Yazar "Çelik, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocukluk çağı bronşektazili hastaların değerlendirilmesi(Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2019) Çelik, Mustafa; Şen, VelatGiriş ve Amaç: Gelişmesini henüz tamamlamamış olan ülkelerde; sağlık hizmetlerinin yetersizliği, hijyen koşullarının kötü olması, nüfusun kalabalık olması v.b nedenlerden dolayı bronşektazi çocuklarda alt solunum yolu için hala önemli bir sağlık sorunudur. Ülkemizde bu alanda düzgün bir kayıt sistemi olmadığı için bronşektazi sıklığı bilinmemektedir. Bu retrospektif çalışmanın amacı; kistik fibrozis dışı bronşektazi tanılı çocukların demografik verilerini, tanı anındaki yaşlarını, hastaneye başvuru şikayetlerini, hastaneye yatış sayısı ve sürelerini, fizik muayene bulgularını, laboratuvar bulgularını, radyolojik bulgularını, solunum fonksiyon testi değerlerini, balgam kültür üremelerini, uygulanan tedavileri, altta yatan etyolojik faktörleri hastane arşivinden ve hastane otomasyon sisteminden hasta dosyalarını tarayarak saptamak, bu alandaki çalışmalar ile karşılaştırmaktır. Metodlar: Ocak 2012- aralık 2017 yılları arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı'nda kistik fibrozis dışı bronşektazi tanısı ile izlenen tanı yaşları 2 ile 17 yaş arasında değişen, güncel yaşları 5 ile 24 yaş arasında olan 110 hasta alındı. Hastaların cinsiyet, yaş, ikamet yerleri, tanın anında yaş, etyolojisi, akrabalık durumu, ailede benzer hastalık öyküsü, sigara maruziyeti, bağışıklama durumu, şikayetleri, fizik muayene bulguları, hastaneye başvuru sayısı, yatış mevsimi, yatış sayısı ve süresi, tam kan sayımı, sedimentasyon, C-reaktif protein (CRP), kan gazı, immünoglobulin düzeyleri, bazı biyokimyasal parametreler, solunum fonksiyon testleri, balgam kültürü, aldığı tedaviler, antibiyotik kullanımı, destek tedavileri ve bilgisayarlı tomografi (BT) ve/veya yüksek rezolüsyonlu bilgisayarlı tomografide etkilenen loblar ve bronşektazi tipleri hasta kayıtlarından taranarak veriler kaydedilmiştir. Bulgular: Hastaların tanı yaşı ortalaması 10,52 ± 3,76 yıl olup, en erken tanı 2 yaşında, en geç tanı 17 yaşında konulmuştu. Hastaların % 51,8'i erkek, % 48,2'si kız idi. Anne baba akrabalığı % 28,1 oranında idi ve % 16,4 oranında ailede benzer hastalık öyküsü mevcuttu. Hastalarda en sık görülen başvuru semptomu % 100 ile öksürük idi, en sık fizik muayene bulgusu ise % 73,6 ile ral idi. Hastaların % iii 43,6'sında altta yatan neden saptanmamıştı, etyoloji saptananlardan en sık % 21,8 ile geçirilmiş akciğer enfeksiyonları idi. En sık görülen tip % 58,2 ile tübüler tip bronşektazi idi. Bronşektazi lokalizasyonu % 39,1 ile akciğerlerde bilateral yaygın tutulum şeklinde idi. Balgam kültürlerinde en sık izole edilen mikroorganizma streptococcus pneumoniae idi. Hastaların % 10'una cerrahi tedavi uygulanmıştı. Uygulanan cerrahi işlem hastaların tümünde lobektomi idi. Sonuçlar: Hastanın öksürük ve bol balgam çıkarma şikayeti yanında fizik muayenesinde de ral varsa ayırıcı tanılarda bronşektazi akla gelmelidir. Aile sağlığı merkezlerinde çalışan aile hekimleri; 8 haftadan uzun süren kronik balgamlı öksürük şikayeti ile başvuran hastalarda bronşektazi olabileceğini düşünüp ileri tetkik ve tedavi amacı ile bu hastaları çocuk sağlığı ve hastalıkları polikliniklerine yönlendirmelidir. Bronşektazi hastalarında semptomlar daha çok okul öncesi dönemde ve erken okul yıllarında başlamasına rağmen bronşektazi tanısı geç konmaktadır. Bronşektazi, iyi bir anamnez ve fizik muayene ile tanısı erken konulup uygun tedavi rejimi uygulandığında, semptomlar daha hafif atlatılacak, hastalığın progresyonu önlenmiş olacak, daha az komplikasyon gelişecek, hastaneye daha az yatış olup hastaların ve ailelerinin yaşam kalitesinin artması sağlanmış olacaktır.