalışmada septoplasti operasyonu geçiren hastalarda preoperatif ve postoperatif anksiyeteyi ve anksiyetenin postoperatif ağrı ve analjezik ihtiyacına etkisini araştırılması amaçlanmıştır. Yöntemler: Operasyondan önce, yüz doksan üç gönüllü hasta Spielberger Durumluk/Sürekli Anksiyete (STAI-S ve T) Ölçeğini doldurdu. Hastaların yaş, cinsiyet, eğitim durumu, yerleşim yeri, geçirilmiş operasyon deneyimi ve anestezi yöntemleri kaydedildi. Postoperatif anksiyete seviyesini ölçmek için STAI-S ve ağrı seviyesini ölçmek için Vizüel Analog Skala (VAS, 0: hiç ağrım yok, 10: çok şiddetli ağrı) ölçeği kullanıldı. Postoperatif analjezik tüketimi kaydedildi. Bulgular: Çalışmada, STAI-T ortalamaları kadınlarda daha yüksek bulundu. Anestezi yöntemlerinin anksiyete ve ağrı skorları ile ilişkisi olmadığı bulundu. Postoperatif VAS skorları ve toplam analjezik tüketimi arasında korelasyon vardı ve erkeklerde daha yüksekti. STAI skorları ve VAS skorları ile postoperatif ağrı ve analjezik tüketimi arasında ilişki bulunmadı. Sonuçlar: Minör ve günübirlik bir cerrahi olan septoplasti operasyonlarında preoperatif ve postoperatif anksiyete düzeyleri, postoperatif ağrı düzeylerini ve analjezik ihtiyacını etkilememektedirÖğe Spinal anestezide uygulanan bupivakain ve levobupivakainin etkinliklerinin karşılaştırılması(Modestum Publishing Ltd., 2011) Çelik, Feyzi; Tüfek, Adnan; Yıldırım, Zeynep Baysal; Tokgöz, Orhan; Karaman, Haktan; Alemdar, Celil; Atiç, Ramazan; Çiftçi, Taner; Kavak, Gönül ÖlmezAmaç: Spinal anestezide uygulanan bupivakain ve levobupivakainin etkinliklerinin karşılaştırılması amaçlandı. Gereç ve yöntem: Alt ekstremite cerrahisi geçiren, ASA I-III grubu, 18-65 yaş arası spinal anestezide bupivakain ve levobupivakain uygulanmış hastalar retrospektif olarak incelendi. Hastalar kullanılan lokal anestezik ilaçlara göre iki gruba ayrıldı. Grup B’ ye 12,5 mg % 0.5 bupivakain + 10 mcg fentanil (toplam 2.6 ml), Grup L’ ye 12,5 mg % 0.5 levobupivakain + 10 mcg fentanil (toplam 2.6 ml) verildi. Hastaların demografik özellikleri, klinik tanıları, kullanılan lokal anestezik dozu ve volümü, cerrahi sureler, duyusal ve motor blok süreleri girişim öncesi ve sonrası hemodinamik parametreler, ek analjezik ihtiyaçları, postoperatif ilk analjezik gereksinimleri, işlem esnasında ve sonrasında gelişen komplikasyonlar, hasta ve cerrahi memnuniyet verileri kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya 260 hasta dahil edildi. Demoğrafik veriler benzerdi. Lokal anestezik etkinlikleri, hemodinamik parametreler ve duyusal blok süreleri bakımından her iki ilacın farksız olduğu ancak motor blok gerileme zamanının bupivakain grubunda daha uzun olduğu gözlendi. Sonuç: Levobupivakain daha az motor bloğa neden olduğundan, spinal anestezide bupivakaine iyi bir alternatif olabileceğini düşünmekteyiz.Öğe Üst ekstremite cerrahisinde uygulanan brakial pleksus sinir bloğu deneyimlerimiz(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2012) Çelik, Feyzi; Tüfek, Adnan; Yıldırım, Zeynep B.; Tokgöz, Orhan; Karaman, Haktan; Alemdar, Celil; Çiftçi, Taner; Uslukaya, Ömer; Kavak, Gönül ÖlmezAmaç: Periferik sinir blokları genellikle anestezi amacıyla tek başına veya genel anesteziye ek olarak postoperatif analjezi amacıyla kullanılır. Biz de kendi deneyimlerimizi ve sonuçlarımızı sunmayı amaçladık. Gereç ve yöntem: Bu retrospektif çalışma 2009 Eylül ile 2010 Ekim ayları arasında ortopedik üst ekstremite cerrahisi için periferik sinir bloğu uygulanmış hastaların dosyalarının taranmasıyla yürütülmüştür. Etik kurul izni alındıktan sonra Ortopedi ve Travmatoloji kliniğinde üst ekstremite cerrahisi geçiren, ASA I-III grubu, 18-70 yaş arası 114 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Hastaların demografik verileri, klinik tanıları, premedikasyon durumu, periferik blok tipi, kullanılan lokal anestezik çeşit, doz ve volümü, stimulasyon iğne çeşitleri, blok başarı oranları, ek blok ihtiyacı, cerrahi süre, girişim öncesi ve sonrası hemodinamik parametreler, postoperatif ilk analjezik gereksinimleri, işlem esnasında veya sonrasında gelişen komplikasyonlar, hasta ve cerrahi memnuniyet verileri kaydedildi. Bulgular: Hastaların demografik verileri benzer bulundu. En sık ön kol cerrahisi nedeni ile brakial pleksus bloğu uygulanmıştı. Hastalara en sık infraklaviküler blok uygulanmıştı. Blok için hastaların %98.2’sinde supin pozisyonda klasik yöntemler tercih edilirken, %80.7’sinde 50 mm Stimupleks A iğnesi (B. Braun, Melsungen AG, Germany) kullanılmıştı. Hastaların %54.4’ünde 30 ml Bupivakain + Prilokain karışımının lokal anestezik olarak uygulandığı görüldü. Hastalara uygulanan blokların yeterli anestezi sağladığı görüldü. Sonuç: Üst ekstremite cerrahisi için periferik sinir stimulatörü yardımı ile uygulanan brakial pleksus blokajı yeterli anestezi ve analjezi sağladığı için genel anestezinin istenmeyen yan etkilerinden korunmada iyi bir alternatif olabilir.