Öğe Muris muvazaası(Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Çelik, Mustafa; İpekyüz, FilizHukuk sistemimizde kişilere malvarlıkları üzerinde istedikleri şekilde tasarrufta bulunma ve diledikleri gibi sözleşme yapabilme hürriyetini belli bazı ilkelere riayet edilmesi şartıyla tanınmıştır. Buna karşın kişilerin farklı sebeplerle gerçek iradelerine uymayan ve geçerli olmasını istemedikleri işlemler gerçekleştirdikleri, hatta bu görünüşteki işlemin arkasından gerçek iradelerine uyan başka işlemler gerçekleştirdikleri uygulamada görülmektedir. Bir başka deyişle, tarafların üçüncü şahısları aldatmak maksadıyla yaptıkları işlemin aralarında hüküm ve sonuç doğurmaması veyahut görünüşteki bu işlemin arkasına gizledikleri bir başka işlemin hüküm ve sonuç doğurması konusunda anlaşmalarıdır. Dolayısıyla doktrin ve uygulamada muvazaa olarak isimlendirilen bu durumun en sık rastlanan türlerinden biri de miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırmak gayesiyle başvurduğu muris muvazaası oluşturmaktadır. Uygulamada arz ettiği önemden dolayı biz de çalışma konumuz olarak muvazaanın bir türü olan muris muvazaasını tercih etmiş bulunmaktayız. Çalışmamız üç ana bölümden oluşacak olup birinci bölümde öncelikle muvazaa kavramı, muvazaa türleri ve muvazaanın diğer kavramlarla ilişkisi üzerinde durarak başlayacağız. Çalışmamızın ikinci bölümünde asıl konumuz olan muris muvazaasına ayrıntılı şekilde değineceğiz. Bu bölümde muris muvazaasını genel bir şekilde açıklayarak muris muvazaasının görünür nedenlerine, sonuçlarına ve muvazaaya konu işlemlerin neler olabileceğine ayrıntılı bir şekilde üzerinde duracağız. Üçüncü ve son bölümde ise, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirdikleri işlemler sebebiyle açılabilecek dava türlerine, muris muvazaası nedeniyle açılacak tapu iptal ve tescil davalarında görevli ve yetkili mahkeme ve davanın tarafları ile yargılamada muris muvazaasının ispatı gibi önem arz eden konulara değinerek çalışmamızı sonlandıracağız.Öğe Sermaye Piyasası Kurulu'nun Türkiye idari teşkilatı içindeki yeri(Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2001) Çelik, Mustafa; Erdem, Fazıl HüsnüSermaye Piyasası Kurulunun Türkiye İdari teşkilatı içindeki yerini irdelediğimiz bu çalışmamız üç bölümden meydana gelmektedir: Birinci bölümde genel hatlarıyla Türkiye idari teşkilatı anlatılmıştır. İkinci bölümde öncelikle Bağımsız İdari Otorite kavramı ve bu otoritelerin işlevi anlatılmıştır. Daha sonra bu otoritelerin Türkiye idari teşkilatı içindeki yeri belirlenmeye çalışılmış ve de ülkemizde uygulamada görülen bağımsız idari otoriteler yapılan ve görevleri itibariyle belirtilerek her birinin neden bağımsız bir idari otorite olarak kabul edildiği açıklanmıştır. Üçüncü ve son bölümde ise bağımsız bir idari otorite olarak sınıflandırdığımız Sermaye Piyasası Kurulunun varlık nedeni, işleyişi, yetkileri anlatılmış ve de Sermaye Piyasası Kurulunun bağımsız Bir İdari Otorite olarak kabul edilmesinin nedenleri açıklanmıştır.Öğe Yetiştirme Yurdunda Kalan Çocuk ve Ergenlerde Sigara, Alkol ve Madde Kullanımı(2015) Çelik, Mustafa; Ölmez, Soner; Sucaklı, Mustafa Haki; Keten, Hamit Sırrı; Yılmaz, AhmetAmaç: Bu çalışmada; yetiştirme yurdunda bulunan çocuk ve ergenlerde sigara, alkol ve madde kullanma alışkanlıklarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmamız Kahramanmaraş yetiştirme yurdunda yapıldı. Onam veren 76 çocuk çalışmaya dahil edildi. Katılımcılara araştırmacılar tarafından hazırlanan sosyodemografik özellikleri ile sigara ve madde kullanım özelliklerini tespite yönelik anket uygulandı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen olgular 9-18 yaşları arasında olup, yaş ortalaması 14.66±2.35 yıl idi. Katılımcıların 31i (%40.8) erkek, 45i (%59.2) kızdı. Çocukların 18i (%23.7) sigara, 6sı (%7.9) alkol ve 2si (%2.6) ise esrar kullandığını ifade etti. Kızlar daha çok sigara içmekte idiler (p<0.001). Yaşla sigara kullanımı arasında anlamlı ilişki saptandı. (p=0.021). Sigara içenlerde içmeyenlere göre alkol kullanımı ve madde kullanımı anlamlı olarak daha sık saptandı (sırası ile p<0.001, p=0.01). Alkol kullananlarda madde kullanma oranı daha fazla bulundu (p<0.001). Katılımcıların 44ü (%57.9) sigara ve madde kullanımının zararları konusunda eğitim almak istediğini ifade etmiştir. Sonuç: Hem bireysel hem de sosyal problemlere sebep olan sigara, alkol ve madde kullanımının devletin kontrolü altında olan yetiştirme yurdunda yüksek oranlarda olduğu tespit edildi. Yetiştirme yurdunda kalan çocukların sigara, alkol ve madde kullanmamaları için bilgilendirilmeleri ve eğitilmeleri gerekmektedir. Ayrıca yetiştirme yurdu çalışanlarının bu konuda farkındalıklarının arttırılması ve eğitilmesine ihtiyaç vardır.